hesabın var mı? giriş yap

  • azerbaycan türklerinin şiîliği falan siklediklerini hiç sanmıyorum. türkiye'yi ve türkleri sevmeyeni de görmedim. hatta iki azeri türkü sevgilim oldu. türkiye'ye bildiğin tapıyorlardı.

    biz onları severiz onlar da bizi. bu nedenle de nefretini al ve şuradan git.

  • söz konusu işleri şöyle hak etmiş olabilir. kpss’de türkiye 50ncisi olmuş adam, 1000 kişinin başvurduğu pozisyonda ilk 600’a giremiyor. hani bir kurum olsa anlayacağım, o kadar yere başvurmuş. alevi olduğunu 1-2 yerde ima ediyor zaten. (düzeltme; alevi degilmis)
    türkiye’de devlette iş bulmak istiyorsanız akpli olacaksınız bu kadar basit. hala böyle bir olay yokmuş gibi davranan insanlar ya aktrolldür ya da kafasını toprağa sokmuş devekuşudur.

    bence kanada’ya gitmekle iyi yapmış. hayatında başarılar.

  • zamanını vermeyi istemek, paylaşmayı istemek. hiç kimse gerçekten sevmediği birine zamanını vermez daha doğrusu vermek istemez. ölümlü bir canlının en değerli şeylerinden biridir zaman ve biz birini gerçekten sevdiğimiz zaman onunla paylaştığımız ona adadığımız zamanın lafını bile etmeyiz, oysa verip verebileceğimiz en kıymetli şeyi ortaya koyuyoruz. sevmediğimiz biri olduğu zaman da 1 dk bile boşa geçmiş gibi geliyor.

  • kararına saygı duymam için o kararın sonuçlarının sadece seni bağlaması lazım. öyle olsaydı senin sefil hayatın ve fikirlerin umrumda olmazdı zaten. ama burda durum öyle değil. gerçi bu da belki yüz kere anlatıldı her yerde, hala anlamıyorsanız ya da anlamak işinize gelmiyorsa ümitsiz vakasınız.

  • tutuklanması ambülansları tarayıp doktorları öldüren örgütün sempatizanlarının zoruna gitmiş doktordur. devlet hastanesinde çalışan ve işi bu olan bir doktor kalkıp pkklıların inlerine gidip onları tedavi ediyorsa o örgüte üye olduğundan bunu yapıyordur. hipokrat yemini hastane de yardımını bekleyen hastalar varken onları bırak da, teröristlere yardım ve yataklık et hatta belki bizzat teröristlik yap diyor da bizim mi haberimiz yok.

  • üniversiteden (queens college) yeni mezun olan paul simon'ın, 21 yaşındayken, birkaç aylık süreçte yazdığı, efsane parçadır ..

    'paul simon', albüm desteği alabilmek umuduyla, şarkıyı columbia plak şirketinin yapımcısı 'tom wilson’a dinletir .. wilson, ilk başta parçayı ‘the pilgrims’ adlı bir grubun çalmasını ister ama 'paul simon' ısrar ederek parçanın, ikili olarak seslendirilirse daha etkili sound yakalayacağını savunur ve şarkısını vermeye yanaşmaz .. tom wilson’ın ‘ispatla bakalım’ sözü üzerine 'paul simon', 11 yaşından beri beraber müzik yaptığı arkadaşı 'art garfunkel' ile birlikte sunum yapar ve şirket, performanstan etkilenerek ikiliye albüm için şans verir .. görsel

    'the sound of silence’ın yer aldığı ve 19 ekim 1964 yılında piyasaya çıkan ‘wednesday morning 3 a.m.’, ikilinin aynı zamanda ilk albümüdür ama ne yazık ki tam bir fiyasko olur ve zar zor 2.000 kopya satar .. büyük hayal kırıklığı yaşanır ve 'simon&garfunkel' ikilisi bunun üzerine yollarını ayırır .. 'paul simon', ingiltere’ye giderek kariyerine yalnız devam etme kararı alırken 'art garfunkel' da mimarlık fakültesinden mezun olduğu columbia üniversitesi’nde akademik çalışmalarına geri döner .. işte şarkının ve ikilinin hikayesindeki dönüm noktası da tam burasıdır .. görsel

    albümün başarısızlığına karşın 1965 yılı boyunca, ülkenin farklı yerlerindeki radyo istasyonlarında, 'the sound of silence', dinleyicilerin istek parçası olarak çalınmaya devam eder .. parçaya olan yoğun isteği farkeden yapımcı 'tom wilson', 'paul simon’a haber vermeden, parçanın akustik versiyonunun üzerine elektro enstrümanlar ve davulla remix yapar ve eylül 1965’te bu sefer ‘single’ olarak piyasaya sürer .. çıkar çıkmaz listeleri allak bullak eden parça, ocak 1966’da artık bir numaradır ve yalnızca abd değil birçok ülkede liste başı olur .. bu başarı üzerine 'paul simon' abd’ye geri döner ve ikili tekrar bir araya gelir .. tom wilson : görsel

    ‘the sound of silence’ aynı zamanda ‘the graduate’ filminde de karşımıza çıkar .. 1967 yılı yapımı ünlü filmin yönetmeni 'mike nichols', parçayı o kadar sever ve ikilinin soundunu o denli filmle özdeşleştirir ki 'simon&garfunkel’ın diğer şarkılarını da filmde kullanır .. örneğin 'paul simon', ‘mrs. robinson’ parçasını yalnızca bu film için yazmıştır .. 1969 yılında ilk ödüllerinde olduğu gibi 2003’te ‘yaşam boyu başarı’ ödülüne layık görüldükleri grammy ödül töreninde de ikiliyi sahneye davet eden isim, ‘the graduate’ filminde 'ann bancroft' ile başrolleri paylaşmış olan 'dustin hoffman’dır .. görsel

    bu arada parçanın popüler olduğu tarihlerde süren vietnam savaşı sebebiyle oluşmuş olan savaş karşıtı atmosfer ve yükselen kitlesel sol hareketin şarkıyı bir nevi sahiplenişiyle birlikte bir anlamda şarkının sözlerinin savaş karşıtı duruşla alakalı olduğu gibi bir yanlış algı oluşmuştur ama parçanın savaşla veya savaş karşıtı duruşla bir ilgisi yoktur .. burada da çok ilginç bir detay karşımıza çıkıyor .. 'paul simon', çocukluğunda ışığı kapatarak karanlıkta banyo yaparken şarkı söylemeyi ve sesinin karanlıkta banyo fayanslarında yaptığı ekoyu duymaktan çok hoşlandığını söylüyor .. şarkının ilk dizesi olan ‘hello darkness, my old friend’ (merhaba karanlık, benim eski arkadaşım) aslında işte tam da bu çocukluk anısına gönderme yapıyor ..

    parça ile ilgili son detay da ismiyle alakalı .. ilk kayıtlarda parçanın orjinal adı 'the sounds of silence'tır aslında .. sonraları 'the sound of silence' olarak tanınacak ve sessizliğin 'tekil sesini' bize sevdirecektir .. görsel

    orjinal akustik versiyon

    tom wilson'ın editlediği hit versiyonu

    dip not : derleme için teyid amaçlı kontrol edilen bazı kaynak ve alıntı yapılan görseller : rolling stone, happymag, texasmonthly, producertomwilson.com, wikipedia, grammy.com (türkçe kaynak kullanılmadı, çapraz çeviriler bana ait) .. görsellerle alakalı olarak; özellikle incelememe ve dikkat etmeme karşın copyright engeli göremedim ama yanıldığım bir görsel varsa ve kaldırmam gerektiği konusunda eminseniz lütfen bildiriniz .. görsellerin kullanımında maksadı aşan kasıt veya maddi kazanç amacı yoktur ..

  • clinton kürtleri daha fazla destekleyip ortadoğunun altını daha da ateşleyeceğini beyan ederken, seçilmesi halinde ortadoğu'daki savaşın sonlanacağını düşünen safdilleri göstermiştir.