ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
5 dakika ile bir senem heba oldu
-
ben bir sabah erkenden işe gidecektim. erken dediğim saat 05:00. çay içmeden güne başlayamadığım için babama sabaha şu saatte çay koyar mısın dedim. kendisi de zaten gün ağarmadan çayını koyar kahvaltısını yapardı. adam 02:30’da kaldırdı beni aq.dedim baba saat kaç? kalk dedi erken kalkan yol alır. zifiri karanlıkta beni işe gönderdiydi o gün. demem o ki her sene çıkan bu haberler bana inandırıcı gelmese de bu olayı yaşayanlar varsa aşırı sorumsuz kişiler. bi sik olmaz bunlardan.
edit: inşaatta çalışıyordum arkadaşlar. o gün başka ilçeye gideceğimiz için biraz erken kalkmak hasıl olmuştu.
dan piraro'dan erdil yaşaroğlu'na telif suçlaması
hoşlanan erkeğin adım atmama sebebi
-
öğrenilmiş çaresizliktir, utangaçlık ve başa gelenleri hatırlama da olabilir.
tek başarısı evlenip çocuk doğurmak olan kadın
-
her gün parçacık çarpıştıranlar tarafından eleştirilendir. nedir başarı abi onu söyle bana? on yıldır çalışıyorum, patron zırıltısı çekiyorum. müdür olsam mı başarı, bu bok gibi iş hayatında? marie curie olsam mı başarı? erkeklerin hepsi birer pierre curie veya einstein mı? yoksa van gogh veya beethoven mı? siz başarılı beyler, gece 10'lara kadar mesai yapmak mı başarı? yoksa beyninizi elin kalantorunun cebini biraz daha doldurmak için tüketmek mi?
başarı ne biliyor musunuz ?
mutlu olabilmek. kimisi bunu ev kadını olup çocuk yapmakta bulur, kimisi çılgın gibi çalışmakta. ama tek bildiğim mutlu insan diğer insanların kıçı, başı, hayat tercihleriyle uğraşmaz, kendi işine bakar.
edit: 25 yıldır ben canımın istediği saatte kalkamıyorum, gündüz istediğim saatte istediğim yere gidemiyorum. bir insan evladı şu veya bu şekilde bu özgürlüğü elde edebilmişse başarılıdır bence mesela.
ayhan sicimoğlu
-
fransa st. tropez'de, milyon dolarlık teknede yıllanmış fransız şarabı içerken bismillahirrahmanirrahim demişliği vardır. hiç bişey yapmasın sadece besmele çeksin yine güldürür.
yaran olaylar
-
muş'ta mecburi hizmet yaptığımız yıllar. muş'un yerli halkı, hakikaten değişik geliyordu, özellikle başlarda..şehrin zaten bir tane büyük caddesi var, o yolun ortasında(tam ortası), çalışır halde araba bırakıp, kaldırımda bir tabureye oturup çay içen insanı sadece orada gördüm mesela..
neyse efendim, muş nasıl bir yer sorusuna da cevap olacak yaran olayımız şöyle..
bir arkadaş bu meşhur caddede araçla seyrederken yolun ortasında bir yaşlı amcanın durduğunu görüp, amcanın geçmesini beklemeye başlar. amca elindeki bir şeyi yolun tam ortasında inceler..bir dakika geçer, yok..iki dakika, yok.. korna çalar, yok..
sonunda arkadaş sinirlenir, çıkıp 'dayı ne yapıyorsun yolun ortasında, çekilsene!' diye bağırır.
amca bütün sükunetiyle döner ve şöyle der: farzet ki odunum, etrafımdan dolaş!
çocukluk dönemi korkuları
-
(bkz: bohçacı)
sedat peker'e sakarya'ya gel beni ara diyen adam
-
"sakaryada bütün taksiciler beni tanır" diyor videoda
şehirdeki bütün taksicilerin tanıyacağı nasıl bir hayat tarzı var acaba
yapınca herkes sana bakıyor hissi veren eylem
-
yanlış yöne gittiğini farkettiğinde geri donmeye çalışmak.
breakfast at tiffany's
-
her izleyişimde george peppard'ın gördüğüm en yakışıklı erkek, audrey hepburn'un ise gördüğüm en güzel kadın olduğunu düşündüren, izlemekten bıkmayacağım film...
youtube'daki 478 saatlik video
-
yarısında çıktığım video. iki haftam boşa gitti.