hesabın var mı? giriş yap

  • patagonya'da yaşıyorsun ve kaynağı belirsiz bir şekilde aşırı zenginlik sahibi olmuşsun. patagonya yetkilileri seni araştıracak. dava dosyası açacak, delil toplayacak, mahkeme sürecek, erteleme, ihtiyati tedbir, yurtdışı yasağı, mahkeme sonucu, temyiz, karşı dava falan derken birkaç sene geçecek, mahkeme süresi kadar bile içeride yatmayacaksın, o paralar da kimseye yar olmayacak.

    patagonya gibi bir ülkede bunlar olmasın diye ne yaparsın? paranın bir kısmını birilerine verirsin. kalanını dışarı çıkarırsın. çıkan kısmı seni bir ömür yaşatır. dağıttığın kısmı da senin kaçmanı sağlayacak kadar gözleri kapatır. ardından davalar sürer. sen de portekiz'de aldığın oturma izninin keyfini sürersin.

    neyse ki patagonya'da böyle şeyler olur. bizde olmaz. bizde anında adalet yerini bulur.

    edit: patagonya.

  • teknik destek elemanı olarak bir bilgisayar firmasında çalışan elemanımız gün boyu çöken windows'ları düzeltmekle uğraştığından kafası ambale olmuş bir biçimde kısa winston almak üzere büfeye gider:
    - kardeş bi kısa windows verebilir misin?
    - tabi abi, 95 mi olsun 98 mi?
    - ha, ney? puhahahaaa!

  • öldüren şaka'da* batman'e güzel bir nutuk çekmektedir. görelim;

    "...anlıyorsun ya, beni yakalayıp akıl hastanesine geri yollamanın bir önemi yok. gordon delirdi. kendimi kanıtladım. benim ve diğer herkesin arasında hiç bir fark olmadığını gösterdim! hayattaki en aklı başında adamı deliliğe indirgemek için sadece tek bir kötü gün yeterli. işte dünya benim bulunduğum yerden ancak bu kadar uzakta. sadece tek bir kötü gün. bir keresinde kötü bir gün geçirmiştin, haksız mıyım? haklı olduğumu biliyorum. kötü bir gün geçirdin ve her şey değişti. yoksa neden uçan bir sıçan gibi giyinesin? kötü bir gün geçirdin ve bu seni diğer herkes gibi delirtti... sadece bunu kabul etmezsin ki! hayatın bir anlamı varmış, tüm bu mücadelenin bir amacı varmış gibi davranmak zorundasın! tanrım, kusmak istememe sebep oluyorsun. demek istediğim... senin derdin ne? senin sen olmana ne sebep oldu? belki kız arkadaşın mafya tarafından öldürüldü... erkek kardeşin bir haydut tarafından doğrandı... eminim bu tür bir şeydir. bunun gibi bir şey... bana da bunun gibi bir şey oldu biliyor musun... ben ne olduğundan tam olarak emin değilim. bazen bir şekilde hatırlıyorum, bazen başka bir şekilde... eğer bir geçmişim olacaksa, bunun çoktan seçmeli olmasını isterim! hahaha! fakat demek istediğim... demek istediğim şu ki, ben delirdim. dünyanın ne kadar karanlık, berbat bir şaka olduğunu gördüğüm zaman bir yaban ördeği gibi delirdim! itiraf ediyorum. sen neden edemiyorsun? yani, sen aptal değilsin! durumun gerçekçiliğini anlamalısın. bilgisayar ekranının başındaki bir grup gerizekalı yüzünden üçüncü dünya savaşına kaç kere yaklaştığımızı biliyor musun? son dünya savaşını neyin tetiklediğini biliyor musun? almanya'nın savaş borcu alacaklılarına kaç adet telgraf direği borcu olduğuna dair bir tartışma. telgraf direkleri! hahahahaha! hepsi bir şaka! değer verilen ve uğruna mücadele edilen her şey... hepsi devasa, kaçıkça bir şaka! öyleyse neden komik tarafını görmüyorsun? neden gülmüyorsun?"

    işte böyle.. kafayı rastgele adaletsizliğe takmıştır, eğer bir gece bir yabancı evinize gelip kızınızı vurabiliyorsa, bu rastgele adaletsizlik sizi delirtebilir. normal bir insan çok trajik bir gün geçirir, delirir ve ortaya kötü bir adam çıkar. böyle bir ihtimalin olduğu dünyada her şey normalmiş gibi davranmak, olayı kuralına göre oynamak ona göre saçmadır. bu açıdan batman'in kötü ikizidir; o bu trajediye karşı savaşırken joker bunu saçma bulup karşı tarafa geçmiştir.

  • ceza almanya’daki can dundar’a degil hala turkiye’de gazetecilik yapanlara verilmistir.

    gozdagidir, korkutmadir, sindirme calismasidir.

  • aklıma deniz gezmiş'in "biz daha aşık bile olmamıştık" sözlerini getiren fidan... belki henüz aşık bile olmamıştı. şairin dediği gibi `gül benizli sevgilinin titreyen göğüslerini öpmeden doyasıya` kara toprağa gitti. belki pilot olmak istiyordu, belki henüz uçağa bile binmemişti. belki arkadaşlarıyla ispanya'nın bir balıkçı kasabasında tatil yapmayı hayal etmişti. belki izlemeyi planladığı bir film listesi, öğrenmek istediği felsefi akımlar, ezberlemek istediği şiirler, satın almak istediği kitaplar vardı. belki o gün akşam canı annesinin yaptığı patatesli börekten çekmişti, belki açtı dövüldüğünde, belki de tok.

    insan hazmedemiyor. nefes alıp verdiği ülkede gencecik bir canın yok olmasına insanların seyirci kalmasına, birilerinin hayasızca iftiralarına, yüzsüzlüklerine tahammül edemiyor. ali keşke senin adını hiç bilmeseydim. vardlığından bile haberdar olmadan yaşayıp gitseydik ikimiz de. keşke bir tren garında ateş isteseydim senden ve bana cevap bile vermeden çekip gitseydin... seni öldürenle, beni öldürecek olan arasında fark yok. yarın canımı alsa bu şiddet, şu satırları bile yazdığımı bilmez kimse...

    ölmeyeceksin, kalbimizde yaşayacaksın demeye dilim varmaz benim. sen öldün. seni öldürdüler. kalbini durdurdular, nefesini kestiler. bir gün birileri tarih kitaplarına senin "öldüğünü" yazacak. hain olduğunu, terörist olduğunu yazacak... inandırmayacağım, bana düşen senin benden farksız bir masum olduğunu gücümün yettiğince anlatmak olacak. senin öldürüldüğünü, katillerinin de aramızda hayatlarına devam ettiğini, faili meçhul bir cinayet olduğunu, annenin sensiz bırakıldığını torunlarıma kadar anlatacağım... anlatacağım ki kanın, yalan hikayelerini yazacakları kırılasıca kalemlerine mürekkep olmasın...