hesabın var mı? giriş yap

  • giriyor da diziyi ayrı, filmi ayrı, maçı ayrı, basket maçını ayrı, avrupa maçını ayrı, araba yarışını ayrı, masa tenisini ayrı, misketi ayrı tasoyu ayrı platforma alıp orta sınıfı ayda 300-400 lira harcamaya mecbur etmek de hırsızlığa giriyor.

    o hırsızlıksa bu da hırsızlık.

    yok bu hırsızlık değilse, milletin yaptığına da hırsızlık demeyelim; servet otlakçılığı diyelim.

    türkiye gibi alım gücünün her geçen gün düştüğü bir ülkede verilen hizmet ve istenen para adil değil. internet yayıncılığı meselesi serbest piyasa yüzünden zaten eziyete dönüştü. netflix ilk başladığında “istediğine istediğin zaman reklamsız ulaş” hizmeti para vermeye değer bir kolaylıktı. şu an her şey başka yere dağıldığı için platformlar hem istediğimiz yayına ulaşmamızı zorlaştırıyor hem de bizi gasp ediyor. 6 tane zamazingoya üye oluyorsun, aklına bi film geliyor düştüğün yer yine hdfilmcehennemi. house of the dragon'ın haftalarca hem yayını yoktu hem telif nedeniyle sitelerden kaldırılıyordu. bu zulme karşı her türlü anarşi caizdir. kimse kusura bakmasın.

  • çoğunluk kendi mesleğini yazmış. bana bi' gülme geliyor.

    yıl 2020. yapay zeka, çeşitli libraryler ile şu an bile kendi kaynak kodlarını geliştirebiliyor. adam da gelmiş inşaat mühendisliği yazmış.

    (bkz: yazık kimin çocuğuysa)

  • ben buradan, 50 senedir bu isi gizli tutup, tek kelime sizdirmamayi basaran on binlerce nasa calisanina ve onlarca astronota tesekkurlerimi, bu isi ortaya cikaramayan rus ve cin devletlerine de teessuflerimi iletmek istiyorum. beceriksizler.

  • 15 temmuz sonrası darbe bahanesiyle ihraç edilen ve cezaevine atılan hatta işkence yapılan askerler yerine ordu bunlarla dolduruldu. çok şaşırmamak lazım. yakında tsk'dan asker yerine menzilci hacı hoca mezun olursa hele hiç şaşırmayın.

  • coca-cola dayı oğlumun şirketi olduğu için yıllık karını sağa sola kafasına göre bağışlayabilen bir firmadır. hissedarları filan yok, her ülkede ayrı ayrı vergi ödeyip, ortaklarına para kazandırmakla yükümlü değil. 2006 yılı karını pkk'ya, 2007 yılı karını asala'ya, 2008 yılı karını bahçelievler çocuk tiyatrosuna, 2009 yıllık karını mars için özerlik platformuna ve en önemlisi 1940-1945 yıllarının karını stalin'e bağışlamıştır.

    eğer fazla tüketirseniz mallık yapabilir. en iyisi az için hatta içmeyin. belli ki dokunuyor.

  • "yaşamak, bir ağaç gibi tek ve hür; ve bir orman gibi kardeşçesine" (nazım hikmet)

    noktalı virgül de dahil olmak üzere, sağ kolumu süslemektedir hatta.

  • başlık: romanyadan sevgili buldum kıskanın piçler

    1. internetten tanıştık gelmek için yol parası istedi 200 dolar gönderdim yola çıkmış bile telefonu kapalı çünkü sizde elinizi zikin hahaha.

  • turabi ile hakan'ın cilveleşmeleri bize iki ihtimal gösteriyor:

    1-her şey kurgu. kameralar kapanınca 'seyirciyi iyi kekledik bugün de' diye bizle dalga geçiyorlar.

    2-doğukan adada bonzai yetiştirmeye başladı herkes kafayı buldu.

  • uzun araştırmalar sonucunda 1 ay önce edindiğim teknoloji.

    öncelikle şunun bilinmesi gerekli. oled ve led (qled, nano cell, uhd vb) teknolojileri çalışma sistemi olarak birbirinden çok farklı. led sabit bir ışık kaynağından tüm görüntüyü aktarırken, oled de herbir piksel için tek kaynak kullanıyor. bu ne demek; led tv lerde 3 ana renk karıştırılarak ortaya siyah-beyaz vb renkler ortaya çıkarılırken, oled de her renk o piksel için kendi ışık kaynağından yayınlanıyor. buda gerçeğe en yakın renkleri görmemizi sağlıyor.

    oled mi iyidir led mi ?

    led teknolojisinde ana ışık kaynağına bir ömür biçilir (10.000 saat kabul edelim) bu süre zarfında büyük oranda kötüleşme beklenmez. kaynak sabit olduğu için ekranda bölgesel hatalarla karşılaşma riskiniz düşüktür. renkler çok daha canlı/ışıklı olarak lanse edilir. fakat özellikle gerçek siyah ve gerçek beyazda fark edilecek şekilde istenenden uzak bir görüntü aktarılır. sürekli aynı kanalları izleyen, genellikle tv'yi gün ışığında kullanan ve aşırı düzeyde film-dizi izlemeyen birisiyseniz bence tercih etmeniz gereken tv çeşidi budur.

    oled dediğimizde akan sular benim için duruyor. neden mi ? yukarıda da basitçe bahsettiğim şekilde her bir piksel için ayrı bir ışık kaynağı olduğunu düşünün. bölgesel olarak karanlık sahneleri gözünüzde canlandırın. hah işte oled dediğimiz bu menet o bölgedeki ışık kaynağını kapatıp, gerçek siyahla sizi buluştururken, hemen yanında bulunan kırmızı rengi direk kırmızı ışık olarak, 3 ana ışığı karıştırmadan real kırmızıyı aktarır. bu durumda görülebilecek en gerçek ve tatmin edici görüntü ortaya çıkar. kötü yanına gelecek olursak eğer, bu pikseller sürekli aynı ışığı verdiğinde zaman içerisinde deforme olabilir (bkz: pixel burning) bu durumda o bölgede siyah bir alan oluşabilir. buda seyir zevkinin içine edip, yüksek ücretler ödeyen bu tv sahiplerinin canını sıkacaktır. ayrıca oled ler normal led'lere göre daha az parlak olduğu için özellikle gündüz daha çok tv izleyenler için şikayet konusu olabilir. bu noktada daha çok akşam tv kullanan ve film-dizi tercihi yüksek olan kişiler için oled'in daha uygun olacağını söyleyebilirim.

    oled'de lg mi sony mi philips mi ?

    philips'i hiç potaya sokmadığım için detay araştırmadım fakat kullanan bir arkadaşımdan incelediğim kadarıyla arayüzün yavaş olduğunu söyleyebilirim.

    lg konusunda küçük bir eksper oldum denebilir. uzun zamandır bu işle uğraşan markaların başında gelmektedir. oled yıllık satışında lider marka lg'dir ve her sene b,c,g serisi olarak 3 ana modelde piyasada dominantlığını sürdürmektedir. mevcut b serileri c serilerine göre daha az parlaktır ve işlemcisi bir önceki nesildir. buda b serisini daha ucuz kılmaktadır. g serisi ise c serisi ile aynı özelliklere sahip olup tv komplesi aynı kalınlıkta devam eder ve özellikle tv'yi duvara asacak kullanıcılar için üretilmektedir. ayrıca hoparlör çıkışı b ve c serisinde 40w iken g serisinde 60w'dir. en çok tercih edileni c serisi olarak düşünebilirsiniz.

    sonyyyy sony. yıllardır hayranlık duyduğum markalardandır. tasarım olarak her zaman benim için 1 adım önde olsa da oled panellerini lg'den temin eder. sony burda yazılım ve ses sisteminde farkını ortaya koymaktadır. kullanıcı bildirimlerine göre sony tv'lerde oluşan piksel yanığı %oranı lg tv'lere göre daha düşüktür. bunun yazılımla doğrudan ilgili olduğunu söyleyebiliriz. ayrıca sony harici hoparlör olarak ana ekranın kendisini kullanmaktadır. bildiğiniz gibi ses kaynakları titreşim frekansı ile duyduğumuz sesleri ortaya çıkarır. sony'deki abiler ana ekran üzerinde bu ses mühendisliğini yaparak ekranı hoparlör olarak kullanmışlar. bu sayede ekranda dönen aksiyon sahnelerinde tam olarak olması gereken bölgeden gerekli sesin oluşmasını sağlamışlar. paranız varsa tercih edilir bir marka fekaaaat lg tv'ler 3 ana kaliteden oluşuyor diyelim, b nin fiyatına sony bulunmaz. c nin fiyatına sony'nin en alt modelini alabilirsiniz olarak fiyat skalası devam eder. tamamen tercih ve bütçe meselesidir.

  • blokflütünü alıp ona yedirmek isterdim. ki zannedersem bu o kadar da zor olmazdı; zira helvacıoğlu markaydı flütü. parçalarına ayırıp ayırıp, temizleme çubuğuyla boğazından aşağı ittire ittire yedirmek isterdim ona.

    çünkü bu komşu çocuğu ne zaman canı sıkılsa blokflüt çalışırdı. çalardı demiyorum bakın, hakikaten "çalışırdı". ve ben onun bir kat üstünden, seneler senesi ılgaz anadolu'nun sen yüce bir dağısın'ı dinledim. süper baba'nın müziği millet için nostaljik ve hoş bir hatıra olarak kalmışken sinir yaptı bende, stres yaptı hep.

    flütünün içinin ne zaman tükürük dolduğunu bile anlar hale gelmiştim, sesin o ıslak, detone ve kontrolsüz kayışından...