hesabın var mı? giriş yap

  • motor hareketlerimizden sorumlu olmasının dışında vahşi ve ilkel davranışlarımızın da kaynağı olan thalamus yüzünden sinirlendiğimiz her insanı öldürmemize engel olan beynin ön bölümündeki geniş kısımdır..bugünkü insan beyninin evrimsel olarak en önemli bölümüdür..mantıksal düşünce, değer yargıları, sorumluluk, suçluluk duygusu gibi insanı hayvandan ayıran özelliklerden sorumludur..en eski ve ilkel dürtülerimizi frenleyen ve kızgınlık anlarında mantıklı düşünmemizi sağlayan bölümdür..frontal lob insanın öldürmemesi üzerine evrilmiştir, günümüzün askeri eğitimlerinde frontal lobun bu mekanizması törpülenmeye çalışılır..yapılan araştırmalarda suça yatkın olan hatta insan öldürmüş olan kişilerin frontal loblarının diğer insanlara oranla daha az çalıştığı ortaya çıkmıştır..

  • "korona virüs çıktığından beri bir kere bile test yaptırmadım.halen de yapmış değilim.bu virüsün fazlaca abartıldığını; influenza'dan farklı olmadığını düşündüm"

    annesinin durumunun ağırlaşmasına ve iki defa hastaneye gitmek zorunda kalmasına rağmen halen şu zihniyette olmak gerçekten araştırma konusu olmalı.

    diyabet hastası ve muhtemelen yaşı ilerlemiş olan annen belki de şuan aşı sayesinde hayatta.

  • bunu yapmaya çalışırken art arda 3 kırmızı ışıkta geçen bir gerizekalı gördüm ben.

    sabahın erken saatleri olması, kaza olmasını önledi. açıkcası arkasında olduğum için ne yapmak istediğini uzun süre anlamadım. 3. kırmızı ışığa yaklaşırken mesaj yazdığını gördüm, sonrasında gaza bastım, yetiştim ve kısa bir korna çaldım delikanlıya. "ne var amuaaaaa goyyyim?" şeklinde surat ve el hareketiyle karşılık verdi. çünkü kendisi fernando alonso'nun sol taşşağıydı ve hem mesaj yazıp hem de araç kullanabilirdi.

  • viyana cafesi denince aklima gelen ilk yer.
    tam da hayal edildigi gibi bir cafe. ikinci dünya savasini yasayan, zamaninda entellektüellerin, yazarlarin, sanatcilarin ziyaret ettigi, simdi ögrenciden turiste kadar her kesimden insanin görülebilecegi birinci viyanada bulanan bir cafe. ne zaman gittiysem kuruculari leopold hawelka ve esi josefine hawelka gecmis yaslarina ragmen müsterilerine hizmet icin calisip dururdu. tanisinlar tanimasinlar herkesi selamlar, yer bulmak icin cabalarlardi. 23.3.2005 tarihinde 92 yasindaki josefine hawelka maalesef vefat etti.

  • herşey güzel giderken hiçbir sıkıntımız olmazken ,sene 2000 türkiye nin mali kriz geçirdiği, doların alıp başını gittiği, esnafın kepenk kapatmaya başladığı bir dönemdeyiz. babamda dolarla bir araba almış dolar birden artış gösterince de onu ödeyemez hale gelmişti işler iyi gitmemişti. ben o sıralar öğrenciyim daha yeni gelmişim eskişehir e yurtta kalıyorum işte derslere gidip geliyoruz okuyoruz ediyoruzz . ben tabi yeni bir şehre gelmişim ortama daha yeni alışmışım kendimi yalnız hissediyorum sevdiklerimi özlüyorum böyle bir bocalama devresindeyim falan herşey ilk başlarda güzel giderken babam yurt parasını ödemekte ve bana harçlık göndermekte zorlanmaya başlıyor. öğrencilikte idare ediyosun bi şekilde sadece yumurtayla beslen, sadece makarnayla beslen farketmiyor. ama zamanı gelince yurt sorumlusu ödemenin geciktiğini her ay tekrarlayınca sende de motive kalmıyor . sonra bir gün telefonla konuşurken anneyle eve haciz geldiğini öğreniyosun başka problemlerin olduğunu öğreniyosun. kalkıp memlekete gittiğin bir gün yine haciz memurlarıyla karşılaşıyosun hatta aynı gün babam kredi alacak bankadan, eve de exper gelecek annem haciz memurunu exper zannedip buyrun buyrun diye içeri davet etmişti (sonradan buna çok güldük) baktım olmuyor 1 sene sonra ben okuldan ayrıldım. toparlanmak zorundaydık o sene annem emekli oldu mecburen çünki emeklilik parsını borçlara vermek zorundaydık. sağlık problemlerimiz çıkmıştı ortaya ve de üstüne üstlük 5 senelik sevgilim benden ayrılmıştı kısacası hayatın dibinde olduğumuz bir dönemdeydim.markete gittiğimizde elimizde hesap makinasıyla alışveriş yapardık sadece temel ihitiyaçlar alınırdı. öyle her beğendiğimizi sepete atamazdık artık. bu süreci geçirmek uzun zaman aldı herşeyi düzene sokabilmek, tabi bu ailemizin birliği beraberlği sayesinde oldu. sonra ben tekrar başka bir üniversiteye girip okudum hayatıma yeni bir yön verdim işlerimizde düzeldi çok şükür şimdi eskiisnden de daha iyiyiz. ama şunları öğrendim paralı da parasız da nasıl yaşanabildiğini, dipten nasıl çıkılabildiğini, beraber olmanın güç kazandırdığını en önemlisi sabretmeyi ve savaşmayı öğrendim.

  • türk insanının özeti olan cümledir. diplomaside de bakkaldan sigara alırken de işler. dükkana girerken selam verir, çıkarken hayırlı işler dersin adam yüzüne bakmaz ama önüne parayı atıp "bi muratti versene" dediğinde buyur abi olur.

    nezaketin zayıflık olarak algılandığı bir topluma kaba ve sert davranmak lazım. trump da bunu çözmüş.

  • dell currynin oğlu. o da babası gibi basketbolcu. amerika 19 yaş altı basketbol takımında kendisine yer buldu. ileride onu da babası gibi nba de izliycez sanırım. fiziği ve şut stili babasına benziyor.