hesabın var mı? giriş yap

  • ingiliz yetkililerin "çok uzağa gitmeye gerek yok bakın 2015 yılının başlarında türkiye'de de bir teyze hastaneye sıçmıştı. sıçmak insanın fıtratında var." diye açıklama yapacağı olay. yola gelin, batı bizden örnek almaya başladı. medeniyet anadolu'dan doğuyor.

  • güney fransa da sapasağlam ayakta bir ortaçağ kasabasını barındıran şehir. etrafı surlarla çevrili bu tarihi merkezdeki yapılar bugün çoğunlukla otel, restoran, hediyelik ıvır zıvırın satıldığı dükkanlar olarak kullanılıyor. burada bir de ortaçağa ait işkence aletlerinin sergilendiği müze var. yaz aylarında tıklım tıklım turist dolu olduğundan sonbaharda gitmek daha akıllıca olabilir buraya. interrailciler için yolunu buraya düşürmek çok kolay, trenle heryere yakın ve tarihi kent merkezine tren garından yürüyerek ulaşabilirsiniz. oraya doğru yürürken surlar içindeki kenti görünce insan kendini bi masalın içinde buluyor zaten. çocukken masal kitaplarında gördüğümüz illüstrasyonlardaki cadı şapkalı kuleler, taş surlar ve bulutlar içindeki şehirler burada canlanıyor.

  • topluluk içinde ve bire bir konuşmada hareketlerinin değişimini gözlemlemektir.

    bazı insanlar yalnızken çok iyidirler, yargılamazlar, ön yargısız görünürler, anlayışlıdırlar. sonra yanınıza birileri geldiğinde ya da birkaç kişi birlikte bir yere oturup konuştuğunuzda bambaşka biri olurlar. tamamıyla değişirler, size değersiz hissettirirler, kendilerini kanıtlamak için yalnızken yapmadıkları şeyleri yaparlar ve bence bu bir insanın sahip olabileceği en berbat özelliklerden biridir.

    kısacası ıssız adada birlikte yıllarca yaşasanız dahi bir insanı tam anlamıyla tanımış olmayabilirsiniz, toplum içindeki hareketler o kadar önemli ki.

  • bir tatlı çeşitidir.

    ihtilal baklavası da denir.

    12 eylül darbesinden sonra askeri cunta ülkeyi yönetmeye başlar. sıkıyönetim döneminde paşalardan biri baklava alır, aldığı baklavanın çok pahalı olduğunu düşünerek konuyu yine emekli kuvvet komutanı zamanın belediye başkanı abdullah tırtıl'a iletir.
    bunun üzerine baklava kilo satış fiyatında tavan uygulaması başlatılır.
    yalnız öyle bir tavan fiyat belirlenmiştir ki kullanılan malzeme ve kalite korunduğu sürece, bu fiyatla satış yapılması imkansızdır. baklavacılar üretimi durdurup yeni çözümler aramaya başlarlar.
    sonuçta nejat güllü'nün fikriyle; fıstık yerine fındık kullanılan ve ağırlaşması içinde süt konularak yapılan, görünümü baklavaya benzeyen fakat tadı farklı yeni bir tatlı ortaya çıkar. adına da "sütlü nuriye" derler.