hesabın var mı? giriş yap

  • çalar saat gibi olabilir, dakika şaşmaz. her sabah kalkış saatim 6:20. zaten kuş gibi erken yatıp erken kalkmayı seven biriyim ama bazen zor gelmiyor da değil. olsun, sıcacık bir mırlama seansı için her şeye değer.

  • bir dokunusla polati bayiltan paladin kilikli arkadaslarin cirit attigi dizi. meger polatin sah damari nahiyesinde on off dugmesi varmis. ama polati direk on off dugmesinden kapamasi ii olmadi kanaatimce. canpolat gecen bolumde otel odasinda uyaninca niye bes dakka tavana bos bos bakti simdi anladik, meger scandisk yapiyormus.

  • bugünkü teknoloji 2000 yıl önce olsaydı bugün olacaklar:

    iki bin yıl önce insan nüfusu yaklaşık 300 milyondu. yapılan uydu görüntülemeleri ve bilgisayar modellemeleri ile bakıldığında, atalarımızın, bugünküne benzer bir fosil yakıt kullanımı ve artan nüfusları nedeni ile iklimi ve dünyada yaşamın büyük kısmını yok edeceklerini düşünebiliriz.

    bunun sonucunda bugün muhtemelen tamamen yeşil bir teknolojiye ulaşacağımız varsayılabilir. muhtemelen tüm araçlar elektrikli, tüm güç kaynaklarımız ise yenilenebilir olurdu. dünyamıza en az şekilde zarar verecekler şekilde planlanmış yerlerde, dağlar, çöller ve okyanuslar arasında inşa edilmiş kapalı şehirlerde yaşıyor olurduk.

    giysilerden, evlerin duvarlarına, yollardan, araçlara kadar her şey birbiri ile görünmez bir veri ağı ile bağlı olurdu. (bunların çalışması halihazırda yapılıyor.) bilgisayarlar hayatımızda çok daha büyük bir rol oynardı.

    teknolojimiz, bağışıklık sistemimizi yapay olarak güçlendirerek neredeyse tüm hastalıkları iyileştirip sağlıklı kalmamızı sağlarken, beyin-bilgisayar ara yüzleri sayesinde sadece düşünerek etrafımızdaki cihazlarla iletişim kurabilirdik.

    şehirler arası ulaşım, yeraltı vakum tüplerinde ilerleyen trenler aracılığı ile 8.000 km/s hızla hareket edebilirdi.

    kaynak: science focus

  • maaşlı şakirt troll'lerin son zamanlarda sarıldıkları yeni tür cümlelerin ortak paydası.
    bir de uzun ve süslü entry'lerle pekiştiriyorlar güya düşüncelerini.
    sanırsın ki her gün gaz yemiş, her gün ıslanmış, özgürlük ve demokrasi için parkta sürünmüş, evine gidip yatmamış bile..

    "ben oraya ağaçlar için çıktım ama apo posteri açılınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
    "ben oraya ağaçlar için çıktım ama polise taş atılınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
    "ben oraya ağaçlar için çıktım amaesnaf siftah yapamayınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
    "ben oraya ağaçlar için çıktım ama borsa çakılınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
    "ben oraya ağaçlar için çıktım ama mitinglere 1,5 milyon kişi katılınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
    "ben oraya ağaçlar için çıktım ama iş dükkan boykotuna gelince nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
    "ben oraya ağaçlar için çıktım ama ab desteğini görünce nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
    "ben oraya ağaçlar için çıktım ama cnn 8,5 saat yayın yapınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
    "ben oraya ağaçlar için çıktım ama kabul edelim beyler, yenildik ve ben nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"

    he gülüm he..
    ben o başlığa düşüncelerimi yazmak için geldim ama senin troll entry'ni görünce nasıl bir oyunun parçası olduğunu anladım..

  • ayh. mesele karbon ayakizi ise eğer ilahlaştırdığınız pop starlara bir bakın önce.

    haftada en az bir gün taylor swift debe'si oluyor. yarım saatlik araba yolculuğu yapmamak için özel jetiyle seyahat ediyor. 50 km için özel jetine biniyor ama biz çocuk yapmayalım, çevre için dünya için(!). 2022 senesinde normal bir insandan toplam 1100 kat daha fazla karbon ayakizi bırakmış kadın tek başına. ama biz çocuk yapmayalım, dünya için, çevre için vs vs. gelip burada dünya için çevre için diye zırvalayın, öbür tarafta bu salak pop starlarını her hafta debe'ye sokun şöyle böyle diye överek. çok ikiyüzlüsünüz.

    toplumun alt kesimin toplam karbon ayakizi, bu safsataları ortaya atan üst kesiminin toplam karbon ayakizinden daha azdır eminim ki. ama çocuk yapmayalım falan fıstık.

    geçin bunları.

  • dizinin özellikle 2002-2005 arası yayınlanan bölümlerinde aslında haluk-meltem ve selami-gönül ikilisi 2000'ler türkiyesi'nde orta-üst sınıfın halini ve idealini cizmiştir.

    o kadar cok örnek ve detay var ki buna dair, mesela dizide haluk ve selami'nin taktığı saatler genelde rolex hatta haluk tek model takıyor genelde: rolex submariner. herhalde biraz kariyerli iki mühendis bu sekilde bir hayat yasıyordu diye düşünüyorum bugün izlediğim yerden.

    meltem ve gönül özelinde bakarsak kentli, aydın ve ekonomik özgür türk kadını güzel islenmiş. burda da yine çantalar louis vuitton gibi ikonik ama okumus yazmıs beyaz yakanın ulastıgı markalar.

    meltem, gönül ve selami tam kentli beyaz yaka. sergiden sergiye, suare kokteyl ne varsa geziyorlar. geri kalan haluk olmus. o da ''anadolu'dan gelen zorluklarla okumuş ve daha iyi bir hayata kendini özünü kaybetmeden atmış adam'' profili ciziyor.

    yasım yetmiyor, belki de türkiye'de 2000'ler basında çalışan kariyerli beyaz yaka
    gercekten de böyle bir hayat sürüyordu bilemiyorum. 20 yıl sonra baktıgımız yerden ulaşılmaz görünüyor bizlere.

  • beyoğlunda ne kadar yabancı oturuyor bilseniz şok olursunuz. şu aralar mecburen paket servis yaptığımızdan biliyorum, sürekli bizde yemek yemeye gelen yabancılar meğersem burada yaşıyormuş. vale uygulamasında çıkan isimlerin yüzde 70'i yabancı. yani cihangir, galata, tomtom, galatasaray, gumussuyu, taksim cevresi en guzel evlerde hep yabancilar oturuyor. kiz turkiye reklami yapiyor ama expatlar icin, ve cok varlar inanin.