ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
4 mayıs 2021 ibb tramvayın önüne atlayan vatandaş
-
"fatih'te tramvayın çarptığı vatandaş"
"#sıcakhaber tramvayın altında kaldı, tramvay altında kalan yayayı kurtarma çalışması sürüyor."
her şeyin özeti, kahpe medya. hem de büyük harflerle.
son okunan kitap
-
son okudugunuz kitabi buraya niye yaziyorsunuz gencler? mal misiniz?
denize lara gofret mi düşse kurtarırsın rus kız mı
-
lara gofret batmayacağı için cevabı rus kızı olan soru.
kişisel gelişim kitapları
-
bir iki istisna hariç hiçbir işe yaramayan kitaplardır.
kişisel gelişim kitapları, gençlik serileri ve romantik romanlar yayınevlerinin üç temel lokomotifidir. bu kitapların satılacağı hedef kitle bellidir. bu popülaritenin bir getirisi olarak geçtiğimiz yıllarda özellikle abd'de bu kitapların arkasında gerçek yazarların olup olmadığı tartışıldı. "ghost writers" dediğimiz "hayalet yazarlar" tarafından yazılıp yazılmadığı gündeme geldi. burada asıl vurgulanmak istenen bu kitapların masa başında kitlelere neyi satacağını iyi bilen profesyonel ekipler tarafından yazıldığı ve uydurulmuş sahte bir kimlikle yayımlanmasıydı. hatta bazı yayınevleri bunu hiç saklamadı. dizisiyle meşhur olan vampir günlükleri serisinin son kitapları yazarın ismi adı altında hayalet yazarlar tarafından yazılıp piyasaya sunuldu.
kişisel gelişim kitapları da bu sürecin bir parçası. neyi, nasıl satacaklarını çok iyi biliyorlar. kişisel gelişim kitabına ihtiyaç duyan birine satılacak en önemli şeyin umut olduğunun farkındalar. tabiri caizse bu umut tacirleri, güya okuyucuya rehber olması için yazılmış kişisel gelişim kitaplarında sizi "kimse beni anlamıyor" hissinden kurtaracak ve özgüveninizi tazeleyecek cümleleri alt alta diziyorlar. bir de eskiden bu kitapların dili az çok belliydi. negatif olanı bertaraf et, pozitif olana odaklan, kendi yapabileceklerine inan gibi özetlenebilirdi. artık teknik taktik olayını bayağı ilerletmişler, direkt okuyucuya hitap ederek sanki o kitap özel olarak onun için yazılmış gibi hissettirebiliyorlar. özüne baktığınızda ise bu kitapların çok şey söyleyip hiçbir şey anlatmadığını görürsünüz. "e, hani beni değiştirip daha iyi hale getirecekti?" dediğinizde ise cevap hazırdır:
"siz okuduktan sonra oradakileri uygulamıyorsanız kitap size hiçbir şey yapamaz."
bu duyup duyabileceğiniz en basmakalıp cevaptır. en iyi kaçış yoludur. bir insanın yaşama biçimini ve düşünce yapısını değiştirmek inanılmaz zordur. çok az insan bu değişimi yaşar. eğer bir kişi bu değişimi yaşayacak noktaya gelmişse o ilhamın ya da motivasyonun ne olduğu önemli değildir. bazen ailede ya da çevrede yaşanan bir olay, unutulmayan bir anı, bir hikaye, bir şarkı, bir tablo ya da böyle bir kitap. değişime hazır biri herhangi bir şeyden ilham bulabilir. bu değişimin tesadüf eseri kişisel gelişim kitaplarına denk gelmesi bu kitapların başarısını ispatlamaz.
aynısı bu kişisel gelişim kitaplarının iş versiyonları için de geçerlidir. iş hayatında başarılı isimler uzun uzun nasıl zengin olduklarını yazarak daha da da zengin olmanın yolunu bulurlar. siz "x iş adamının kitabını okuduktan sonra hemen piyasaya atılıp onun yaptığı gibi zengin oldum" diyen kaç kişi duydunuz? zaten zenginler, bir de bu kitapları başkalarına yazdırıp milyonlarca satarak zenginliklerine zenginlik katıyorlar.
hayatlarımızı etkileyen milyonlarca değişken varken insanları ve insan davranışlarını kategorize edip sınırlandırmaya çalışan, formüllere döküp çıkış yolu sunan bu kitapların birini değiştirebilme ihtimali ne kadar gerçekçi? her hayat kendine özgüyken birinin kendi tecrübelerini evrenselmiş gibi addetmesi ne kadar mümkün? doğal olarak bu kitaplara karşı birçok yazı ele alınıp yararları ve zararları tartışılıyor. hem akademik hem köşe yazılarında birçok eleştiri yöneltiliyor. forbes popülaritesine rağmen bu kitaplara yöneltilen eleştirileri üç gruba ayırıyor.
kötü etki: ilk grup bu kitapların yanlış ve zararlı tavsiyeler vermesine, sahte umut aşılamasına, insanların kendilerini daha kötü hissetmesine ve hatta profesyonel yardım almalarının önüne geçmesine yönelik sorunları gündeme getiriyor. psikolojik destek alması gereken kişilerin bu kitaplarla vakit kaybettiğini belirtiyorlar.
plasebo etkisi: bir şeylerin yoluna girmesi ya da sizin öyle hissetmeniz okuduğunuz kitaplardan dolayı değil, daha önce böyle olduğuna dikkat etmediğinizden. sadece siz o ana kadar fark etmediniz. şimdi ise bir şeylerin değiştiğini ya da iyiye gittiğini yeni fark ettiniz ve bu da o kitabı okuduğunuz döneme ya da sonrasına denk geldi. değişim zaten vardı ama fark edilmesi zaman aldı.
sıfır etki: bu kitaplardaki tavsiyeler o kadar basit ya da günlük hayatın bir parçası ki zaten bildiğiniz/benimsediğiniz şeyler, o yüzden okunan kitabın hiç etkisi olmuyor. sağduyu ile rahatlıkla tahmin edebileceğiniz tavsiyelerle dolu kitabı okumanın size hiç faydasının olmamasını ifade eden bir kavram.
peki bütün bunlara rağmen kişisel gelişim kitapları yazılmaya ve satılmaya neden devam ediyor? umut. bu kitaplar umut pazarlıyor. şu makaleye göre sadece 2018'de insanlar kişisel gelişim için 10 milyar dolar harcamışlar. burada çok büyük bir piyasadan söz ediyoruz. ilk aşamada umut aşılıyorlar. ikinci aşamada da buna inandırıyorlar. geriye "hayalet yazarlar" dediğimiz masa başındaki ekibi gizleyip ortaya tek bir yazar ismi atmak kalıyor. o tek isim kitabın inandırıcılığını artırıyor. anlatılan şeylerin gerçekten o kişi tarafından yaşanmış olabileceğini ve doğrudan okuyucuya seslendiği hissini veriyor. kitapları daha samimi, daha gerçekçi kılıyor. bilimsel makale gibi her cümlesi ölçülüp tartılarak yazılmış bir kitap okuyucuda "benim duygularımı anlayamaz" hissi uyandırabilir. oysa bir kişi size yaşadığı tecrübelerini aktarıyorsa sizinle empati kurduğunu hissederseniz.
bir de türk yayınevleri bu kitapları çevirme konusunda hiç zaman kaybetmiyor. new york times çok satanlar listesine ucundan kıyısından giren her kitabı hemen çevirip iç piyasaya sunuyorlar. okuyuculara da abd'li ekiplerin abd'liler için yazdıkları tavsiyeleri türkiye şartlarında kendilerine uydurmaya çalışmak kalıyor.
bu kitapların bize verdiği naçizane tavsiye şudur: kişisel kitapları okuyan değil, yazan taraf olun. yazabiliyorsanız yazın. okumakla elinize bir şey geçme ihtimali %1 falan. oysa yazarak zengin olabilirsiniz.
volkan ve emre'nin emenike'yi kovması
rus edebiyatı klişeleri
-
en az bir karakter muhakkak hastadır, ruhsal ya da fiziksel olarak.
commonwealth
-
türkçe ingiliz milletler topluluğu olarak ifade edilen geçmişte britanya imparatorluğu'nun parçası olan devletler ile sonradan katılmış devletlerin oluşturduğu uluslararası birlik. bir nevi "ingilizlerin avrupa birliği" de denilebilir. ancak siyasal birliği hedefleyen ab'den farklı olarak, daha çok -adı üzerinde- karşılıklı ekonomik çıkarlara dayanan bir oluşumdur. üyelerinin büyük çoğunluğu geçmişte britanya imparatorluğu'nun eyaleti veya sömürgesi olmuş ülkelerdir ve günümüzde çoğu bağımsız olan bu ülkeler, kendi rızalarıyla bu oluşumun bir parçası olarak kalmaya devam etmektedirler. bu devletlerin bir kısmıysa, geçmişte imparatorluğun parçası olmamakla beraber, sonradan bu birliğe katılmışlardır. zaman içerisinde bu topluluğu terkeden, topluluktan çıkarılan ve sonradan geri kabul edilen ülkeler olmuştur. üye ülkelerin bir kısmı birleşik krallık hükümdarını (kraliçe ikinci elizabeth) sembolik olarak kendilerinin en üst düzey yöneticileri olarak tanırlar. bu devletler, birbirlerinden farklı yönetim biçimleriyle (meşrutiyet, demokrasi, diktatörlük vs.) de yönetilebilirler. ingiliz milletler topluluğu'na üye olan devletlerin halkları, eğer birleşik krallık'ta ikamet ediyorlarsa, her türlü yerel ve ulusal seçime katılma hakları vardır. bu ülkelerde kraliçe'nin temsilcisi ise genel vali'dir ve genellikle emekli olmuş eski politikacılar veya diğer seçkin ülke arasından başbakan'ın önerisiyle kraliçe tarafından atanır. genel vali, siyaset dışı bir figür olup, avam kamarası ve senato'nun çıkardığı kararnamelere kraliyet onayını sağlamak, devlet belgelerini imzalamak, parlamento toplantılarını resmen açıp kapatmak ve seçimler öncesi parlamentoyu feshetmek gibi görevleri vardır. hem kraliçe, hem de genel vali çok az yetkiye sahip ve daha çok göstermelik yöneticilerdir ve hemen her zaman hükümet başkanı başbakan'ın tavsiyesi doğrultusunda hareket ederler. her dört senede, bir olimpiyat oyunları benzeri, "ingiliz milletler topluluğu oyunları" da düzenlenmektedir.
üyelik tarihine ve bölgelere göre sıralama:
avrupa
birleşik krallık (1931)
malta (1964)
kıbrıs cumhuriyeti (1964)
kuzey amerika
kanada (1931)
jamaika (1962)
trinidad ve tobago (1962)
barbados (1966)
bahamalar (1973)
grenada (1974)
dominika (1978)
saint lucia (1979)
saint vincent ve granada (1979)
antigua ve barbuda (1981)
saint kitts ve nevis (1983)
orta amerika
belize (1981)
güney amerika
guyana (1966)
afrika
güney afrika cumhuriyeti (1931, birlikten çıkışı 1961 ve geri dönüşü 1994. ayrıca kraliçe burada hükümdar olarak geçmez.)
gana (1957)
nijerya (1960 üyeliğinin iptal edilişi 1995, tekrar kabul edilişi 1999.)
sierra leone (1961)
tanzanya (1961)
uganda (1962)
kenya (1963)
ruanda (1962)
malavi (1964)
zambiya (1964)
botsvana (1966)
lesotho (1966)
mauritius (1968)
svaziland (1968)
seyşeller (1976)
namibya (1990)
mozambik (1995)
kamerun (1995)
asya
sri lanka (1948)
singapur (1965)
maldivler (1982)
hindistan (1948)
avustralya veya okyanusya
avustralya (1931)
yeni zelanda (1931)
samoa (1970)
tonga (1970)
papua yeni gine (1975)
solomon adaları (1978)
vanuatu (1980)
tuvalu (1978)
kiribati (1979)
nauru (1999)
amerika birleşik devletleri önceden bir ingiliz sömürgesi olmasına rağmen, bu topluluğa üye değildir.
eski üyeler
fiji (1970); 1987-1997 arasında topluluk dışında yer almıştır. 1 eylül 2009'da topluluktan çıkarılmıştır.
irlanda (1931); 1949'da topluluktan kendi isteğiyle ayrılmıştır.
zimbabve (1980); 2003'te topluluktan çıkarılmıştır.
newfoundland ve labrador (1931); 1934'de kanada'ya katılmıştır.
gambiya (1965-2013)
kaynak: vikipedi
4 gündür flörtleşilen kızın sevgilim var demesi
-
nezaket gösterilip günaydın diye mesaj atılmaz saçmalamayın artık. normal bir arkadaşınıza sabah uyanıp günaydın diye mesaj mı atıyorsunuz.
istanbul'da iphone 6 için sıra bekleyen insan
-
sandık başında beklemediniz piçler. iphone size medeniyet getirsin de görün amk.
çocuk kitabı sanılan ama öyle olmayan kitaplar
-
ömer seyfettin'in öyküleri
+18 uyarısı ile satılması gerekir aslen, içerdiği şiddet dozu nedeniyle
alper potuk
tarsus'taki esrarengiz kazı
-
kazının yeni yeni başladığı, kazı alanına arkeologların serbestçe girebildiği günlerdi.. ismini hatırlamadığım genç bir arkeolog, kazının aşama aşama fotosunu paylaşıyor, kazının ilerleyişi hakkında bilgiler veriyordu. arkeolog'un son tweeti, kelimeleri tam olarak hatırlamamakla beraber " sasani hükümdarı shapur'un kişisel serveti olduğu tahmin edilen, içlerinde envai çeşit değerli mücevher, dönemin ünlü pers büyücülerine ait değerli büyü kitapları ve el yapımı özel işlemeli savaş aletleri ve zırhlar bulunan çeşitli büyüklüklerde sandıklar bulundu" şeklindeydi. tweet aynı gün, atıldıktan birkaç saat sonra silinmişti. yanlış hatırlamıyorsam arkeolog da birkaç gün sonrasında hesabını kapatmıştı. hesabı kapattıktan bir süre sonra da bölge tamamen koruma altına alınmıştı.