hesabın var mı? giriş yap

  • üst edit: sözcü gezetesi aynı konuya değinmiş. sözlükteki gazeteciler boş durmuyor.

    kızın koltuktan kalkmadan evvel yanında oturan adamın koluna hafif teması ve adamın ilginç bir kol hareketinden sonra sanki ya arada bir alışveriş var ya da bir hırsızlık var hissi uyandırandır.

    bu iki durumda da kız sanki aniden uzaklaşma derdinde ve resmen fizik kurallarına meydan okurcasına adrenalin salgılamakta. ayrıca tüm bu teorilerin üstüne bir de bu saçma düşme olayı gerçekleştiğinde tepki vermeyen '' o adam '' ise şüpheleri üstüne çekmektedir.

    kız aniden inmeye karar veriyor, o arada yanındaki ile bir olay yaşanıyor belki öncesi de olabilir ancak '' o adam '' kesinlikle şüpheli ve yahut tanıktır.

    garip silsileler halinde seyreden vakıadır.

    (bkz: behzat ç.)

    edit: gelen onlarca mesaj üzerine söylemek isterim ki, söz konusu videoda görülen şüphe uyandıran hareketlerin ve vücut dilinin herkes tarafından ilk bakışta görülebileceğini düşündüm. adli merciler muhakkak ki ilgili videoyu başından sonuna kadar izleyecektir. salt video'yu bu haliyle izlediklerinde cd çözümü yapacak olan polisler de aynı durumda aynı şekilde olayla bağlantısı olup olmadığına dair tüm olasılıkları değerlendireceklerdir.

    maddi gerçeğin ortaya çıkarılması adına muhakkak ki tanık ifadelerine başvurulacaktır. söz konusu entryim salt video kaydına dayalı bir "yorum" olup hiçbir şekilde suçlayıcı bir entry değildir.

    he bu arada sherlock falan da değilim. *

    hepinizin gördüğünü ilk yazanım sadece...

  • canlı hayatlar adlı programda az önce kendini nostradamus ilan eden sanatçı. canlandırmalarda bi arkadaşı buna "bildiğim kadarıyla senin gibi 10-15 kişi var dünyada. amerika topluyo onları" dedi. petek dinçözden 15 tane olması korkutucu ama neyseki amerika toplatıyomuş.

  • eğer ki algıda büyük bir problem yaşamışsa, dünyanın en saçma talebinde bulunabilen çocuktur.

    apartmanın altıncı katında oturan yaşlı teyze sokakta oynamakta olan bana seslenir:

    - evladıııım; bana bakkaldan '...' alır mısın?
    - ne aliiim?
    - '...' oğlum '...'
    - ne kabıııııı?
    - '...', '...!!!!' al bu da parası!
    - ne kabuğu yaaaaa anlamadım ki (mırıldanarak tabi)
    - kısa olsun unutma!

    teyze kağıt parayı mandala sıkıştırıp atar, sarı bir paraydı ama miktarını hatırlamıyorum. parayı alıp bakkala giden ben, çekingen ve ne dediği kendi kulaklarım tarafından bile anlaşılmayan bir ses tonuyla:

    - abi balkabağı var mı?
    - ne?
    - balkabağı abi, kısa olcakmış
    - yok be evladım, bakkalda ne işi olsun balkabağının
    - tamam abi hayırlı işler

    sokağa dönen ben, sepetini salmış balkabağını bekleyen teyzeye;

    - teyzeeeee balkabağı yokmuuuuuş???
    - ne balkabağı oğlum, maltepe maltepe, kısa maltepe alıcaksın
    - heeee tamaaaam (bozuntuya bile vermeden)

    şimdi düşünüyorum da;

    balkabağı lan balkabağı...
    hangi insan evladı bakkala gidip balkabağı ister, ulan?

    o değil de, balkabağı dediğimde bakkalın suratındaki ifadeyi hatırlıyorum da.. :)

  • seçime kadar; ortamlarda otomobil üreteceğiz dersin kim bilecek.

    bu seçim petrol bulunmadı. altın, bor madenleri keşfedilmedi. onun yerine uçak ürettik, otomobil ürettik. hamdolsun yine yalanlarla dolanlarla bir kampanya yürüttük.

    debe editi: debe editi ile ilgili bir anket var. bunun için oyunuzu kullanın.
    #51859779

  • konuyu ima eden o kadar çok başlık var ki pıtırcıklı, böcekli; meramını nereye arzetmesi gerektiğini bilemiyo insan. en doğrusu açık konuşmak. (bkz: dobra)
    uygun tanım, böylesini görmedimdir.

    belli ki, bu arkadaşlar leziz bir ilişki yaşıyorlar, hatta mevzuyu evlilikle de taçlandırmışlar. (bkz: allah mesut etsin) ne güzel. keşke, bir şansları olsa da her sabah nikah memurunu kah evlerine çağırıp, kah emirgan'daki çay bahçesine davet edip aşklarını bir daha bir daha ve hatta bir daha tescil etseler. zira dışarıya yansıttıkları görüntü böyle bir ihtiyaçları olduğu doğrultusunda.

    yine bana bok yemek düşüyor gibi gözükmekle beraber, her sabah bir sürü kişinin önünde (bkz: yetmiş milyon bizi izliyor) birbirine tekrar tekrar aşk ilanında bulunan bu çift; her gün yenisi eklenen entry'lerle ilişkilerinin benim gibi dallamaların dahi ağzına sakız olmasını, sözlüğün tülin ve caner'i olmayı kabul etmiş görünüyorlar. zira bu public ortama yazılan her şey, hakları michael jackson'un olmakla beraber, fiilen artık publictir. public olan da çekilir uzatılır. ikibuçukken üç yapılır.

    insan sevdiğini göstermek ister, bunu ona bana herkese anlatmak, coşkun ruh halini patlatmak ister. ben de yapmışımdır bunu, merak eden arasın bulsun sözlükte. lakin sen bunu her sabah sadece sintaksı değişen aynı manadaki cümlelerle yaparsan derler ki "hacı baba batı yakasında değişen bir şey yok belli ki, her sabah her sabah sen bize neyi anlatıyon allaşkına?"

    kısacası, çoğunluğun algı ve normlarının dışında yürüyen bu ilişkiyi, bile isteye her allahın günü gündeme getirirsen, zaten kerameti kendinden menkul ahalinin gözüne sokarsan; o çoğunluğun içinden bununla dalga geçen de çıkar, anlamayan da çıkar, ha bir ihtimal örnek alan da olur. olmamalı ama o da olur be anam.

    bu da çuvaldız,
    sevmek suç muuu?
    kader buu mu?
    sensizrabbimcanımalsınkaderimdesenvarsın