hesabın var mı? giriş yap

  • normal telefon en fazla 6, cep telefonu en fazla 4 defa çaldırılır. daha fazla çaldırmak gereksiz ısrarcılık oluyormuş.

  • başıma gelendir..

    12 yıldır karımdır..

    iki evlat vermiştir..

    hala deli gibi aşığımdır..

    sen sadece bende dur kadın, ben sana hep aşık kalırım..

  • dun yapilan butun negatif yorumlari youtube’tan silmisler. eger youtube yorumlari sizi rahatsiz ediyorsa gidin atv’de reklam verin. bu kadar ozgurluk anlasilan size fazla gelmis.

  • bizim oğlanda iki sene önce ilkokula başladığında, okulunun koridorundaki satranç köşesinde akran öğrenmesi vesilesi ile bir satranç sevdası yeşerdi. her akşam eve başka bir arkadaşı ile yaptığı maçların hikayeleri gelmeye başladı. bir akşam biz de bir maç yaptık, ben tabi acımam affetmem bak diye önden göz korkutmak için " ortaokulda turnuvada üçüncü olmuştum*" dedim buna. sonra da maçta tokatladım zibidiyi. adam rocky balboa gibi, günden gün iyice kaptırdı kendini.

    önce youtube'da satranç eğitim videoları izledi. bütün taşları, hamleleri, açılışları, terimleri öğrendi. ekran karşısında adeta kung-fu yüklenen neo gibiydi. bir süre sonra satranç uygulamalarına dadandı. evin içinde "vezir gambiti mi hint savunması mı daha estetik?" diye gezmeye başladı. (bkz: #87953133)

    son seviyede artık kasparov'un, karpov'un, carlsen'in eski maçlarını seyretmeye başladı. "orada fil g5'e mi oynanır yeaa?" diye edepsiz yorumlarda bulunuyordu. iş artık 1851'de oynanan maçların hamlelerini ezberlemeye ulaştı. artık hemen her akşam maç yapıyorduk ve beni yeniyor ya da yenemese bile çok zorluyordu.

    pandemi döneminde çocuklara sokağa çıkma yasağı başlayınca, daha önce yüz yüze satranç dersi aldığı bir satranç kulübünün başka bir eğitmeninden çevrimiçi eğitim almaya başladı. skype'taki derste önce öğretmenle tanıştılar. ardından öğretmen muhabbet açılsın diye sordu:

    - ünlü oyunculardan kimseyi biliyor musun?
    + babam var.
    - aaa kim ki?
    + bir kere turnuvada üçüncü olmuş.

    var ya, işte o an, öğretmenin çaresizliğini falan boş ver, kasparov'un carlsen'in tüyleri nasıl ürpermiştir, anderssen ve kieseritzky aynı anda nasıl ters dönmüştür mezarlarında. lan sen bütün satranç külliyatını hatmet ama gelen ilk temel soruda bilal oğlan gibi "babacım" diye mırıldan. yok yani babacı da değil ibiş:

    - deniz, ara tatilde ikimiz ankara'ya gidelim mi?
    + annem de gelsin ben onsuz yapamam çok özlerim.
    - bak ya! siz ikiniz gidin o zaman bence.
    + ee valizleri kim taşıyacak??

  • adam gibi şair, kaybedilmiş bir başka şair üstad. üzmeseydin keşke bizi henüz, az daha kalıp birkaç yeni dize ile daha kalbimizi titretseydin.

    ben sana mecburum
    ben sana mecburum bilemezsin
    adini mih gibi aklimda tutuyorum
    buyudukce buyuyor gozlerin
    ben sana mecburum bilemezsin
    icimi seninle isitiyorum

    agaclar sonbahara hazirlaniyor
    bu sehir o eski istanbul mudur
    karanlikta bulutlar parcalaniyor
    sokak lambalari birden yaniyor
    kaldirimlarda yagmur kokusu
    ben sana mecburum sen yoksun

    sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
    insan bir aksamustu ansizin yorulur
    tutsak ustura agzinda yasamaktan
    kimi zaman ellerini kirar tutkusu
    birkac hayat cikarir yasamasindan
    hangi kapiyi calsa kimi zaman
    arkasinda yalnizligin hinzir ugultusu

    fatih`te yoksul bir gramofon caliyor
    eski zamanlardan bir cuma caliyor
    durup kose basinda deliksiz dinlesem
    sana kullanilmamis bir gok getirsem
    haftalar ellerimde ufalaniyor
    ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
    ben sana mecburum sen yoksun

    belki haziran`da mavi benekli cocuksun
    ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
    bir sileb siziyor issiz gozlerinden
    belki yesilkoy`de ucaga biniyorsun
    butun islanmissin tuylerin urperiyor
    belki korsun kirilmissin telas icindesin
    kotu ruzgar saclarini goturuyor

    ne vakit bir yasamak dusunsem
    bu kurtlar sofrasinda belki zor
    ayipsiz fakat ellerimizi kirletmeden
    ne vakit bir yasamak dusunsem
    sus deyip adinla basliyorum
    icimsira kimildiyor gizli denizlerin
    hayir baska turlu olmayacak
    ben sana mecburum bilemezsin.
    atilla ilhan

  • dolandiranin degil, dolandirilanin linc yedigi ülkede, tekrar tekrar „umarim linc yemem“ yazmis baslik sahibi. olaydan daha aci bu bana göre.