hesabın var mı? giriş yap

  • okul müdürü ve hocamın hocamın ellerinden öperim. bu devirde bu hareketi yapmak cesaret ister. en doğru kararı vermişler. ülkeyi siyasal islam bataklığından sizin gibi öğretmenler kurtaracak.

    türbana lafım yok herkes istediğine inanmakta istediği gibi giyinmekte özgür. ama 4. sınıfa giden çocuğa türban giydirmek neresinden bakarsanız bakın saçmadır. her şeyden önce çocuk o çocuk.

  • beyazid meydanındaki ıvır zıvırcıların orada bir saat tamircisinde şahit olmuştum :

    müşteri: -abi bu olmamış ki?
    tamirci : -nasıl olmamış o' lum şahane çalışıyor saat.
    müşteri: -e akrep yok?
    tamirci : -akrep ne lan?
    m: - abi yelkovan var akrep yok, dakika belli de saati nasıl anlıycaz?
    t: - e sen güneş tepedeyken saat acaba altı mı yoksa dokuz mu diye merak edecek kadar salaksan ben ne yapayım?" kaç geçiyo"lar önemli o' lum, saat 2 mi 4 mü bi şekilde anlıyor zaten insan.

  • ilay (5) ile günün değerlendirilmesi` :reported speech`

    romica: saçlarını görenler ne dedi?
    ilay: ayyy ne güzel saçlar bunlar, kim ördü tek tek?
    romica: sen ne dedin?
    ilay: teşekkür ederim, annem yaptı...
    romica: onlar ne dedi?
    ilay: annen çok güzel yapmış, aferin ona!
    romica: sen ne dedin?
    ilay: teşekkür ederim...
    romica: onlar ne dedi?
    ilay: ben teşekkür ederim...
    romica: ooo sallıyorsun sen valla, oyalıyorsun beni, muhabbet etmeye çalışıyorum kızım...
    ilay: neden?
    romica: çünkü sen benim en yakın arkadaşımsın...
    ilay: puha, amma saçmaladın! ben senin arkadaşın değilim, çocuğunum...
    romica: hem çocuğumsun hem de arkadaşımsın...
    ilay: nasıl?
    romica: birlikte konuşuyoruz, şaka yapıyoruz, gülüyoruz, oyun oynuyoruz, şarkı söylüyoruz... bir sürü şey paylaşıyoruz, arkadaşız işte...
    ilay: çok komiksin...
    romica: allah allah komik değilim ya, doğru söylüyorum, arkadaşız işte, en yakın arkadaşım sensin hatta!
    ilay: valla mı?
    romica: valla! dizine yatayım mı? saçımı okşa biraz...
    ilay: yat bakalım küçük anne! biliyorsun bazen beni kızdırıyorsun ama yine de severim seni...
    romica: benden duyduklarını tekrar ediyorsuuunn...
    ilay: arkadaşlar her şeyi paylaşır... türkçeyi de!

  • başkası anlatsa ütopik bir karakter olduğunu sanacağım ama bugün bizzat kendisiyle tanışıtığım hoca.

    bildiğin elinde bir kutu kuru pasta ve tepsiyle geldi. hevesle herkesin sırasına çayları ve plastik tabaklarda servis ettiği kuru pastaları, un kurabiyelerini bıraktı. sınav erken olduğundan "kahvaltı yapmamışızdır" diye düşünülmüş.

    bana 6 yıllık yüksek öğrenim hayatımın en kötü geçen vizesini yaşatacak sorular sormuş olmasına rağmen şu an hiç kızgın değilim kendisine. aksine sarılasım var.

    buradan bütün akademisyenlerin kendilerine bir hayat dersi çıkarmalarını umuyorum. tanışın bu hocayla, arkadaş olun. az insanlık öğrenin.

    not: olay ilköğretimde değil, yüksek lisans seviyesinde gerçekleşen bir sınavda yaşanmıştır.

  • inanmayabilirsiniz ama fransızca kelimelerin telâffuzu aslında yazıldığı gibidir (% 99 oranında diyelim). yani fransızca kelimelerin nasıl okunması gerektiğini bilen biri için qu'est-ce que c'est'nin -türkçe'ye uyarlayıp yazarsak- kesköse olarak okunması sürpriz değildir.

    bu kurallar ilk fransızca öğrenmeye başlandığında karmakarışık gelir ancak zamanla özümsendikçe iyice kolaylaşır. tabi bu minvalde fransızca dilinin iki önemli özelliğini hatırlatmak gerek:
    1. herşeyin bir kuralı vardır.
    2. her kuralın istisnası vardır. (bkz: exception)
    kural mevzusu ile ilgili yorum ve görüşlerinizi ise bana iletmeyin lütfen, ben icat etmedim hiçbirini, mesul da değilim. hem fransızlar dallama ise ben ne yapayım??

    neyse efendim, hiçbir yerden copypaste olmayan, uzun bir zaman diliminde yavaş yavaş toparlayarak derlediğim çalışmama göre fransızca telâffuz kuralları şu şekilde olmalıdır:

    [önce yazılan harfe bakın, parantez içinde onu (türkçe kurallarında) nasıl okuduğumuzu göreceksiniz. örnek kelimeleri ise mümkün olduğunca içinde geçen tüm harf veya harf grupları maddeleri altında tekrar tekrar yazdım. istisnaları ayrıca hatırladığım, bildiğim kadarıyla derlemeye çalıştım]

    [ve unutmayın, daha kalabalık kelime grubu okuma kuralı her zaman daha önceliklidir.
    örnek: "ail > ai > a veya i" gibi..]

    [ayrıca yanlış veya eksik gördüklerinizi özel mesaj yolu ile iletebilirsiniz.]

    yazıdaki hâli - (dilimize göre nasıl okunduğu)

    a (a)
    la table, le chat, la classe, blanc, le sac, l’animal (m), la tarte, le carnaval, le tableau, le cadeau, le manteau, l’ordinateur (m)

    â (a, biraz daha uzun telâffuz edilir)
    le gâteau, l’âne, l’âge, le théâtre, le château

    au (o)
    l’automne (m), chaud(e), aujourd’hui, aucun(e), haut(e)

    eau (o)
    l’eau (f), le tableau, la beauté, le veau, le cadeau, le manteau, le gâteau, le château

    ai (e)
    le raison, le bain, le pain, la main, la fontaine, aimer, faire, le lait, le demain

    ail, aille (ay)
    le maillot, le rail, la faille, le portail, le travail

    eu (ö)
    le professeur, deux, la fleur, l’heure (f), l’ordinateur (m), les yeux (m), le jeu, le feu, l’erreur (f)

    e
    1. hece sonunda iken (ö) sesini verir. (tek heceliler dahil)
    la semaine, la demande, petit, le demain, je, se, ce, de, le

    e
    2. (tek heceliler hariç) kelime sonunda ise okunmaz (yutulur)
    le malade, triste, la table, la classe, la tarte, l’âne (m), l’âge (m), le théâtre, l’automne (m), chaude, faire, noire, lentement, médecin, l’heure (f)

    e
    3. iki sessiz ortasında (e) okunur
    personne, servir, l’adresse (f), le message, aimer (ve tüm düzenli fiil mastarları), le cachet
    istisna : tek heceliler hariç, sözcük sonu -es şeklinde bitiyorsa okunmaz: cannes

    e
    4. tek hecelilerde iki sessiz arasında (e) olarak okunur
    le fer, le mer, les, mes, des

    é (e)
    l’égalité, l’éclaire, la santé, léon, fatigué, dégénéré(e), la clé, le vérité, le théâtre, le thé, la beauté, liberté, égalité, fraternité *

    è (e, ama mümkün olduğunca kısa okunur)
    la mère, le père, l’élève, la grève, le succès

    ê (e, ama biraz uzatarak)
    la fête, la fenêtre, le tête

    ë (e, harfin okunmayacağı bazı kelimelerde ayrı bir hece özelliği getirir ve e olarak okunmasını sağlar. çoğunlukla yabancı kökenli özel isimlerde bulunur)
    l’aiguë, noël, raphaël

    i
    1. genellikle i sesini verir.
    le lit, dire, finir, le minuit, écrire, l’ordinateur (m)

    i
    2. kendisini takip eden bir sesli var ise araya (i) olarak okunmakla beraber araya (y) sesi de alır
    bien, rien, le pied, le soutien, le pierre, client(e)

    i
    3. kelime sonu -ie şeklinde biten durumlarda e okunmayacağı için sadece (i) sesi verir (araya (y) sesi girmez)
    valérie, la vie, la maladie, l’ironie(f), le génie, la folie, le parapluie, la chimie

    -ill (çoğunlukla y olarak okunur ama bazen de l sesi verir. l sesi verdiği kelimeleri özellikle bilmek gerek)
    (y)
    la famille, bouillir, la feuille, travailler, la fille, gentille
    (l)
    la ville, mille, lille

    ï (i, aynı aksanlı e sesinde olduğu gibi harfin okunmayacağı bazı kelimelerde ayrı bir hece özelliği getirir ve i olarak okunmasını sağlar. çoğunlukla yabancı kökenli isimlerde bulunur)
    le mosaïque, laïque (laïc)

    y
    1. kelime veya hece başında ünsüz olarak kullanılırsa (y) sesini verir.
    les yeux, moyen(ne), doyen(ne), le crayon

    y
    2. kelime veya hece içinde ünlü olarak kullanılırsa (i) olarak okunur
    le type, le lycée, le cygne

    o (o)
    la porte, donner, la forêt, le nom, le problème, le document, le coton, le nord, la mission, la mort, le mot, le raison, le maillot, le professeur, l’ordinateur (m)

    ô (o)
    le rôle

    ou (u)
    l’amour (m), la tour, le tour, nouveau, nouvelle, le jour, l’ours (m), trouver, le couteau, aujourd’hui
    istisna: oui (viy) olarak okunur.

    oi (ua, arada belli belirsiz v sesi çıkarmak daha uygun olur uva şeklinde)
    l’oiseau (m), froid, noir, le croissant, l’étoile (f), le miroir, la boisson, le poison, avoir
    istisna: l’oignon (m) *

    oin (uen, yine arada belli belirsiz v harfi ile uven şeklinde)
    le point, loin, le coing, le besoin

    oy (uay, uvay gibi v belli belirsiz)
    le voyage, moyen(ne), doyen(ne), le foyer, joyeux(euse), envoyer

    œ (ö)
    le bœuf, la sœur, le cœur, l’œuf (m), l’œil, l’œuvre

    u (ü)
    la rue, la nuit, le futur, le musée, salut, cuire, aujourd’hui

    un (ön)
    brun, un, aucun

    une (ün)
    la lune, une, aucune, la prune

    c
    1. ce, ci, cy ile beraber (s) olarak okunur
    la cigarette, la cygne, certain, difficile, le médecin, voici, l’exercice (m), décider, le cinéma, la cerise

    c
    2. ca, co, cu, cœ, cl, cr ile beraber (k) olarak okunur
    le cahier, la collection, la couleur, cuire, aucun(e), écrivain, la biscuit, le coq, la classe, le crayon, le carnaval, le cadeau, la mélancolie

    c
    3. kelime, hece sonunda (k) sesi verir
    le sac, sacré(e), donc
    istisna: blanc (blan okunur)

    ç (s, kurala göre c’nin k sesi vermesi gereken yerde s sesi almak için kullanılır. c cedille denilir bu harfe)
    ça, le garçon, la façon, la leçon

    ch
    1. genelde (ş) sesi verir.
    chanter, la chance, le roche, le charbon, la chaise, la vache, le chat, le château, chaud(e), chercher, le cheval, chez, la pêche, le chemin, acheter

    ch (ve chr, chl)
    2. eski yunan kökenli kelimelerde (k) sesi verir.
    le chaos, le choléra, l’anachronie, le chrome, le cholestérol, chrétien(ne), chronique, le chrysanthème

    g
    1. ge, gi, gy ile beraber (j) olarak okunur
    le gymnastique, manger, l’origine (f), orange, la page, la girafe, le magicien, l’agence (f), beige, la nage, l’âge (m)

    g
    2. ga, go, gu, gl, gr ile beraber (g) olarak okunur
    le légume, le garage, gris, grand(e), le gâteau, l’égalité, le garçon, l’église (f)

    not: g’nin ince ünlülerle (e, i, y) beraber j değil de g sesi vermesi istenirse araya u harfi alınır: gu*
    le guitare, le guide, la guerre, la vague, guy

    g
    3. sözcük sonunda ise okunmaz
    le sang, vingt, le coing

    gn (ny sesi verir)
    gagner, magnifique, l’agneau (m), la signature, le champignon, le cognac, la vigne, l’oignon, mignon(ne)

    h (okunmaz, ama muet veya aspiré olma durumuna göre artikelin yazımını değiştirir. tek tek bilmek gerekir, bir kuralı yoktur)
    l’homme (m), l’héroïne (f), l’hiver (m), l’histoire (f), l’hirondelle (f), l’heure (f)
    le héros, le haricot, le hibou, la hiérarchie, haut(e)
    le théâtre, le thé, aujourd’hui

    m
    1. kelime veya hece sonlarında -am, -em şeklindeyse (an) olarak okunur
    le champ, le printemps, employer, le temps,

    m
    2. kelime veya hece sonlarında -im, -ym şeklindeyse (en), -um ise (ön) olarak okunur
    le symbole, sympathique, le parfum

    n
    1. kelime veya hece sonlarında -an, -en şeklindeyse (an) olarak okunur
    pendant, l’enfant (m), prendre, l’accent (m), l’aventure (f), client(e), l’argent (m)

    n
    2. kelime veya hece sonlarında -in, -yn şeklindeyse (en) olarak okunur
    intéressant, quinze, le matin, le jardin, la peinture, le moulin, cousin, le syndicat

    n
    3. kelime veya hece sonlarında -*ine şeklindeyse (in) olarak okunur
    la vitrine, la marine, la benzine, la marine, la cuisine, l’origine (f)

    ph (f)
    le phrase, sophie, la philosophie

    q (k sesi verir, yanındaki u harfini okutmaz. ince veya kalın olması u harfinin devamında gelen ünlü harf ve onun okuma kuralına göre değişir)
    la musique, quel, la question, qui, equitable, equinox, l’aquarium, quatre

    s
    1. kelime veya hece başında (önceki hece ünsüz ile bitiyorsa) (s) olarak okunur.
    la santé, le sac, danser, la chanson, la semaine, le succès, personne, servir, salut, sacré(e)

    s
    2. iki sesli harf arasında (z) olarak okunur
    la maison, la fraise, le raisin, la rose, le raison, le poison, l’oiseau (m), le musée

    s
    3. iki sesli harf arsında iki s yan yana ss şeklinde yazılırsa (s) olarak okunur
    la classe, le professeur, l’adresse (f), le message, la boisson, le croissant, la necessité

    s
    4. -st* formlarında (st) sesi verir
    triste, le gymnastique, l’existence (f), l’histoire (f), la question

    s
    5. kelime sonlarında okunmaz
    les, mes, des, le succès, l’ours (m), gris, le héros, le printemps, le temps
    istisnalar: le chaos, l’os (m) (ama çoğulu des os olunca sondaki s okunmaz), hélas, l’autobus

    w (v)
    le wagon, le week-end

    x
    1. bazen (ks) olarak okunur.
    l’axe, excuser, expliquer, extra, l’oxygène (m)

    x
    2. bazen de (gz) olarak okunur
    l’examen, exotique, l’exit (m), l’exhibition (f), l’existence (f), exécuter, l’exemple (m)

    1 ve 2 için istisna: bruxelles kelimesinde (ss) olarak okunur (brüssel)

    x
    3. kelime sonunda okunmaz (x'in çoğul eki olarak kullanıldığı tüm -eaux, -eux vb. formları dahil)
    deux, les yeux, la croix, la paix

    d normalde (d) sesi verip, sözcük sonunda ise okunmaz
    chaud, nord, froid

    t
    1. normalde (t) sesi verir
    la tête, petit(e), la tarte, le gâteau, le théâtre, le château, le thé, le tableau, la beauté, le manteau, la fontaine, le portail, le travail, l’ordinateur (m)
    istisna: l’initiative *

    t
    2. sözcük sonunda ise okunmaz
    le chat, petit, le lait, le maillot, le dent, la nuit, la mort, le mot, la fôret, le lit

    t
    3. -tion şeklinde yazılışlarda (s) sesi verir ve kalıp (-siyon) olarak okunur
    le national, rationel le, la notion, la collection, l’exception (f), l’exhibition (f), la dictionnaire
    istisna: -stion şeklinde yazılışlarda s (s) ve t (t) seslerini verir, kalıp (stiyon) şeklinde okunur: la question, la cogestion

    yukarıdaki durumlar haricinde (okuma kuralı gerektiren herhangi bir harf grubu oluşmamışsa) aşağıdaki harfler, türkçe'deki gibi okunur:

    b (b)
    le bain, la table, la beauté, le tableau, le problème, la liberté, la boisson, le bœuf, blanc

    d (d)
    la dinde, le dimanche, le dent, chaude, le cadeau, la demande, le demain, deux, l’ordinateur (m), l’adresse (f), danser, le jardin, l’hirondelle (f), difficile, décider

    f (f)
    la fontaine, faire, le professeur, la fleur, le feu, difficile, la faille, fatigué, le fer, finir, la famille, la forêt, la girafe, l’enfant
    istisna: œufs (m, pl) (l’œuf* l’öf olarak okunurken çoğulu des œufs ise de-z-ö olarak okunur, f söylenmez)

    j (j)
    le jour, aujourd’hui, je, le jeu, le jardin,

    k (k)
    le kiosque

    l (l)
    le lait, l’animal, la classe, blanc, le carnaval, le tableau, la fleur, l’élève, la clé, le lion

    m (m)
    le manteau, la main, le demain, le maillot

    n (n)
    non, le nom, noir(e), le nord, la nuit, enfin, le carnaval, l’âne (m), le manteau, le raison, le bain, le pain, la main, la fontaine, le demain, l’ordinateur (m)

    p (p)
    le pain, le portail, le professeur

    r (r, aslında bu harfin genizden böyle yumuşak g gibi okunması durumu var ki, entryde izah etmek mümkün değil, ama bana kalırsa hiç kasmayın dalida gibi r'leri bastıra bastıra okuyun. tv5'te spikerlik falan yapmayacaksınız nasılsa..)
    venir, rare, parler, la tarte, le carnaval, le théâtre, aujourd’hui, le raison, faire, le rail, le portail, le travail, le professeur, la fleur, l’ordinateur (m), l’erreur (f)

    t (t)
    (yukarıda yazıyor)

    v (v)
    le veau, le travail

  • dinamiklerini bir türlü çözemediğim, nasıl bir arada kalmayı başardıklarına anlam veremediğim poligomik kolonilerdir bunlar. bir sene misal herkesin mutlu mesut bir ilişkisi vardır... 6 ay geçer, bir bakarsınız sanki barn dance yaparmış gibi herkes partner değiştirmiş, ilişkisel bir reset atılmış tüm komüne:

    erkek1, kız1 ile, erkek2 kız2 ile, erkek3 de kız3 ile çıkıyo olsun misal.

    erkek1: kız1 ile çok mutluyum abi ya, valla süper gidiyo....
    kız2: ...ben bilemiyorum...galiba erkek2 the one değil felan yaaani.
    erkek3: yaaa, ben de kız3 ile geçinemiyorum, senin gibi olsa keşke...
    kız2: ehihihihi

    3 ay sonra.... nice ilişkiler yıkılmış, büyük vaatler çürümüş, vay anasını olmuştur:

    erkek1: yok abi yok, kız1 ile yürümüyo
    erkek2: biz kız3 ile çok feci aşığız ya!
    kız2: ben de erkek3 ile süperim... senin gibi vurdumduymaz değil!
    erkek2: hadi leen.. zaten hemen koşarsın sen başkasına. the one 'mış... matrix mi lan burası?

    2 ay sonrası. kimin eli kimin cebine girmiş, nerden çıkmış, çözemen:

    erkek1: kız1 ile... aman 2 ile... ulan şu an kimle çıkıyorum?!
    erkek3: abi galiba benle çıkıyosun ama emin değilim...
    kız3: yaaaa, hani benleydin??? yok yok.... ben kız2 ile miydim?
    erkek2: ulan keşke isimlerimiz olsa, böyle erkek1 kız2 karışıyo tabi...