hesabın var mı? giriş yap

  • konuyu ima eden o kadar çok başlık var ki pıtırcıklı, böcekli; meramını nereye arzetmesi gerektiğini bilemiyo insan. en doğrusu açık konuşmak. (bkz: dobra)
    uygun tanım, böylesini görmedimdir.

    belli ki, bu arkadaşlar leziz bir ilişki yaşıyorlar, hatta mevzuyu evlilikle de taçlandırmışlar. (bkz: allah mesut etsin) ne güzel. keşke, bir şansları olsa da her sabah nikah memurunu kah evlerine çağırıp, kah emirgan'daki çay bahçesine davet edip aşklarını bir daha bir daha ve hatta bir daha tescil etseler. zira dışarıya yansıttıkları görüntü böyle bir ihtiyaçları olduğu doğrultusunda.

    yine bana bok yemek düşüyor gibi gözükmekle beraber, her sabah bir sürü kişinin önünde (bkz: yetmiş milyon bizi izliyor) birbirine tekrar tekrar aşk ilanında bulunan bu çift; her gün yenisi eklenen entry'lerle ilişkilerinin benim gibi dallamaların dahi ağzına sakız olmasını, sözlüğün tülin ve caner'i olmayı kabul etmiş görünüyorlar. zira bu public ortama yazılan her şey, hakları michael jackson'un olmakla beraber, fiilen artık publictir. public olan da çekilir uzatılır. ikibuçukken üç yapılır.

    insan sevdiğini göstermek ister, bunu ona bana herkese anlatmak, coşkun ruh halini patlatmak ister. ben de yapmışımdır bunu, merak eden arasın bulsun sözlükte. lakin sen bunu her sabah sadece sintaksı değişen aynı manadaki cümlelerle yaparsan derler ki "hacı baba batı yakasında değişen bir şey yok belli ki, her sabah her sabah sen bize neyi anlatıyon allaşkına?"

    kısacası, çoğunluğun algı ve normlarının dışında yürüyen bu ilişkiyi, bile isteye her allahın günü gündeme getirirsen, zaten kerameti kendinden menkul ahalinin gözüne sokarsan; o çoğunluğun içinden bununla dalga geçen de çıkar, anlamayan da çıkar, ha bir ihtimal örnek alan da olur. olmamalı ama o da olur be anam.

    bu da çuvaldız,
    sevmek suç muuu?
    kader buu mu?
    sensizrabbimcanımalsınkaderimdesenvarsın

  • kıyamet tarihi değil. çünkü biliyorum. 25 senelik uzman saatli maarif takvimi kullanıcısı olarak biliyorum. hayır yani mayalar biliyor da, koskoca maarif bilmiyor mu? olsa yazardı. ama ne yazıyor? biber dolması, düğün çorbası, yoğurt yazıyor. kıyamet yazmıyor. erkek için hasan, kız için ayşe yazıyor.
    evlatlarımız için isim düşünen, akşam yemeğimiz için menüyü bile hazırlayan bu on numara takvim, kıyameti yazmayacak da neyi yazacak allah aşkına. lakin yok. kıyamet yok.
    mayalar da o uyduruk takvimi kullanacaklarına, diyanetten onaylı imsakiyeli bu efsane takvimi kullansalardı hiç karışıklık olmayacaktı. millet galeyana gelmeyecekti böyle. neyse artık olmuş bi kere. ama sanıyorum ki, aydınlandınız artık.

    ayrıca imsak 05.46.

  • gereksiz bir paylaşım olduğu gerçeğini kabul etsem de oğlunun pipisindeki 1gr deri gittiği için davul zurnayla kutlama yapan bir toplum için bir sosyal medya paylaşımının çok da mesele olmasına gerek olmadığını düşünüyorum.

    edit: olmuş.

  • aralarındaki tek ortak özellik ikisinin de erkeklerden hoşlanmasıdır, bunun dışında taban tabana zıttırlar, mesela nur içinde yatsın zeki müren ünlü ünsüz herkese aynı saygıyı gösterirdi, bülent ersoy ise ünlü ünsüz herkese aynı saygısızlığı gösteriyor.

  • 2023 netflix ve a24 ortak yapımı dramedy mini dizisi.

    her biri 40 dakikadan az süren ve 10 bölümden oluşan dizi, iki yabancının trafik atışması ile başlıyor ve ikisi de kötü bir gün geçirdiği için her şeyin büyüyüp, gerginleşip tamamen farklı bir noktaya ilerlemesi için hazırladıkları zemin akıllara durgunluk veriyor.

    contractor* olan danny ile bir işletme sahibi amy, varoluşlarının monotonluğunu kıran bu kan davasına dönüştürdükleri olayda canlılık buluyorlar ve hayatlarında ışıkları açık tutan tek şey paylaştıkları bu nefret oluyor. bu da beef'i yalnızca basit bir intikam hikayesi olmaktan çıkarıp modern çağımızın farklı sosyal sınıflarındaki iki farklı bakış açısının çatışması haline getiriyor. ayrıca dizide, son dönemlerde filmlerde de sık sık gördüğümüz, paranın hayattaki öncelikler listemizi nasıl hızla ve feci bir şekilde tırmandığına dair kapitalizmin keskin ama incelikli bir eleştirisi yapılıyor.

    performanslar olağanüstü ve yalnızca başroller steven yeun ve ali wong değil, tüm oyuncular çok inanılmaz. her bölüm karakterler daha da iyi hale geliyor ve hissettirdikleri bunaltıcı yalnızlık, hayal kırıklığı, öfke, dargınlık, hor görme ve kıskançlık tuhaf bir şekilde olsa bile empati yapmaya zorluyor. her zaman her bir karakterden nefret etmemiz için bize 5, sevmemiz için 3 neden veriliyor ki bu da bunu çekici kılan şeylerden biri oluyor.

    danny ve amy ise karmaşık sorunlar yaşayan çok karmaşık iki insan. dizi boyunca ikisi de kendilerinden kaynaklanan ve kendilerinden kaynaklanmayan korkunç durumlarla karşı karşıya kaldılar. başarı ve mutluluk duygularıyla yüzleştiler. birbirinden körü körüne nefret eden iki kişinin nasıl bu kadar çok ortak noktası olabileceğini, nasıl birbirlerine bu denli dönüşebileceklerini, kuşak travmasını ve çaresizliği çok çok iyi aktardılar. tam bir ouroborostu.

    bu iki karakter hakkında bir şeyler öğrendikçe, onları ve neden böyle olduklarını daha iyi anlamaya başladım. mutsuz hayatları için gereken tek şey birbirlerini suçlamaktı. onlar birbirlerinin yin yangydı.

    --- spoiler ---

    amy, başarılı bir kadın. sevdiği ama yanında gerçek benliği olamayacağını hisseden bir kocaya ve aile travmasına sahip. kadının içinde bir spartalı savaşçının öfkesi ve dürtüsü olmasına rağmen kocası şükran günlüğü* yazmasını öneriyor. kocası george… nasıl iyi bir koca olunacağını biliyor ama aslında amy'nin gerçek sorunlarını asla dinlemiyor. böylece amy'nin evi soğuk bir sanat galerisine dönüşüyor.

    danny ise hedefleri olan çalışkan ama istikrarsız biri. paul vurularak öldürüldüğüne danny için üzüldüm. belki de paul sevdiğim bir karakter olduğu için ya da bir kardeşi, bir aile üyesini kaybetmenin zor olduğunu düşündüğüm içindi ama bu paul'ün gerçek ölüm sebebinin danny olduğunu anlayana kadar sürdü. jordan'ın evinde olan her şey danny'nin egosu yüzündendi.

    --- spoiler ---

    connor's wedding (bkz: succession) olmasaydı, yılın şimdiye kadarki en iyi dizi bölümü the great fabricator veya figures of light olabilirdi. tüm bu öfkenin ve komedinin ardındaki her şey çok çok iyiydi çünkü bir anda ortaya çıkmamıştı.

    herkesin bahsettiği gibi müzik seçimleri de mükemmeldi.

  • şu an yağlı ev böreği yiyerek okuduğum tüyolar.

    steroid falan demişler. gezegen değil miydi o ya?

  • irak'ta 1,5 milyon insan ölür, bu katliamın en büyük ortaklarından biri de katillere üs sağlayan türkiye'dir, bu dinci sadece dergilerinde "dualarımız seninle ırak" demekle yetinir. şefi ise "abd askerlerinin sağ salim ülkelerine dönmesi için dua eder. (bkz: abd askerleri için dua ediyorum)

    lübnan israil tarafından yerle bir edilir, yüzlerce sivil insan katledilir, bu dinci "israil siyonizminin müslüman düşmanlığından" bahseder maklubesini yerken geğirikler eşliğinde. şefi ise katliamın sorumlularından olan ehud olmert tarafından "ortadoğu'da örnek lider" ilan edilir.

    filistin halkı katledilir, topraklarından sürülür, "ah mescid-i aksa gölgende bir namaz kılabilsem" temalı şiirler paylaşır facebook'tan bu yobaz; şefi ise israil pilotlarının konya'da eğitilmesine daha düne kadar olur vermiş, eli kanlı katilleri meclislerinde konuşturmuştur. (bkz: şimon peres)(bkz: ariel şaron) http://dunyadanceviri.files.wordpress.com/…aron.jpg

    işte bu güzide dincimiz beni hiç şaşırtmayan riyakarlığıyla irak'ta, lübnan'da, filistin'de arap halkını satan bir lidere taparken bir yandan hesaplaşmayı ahirete saklamayı salık verir tabanına ama nedense konu suriye olunca birden oldukça dünyevi talepler dile getirmeye başlar. türk ordusu suriye'ye girsin diye kampanyalar düzenler. gerekirse sınıra dayanır. (bkz: türkiye ordusu suriye'ye girsin)(bkz: suriye için sınırlara dayanıyoruz)

    dikkat edilirse ilk işgallerde duadan, namazdan başka zıkkım bilmeyen bu yobaza göre orada ölenler de insan oldukları için değil müslüman oldukları için değerlidir.

    sevdiği mücahitçikleri "suriye'yi alevi mezarlığı haline getireceğiz" derse "anladığınız dilden açıklama" der.
    canı mücahitçiklerinin türkiye ve katar tarafından fişteklendiği ortaya çıkarsa "esad'a karşı ne yapsalardı, oturup bekleseler miydi?" der.
    abd müdahalesini evla görür, nato'nun gözünün içine bakar.

    sonra açıp facebook'unu "tabii suriye'de petrol yok ya onun için müdahale etmiyorlar" diye döşenir.