hesabın var mı? giriş yap

  • zeytin ağacı dizisi hakkında yapılan bir röportajda “oynadığınız karaktere benziyor musunuz” sorusuna evet cevabı vermiş.

    tubacım bebeğim sen zaten herhangi bir karakteri oynamıyorsun, sen oynamıyorsun, sen hep kendinsin, karakter yaratmak gibi bir yeteneğin yok senin üzgünüm. çok don yağı gibisin ama evet çok güzelsin.

  • çok özür dilerim ama hem kendi hem de etrafımdaki insanlardan edindiğim tecrübeye göre, tus bahane başka partnerler şahane olayı olmuş.

    üzüldüm. ama hayatın gerçeği bu. ve emin ol kariyer falan için terk edilmedin. aynı bahaneyi sunan bir arkadaşımın eski sevgilisi kpss için ara verdiğini söyleyip başka bir erkekten hamile kalıp evlendi.

    git bir tatile çık kafa dinle. sonra kendine gelirsin.

    edit: boşluk tuşuna basıldı. @archer05 sağolsun uyardı.

  • özet: 2550 tl’ye aldığım laptop’un menteşesinin durup dururken sıkışıp kilitlenmesiyle, ekranı tutan plastiği kırması sonucu lenovo yetkili servisinin 4350 tl onarım ücreti istemesi.

    edit: cihaz lenovo ideapad u530. teknik servis bdh bilişim destek.
    cihazın tam fatura tutarı: 2.548,36 tl (09.09.2014)
    lenovo bdh onarım teklifi tam tutarı: 4.350,10 tl (26.08.2016)

    edit 2: lenovo müşteri hizmetleri, yetkili servisin istemiş olduğu bu ücretin normal olduğunu savunmakta. ''ödemiyorsun madem, cihazı paketlettirip gönderiyorum geri'' diyen de kendileri.

    2014 eylül ayında 2550 tl’ye satın almış olduğum, halen garantisi devam eden (3 yıl garantili) lenovo ideapad u530 model laptop’ın tamiri için yetkili teknik servisin 4350 tl onarım ücreti istemesi olayıdır.

    eylül 2014’te cihazı aldık, kullanmaya başladık. ilk olarak ekranın dokunmatiği bozuldu. alet bildiğin durduk yerde sanki biri dokunuyormuşçasına çıldırıyor kullanıma izin vermiyordu. ben de bu özelliği pek kullanmadığım için ekran dokunmatiğini kapatıp günlük kullanıma devam ettim.

    kullandığım süre içinde laptop’ın kapağını 200 kere açmamışımdır herhalde. alet tertemiz çiziksiz duruyor evden dışarı çok nadir çıkıyordu. ancak gelin görün ki tek görevi laptop kapağının hareketini sağlamak olan menteşelerin kendi kendine kilitlenmesi sonucu kasayı ekrana bağlayan plastik parça kırıldı. zorlama falan da yok, bildiğin parmak ucuyla ekranı kapatırken kırıldı. malum müneccim dalgası yemediğimden, laptop içine gömülü menteşelerin kendi kendine sıkıştığını tespit edemiyor insan. neyse bildiğin kırıldı yani.

    e tabi hemen servisi aradık, laptop’ı kargo ile gönderdik. kötü kullanım olmaması sebebiyle bir umut garantiden yaparlar belki diye düşünüyorum derken, gelen onarım teklifi 4350 tl. evet dörtbinüçyüzelli tl.

    yerli yabancı siteler bu modelle ilgili şikayetten geçilmiyormuş meğer. hep aynı sorun, menteşenin kendi kendine sıkışması ve ekran plastiğini çatlatması. lenovo ise bu parçanın sorunlu olmadığını diretmekte ısrarcı. kronik sorunun arkasında durmuyor firma.

    saçmalığın detayları:

    alüminyum kasaya sahip bir aletin en güçlü olması gereken menteşe bağlantılarının dandik bir plastik aksama bağlı olması. saçmalık.

    teknik servis onarım bedelinin dolara bağlı olduğu için bu kadar yüksek çıktığını söylüyor. hesapladım, yani bugünkü dolar kuru laptop’ı aldığım gün ile aynı olsaydı 2550’ye aldığım laptop için 3 bin küsür lira fiyat teklifi gelecekmiş. saçmalık.

    lenovo’nun güncel ideapad serisini incelediğimde gördüm ki en yüksek fiyatlı ürün bile 4 bin tl’den az. yine saçmalık.

    ekran dokunmatiğinin bozulmasının menteşe olayından önce gerçekleştiğini bildirdim servise. bu kapsamda dokunmatik ekranın onarımını garantiden yapın dedim. böyle bir tespitin pek de mümkün olmayacağını, parça hasarlı olduğu için, normalde dokunmatik hatası yüzünden garantiden değişecek ekranı artık değiştirmek istemediklerini söylediler. çok güzel.

    dokunmatik ekran komple değişecek o yüzden pahalı tutuyor normaldir diyenler olur şimdi. normal falan değildir. sen aletin yedek parçasını ürünün satış fiyatının altında sunamıyorsan kullanıcılarına, gerçekten amacın kalite falan değil. hem de aletin en pahalı donanımının kırılması, senin kronik hatalı dandik menteşe montajın yüzünden oluyorsa, ve sen bu hatayı sahiplenmiyorsan nolur kapat git. milletin canını sıkma.
    şikayetim ile tarafıma yapılan dönüşte ise özetle ‘kronik hatanın arkasında zaten durmuyoruz, cihaza sen hasar vermişsin, 4350 tl ödemeyi kabul etmediğin için cihazı paketledik sana geri yolluyoruz’ dediler. aklı başında hiç kimse 2500 liralık cihaz için 4350 lira ödemez. servisin bu ücreti talep edebilecek gamsızlıkta olması da skandal gibi. tertemiz, çiziksiz bilgisayarım bir anda çöp olmuş oldu.

    amacım markaya saldırmak değil, marka hakkında karalama kampanyası başlatmak değil. herkesin her markayla ilgili benzer şikayetleri var.

    burada amaç, onların da dediği gibi ‘kullanıcı deneyimimi’ paylaşmak. kullanıcı deneyimime göre de bir daha lenovo’ya para vermem.

  • liseyi bitirir bitirmez emmoğluyla evlenmek için düğün hazırlıkları yapan aristokrat kızı nihal, sözüm sana;
    güzellik yarışmasına katılan kızlar bile ayıp olmasın diye soranlara üniversiteye hazırlanıyorum falan diyo.
    sen bi kere sınava girdin, onda da topuklu ayakkabı giydin zaten, beğenmedin yarısında çıktın. bitti mi olay?
    hareme cariye olmak için miydi o piyano, fransızca dersleri?
    koluna kitapları sıkıştır yeşil adidas eşofman altını giy, dirsekten bükmeli çantanı tak saçlarına fön çektir dershaneye git, olmadı bi iki test çöz göstermelik.
    hayır bi de iki işsiz yalı falan bakıyolar kendilerine. yanınıza alıcağınız süleyman efendiler bile sizden daha donanımlı lan.
    evlilik, düğün ve behlül dışında bi bok konuştuğun da yok o pelin iyi dayanıyo sana, ben olsam senle bakkala gitmem.

  • tam 48 yıldır çözülememiş, tüyler ürpertici bir gizemdir. 1971’de ispanya’nın bélmez de la moraleda kasabasında oturan pereira çiftinin dikkatini mutfak zemininde beliren bir leke çeker. ancak leke birkaç gün içinde bir kadın yüzünü andırır hale gelir. ilk surat

    birkaç hafta içinde farklı suratlar ortaya çıkmaya başlar. asıl garip olansa, suratların az miktarda olsa yer ve şekil değiştirmesidir. örnekler

    ardından pereira çifti evin tabanını değiştirmeye karar verir ve yerine beton dökülür. ancak suratlar görünmeye devam etmektedir. işin garip tarafı: yeni suratların eskileriyle olan benzerliğidir. bu durum evin cazibesini daha da artırır. örnek bir yüz, o dönemden kalma bir kupür

    birkaç hafta içinde yetkililer evin altında kazı çalışmalarına başlarlar ve tahmin edilebileceği üzere * ortaçağdan kalma insan kemikleriyle karşılaşırlar.

    artık ev paranormal araştırmacıların, medyumların, din adamlarının ve tabi ki turistlerin odağı haline gelmiştir. öte yandan bu olayın (bkz: çorum'da mezarlıkta ağlayan kız sesi duyulması) benzeri olaylardan çok daha paranormal olduğu belirtilmelidir. zira evde medyumlardan farklı olarak bilim adamları da çalışmalar yapmıştır.

    profesör bender ve ekibi farklı zamanlarda yüzleri fotoğraflamış ve değişimi gözlemlemiştir. bu zaman aralığında odaya kimse sokulmamıştır. ayrıca laboratuvar sonuçları da gariptir. çünkü suratları oluşturan boya o denli incedir ki yüzler, betonun bir parçasıdırlar adeta.

    şimdi gerçeklere gelirsek ki pek az kişi olayın gerçekten paranormal olmasını benim kadar arzu edebilir. üstelik olay hala açığa çıkarılamamıştır. ancak ev ahalisinin uydurmasıyla başlayıp sonradan medya ve belediye(!) tarafından şişirilmiş olması muhtemeldir. aksi taktirde “kimdir bu profesör bender, akademik bir araştırması var mıdır, yüzlere şimdi ne olmuştur” diye sorarlar adama.

    öte yandan çorum belediyesi belki burayı okur da örnek alır. her bir belediyede binlerce lira para dönüyor. siz de şehre turist çekmek için bula bula mezarlıkta ağlayan kızı buluyorsunuz. mükemmel vizyon, bravo!

    kaynaklar: wikipedia
    bir site

  • hkg gerçek bir devrimcidir. bulunduğu çevreyi anlattıklarından az çok tahmin edebiliyoruz. televizyonsuz, telefonsuz dünyadan kopuk bir yaşam. radyodan kız çocuklarının evlendirilmesiyle ilgili şeyler duyup yaşadıklarının normal olmadığını o zaman anlayacak kadar beyinlerin yıkandığı, küçük yaşlardan itibaren sürekli cezalandırılma, cehennemde yanma baskılarıyla büyüyüp kafasını olduğu yerden kaldıramayan çocuklar. üstüne bu kadar acıyı yaşayan bir insanın sergilediği üstün cesaret karşısında saygıyla eğiliyorum. yaptıklarını yapabilmek, delil toplamak, o savcıya gidip, bu yaşadıklarını anlatabilmek, bunlar çok büyük işler. yaşın tüm yaşadıklarına rağmen hala küçücük sadece 24 yaşındasın şu anda ve cehennemi bu dünyada görmüşsün. umarım bundan sonra huzura kavuşur ve karabasanlarından uzakta mutlu bir hayat yaşarsın.

  • evet bu iş eğitim işidir. ama eğitimde ceza da bir metottur. bu işin bir cezası olmalı. başkalarını aptal yerine koyanlara karşı bir yaptırım olmadığı sürece bu magandalar yaptıkları bu davranışı kendilerine hak görmeye devam edecekler

  • faydaları saymakla bitmeyen.

    sıralamak gerekirse:

    -damar içindeki dolaşan kanımızın büyük kısmı sudan oluşur, kan ise hücrelerimiz arası oksijeni taşıdığından mütevellit, yeteri kadar su tüketimimiz yoksa kanın katılığı artar ve organlara yeteri kadar oksijen iletimi sağlanamaz ve damarlarda tıkanmalar başlar. bu da bir çok hastalığı beraberinde getirir.

    -yeteri miktarda tüketilmez ise mide asidi ve gastrit gibi şikayetler artar. su mide asidini önlemektedir.

    -yine eksik su tüketimi karaciğer ve böbreklere büyük zarar verir. vücuttaki toksinleri atamadığımızda yine bir çok hastalıkla boğuşmak durumunda kalırız.

    -hamilelikte su tüketimi çok önemlidir zira bebeğin içerisinde bulunduğu amnion sıvısının devamlılığı bebeğin rahimdeki gelişimi için gereklidir.

    -yine sorunsuz bir sindirim sistemi için en önemli alışkanlığımız yeteri kadar su tüketimidir.

    - günde en az 8 bardak su ile ağız sağlığımızı da koruyabiliriz.

    -susuzluk stres katsayımızı artırıp, gergin bir insan olmamıza neden olur.

    -cilt sağlığımız için kozmetik ürünlerinden ziyade vazgeçilmezlerimizden ilki su olmalıdır. çünkü su cildi daha canlı ve parlak hale getirir.

    -susuzluk gün içerisinde uykusuzluk gibi sorunları doğurur, enerjimiz düşer.

    -suyun ağrı kesici özelliği vardır mesela eklem boşluklarındaki kayganlığı sağlayan sıvı bileşeninde su bulunur. yetersiz su tüketiminde eklem arası sıvılarla birlikte eklem kayganlığı da azalır; eklem ağrılarına, hareket sırasında eklemlerden ses gelmesine neden olur.

    -grip tarzı bulaşıcı hastalıklarla savaşırken, vücut direncine katkıda bulunur.

    -emziren annelerde süt oluşumunu artırır.

    -saç sağlığı için de büyük fayda sağlamaktadır. kendimden biliyorum suyu az tükettiğim anda saçlarım canlılığını kaybeder.

    1 günde vücuttan idrarla ortalama 1500 ml, ciltten terleme ve buharlaşma yoluyla 400 ml, dışkı ile 200 ml, solunum yoluyla ortalama 300 ml su harcanır ve günlük ortalama 2500 ml su kaybedilir. yazları ise bu miktar yaklaşık 500 ml daha fazladır. yiyeceklerden aldığımız su ile ihtiyacımızın sadece %30’unu karşılayabiliriz. sağlıklı yaşam için günde 2-3 litre su tüketmeye özen göstermeliyiz.

    .

    ekte şahsen kullandığım ve faydasını gördüğüm taşlardan bahsettim. ilgisini çeken yazarlar okuyabilir.

    (bkz: #144850071)

    herkese sağlıklı günler dilerim.

    edit:imla

  • ulan hiç aklımda yokken bi video ile milletin yüzünü güldürdüğüme mi sevinsem bilemedim.

    evet ekşiciyim ve çooooook tatlıyım :)