ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
mağazaya sıçan 22 yaşındaki kız
-
ingiliz yetkililerin "çok uzağa gitmeye gerek yok bakın 2015 yılının başlarında türkiye'de de bir teyze hastaneye sıçmıştı. sıçmak insanın fıtratında var." diye açıklama yapacağı olay. yola gelin, batı bizden örnek almaya başladı. medeniyet anadolu'dan doğuyor.
reklama özel yapılmış efsane şarkılar
carcassonne
-
güney fransa da sapasağlam ayakta bir ortaçağ kasabasını barındıran şehir. etrafı surlarla çevrili bu tarihi merkezdeki yapılar bugün çoğunlukla otel, restoran, hediyelik ıvır zıvırın satıldığı dükkanlar olarak kullanılıyor. burada bir de ortaçağa ait işkence aletlerinin sergilendiği müze var. yaz aylarında tıklım tıklım turist dolu olduğundan sonbaharda gitmek daha akıllıca olabilir buraya. interrailciler için yolunu buraya düşürmek çok kolay, trenle heryere yakın ve tarihi kent merkezine tren garından yürüyerek ulaşabilirsiniz. oraya doğru yürürken surlar içindeki kenti görünce insan kendini bi masalın içinde buluyor zaten. çocukken masal kitaplarında gördüğümüz illüstrasyonlardaki cadı şapkalı kuleler, taş surlar ve bulutlar içindeki şehirler burada canlanıyor.
birini tanımanın en iyi yolu
-
topluluk içinde ve bire bir konuşmada hareketlerinin değişimini gözlemlemektir.
bazı insanlar yalnızken çok iyidirler, yargılamazlar, ön yargısız görünürler, anlayışlıdırlar. sonra yanınıza birileri geldiğinde ya da birkaç kişi birlikte bir yere oturup konuştuğunuzda bambaşka biri olurlar. tamamıyla değişirler, size değersiz hissettirirler, kendilerini kanıtlamak için yalnızken yapmadıkları şeyleri yaparlar ve bence bu bir insanın sahip olabileceği en berbat özelliklerden biridir.
kısacası ıssız adada birlikte yıllarca yaşasanız dahi bir insanı tam anlamıyla tanımış olmayabilirsiniz, toplum içindeki hareketler o kadar önemli ki.
türklerin öğrenemediği şeyler
-
kisisel ozgurluk.
merve özbey
-
(bkz: şimdi reklamlar)
bir anlık hevesle alınıp hiç kullanılmayan şeyler
-
(bkz: sim kart kesme aleti)
ben değil, bi tanıdık almıştı. ulan kaç kere lazım olacak da aletini alıyon telefoncu gibi. sağa sola söylüyordu bir de sığır, bak lazımsa bende var falan diye.
fatih tezcan'ın yıllık büyüme hesabı
-
çeyreğin dörtte bir olduğunu biliyor en azından.
(dolu tarafı)
il sayısının 119'a çıkması
-
(bkz: tokat'a ohal şoku)
türk kızlarının %90-95'inin taş gibi olması
-
(bkz: bize öyle bir bilgi gelmedi)
tuğçe kazaz'ın yazacağı kitaba isim önerileri
-
(bkz: dinler tarihim)
sütlü nuriye
-
bir tatlı çeşitidir.
ihtilal baklavası da denir.
12 eylül darbesinden sonra askeri cunta ülkeyi yönetmeye başlar. sıkıyönetim döneminde paşalardan biri baklava alır, aldığı baklavanın çok pahalı olduğunu düşünerek konuyu yine emekli kuvvet komutanı zamanın belediye başkanı abdullah tırtıl'a iletir.
bunun üzerine baklava kilo satış fiyatında tavan uygulaması başlatılır.
yalnız öyle bir tavan fiyat belirlenmiştir ki kullanılan malzeme ve kalite korunduğu sürece, bu fiyatla satış yapılması imkansızdır. baklavacılar üretimi durdurup yeni çözümler aramaya başlarlar.
sonuçta nejat güllü'nün fikriyle; fıstık yerine fındık kullanılan ve ağırlaşması içinde süt konularak yapılan, görünümü baklavaya benzeyen fakat tadı farklı yeni bir tatlı ortaya çıkar. adına da "sütlü nuriye" derler.