hesabın var mı? giriş yap

  • kabak koyundaki tatil sırasında biraz kabaktan sıkılıp etrafta adrenali bol ne yapabiliriz diyerekten indiğimiz ve çıktığımız vadi. faralya köyünde george house'da ineceğim dediğinizde, kolaylıkla vadiye inen yolu bulabilirsiniz.

    işte bundan sonrası biraz yürek, biraz azim, çokça da dikkat gerektiriyor. öncelikle terlikle inmeye çalışmayın, üstünüze uygun kıyafetler giyin bir de sırt çantanıza su koyun.

    inmesi 45 dk çıkması 30 dk sürüyor ortalama. inmek, ilk kez bu vadiyi inenler için çıkmaktan zor gelebilir ama inanın çıkmak daha yorucu.

    yol boyunca kayalarda kırmızı işaretler var. bunları takip ettiğinizde kolaylıkla plaja inebilirsiniz.

    tehlikesi, taş ve toprak alanlardan indiğiniz için adımlarınızı sağlam atmanız gerekiyor. 2 yerde önemli bir iple iniş var ama uygun yerlere ayaklarını bastığınızda ve ipi kontrol ederek indiğinizde sorunsuz.

    keyfi, tarif edilemez bir duygu. cidden o kadar keyif aldımki, plajda geçirilen zaman sonrası tekrar çıkmak için can atıyordum. çıktık da. elbet sevgili sevgilim ben kayaları tırmanırken, kalp krizi geçirmek üzereydi.

    ama siz siz olun tepenizde güneş varken bu işe kalkışmayın.

    ne sevgilim ne de ben tırmanışçı değiliz ama bu vadi yolu da o kadar profesyonellik gerektirmiyor. elbet tehlikelere açık.

    keçiler tırmanıyor ben de tırmanırım diyorsanız inanın adrenalin için ideal.

    plaj mı? daha iyileri elbet var. ama o vadiden inme duygusu çok az yerde vardır.

  • inanılmaz güvenlik önlemlerinin alınmasıyla gerçekleşmiştir. caddelerin trafiğe kapanması, güvenlik koridoru oluşturulması, sinyal kesiciler, keskin nişancılar, korumalar, sivil polisler ve daha neler neler.

    isteyince güvenlik önlemi alınabiliyormuş demek.

  • çok yakın bir geçmişte, kuzenimi eşi ile birlikte, eviyle kaza yaptığı mesafe arası bir km olmayan bir kazada kemerlerini takmalarına rağmen kaybettik. geriye iki evladı annesiz babasız kaldı. ne saçmalıyorsun sen, trollüğün de bi edebi adabı var. trollük ile üç beş fav kasıcam diye yapmadığınız şaklabanlık kalmadı, sözlüğün içinden geçtiniz, bsg artık ya.

  • elbette en uzun kosuysa ortadunya'da devrim, o, onun en guzel yuz metresini kostu.

    bilimum gereksiz youtuber ve rapci icin binlerce entry girilmisken, duvarlari yikmak icin yaradana siginip kendini feda eden bu kahramanlar kahramani, isimsiz sehit uruk hai kardesimizin eksi sozlukte bir basliginin bile olmamasi ayibina artik daha fazla dayanamiyorum. mazlumlarin ofkesi, ezilen halklarin cigligi, azim, zafer ve inancin ete kemige burunmus hali olan, kimsenin adini bile bilmedigi bu koca yurekli uruk hai'nin, elinde tuttugu devrim mesalesiyle yoldaslarinin arasindan siyrilip gelerek, dehsete kapilmis cakma kahraman ve isbirlikci halk dusmanlarinin saskin bakislari altinda, fasizmin tetikcilerine, oklarina ve mizraklarina ragmen, gericiligin bogrune adeta bir yildirim gibi saplanmistir. herkes merak ediyor," o yikilmaz denen surlari, sauron'un iradesinin bile yikamadigi duvarlari, nasil oldu da boyle sadece bir mesaleyle tuzla buz ettin be cocuk?" diye soruyor. bilmezler ki o duvarlari yerlebir eden patlama, ezilen orklarin, asagilanan uruk hailerin, magaralara surgun edilmis balroglarin ve soyu kirilmis ejderhalarin devrimci ofkesinin ta kendisiydi; o duvar, duvariniz viz gelirdi ona viz.

    ne zaman hatirlasam tuylerim urperir, gozlerim dolar, yumraklarimi sikar uzaklara bakarim. ilk o firladi kalabaligin ortasindan. en hizlisiydi hepsinin arasinda. aciyorsam sana anam avradim olsun. ama ask olsun sana cocuk. ask olsun aglattin hepimizi...

    duzenin cennetinde yerin yok suphesiz. hicbir zaman orada burada heykellerini de goremeyecegiz. adini anan bile olmayacak belki. fakat senin yerin en kutsal mabette, yani ezilenlerin kalplerinin derinliklerinde olacaktir.

  • zahmete girip takımla istanbul'a gelmesine de gerek yokmuş, oklahoma'dan atsa yine sokar pezevenk.

  • kendisine çarpıp kaçan iş adamından şikayetçi olan izmirli hurdacı bir abimizin sözleri bunlar. iş adamı uzlaşma talep etmiş, hüseyin abimiz para istememiş, 100 tane çocuğa mont talep etmiş. sözlerinin tamamı ise şöyle;

    "günde ortalama 20 tl kazanıyorum. allah bin bereket versin. bugüne kadar haram lokma yemedim. kazanın olduğu gün, sobada yakmak için bir şeyler toplamıştım. karşıdan karşıya geçmek için kaldırımın kenarında bekliyordum, yoldan geçen araç el arabama ve bana çarptı. çarpan kişinin yardım etmek için durmaması beni çok üzdü. ancak sonradan metin bey’i dinleyince, olayın istemeden olduğunu anladım ve ‘kazadır, insanlık hali, hepimizin başına gelebilir’ dedim. uzlaştırmacı canan hanım bana haklarımı anlatınca, şikâyetten vazgeçmek için metin bey’den para değil, 100 çocuğa mont bağışlamasını istedim. hakkım olmayan bir parayı, onun gönlünün rızası olmadan alsaydım, bunun günahını taşıyamazdım. 3 kız evlat büyüttüm, yoksulluğu iyi bilirim. şimdi 100 çocuk sıcak monta kavuştu. bundan güzel bir şey var mı?"

    ilgili haber;100 çocuğu ısıtan kaza

  • link

    istanbul belediyesinin yeni çıkaracağı ve şahıslara satmayıp kiralama yoluna gideceği taksi plakaları taksici sözcülerini gerdi.

    oy baskısıyla her istediğini yaptırmaya alışmış taksiciler dumura uğradı. halkın menfaatini koruyan başkana sevgiler.