ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
zengin olmanın püf noktaları
-
çalışarak çok para kazanılmaz,
zengin olmak istiyorsanız çalıştırmanız lazım.
insanın kendini en çaresiz hissettiği anlar
-
parasız kaldığı andır. üzerine tanımam.
ak-saray'ı komandoların koruyacak olması
-
(bkz: kapıkulu askerleri) *
gece yaşayan insanlar
-
yok abi, bu bi ergen tribi falan değil. 30 yaşına geldim neredeyse, daha fazla yaşamayı sevdiğim bir vakit yok geceden. içmeye/takılmaya çıktığım gece de öyle, mal gibi evde oturup ertesi gün iş yokmuşcasına film izlediğim öyle mal gibi takıldığım gece de öyle. daha az insan var sanki dünyada. sanki sevmediklerimiz kayboluyor bir süre. dünya daha biz gibilere kalıyor. mutluyum lan, sokayım biyolojik saate.
aracınızı çeker misiniz yaya kaldırımındasınız
-
belediyenin yapamadığı işi, dayak yemeyi göze alarak yapan vatandaşımızın isyan cümlesi.
benim yerel seçimlerde istanbul büyükşehir belediye başkanı adayım, bu vatandaştır.
tesla'nın irma fırtınası güncellemesi yapması
-
bu olay, köprüleri bayram hediyesi olarak ücretsiz yapmaya benzemez ağalar. adam sana sattığı ürünün en temel özelliklerinden birini uzaktan tek tuşla değiştirebiliyor; otomobil gibi bir üründe ikincil bir iradenin bana ortak olması fikri açıkçası hiç hoşuma gitmezdi. hatta "abd'de yaşasaydım kesin tesla kullanırdım" olan fikrim şu anda "tesla sahibi olsam yarın gider satardım amk arabasını" şeklinde evrildi.
bazı makul kullanım alanları olabilir bu özelliğin. mesela polis tarafından takip edilen bir tesla, uzaktan tek tuşla deaktif hale getirilebilir ya da aşırı hız yapan bir sürücünün hız limiti uzaktan kontrolle düşürülüp güvenli seviyeye çekilebilir vs. bunlar toplum için faydalı müdahaleler olabilir. lakin toplumsal fayda sağlıyoruz ayağına benim aracımın "erişilebilir" hale getirilmesi çok tehlikeli. ileride bu tip araçlar çok daha yaygınlaştığında milyonlarca araç kullanıcısını ticari amaçla sömürebilecek ya da çok ciddi bir terör hedefi haline getirebilecek bir uygulama bu.
elimizin altında sözümona tüm dünyaya açıldığımız bir internet bağlantısı var. wikipedia bile bir gece ansızın erişimimize engellendi amk. devlet sırf kendine tehlike oluşturmasın diye zaman zaman, hatta paranoyakça sosyal medya sitelerinin trafiğini kısıtlamıyor mu? deli olmuyor muyuz? bu tür durumlarda bağımsızlığımız ve kişisel haklarımız çiğnenmiyor mu? kişisel otomobilin uzaktan kontrol edilebiliyor olması da tam olarak bu potansiyeli taşıyor işte. şu son habere konu olan yazılım müdahalesi müşterilerine ekstra seyahat şansı veren ve kimileri için belki de hayat kurtaran bir "kıyak" gibi görünse de beni ziyadesiyle geren bir hamle.
en son, boston dynamics'in insan gibi yürüyen ve tekmelenince dengesini korumayı başaran robotlarını gördüğümde böyle tuhaf hissetmiştim.
abi kardeş diyalogları
-
a: paran var mı olm ?
k: vaa--yookk, az var yani, anca bana yetmeeez bile.
a: olm var mı yok mu lan ?
k: vercen m alcan mı ?
bir sinemada yaşanabilecek en dumur olaylar
-
munih'te bir sinemada filmden once vizyona girecek filmlerin fragmanlari gosterilmekte. son fragman olarak twilight serisinin gelecek filmi gosterilir. sonra teknik bir sorun olur, sinema projeksiyonu perdeye sadece beyaz isik yollamaya baslar. bu esnada en arkada ve projeksiyonun altinda oturan ben ayaga kalkip elimi projeksiyonun onune goturerek kus, kopek vs golge oyunlari yapmaya baslarim. bir kac dakika sonra birakinca on siralardan bir ses yukselir:
"bu twilight'tan daha iyiydi"
tum salon kopar...
vedat milor
-
bilhassa yaylada otlatılmış süt kuzucuklarının korkulu rüyası.
aileye boşanacağını açıklamak
-
bütün aile gün içinde aranır. mümkünse akşam erken gelin, konuşmamız lazım gerek denir.
kızım söyle işte diye baskılar gelirken, öyle telefonda söylenecek gibi değil denir, gözden iki üç damla yaş düşer.
akşam herkes geldiğinde "boşanmaya karar verdim" denir.
derin bir sessizlik yerini yavaş yavaş dozu artan bir gürültüye bırakır.
son sözüm "sizden bu konuda izin istemiyorum, bilgi veriyorum" olmuştu. sağlam durun. ailenizin "millet ne der" baskısına aldırmayın. sizi mutlu görünce, onlar boşanmanın ne kadar normal ve aslında mutlu eden bir şey olduğunu görecekler.
sabredin ve aileniz hayatta olduğu için şükredin...
28 şubat 2020 sosyal ağların kapatılması
-
hala gerçekleri böyle saklayabileceğini düşünen dünyayı anlamamış yönetimlerin hareketidir.
istiyorlar ki onların dediği kadar bilelim, onların istediği kadar yaşayalım, onların istediği kadar olalım.