ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dilek imamoğlu'nun ali ismail korkmaz için koşması
-
tebrik edilecek hareket... insan olduklarını göstermiş.
polis + faşist esnaf el birliğiyle dövülerek öldürülmüş (hüküm giydiler) bir çocuğu anması hangi kansızın zoruna gidiyorsa suratına sıçayım.
bir insanla ilişiği kesmek için yeter sebepler
-
aslında çok kolay hayatımdan insan çıkaramam ama şöyle oldu
çocukluk arkadaşım telefonla çok sık görüşürdük yalnızca yaz aylarında yan yana gelebilirdik. biraz patavatsızdı ama son zamanlarda iyice zıvanadan çıkmıştı.
genellikle bar çıkışı gecenin bir yarısı eve dönerken ( ya da normal bir saat eve giderken yolda köpek varsa ve etrafta kimse yoksa ) arar uykumu böler beni konuşmaya mecbur eder sonra " ben eve geldim. " deyip bir sağ ol bile demeden telefonu suratıma kapatırdı. bu bence bir insanla ilişkinizi kesmek için yeterli bir neden olabilir ama biz eski dostuz.
sürekli yalnızlıktan şikayet ediyordu ( hangimiz etmiyoruz ki ) bir gün yine aradı çok sinirliydi ve
- ya bi adam var yazıp duruyor. neyine güveniyor anlamıyorum ki. hadi sen olsan neyse de... ( burdan sonrasını pek dinlemedim. sen olsan derken ya kendini çok ciddiye aldı ya da beni çok hafife.) ( bu benim ondan biraz uzaklaşmama neden oldu.)
sonra birgün benim konuşmaya ihtiyacım oldu hep o beni esir alacak değil ya aradım. olanları anlattım ( o zaman hayatımda biri vardı benden annesine bahsetmişti annesi de ona " oğlum o boşanmış aile çocuğu onun aile kavramı olmaz." demişti ve bu beni çok üzmüştü. gerçekten çok üzüldüm yani. birine anlatmak istedim.) aldığım cevap
- hahahaha ay gerçekten öyle mi demiş ya aslında annenle babanın hiç evlenmediğini duysaydı.
( destek olmadığı gibi arkadan yaptıkları dedikoduları asılsız pis iftiralarını da ağzından kaçırmış oldu.)
resmen koyunda beslenen yılan. bence bu nedenler çok bile.
10 ağustos 2021 optimar araştırma anket sonucu
-
madem öyle "hadi erken seçime gidelim" dediğim.
yüzyılın doğal felaketi olmuşken devleti suçlamak
-
sikicem şimdi süpermen kıyafetini de sarığını da sakalını da. ya bu herif her defasında şutlanıp aynı fotoğraf farklı takma adlarla dönüyor. yetti
ekleme: alnında aktroll yazıyor, neye cevap veriyorsunuz hâlâ? ben yazdıklarını okumadım bile. başlığın açılma şekli ve profil resmi yetmiyor mu?
faiz indirimi sonrası zam yapan ev sahipleri
-
devlet bu krediyi toki'nin yeni yapacağı ucuz konutlar için uygulamalı.
hazırda bitmiş evler için değil.
toki de maliyetine evleri halka satmalı.
işte o zaman emlak piyasası biraz regüle olur.
çocukken hayal edilen meslek vs bugünkü meslek
-
çocukken yunus eğitmeni olmak isterdim, yunus parklarının bir işkence merkezi olduğunu öğrendiğimde, beden eğitimi öğretmeni olmaya karar verdim.
ama babam bu hedefin çok küçük olduğunu bildirdi. şimdi iktisat mezunuyum. işsizim.
kediler aç kalmasın diye köyden ayrılmayan teyze
-
şu boktan ülke gündeminde yüzde gülümseme oluşturmuş güzel insandır. dünya senin hatrına dönüyor be teyzem
1928'de çekilmiş edebiyatçılar fotoğrafı
-
söz konusu fotoğraf alay köşkünde çekilmiştir. alay köşk, 1926 yılında uygun bir mekan aramakta olan güzel sanatlar birliği'ne mustafa kemal'in emriyle tahsis edilmiştir. birliğin 1928 yılında kurulan edebiyat şubesi'nin ilk kongresi burada yapılmıştır ve o tarihte hayatta olan yazar ve şairlerin çoğunu bir arada gösteren fotoğraf bu köşkün bahçesinde çekilmiştir. 18 temmuz 1928 tarihinde gerçekleştirdiği kongreden önce köşkün bahçesinde çektirdiği toplu fotoğraf. bu fotoğraf 26 temmuz 1928 tarihli servet-i fünun dergisinden alınmıştır. (sonradan resimli uyanış dergisi adını almıştır)
fotoğraf
@slp arkadaşımız isimleri tek tek fotoğrafa eklemiş.
isimlerin eklenmiş hali
renklendirilmiş hali
1.sıra (soldan sağa): ziya osman saba, cevdet kudret solok, sabri esat siyavuşgil, kenan hulusi koray, yaşar nabi nayır.
2.sıra: peyami safa, orhan seyfi orhon, mehmed rauf, celal esat arvesen, şaziye berin kurt, hüseyin siret özsever, hüseyin rahmi gürpınar, halid ziya uşakligil, necip âsım yazıksız, suad derviş baraner, mahmud sadık, hüseyin suad yalçın, izzet melih devrim.
3.sıra:bilinmiyor, kâmuran şerif (saru), faik ali ozansoy, salih zeki (aktay), selami izzet (sedes), yusuf ziya ortaç, hüseyin rıfat (ışıl), burhan cahid (morkaya), ibrahim necmi (dilmen), edhem izzet (benice), reşat nuri (darago), halil nihad (boztepe).
4.sıra: necip fazıl kısakürek, ali haydar emir(alpagot), necmeddin halil onan, nizameddin nazif (tepedelenlioğlu), ahmet hidayet (reel), halid fahri ozansoy, florinalı nazım (özgünay), ibrahim alaaddin (gövsa), vedad nedim (tör), hıfzı tevfik (gönensay), bilinmiyor, celaleddin (göktulga), vâlâ nurettin (va-nu).
bir süre önce yükleyecektim ama sözlükte var mıdır yok mudur bilemedim. epey kurcaladım açıkçası şaşırdım da.
düzeltme: link güncellendi.
ekleme: yeni link eklendi. (bkz: 1928'de çekilmiş edebiyatçılar fotoğrafı/@slp) dahil edildi. kendisine teşekkür ederim.
ekleme 2: @spatchcock tarafından renklendirilmiş hali dahil edildi.
you (dizi)
-
ikinci sezonun sonunda joe'nun herkesi şaşırtan hamlesine değinmek istediğim dizi:
-spoiler-
evet, masum ve mommy issues joe, ömrü boyunca gerçek sevgiyi aradı ancak hiçbir kız ona göre değildi, sonunda ruh eşi love ile bir araya gelince yine kendini başkasına kaptırması inanılmaz değil mi?! aslında değil. joe'nun problemi hiçbir zaman kendini sevecek birini bulamaması değildi. hatta aslına bakarsanız, gözüne kestirdiği her kızla ilişki yaşayabilecek denli hoş bulunan, beğenilen bir erkekti. joe'nun problemi sevilmemek değil esasında, sürekli olarak sevilmediğini düşünmek.
şimdi bahsedeceğim tipte insanlara mutlaka denk gelmişsinizdir.
joe kendini sevmiyor ve sevilmeye layık bulmuyor. aslında annesinin ona olan sevgisinden de her zaman şüphe duyuyor, zaten her şeyin altında bu zemin var. asla sevilmediğinden emin olan joe, bir kadın buluyor ve onu kendinden çok yüksekte görüyor. ona platonik şekilde tapmak ve onu yenerek (mommy issues'u yenerek) kendini sevdirip çıkışını yapmak arasında sonsuz bir ikilem yaşıyor. nihayetinde ruhu her zaman bir çıkış yolu aradığından tüm yeteneklerini kullanarak, delirircesine kendini sevdirme yolları arıyor. aradığının ise saf sevgi karşılığı olduğunu sanıyor. ancak böyle insanları severek onları tatmin edemezsiniz. çünkü alacağı hiçbir sevgi, küçükken, acaba sevgiyle büyüseydim nasıl olurdu? sorusundaki sevgi kadar yüceleştirilmiş ve sonsuzlaştırılmış idea nesnesinin yanına dahi yaklaşamayacağı için, joe gerçekten sevildiğini hissettiğinde karşısındaki ilahlaştırdığı kişiyi küçültmeye başlar ve biter. çünkü joe'ların hayattaki tek motive i, annelerinin (yahut babalarının) yerine koyup sonsuza dek sevgisini ve takdirini kazanmaya çalışacakları, ancak asla tam olarak emin olamadıkları ve her sabah uyandıklarında yeniden savaşacakları bir ilişki, yani yaşayamadıkları çocukluğun intikamını alırcasına sonsuz bir çocukluk çağı. özetle, joe'yu mutlu edemezsiniz, joe kimseyi gerçekten sevemez, çünkü joe sevgi nedir bilmiyor.
anne oğul diyalogları
-
yeni kız arkadaşın resmi gösterilir:
- bak anne, bu hedenin resmi
- ne kadar bu kızın boyu?
- 1.55 falan. niye sordun?
- nerden buluyorsun bu yerden bitmeleri? yedi cüceler'i mi biriktiriyorsun böyle hepsi küçücük?
- emrin olur, bir dahaki sefere basketbolcu falan bulurum
- mutfağın üst rafına boyum yetişmiyor zaten
- ha?...
aynıyle vakidir.