hesabın var mı? giriş yap

  • şu günlerde üçüncü sayfaya ancak kutudan girebilecek bir cinayetken, 90'lı yıllarda gündemi aylarca meşgul etmiştir.

    şimdi düşünüyorum da, ne güzel günlermiş be. ülkenin en büyük derdi, kumkapı'da yarı sarhoş kafayla kendilerini taciz eden adamı öldüren bir kızmış. manşetler saat başı yıkılıp yeni baştan yapılmıyormuş, gündem haberleri her saniye ayrı bir skandal başlığı taşımıyormuş...

    2000'lere girmeden fişi çekecekmişiz aslında.

  • tarihi binalarla kaplı, çok büyük olmayan, yine de çok büyük bir şehre yakın mesafede olan, orta büyüklükte herhangi bir avrupa şehri.

    (bkz: brugge)
    (bkz: gent)
    orta büyüklükteler, birer alışveriş merkezleri var. etrafta kafeteryalar var. birkaç gece klübü de var. kolayca yeşil alan bulunabiliyor. şehir sıkıcı gelince hafta sonu kolayca brüksel'e veya amsterdam'a günü birlik geziler yapabiliyorsun. hatta biraz kasarsan paris'e, köln'e falan da gidebilirsin. şehirde trafik yok, banliyöden şehir merkezine otobüsle 20 dakika, otobüste de kolayca oturacak yer bulunuyor; mis.

    not: fiziksel olarak 20 yaşındayım; ruhum emekli amca kafasında.

  • marmaray'ın aslında tam olarak marmaray olmamasından kaynaklanan hadise.

    marmaray niye aslında tam olarak marmaray değil? çünkü marmaray'ı seçim öncesi açabilmek için projenin geri kalanının(marmaray cr3) ismini (istanbul banliyö hattı) değiştirerek, sanki şu 4 duraklı sisteme marmaraymış gibi açılış yaptılar.
    filmlerde görürsünüz, her raylı sistemler projesinde ana kontrol merkezi vardır, uzay istasyonu gibi donatılmıştır, otomasyon işlemleri buradan gerçekleşir. işte bu sistem marmaray cr3'i ile beraber yapılacaktı.
    işte 4 istasyonlu haliyle açabilmek için geçici bir çözüm yaptı dhl, gecici kontrol merkezi kurdu. her gecici iş gibi, bu kontrol merkezi de 6 ay-2 sene için kurulmuştu. fakat anlaşılan kullanımı kalıcı oldu.
    benim şahsi kanaatim, bu kontrol merkezinde problem var. fakat haber alma hürriyetimizin kısıtlandığı ülkemizde kimsenin bunu araştıracağını zannetmiyorum.
    zaten 2-3 saate yayın yasağı getirirler.

  • gece gece koparan insan.

    sergen yalçın: bizim takımlarımız sezon öncesi iyi çalışmıyorlar.
    mustafa doğan: beşiktaşlı oyuncularla konuştum, sezon öncesi iyi çalıştık diyor hepsi.
    sergen yalçın: mustafa, hangi oyuncu kötü çalıştık der?

  • levyeyle mi cikacakti amk dedigim insan. baska neyle cikacak olm, mal misiniz? (duz adam taylan)

  • bu başlık bile her şeyin ne kadar boka sardığını göstermeye yeter. böyle bir başlık ancak ortadoğu bok çukurunda açılabilir, nitekim açılmıştır.

  • mustafa kemal paşa'nın milli mücadele döneminde düzenlediği bir futbol maçı var. kimilerine göre yüzyılın maçı.

    28 temmuz 1922 tarihinde bu futbol maçını organize etmesinin sebebi, büyük taarruz öncesi tüm komutanları bir araya getirerek son planları anlatmaktı. o dönem büyük taarruzun yeri ve tarihi çok gizli tutuluyor tabi. yunanlılar tarafından sıkı bir şekilde izlenen mustafa kemal paşa, onları şaşırtmak için 28 temmuz 1922 günü akşehir'de derviş bey konağı'nın hemen arkasındaki alanda göstermelik bir futbol maçı düzenletir. futbol o dönemler orduda yaygın bir spor. tatil günleri alaylar, tümenler birbirleri ile kıran kırana maçlar yaparmış. o vakit cephe karargahı futbol takımı ile kolordular karmasının 28 temmuz 1922 cuma günü akşehir’de maç yapmaları kararlaştırılmış, ama bu maç öyle sıradan bir maç değil.

    o güne kadar subaylar akşehir’de toplanmaya başlar. mustafa kemal paşa, fevzi paşa, ismet paşa ve diğer komutanlar toplantıdan önce bir araya gelip, taarruz planını yaparlar. ama bu toplantı, futbol maçının gölgesinde yapılır. maçın ardından verilen yemeğe tüm komutanlar katılır. basit bir maç sonrası verilen dostluk yemeği gibi görünen bu yemek aslında büyük taarruz planlarının konuşulduğu bir toplantıdır. düşman tarafına, tüm kuvvet komutanlarının akşehir’e bu futbol maçını izlemek için gittikleri intibası başarılı bir şekilde yaratılır. mustafa kemal atatürk, daha sonrasında nutuk’ta bu olayı şu sözlerle anlatacaktır:

    “28 temmuz 1922 günü öğleden sonra yaptırılan bir futbol maçını görmeleri ileri sürülerek, ordu komutanları ve birtakım kolordu komutanları akşehir’e çağırıldı. 28/29 temmuz gecesi, komutanlarla genel olarak saldırı konusunda görüştüm.”

    mustafa kemal maçın ardından afyon'a geçer. kocatepe'de aylardır büyük bir gizlilik içinde yürütülen hazırlıklardan sonra 26 ağustos 1922 saat 05:30'da "ordular, ilk hedefiniz akdeniz'dir!! ileri!!" emrini vererek büyük taarruzu başlatmıştır.

    * bu maçta cumhuriyet öncesinde fenerbahçe’nin, cumhuriyet sonrasında ise karşıyaka’nın ilk kalecisi olan kuvâ-yı milliye kahramanı kenan bey de görev yapmıştır.

    hayati bir toplantıyı kamufle eden ve kimilerince yüzyılın maçı olarak nitelendirilen bu maç 2-2 bitmiştir.

    * işte bunun filmini yapacaksın. çok büyük bütçe istemez. futbol maçını merkeze alacaksın. biraz abartarak iki takım arasında büyük bir rekabet olduğu hissini vereceksin. arka planda o dönemin sıkıntılarını vereceksin seyirciye. sonra takip edildiği için sürekli planlar değiştiren mustafa kemal paşa'nın aklına ekibi bu maçın gölgesinde toplamak gelecek. son 20 dk maçtan çekişmeli sahneler olacak. istersen faal futbolcuları bile oynatırsın. filmin son 5 dk'sı mustafa kemal afyon'a gidecek, son hamleleri planlayacak orada. film biterken son anda "ordular ilk hedefiniz akdeniz" diyecek, sonra jenerik. bu film usta ellerde süper olurdu.