hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: dede)

    adam 83 yaşında her sabah 5 km yürüyüş 2 km bu tarz süper serbest stil yüzme üstüne bir kahvaltı ile cila çekip öyle okeye oturuyor ki, roman abramoviç hayattan bu kadar keyif almıyodur.

    yaş oldu 89: artık yürümek bile angarya. yüzmekse çile. ah be abramoviç, etmeseydin bedduanı ne vardı...

    yaş oldu 91: o çok sevdiği denize girerken bir sabah geldi kriz, tekledi kalp. şimdi azraile karşı kulaç vuruyor yoğun bakımda solunum cihazında. azrail biz biliyoruz yüzemezsin, yetişemezsin, o kadar açılamazsın.

    2km açıktan bildiren edit: biz biliyoruz dedemizi. açılamadın azrail efendi! yemedi 2km yüzmek!

    92'den son edit: bir devir kapandı.

  • hiç unutulmayacak bir takım deyimleri hayatımıza sokan, türkiye de çekilmiş en iyi dizilerden. peki nedir bu deyimler (kronolojik sıra içerisinde olmayabilir, aklıma geldikçe yazıyorum) :

    1 - got got got : bir horoz ancak bu kadar güzel anlatılabilir, hele ki hayvana gıcık oluyorsanız ağzınıza cuk oturur.

    2 - kedi babası : sabri bey'in gıcık oldugu sozlerin en basında geliyor, bir insan kedi babası mı olur yahu ? birini gıcık etmek icin birebir.

    3 - masuk isimli papagana ait soylemler : babacım kapıcı, catlak catlak, aptal yesim, fifuu fifuu (ıslıkları) ve daha niceleri. farkında mısınız bilmiyorum ama karsımızda icinde bulundugu durumu inceleyip sonuclar cıkaran, insanları tanıyan ve onlara birden cok takma isim takan bir papagan var (kargaların en zeki kus oldugunu duymustum, ama masuk bu sacmalakların hepsini cope atacak nitelikte!)

    4 - dunkof (dummkopf) ve nein halis : aranızda bu diziyi izleyip, saf saf (aptalca kelimesinin kibarlastırılmısı) hareketler icerisinde bulunan arkadasına dunkof demeyen var mı ? (alternatifi icin : (bkz: abadi) )

    5 - internetten cızz : mail atarken bile diyorum hala icimden, send tusuna basınca cızzzz...

    6 - tak! : insanın kendine guvenini getiren muthis bir unlem. tamam abicim, tak!

    7 - anaaam katil : hala bazen korktugum zaman (yine icimden) anaam katil derim ben.

    8 - alzemhaymer : alzheimer hastalıgının, ayla hanım tarafından inatla yanlıs telaffuzu.

    9 - patlatırım enseni, teker teker in su basamakları : halisin babasının türkiyeye armaganı!

    10 - alti kere sekiz : yine bu diziyi izleyen nesiller tum carpım tablosunu ezbere bilseler bile bu sorunun cevabını 68 olarak verecektir (68 amca!).

    11 - kırarım boynuzunu iblis : cinnet halinde hala cevremden duydugum (aslında korkunc bir manası var) bana komik gelen soz.

    12 - bosnaya 5 fuze daha atılmıs : belki "abarttın artık !" diyorsunuz ama vallahi degil, bira deyince aklıma otomatikman bu laf geliyor.

    13 - tertip : bu lafı nasıl unutabiliriz ki? ben ilk defa bu dizide duydum tertip lafını, ve malesef yine bu dizide tiksindim. yani askerlik arkadası tamam da, o tezgahtar kız neden diyordu surekli ?

    14 - sayın abim : apartmanın korkulan adamı, apartmanın en igrenilen (igrenilen agır oldu belki ama bulamadım baska bi sey) adamını bu sozlerle onore ediyor, oldukca etkileyici. (halen bazı durumlarda severek kullandıgımı soylememe gerek yok sanırım?)

    15 - (cıvık) babam afedersin : bastaki cıvık yerine herhangi birsey konulursa saygı ifadesi olarak kullanılıyor.

    16 - tutuyorum zaptı! : seni oldururum! den bile daha korkutucu etkisi olan bir tehdit. (gerci sonlara dogru cafer efelenip "tutasan tut!" diye cıkısmaya baslamıstı)

    17 - yandan carklı : halil pazarlamanın lakabı idi, simdilerde binlerin lakabı oldu.

    18 - mö gibi : aslında her duruma uyan bir soz, ama genelde bir hosnutsuzluk barındırıyor gibi?

    19 - yumuşak yumuşak : halis'in harika repliği. öpüceksin kızı böyle yumuşak yumuşak.. ne tatlı. (ne tatlı da halise özgü kalıplardan biridir) (batu hatırlattı, teşekkürler batu!)

    (not 1 : aklıma gelenler bunlar simdilik, ama hatırlamaya ve hatırladıkca yazmaya devam edecegim)

    (not 2 : cok alakasiz olacak yazdiklarimla ama yazmadan edemiyorum. bu kapıcı cafer ekmek filan dagıtırken mutlaka evin salonuna kadar girer, ev ahalisiyle bir cift laf ederdi. bu hareketine tek tepki de sedat beyin karısından gelirdi : "girme su pis ayaklarınla salonun ortasına kadar!" kadın yerden goge kadar haklı vallaha, diger komsular biraz fazla sımartmıslar cafer beyi)

    (not 3 : aynı cafer turkan hanımın sıcak cukulatalarını icip icip bardagı yalardı: "oooh gul, su turkan hanımın cukulatalı kahvesi de...")

  • bir mehmet şimşek açıklamasıdır.

    "maliye bakanı mehmet şimşek, devlet kurumlarındaki araçlara harcanan paranın türkiye'nin milli gelirinde ve bütçesinde çerez parası bile olmadığını söyledi.

    maliye bakanı mehmet şimşek, gaziantep'te, şehitkamil belediyesi tarafından yaptırılan aydınlar oto sanayi sitesi'nin açılışına katıldı. açılışta konuşan bakan mehmet şimşek, muhalefetin, devlet kurumlarındaki araçlara harcanan parayı eleştirdiğini anımsatarak harcanan paranın türkiye'nin milli gelirinde ve bütçesinde çerez parası bile olmadığını kaydetti. devlet kurumlarındaki araçlara yönelik konuşan şimşek, şunları söyledi: "araç saltanatı diye ortalıkta bu işin istismarını yapanlar, topu topuna genel müdür ve üstünden bahsediyor. taş çatlasa 2 bin genel müdür var. hadi 40 müsteşar ve 100 müsteşar yardımcısı olsa abartıyorum, 26 bakan bunların hepsini toplasanız türkiye'nin milli gelirinde, bütçesinde çerez parası değil, çerez. bakın 2014 yılında türkiye'deki bütün araçların satın alınması, kiralanması, bakımı, onarımı ve yakıtı 3 milyar 300 milyon liradır. türkiye'nin bütçesi 473 milyar liradır. binde 7'de bahsediyoruz. bakın, şu anda bütün siyaset indirgenmiş, binde 7'ye indirgenmiş. niye? çünkü vizyon yok, program yok, proje yok. kusura bakmayın bunları söylemem lazım, çünkü programları olsa, vizyonları olsa bunları konuşurlardı. gelip burada yapılmış bir cumhurbaşkanlığı yerleşkesinden, efendim araç konusuna bütün sermayeleri bu olmazdı."

    konuşmaların ardından bakan şimşek, beraberindekilerle birlikte açılışını yaptığı siteyi gezdi."

    kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/…rasi_bile_degil_.html

    edit: video geldi.

  • plazada çalışanların köpük partilerinde coştuğunu öğlende işe gelip akşamüstü partilere aktığını zannedenlerin sanrısı.
    memurlar haftasonları tatili ve akşamları insancıl vakitte biten mesaileri sayesinde kendilerine vakit ayırabildiklerinden hepinizden daha kaliteli bir yaşam sürüyor. adamın senede 30 gün izin hakkı var. sen ekrana hipnotize olmuşken dünyayı geziyor lan adam. ayrıca patron ne der kaygısı kovulma korkusu olmadığından stres altında değiller ve daha verimli çalışıyorlar.
    şimdi sevgili dünyayı kurtaran kardeşim, kimin daha sıradan yaşadığına sen karar ver. ben söyliyim, ikiniz de bir rutinin içindesiniz; fakat memurun rutini onu mutlu ederken seninki seni öldürüyor. artık memurlara bok atmayı bırak ve sakince kpssden aldığın puanı utanmadan paylaş.

  • muhalifiz diye gerzekçe şeyler üzerinden rte'ye yürüyecek değiliz. türkiye’de ne kürtlere ne de ermeni halkına yönelik devlet menşeili bir katliam gerçekleşmemiştir. türkiye'nin böyle bir devlet politikası olmamıştır. aksine kendisi teröristleri kırmızı halılar açarak ülkeye almış, bir zaman aynı yolda yürümüştür.

    edit: imla.

  • kizim ve ben, bir yaz mevsimi sanirim 6 yasinda...

    ben- babanla bosanicaz galiba...
    kizim- hmmm tamam siz bosaninca once gidip, o begendigim ayakkabiyi alalim, sonra antalya'ya gidelim, havuzlu otele ama, hani gitmistik ya...
    ben- gideriz kizim.
    kizim- tamam annecim, pazartesine kadar bosanirsaniz, sali gunu gideriz..
    ben- gideriz kizim gideriz...

    cocuk iste...

  • eskişehir belediye başkanı yılmaz büyükerşen 1999 yılında şehri devraldığında, ilk etapta tramvay, tarihi yerlerin restorasyonu ve müzecilik alanlarında faaliyetlere başlamıştı.o dönem genç/yaşlı herkes "tramvayın eskişehir için gereksiz olduğu", "eskiden meyve sebze hali olarak kullanılan yerlerin restore edilmesine gerek olmadığı" "müzenin ne işe yarayacağı" gibi şikayetlerde bulunmuşlardı. 2004te neredeyse seçimleri kaybediyordu. aradan 23 sene geçti eskişehir anadolunun bozkırında bir turizm şehri oldu. -her ne kadar kendisinden hoşlanmasam da- yılmaz özdil'in eskişehiri özetleyen bir yazısı

    konuyu yerebatan sarnıcına bağlayacak olursam; istanbul'da metro, restorasyon, müze, altyapı ve öğrenci/gençlere destek faaliyetleri ön planda. tıpkı eskişehirin 2000lerin başındaki hali gibi.ancak istanbulun toparlanması eskişehirden çok daha uzun zaman alacaktır. bu tarz projeler bana istanbul hakkında ümit veriyor. umarım yeterince sabırlı olabiliriz.

  • atatürk'ü neden sevmediklerini görüyorsunuz değil mi?

    -ühü ühü karımı rahat aldatamadım
    -ühü ühü çocukları taciz edemedik ya niye atatürk geldi ki bu ülkeye

    zihniyetleri ile atatürk'ü eleştiriyorlar. bu kafalar atatürk'ü eleştirdikçe atama olan sevgim artıyor. vallahi ne büyük adammış, atatürk olmasa bu zihniyetin kelepçeleri altında yaşıyorduk. başını kapatmayan kadınları zorluyorlardı şimdi, erkeklere ne olurdu? diye düşündüm ama bize bir şey bulamadım. şaka maka şeriatta vs. bize bir şey olmuyor ama kadınların hayatı tamamen değişiyor.

    yani kadınlar atatürk'e erkeklerden çok daha fazla minnet duymalı.