hesabın var mı? giriş yap

  • son osmanlı padişahı vahdettin'i, bütün tarihi gerçekler ortadayken, hakandı, halifeydi, şahbabamızdı, milletine aşıktı vs.. diyerek övmenin tek sebebi kendisinden sonra kurulan cumhuriyetten, ve özellikle ülkenin laik bir karakterde olmasından nefret etmek olmalı. yoksa kendisine en büyük sempatiyi duysanız bile hakkında yapabileceğiniz en insaflı objektif yorum 'hiç beklemediği halde kendini oturur bulduğu tahtı dolduracak kapasitede biri değildi' olabilir.

    sığındığı ingilizlerin himayesinde yaşasaydık, bağımsız olmayaydık da yine de başımızda bir halifemiz bulunaydı gibi düşüncelere kapılan arkadaşlara ingilizlerin aynı dönemde (birinci dünya savaşı sonrası) hindistanda yaptıklarını, çin'de japon-ingiliz çekişmesini ve çinlilerin çektiklerini okumalarını tavsiye ederim. eğer hala ingilizlerin insaflı efendiler olacağını düşünüyorsanız belki şu anektod o dönemde batının osmanlıyı nasıl gördüğünü anlatır size:

    vahdettin ingiltere'ye sığındıktan sonra ünlü amerikan şovmeni, barnum&baily sirkinin sahibi p. t. barnum ingiliz kralı 5. george'a telgraf çeker, 'size sığınan padişah ve karılarını sirkimde sergilemek istiyorum, kendileri için çok iyi ücret öderim' der. kral george buna çok güler, telgrafı pek çok insana okutur, epey eğlenir. (kaynak: lord kinross'un osmanlı tarihi)

    bugün barnum'un sirki yok, ama vahdettin'in peşinden şevkle gitmek isteyenler kendilerini internette sergileyip kimilerine eğlence kaynağı yaratmaya devam ediyorlar.

  • haberlerde yaptiklariyla gorup ic gecirdigimiz bir zengin olsa dahi, buralara gelmek icin hayati nasil gecti diye merak edenlere birkac bilgi kirintisi birakmaya calisayim:

    - genc yasta evlenen ve bosanan bir ailede dogmasina, annesinin okulu disaridan bitirmek icin kendini parcalamasina ragmen dort yasinda annesinin yeni evlendigi kuba gocmeni kocasi tarafindan sahiplenilmis ve psikolojik olarak cok hasar gormemis olmali.

    - dogdugu yillarda (1964 ve sonrasi) wasp olmayan herkese yan gozle bakilan bir donemde annesinin latino kokenli biriyle evlenmesi ve uvey babasinin exxon'da (houston merkezli, cokomelli bu) muhendis olarak calismaya baslamasiyla o kadar da dezavantajli bir aileden gelmediginin ilk emarelerini goruyoruz.

    - egitim hayati boyunca valedictorianlar gelmis, 4.2 ortalamalar gitmis, ee/cs bitirmis ve uzay kuluplerinin baskani olarak dunyadan her insani uzaklastirip kocaman gezegeni doga parki yapmak istediginden bahsetmis. simdi buna hayranlikla da bakabilirsiniz, korkarak da, ben yorum yapmayacagim.

    - mezun olunca danismanlik firmalarindan intel gibi dunya devlerine herkes uzerine is teklifi atarken 1986'da fintech dunyasinda kendine kariyer yapmayi seciyor: 1) fitel'de hft icin network infrastructure calisirken developer lead ve musteri hizmetleri alaninda en yetkili kisi oluyor (amazon ve musteri memnuniyeti manyakligi), 2) bankers trust'ta product manager oluyor (bankalar ustu, ulusal merkez bankalariyla is yapan bir denetleyici kurulustur bu: ee, buyuk hayallerin varsa network yapman lazim), 3) d. e. shaw & co. (hedge fund) tecrubesinde piyasayi manipule eden trading algoritmalarinin suyunu cikarirken 1994'te senior vice-president'a kadar cikariyorlar adami (tabii bu arada sirket calisanlarindan birini de es olarak kendine aliyor). yani anlayacaginiz adam adimlari bosu bosuna atmiyor, her gittigi yerden kac kisiyle network yaptiysa artik kendini epeyce iyi hissediyor olmali.

    - ama nedense herhalde rahat batiyor adama, gidip amazonu (onceki ismi cadabra) kuruyor, yani bu nasil bir doygunluksa gidip hedge fundda senior vice-president pozisyonu birakip millete internetten kitap satmaya basliyor. ailesi artik amerikan ruyasinda kuyrugu dogrultabildigi icin $300 bin cekirdek yatirim verebiliyor bu abiye, ve uc sene icinde halka acilmis bir sirketin basinda yurumeye basliyor, yani bugun dropshipping ogrenecem abi parayi kiracam diyenlerin aga babasi aslinda. tabii yatirimlarini da yapmakten geri durmuyor: google'a 1998'de yaptigi $250 bincik yatiriminin bugunku degeri $3.3 milyar. bize de dusmez boyle yatirim firsati iste...

    - onceleri depoda kuru saklayinca bozulmayacak seyleri satmaya odaklanan abimiz, zaman icinde dijital kitap, muzik ve video satmaya baslar, amazon web services ile musteri hizmetini iyilestirmek adina website trafigi ve hava durumu hakkinda veri toplarken, 2013'te de once washington post'u satin alip (cash para, evet) cia ile aws icin anlasma yapiyor. herhalde o ara bir aydinlanma gelmis olmali: "eveeet, veri ekonomisinde yasiyoruz". o aralar bulut bilisim ve makine ogrenmesi ile kullanicilarinin istediklerini kesfettigi prime uyelik de cikinca oradan aldi yurudu tabii. sonra da 2016'da iki defa cikarip sattigi hisseleriyle zengin cocuk oyunlarini oynamaya baslamistir herhalde, cunku sonrasinda aliskanlik yapip hisseleri satip satip kendi sirketlerine ve tanidik vakiflara yatiriyor, o vergi kacirma hikayesinin temelinde de bir omur bu sekilde davranmis olmasi yatiyor.

    - zengin oldugu cok cabuk belli olunca ve aws icin pentagon, cia demeksizin herkesten yeni sozlesmeler alinca 2018'de falan simsekleri iyiden iyiye uzerine cekti, tabii bizimki bos durur mu? "asgari ucret bir gecim hakkidir" diyerek butun buyuk sirketleri terste birakan abimiz, "story stock" olmanin da faydasiyla dunyanin en zengini olmayi, hem trump hukumetine davet edilse de girmemeyi, hem de en yagli kontratlari toplamayi basardi. peki basardi da noldu? herhalde karisi o hikayenin basindaki wall streete isyan eden kocasinin karaktersizlestiginden emin olmaya baslamis olacak ki, ayriliveriyorlar, "sevgilisi" addedilen kadininsa ucus ve film firketi var, tam da amazon prime studios kurulmus ve blue origins ile pr yapilmaya baslanmisken.. ulen sen yok musun sen keltos. al, en son numarasi da kocaman bir roketle* bosanma sonrasinda dunyanin tepesine cikmak.

  • şu pozu 90'larda bir başbakan verseydi, bin tane kepsi yapılır akp facebook gruplarında paylaşılır dururdu. yanına da erdoğan'ın obama'nın karşısında ayak ayak üstüne attığı bir poz...

    erdoğan, kraliçe'nin önünde iki büklüm olunca ise hiçbir aktroll'ün sesi çıkmıyor. adeta ölü taklidi yapıyorlar. ama ingiliz kraliyeti ilginç bir mesaj vermiş.

    o tablonun orada olacağını ve fotoğrafların bu açıdan çekileceğini bilenler ingilizler. her şey ayarlanmış. ve bu fotoğraf alınmış. yetmemiş, resmi hesaptan bu fotoğraf servis edilmiş.

    diplomasi, mesaj işidir. mesajlarını vermişler. açıktan bile değil, subliminal mesajlar bile hayvan gibi değerliyken, göz göre göre verilen bu mesaj erdoğan'ın karizmasına sağlam bir darbedir. geçmiş olsun.

    e ama tabi bunlar da kaç yüz yıllık hanedan aq. bunların entrikalarının okumak bile insanın iq'sunu arttırıyor, öyle alavere dalavere var bunlarda. bunlarla aşık atmak zor. kasımpaşa'ya benzemez bu işler reis.

  • altı üstü birkaç dakikadan ibaret olan video, hayatım boyunca izlediğim tüm dram filmlerini bir kenara fırlattı adeta. nasıl her şeyi sığdırdın şu yaşına çocuk? tam da oturduğum yerden, "ülke bitti yeaa" dediğim zamanlarda ne güzel çıktın öyle karşıma?

    bu ülke mert'in, mertlerin yüzü suyu hürmetine bitmeyecek.

    gün olacak, tek soruyu sekiz defada anlamayan kazık kadar adamlar, sefa sürdükleri saraydan tıpış tıpış çıkacak. yerlerine mert gelecek!

  • her günlük gazetede, her sabah programında karşımıza çıkan diyet listeleri, kanserojen gıdalarla ilgili yeni haberler, paranoya temelli sağlıklı yaşam önerileri sonucu karşımıza çıkan yeni bir hastalık. sağlıklı yaşam hastalığı.

  • cilekes nerede haber yok manga bir album yapti yapmasa daha iyiydi, dumandan ses seda yok, kargo zaten parcalandi koray arada album patlatirdi o da yok, yuksek sadakat diye bisey vardi o da yok redd falan da duyulmuyo. athena album yapmis sanirsam guzel sarki yok dus sokagi sakinleri bulutsuzluk ozlemi falan muzeye kaldirildi, noldu lan demek geciyor icimden ama aklima kramp falan geliyo onlar da topraga karismistir heralde. hepsini gectim bir zamanlar kurban vardi pentagram vardi.. sanirsam biz buyuduk ve kirlendi dunya. teoman napiyo acaba..

  • tepki vereceğim diye inanılmaz antipatik olup haklıyken haksız konuma düşmek konusunda feministlerin eline kimse su dökemez sanırım.

    adam bir minibüs şoförü. kendince arabasına binen kadınlara bir zarar gelmeyeceğini teminat altına almak istemiş, böyle bir yazı asmış. ne bekliyorsunuz cinayetin ardından bir gecede aydınlanma yaşayıp kadın ve insan hakları, namus kavramı üzerinde kendi içsel reformunu yaşamasını mı?

    sizin gibi düşünmeyen, sizin aldığınız eğitimi almamış herkese ve onların söylediği aslında iyi niyetli olan her şeye aşırı tepki göstererek bir şeyler elde edemezsiniz anca “ehh bunlara da yaranılmıyor” algısı yaratırsınız.

  • - aşkım n'olur bir kere eyjafjallajökull desene...

    - eyjafjallajökull.

    - bir daha de...

    - eyjafjallajökull.

    - ay çok tatlısın ya, yerim seni. bir kez daha desene, diyemiyorum ben

    - eyjafjallajökull.

    - n'olur bir kez daha aşkım, son kez...

    - eyjafjallajökull.

    *

    --- spoiler ---

    iskandinav erkeğin günlüğü: "şimdi türk erkeklerini daha iyi anlıyorum..."

    --- spoiler ---