hesabın var mı? giriş yap

  • aşağıdaki hikayenin kahramanıdır. kuzenin başından geçmiştir.

    kuzen, aynı firmada çalışan bir türk kızı ile tanışır. emailler ile muhabbet ilerler, iş aralarında görüşülür filan ve kuzen de adım atar ve bu arkadaşı bir kahve içmeye dışarı davet eder haklı olarak. neyse gel zaman git zaman kızdan ses seda kesilir. kuzen olayın üzerinde durmaz "demek ki, kız bu kahve olayına soğuk bakıyor ki cevap dönmedi" der ve olayı kapatır ( ki türk kızının aptal davranışı burda görülüyor. ulan en azından hayır diye bir cevap ver di mi? yok türk kızı buna tenezzül etmez tabi. )

    aradan bir hafta on gün geçer ve kuzenin pek sevmediği ukala bir iş arkadaşı laf arasında şöyle der: " abdurrahman sen de sahipli kıza yazıyomuşsun. ayıp!" kuzen anlamaz. ne alaka sevgilisi olan kıza yazıyosun demek? hem de böyle yavşak bir herif bunu diyorsa...

    sonradan olay anlaşılır: kuzen kahve teklifini yaptıktan sonra, türk kızımız bu durumu hemen sevgilisine yetiştirir. sevgili kişi de kuzenin iş arkadaşına söyleyerek kuzene bunu iletmesini söyler.

    işte burdaki kıza türk kızı diyoruz. bir maille bu kahve teklifini reddetmek varken, olayı sevgilisine ordan da yavşak iş arkadaşına aktarma beceresini ancak bunlar gösterebilir.. ve işin daha ilgnci de tüm bunlar bittikten sonra kuzene hiçbişe olmamış gibi bir mail gelir "abdurrahman naber :)"

  • okuldan cikarken iyi geceler diledigimde guvenlige, alis-veris'in ardindan tesekkur ettigim kasiyere, minibusten inerken iyi gunler diledigim sofore suratima sadece bon bon baktiklarinda soylemek istedigim soz.

  • yazın iyiden iyiye kendini hissettirdiği şu günlerde sağlıklı bir alternatifini ararsaniz benim güzel bir tarifim var.

    malzemeler:

    - 5-6 su bardağı su
    - 5 tatlı kaşığı çay (ya da iki poşet cay)
    - 1 şeftali
    - isteğe göre 4- 5 tane çilek
    - 1 dilim limon
    - 1 tatlı kaşığı bal ya da şeker( bu kısım damak zevkinize kalmış, miktarı daha da arttırabilir ya da hiç eklemeyebilirsiniz)

    çayı 2.5 su bardağı su ile demliyoruz. yaklaşık 10 dakika beklettikten sonra sürahiye aktarıyoruz. bu arada şeftali ve çilekleri püre haline getirip kalan su ile birlikte kısık ateşte kaynayana kadar pisiriyoruz. ince bir tulbentten geçirerek posasini alıyoruz . (tülbent yoksa ya da ben meyveli severim derseniz meyveleri dilim dilim kesip püre haline getirmeden suyunu çıkartın, meyvelerle birlikte çaya ilave edin) bal ya da şeker ekleyecekseniz bu aşamada ekleyip iyice karıştırıyoruz. meyveli suyu da sürahiye ekledikten sonra bir dilim limonu 4 parcaya ayırıp içine atıyoruz.

    karışımın bir kısmını buz kalıplarına koyup buzluğa atıyoruz. sürahideki çayı 10 dakika oda sıcaklığında beklettikten sonra birkaç saat buzdolabında bekletiyoruz. icecegimiz zaman cayli buzları da içine ekliyoruz. isterseniz limon ya da şeftali dilimi de ekleyebilirsiniz.

    hem sağlıklı hem ferah hem de lezzetli bir icecegimiz oluyor. deneyen herkese şimdiden afiyet olsun efendim .

  • kavanoz dibi gözlüğe sahip yaşlıca bir teyze inmek için ayağa kalkar:

    teyze: evladım müsait bir yerde indirir misin?
    şoför: (kapıyı açar ama durmaz) buyur teyze.
    teyze: paraşütle mi ineceğim pezevenk, dursana!
    minibüs ahalisi: ???

  • 45 çocuğa tecavüz edilirken sessizce başını yastığın altına gömenlerin ve tecavüzlere tepkisiz kalanların açtığı hastag.

  • ehliyetin alındığı ilk gün;
    "araba kullanırken arkadaşların seni "onu da geç, bunu da geç" diye gaza getirir. sen uyma onlara sakın."

    palio'nun her tarafı gaza gelse ne olacaksa artık.

  • ilk öğrenilmesi gereken '-yor olacağım' kalıbıdır.

    mesela "sizi boş toplantı odasına alacağım" diyemezsiniz gramerde yoktur. "sizi boş toplantı odasına alıyor olacağım" denir. böylelikle samimiyetsizliğiniz paçanızdan akar.