ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
stajyer
-
staj süreleri boyunca siklenmeyen, onlara laptop dahi verilmeyip kendi getirdikleri laptopta amanın kartvizit düzenletmek yok bilmem excel ile ilgili bir iki ufak tefek düzeltme yaptırmak, fotokopi çektirip zımba bastırmaktan öteye şeyler verilmeden kendi başlarına staj defterlerine ne yalanlar yazmak zorunda bırakan işverenlere dert olmuş sanırım.
o stajyer bok var gibi sabahın 6'sında kalkıp dizi, film izlemeye geliyor değil mi sıcak yatağından kalkıp?
aldıkları maaşmış. beyim beyim o maaşı sen ödüyorsun zaten değil mi? bu arada maaş denilen ücret asgari ücretin %30'una tekabül ediyor. ben vereyim o parayı da yatağımdan kaldırmayın beni diyecek o kadar çok stajyer var ki.
evlenilecek kız bulunabilecek yerler
-
iibf dersliklerinin ön sıraları.
ininden çıkmayan hayvana utangaç diyen belgeselci
-
belgesel yapımcıları, vahşi doğa fotoğrafçılarında böyle bir "yanlış tanı" rahatsızlığı var.
adam, gördüğünü sıfatlandıramıyor lan.
110 kilo ağırlığındaki sumatra kaplanını fotoğraflamak için iki hafta pusuda bekliyor, hayvan ormanın derinliklerinden gelirken iki saniyeliğine kameraya yakalanıyor.
"sumatra kaplanları... kedi ailesinin utangaç üyeleri. kameralarla araları pek iyi değildir" diyebiliyor.
utangaçlığından adam yiyecek hale gelmiş öyleyse. bak bi gözlerine! utangaç bir bakış mı, yoksa "taallukatınızı " bakışı mı bu?
http://farm4.static.flickr.com/…5469_7968467bb8.jpg
üç gündür ininden çıkmamış, kış uykusuna hazırlanan aç boz ayıyı, isim takıp sempatikleştiriyorlar:
"lisa, utangaç bir anne. yavrularına kış bastırmadan yiyecek bulması gerek. lisa bu nedenle son zamanlarda biraz sinirli."
son günlerde biraz kızgın, utangaç lisa'ya bak:
https://fitcoupleusaf.files.wordpress.com/…rowl.jpg
adama dilini yutturuyor mahcup duruşuyla.
orta halli ailelerdeki eskiden zengindik anlatısı
-
41 ilde 657 orta halli aile üzerinde yaptığım bir başka dev araştırma. bu ailelerin % 65'lik bir bölümünde babasının, dedesinin ya da büyük dedesinin zamanında hatırı sayılır bir serveti olduğunu, fakat daha sonra bu servetin kaybedildiğini söyleyen bir anne veya baba mevcut.
servetini kaybeden büyük dedelerle ilgili anlatılarda öne çıkan faktör ise çok acı: kumar. "büyük dedem rahmetli'nin 3000 dönüm arazisi bir gecede gitmiş... bir gecede... dükkanlar falan hep gitmiş... bir tek ev kalmış, o da ananenin üstüne olmasa o da gidecekmiş" şeklindeki bu anlatılar 1913-1944 yılları arasında türkiye'nin farklı bölgelerindeki yaygın alışkanlığın kumar olduğunu gösteriyor.
pierre-auguste renoir
-
muhtesem tablolara imzasini atmis empresyonist. donemin unlu zenginlerinden biri olan yakin arkadasini kiramayarak esinin ve iki cocugunun resmedildigi madame charpentier ve cocuklari paul ve georgette isimli tabloyu yapmistir. asagidaki linkten tabloya bakarsaniz iki adet kiz cocugu goreceksiniz:
http://www.ibiblio.org/…noir/renoir.charpentier.jpg
oysa soldaki aslinda bir erkek cocugu. o yillarda erkek cocuklarini kiz, kiz cocuklarini erkek gibi giydirip dolastirmak zengin sinif icinde oldukca yaygin ve saygi goren bir gelenek olarak algilanmakta imis. tablo bugun new york metropolitan muzesinde sergileniyor.
m.ö. 1750 bakır teslimatı rezaleti
eylemcilere söven esnaf
-
bir de böyle adamlar türedi son zamanda. aha bu da son örneği:
(bkz: eylemcilere söven esnaf)
daha önce bunun bir örneğini de tcdd grevinde görmüştüm. adamlar hakları için greve gitmişler. seferler durmuş. adam gideceği yere gidemediği için grevcilere küfrediyordu. millet mecburdu sanki sen biryere gideceksin diye üç kuruşa çalışmaya.. yada senin işin aksamasın diye evinde oturmaya.
doktor dövülüyor mesela bir hastanede. doktorlar greve gidiyor. "e ben hasta olsam ne olacak?" diyor bu andavallar.
adamların işi görülsün de isterse dünya yıkılsın umurlarında değil.
2.5 milyar maaş benim mazotuma yetmez
-
suratına sana belediye baksın demek istediğim kadındır.
kadın kendini bakılması gereken, tek başına hayatını idame ettiremeyen bi varlık olarak görüyor sanırım.
programa gelene kadar mazotunu kim veriyordu bu kadının.
karakter yoksunu kadınların, toplumda kadının yerini en çok sarsan unsur olduğunu kanıtlar nitelikte bi görsel şölen olmuş.
(bkz: başkası adına utanmak)