ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
cihangir social
-
tam aksine gidilip, hatta zirve düzenleyip hayvanlar gibi yiyip içtikten sonra, "biz yediklerimizi beğenmedik" denip beş kuruş para vermeden çıkılması gereken mekandır.
en kısa sürede batasıcalar.
ağaç
-
ağaçlarla ilgili ilginç trivia’lar:
- ağaçlar, dünya üzerinde en uzun yaşayan organizmalardır ve asla yaşlılıktan ölmezler.
- ağaçlar kendilerine saldıran böceklerle iletişim kurabilirler. bazı ağaçlar böcek saldırılarına ve diğer bitkilere karşı kendilerini koruyabilmek için yapraklarını ilaç benzeri maddelerle doldurabilir.
- çam ağacı, antarktika hariç bütün kıtalarda yetişebilir.
- ağaçlar yapraklarındaki suyu buharlaştırarak hava sıcaklığını düşürebilirler.
- bir ağacın dalına kuş yuvası asılırsa, ağaç yukarıya doğru büyüyemez.
- ağaçların gövdesi yaz mevsiminde, kökleri ise sonbahar ve kış aylarında büyür.
- güneşli yerlerde yetişen ağaçların kabuğu, gölgede yetişen ağaçlara göre daha kalındır. gölgede yetişen ağaçların kabuğu genellikle incedir.
- nemli yerlerde ve büyük su kaynaklarının yakınlarında büyüyen ağaçların geniş/büyük yaprakları vardır. suyun az olduğu, kuru ortamlarda yetişen ağaçların ise küçük ve sert yaprakları bulunur.
- dünyadaki en zehirli ağaç, florida’ya özgü olan “manchineel” isimli ağaçtır.
- çoğu ortama uyum sağlayabilen meşe ağaçları; bilgelik, güç ve sadakati temsil eder.
- sequoia national park’ta* bulunan “general sherman” isimli dev sekoya, hacim olarak dünyanın en büyük ağacıdır.
- meşe ağaçları, diğer ağaçlardan daha fazla yıldırım çeker.
- meşe ağaçları 50 yaşına kadar meşe palamudu üretmez.
- “hyperion”, 115,55 metre yüksekliğiyle dünyanın en uzun ağacıdır.
- meksika’da bulunan, “tree of tule” olarak bilinen ağaç; dünyanın en sağlam ve en geniş gövdesine sahip ağacıdır.
- “dynamite tree” ismiyle bilinen ağacın meyveleri olgunlaştığında patlar ve ağaç bu şekilde, sertleştirilmiş tohumlarını uzak noktalara gönderir.
- dünya üzerinde yaklaşık 3 trilyon ağaç vardır. neolitik dönem’den bu yana dünyada ağaç sayıları %46 oranında azaldı.
- çam kozalakları cinsiyetlidir.
- botanik tanımına göre palmiyeler ağaç değil, büyük odunsu bitkilerdir.
- polonya’da, hepsinin gövdesi aynı şekilde bükülmüş 400 çam ağacının bulunduğu bir orman (crocked forest) vardır. ağaçların hepsinin neden bu şekilde büküldüğü ise hala sırrını koruyor.
- dünyanın en uzun ve en yaşlı ağaçlarının bulunduğu yerler, turist kalabalığının bu ağaçlara ve çevresine zarar vermelerini önlemek için gizli tutulur.
- hawaii'de doğal gökkuşağı renginde kabuklarla okaliptüs ağaçları vardır.
- “gingko biloba” (mabet ağacı) yaşayan en eski ağaç türlerinden biridir. yaklaşık 250 milyon yıl öncesine dayanmaktadır.
- baobab ağacı gövdesinde 120.000 litre su depolayabilir.
- “botanic gardens conservation international”a göre, dünyada 60.065 ağaç türü vardır. ancak bu türlerin 300'ü yok olma eşiğinde.
- ağaçlar ses dalgalarını; özellikle yaprakları ve dallarının yardımıyla maskeleyerek, istenmeyen gürültüyü azaltabilirler.
- isveç’te “tree hotel” isminde, ormandaki ağaçların üzerinde duran odalardan oluşan bir otel vardır.
- doğada, ağaçların olduğu yerlerde vakit geçirmek, gezinmek zihin yorgunluğunu alır ve kas gerginliğini azaltır. daha fazla ağacın bulunduğu yerlerde yaşam daha sakindir.
- ağaçlar, hava ve su kirliliğini önlemeye yardımcı olur.
- ağaçlar insanlar için olduğu kadar, vahşi hayvanlar için de oldukça önemlidir. birçok vahşi hayvana yiyecek, gölgelik ve yaşam alanı sağlar.
kaynakça
https://www.precisiontreemn.com/…s-about-trees.html
https://www.factretriever.com/tree-facts
https://www.kickassfacts.com/…eresting-facts-trees/
https://balconygardenweb.com/…un-facts-about-trees/
https://www.heifer.org/…y-you-should-plant-one.html
https://www.treepeople.org/tree-benefits
https://reforestlondon.ca/…cts-our-10th-anniversary
https://www.precisiontreemn.com/…s-about-trees.html
türkiye'de en çok iz bırakan ermeni şahsiyet
-
en çok mudur bilemem ancak kelimenin gerçek anlamıyla türkiye'de en çok iz bırakan ermenilerden biri de hagop vahram çerçiyan'dır. kendisi bugün devlet kurumlarında, tişörtlerin üstünde, anahtarlıklarda, bazen de dövme olarak karşımıza çıkan mustafa kemal atatürk'ün imzasını tasarlamıştır.
çerçiyan'ın oğlu dikran çerçiyan bu imzanın hazırlanış hikayesini şöyle anlatmıştı:
“galiba mart ayıydı. o zaman on dört yaşında olduğum için, bunları çok iyi hatırlıyorum. bir gece, bebek’te oturduğumuz evin kapısı çalındı. mamam gidip açınca bir polis bir sivil iki kişiyi görmüş. heyecanla içeri gelip ‘vahram, okulda bir hadise oldu mu?’ diye sordu. babam da ‘yok bir hadise olmadı’ diye cevap verdi. insanın aklına birçok şey geliyor tabii. gidersin karakola, çıkana kadar neler olur. allah bilir! babam gelenlerle konuşup, iki dakika sonra, elinde bir kağıtla içeri geldi. ‘bana bir emirname var. atatürk’e bir imza numunesi hazırlayacağım’ dedi. imza ertesi sabah 8:30’da alınacak. o gece babam hiç uyumadan ve de çok memnun olarak gece boyunca çalıştı. kağıtları buruşturup attı. yaptıklarını beğenmedi. babamı saat ona kadar seyrettim. ama daha fazla dayanamadım uyumaya çıktım. ertesi gün aşağı indiğim zaman, masanın üstünde beş tane imza numunesi hazır duruyordu. atatürk, o beş numunenin en basit olanını seçmiştir.”
azerbaycan'ın 10 kasım gününü zafer bayramı ilanı
-
“çok işkence gördüm, çok çektirdiler hiçbirine yanmam da atatürk rozeti vardı yakamda onu aldılar ona yanarım” diyen ebulfez elçibey nerede 10 kasım tarihini zafer günü ilan eden aliyev nerede.
hiç sürpriz yapmayan bir öküze aşık olmak
-
kadın-erkek ilişkilerine dair kafamda son zamanlarda bir soru işareti var. kadınlar neden ilişkide bekleyen taraf oluyor? sürpriz bekler, hediye bekler, ilgi bekler vs. erkek ne kadar verirse versin hep "az yapıyor" oluyorken kadın 1-2 kez yapsa "çok sürprizli" olabiliyor. bunun mantığını bilen, anlayan beri gelsin.
makale aranıyor duyuruları
-
ülkemizde akademisyenlerin ve öğrencilerin önemli sorunlarından birisi makalelere erişimdir. makaleyi arayıp bulmak google ile yapılan bir işlem gibi görünse de makalenin tam metnine ulaşmak o kadar kolay değildir. araştırmacılar aradıkları makalelere öncelikle kendi üniversitelerinden sonra ulakbim'den ulaşmayı denerler. ulakbim veya kendi üniversitelerinin ise hangi yayınların veri tabanlarına abone olacağı ise tamamen rasgele oluşturulmuş gibi görünmektedir. mesela aydın adnan menderes üniversitesi, hacettepe üniversitesi'nin abonelik sağlamadığı bazı dergilere abonelik sağlamakta iken bazı dergilerde tam tersi bir durum söz konusudur.
araştırmacılar kendi okullarından veya ulakbim'den ilgili makalelere ulaşamazlarsa ellerinde kalan tek şans 15 dolar ödeyip makaleyi satın almaktır. bir çalışma için yaklaşık 20 makaleyi incelemesi gereken sefil bir araştırma görevlisinin 300 dolar ödemesi o kadar da kolay değildir. bu sebeple aklıma gelen fikirdir makale aranıyor duyuruları.
bu duyurular sayesinde bir makaleye ihtiyacı olan sözlük yazarları diğer sözlük yazarlarından yardım isteyebileceklerdir. mesela ben kendi üniversitemin sağladığı online aboneliklerle ulaşılabilen makaleleri sağlayabilirim.
edit: şöyle bir imkan da varmış: (bkz: sci-hub.org)
dostoyevski
-
dostoyevski kumar alışkanlığından ötürü aşırı derecede borçlanmıştır. o sırada ortaya stellovski adında bir yayıncı çıkar. dostoyevski’ye şunları söyler: “bak senin bütün borçlarını kapatacağım. sana iki yıl yetecek kadar da para vereceğim. fakat bir sözleşme imzalaman gerek.
senden bir kısa roman istiyorum. bu kısa romanı bana bu sözleşmeyi imzaladıktan tam 24 ay sonra vermeyi kabul edeceksin. istediğim sürede bitirip bana teslim edersen sorun çıkmayacak. fakat eseri bir gün bile geç verecek olursan bundan önce yayımladığın ve bundan sonra yayımlayacağın bütün eserlerin hakları benim olacak.” çok fazla borcu olan dostoyevski sözleşmeyi mecburen imzalar.
aradan 23 ay geçer fakat tek bir cümle bile karalamamıştır. durumdan haberdar olan fransız yazar stendhal, dostoyevski’ye “ben ‘parma manastırı’ romanımı dikte ettirerek (söyleyerek yazdırmak) yazdırdım, sen neden denemiyorsun?” der. başka çaresi olmayan dostoyevski kabul eder.
o zamanlar rusya’da bir dikte etme okulu vardır. okulun en yetenekli öğrencisi grigoryevna snitkin adında isveç asıllı genç bir kızdır. kız bu görevi yapmaktan gurur duyacağını söyler ve dostoyevski ile eseri yazmaya başlarlar.
eseri son gün bitiren dostoyesvki hemen stellovski’nin yanına gider. dostoyevski’nin yazma sürecini baştan sona takip eden uyanık yayıncı stellovski dostoyevski eseri teslim edemesin diye ofisini kapatıp gitmiştir. o zamanlar rusya’da noter yoktur. noter görevini polis karakolundaki memurlar yapıyordur. dostoyevski eserini polis karakolundaki memurlara onaylatır. daha sonra bu olaydan dolayı yayıncı ile davalık olsalar da davayı dostoyevski kazanır.
her rus gibi dostoyevski de zaferi kutlamak için bol votkalı bir davet verir. davete bütün dostları ile birlikte romanı dikte ettirdiği genç kız grigoryevna snitkin’i de çağırır.
gecenin ilerleyen saatlerinde dostoyevski genç kıza “senden bir konuda fikir almak istiyorum “der.
bu durum genç kızın gururunu okşamıştır.
“memnuniyetle, ben size nasıl bir fikir verebilirim merak ettim” diye karşılık verir.
dostoyevski şöyle der: “ben bir roman yazmaya çalışıyorum. romanın başkarakteri korkunç biri… sara nöbetleri geçiren, kumar bağımlısı, düşman kazanmaktan çekinmeyen bir adam. bu adam kendinden genç bir kıza aşık oluyor. sence bir evlenme teklifi kaleme alacak olsam bu gerçekçi olur mu?”
kız ise şöyle der: “evlenme teklifinizi kabul ediyorum bay mihayloviç.''
o kız dostoyevski’nin ikinci eşi anna grigoryevna snitkin’dir. yazdıkları eser ise ünlü roman “kumarbaz”dır.
kaynak: dostoyevski'nin hatıraları - anna grigoriyevna dostoyevski
istanbul'da sıçan sorunu
-
ortaya çıkmak üzere olan sorundur.
pendik kurtköy bölgesi (yenişehir, çamlık, harmandere) yoğun olarak sitelerden oluşan düzenli bir yapılaşmaya sahip. gözlemlerim yoğun olarak ikamet ettiğim bu bölgede ancak ataşehir/şerifali bölgesinde de olduğunu biliyorum.
genel olarak sokaklarda uysal köpekler, sitelerin içlerinde ise kediler yaşıyor. sorunun kaynağını da sokaklarda yaşayan köpeklerin iyi niyetle beslenmesine yardımcı olmaya çalışılması oluşturuyor.
sitelerin aralarında yer yer boş arsalar yer alıyor. bu arsalar insanlar köpeklerin yemesi için yemek, et vs bırakıyor.
ancak bu yiyecekler hava kararmaya başlarken ortaya çıkan onlarca sıçanı besliyor. o kadar arttılar ki artık havanın kararmasını dahi beklemeden ortaya çıkmaya başladılar ve 25-30 cm'lik boylara ulaştılar. arsalarda onlarca sıçan deliği rahatça görülüyor.
sıçanlar, ısırıkları ve sidikleriyle 70 ten fazla bakteri bulaştırabilen, asyada her yıl onlarca ölüme ve felce yol açan hayvanlar.
önlem alınmaması halinde ciddi hastalıklara yol açabilecek ve bir sonraki felaket olarak gündem oluşturma potansiyeli olan bir sorundur. umarım yetkililer bir an önce önlem alırlar.
ünlü biriyle ilişki yaşamış sözlük yazarları
-
benimdir. bir alışveriş merkezinde okan bayülgen'in yanından geçerken adeta görmezden geldiğim eski sevgilimmiş gibi mağrur bir tavırla yanından geçmiş, tanımamazlıktan gelerek haddini bildirmiştim.
vatanını terk edip kaçan korkak göçmenler
-
başlığı görünce, korkak bir göçmen örneği olarak annemin babaannesinden bahsetmeyi borç bildim.
makedonya'da biri dokuz yaşında, diğeri bebek iki küçük çocuğuyla, savaşmaya giden kocasını beklemektedir. aniden silahlı sırpların yaklaştığı haberi gelir. sadece çocuklarını yanına alarak, ki birini de yolda kaybeder sonrasında, kaçarak tekirdağ'a ulaşır. varlıklı bir ailenin kızı olarak büyümüş bu kadın, hayatta kalmak için hastanelerde hademelik yapar dilini anlamadığı insanların arasında. makedon olduğu halde osmanlı topraklarına vatan deyip savunan kocasının tekrar onu bulması yıllar sürer.
sevdiklerini hayatta tutmak için annesini, babasını, kardeşlerini, dostlarını, malını mülkünü geride bırakıp bilinmeze doğru gitmek buralarda atıp sıkmaya benzemez.
debe editi: kültürel çeşitlilik bir ülke için büyük zenginlik. keşke kirli politikalara malzeme edilmese.
12 kasım 2021 metropoll anketi
-
yine akp'nin bu kadar alması mümkün değil diyenler gelecektir ama bence normal sonuçlar.
bu düzenden nemalananları, akp sayesinde torpille işe girenleri, iş alanları, zır cahil çomarları toplayınca bu çıkıyor.