ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
24 mayıs 2022 türgev'in kılıçdaroğlu'na cevabı
-
türgev yeni paralel yapıdır. zamanı geldiğinde hesaplarınıza giren her kuruşun hesabını verecekseniz.
araçlara harcanan paralar çerez parası bile değil
-
mehmet bey, sizlerin kullanmayı çok sevdiğiniz ağızdan cevap veriyorum;
''onlar insanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam, onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise eksik ölçer ve tartarlar.''
el-mütaffifîn, ayet 2-3
mazlumun bedduasından sakınınız. çünkü onun duasıyla allah arasında perde yoktur."
(buharî, müslim)
herkes üniversite mezunu olmak zorunda değil
-
tespit gibi tespittir. var mı kardeşim yasalarda böyle bir zorunluluk? yok.. ee neden algı kasmaya çalışıyorsun?
adam, üniversite yönetiminin kararı, herkes kamerayla girmek zorunda diyor. öğrenciler ise kopya çekemeyecekleri için ipe un sermeye çalışıyor.
biri de çıkıp ukala ukala "girmeyelim o zaman hocam" deyince hoca da durur mu? yapıştırmış işte cevabı..
zehra çilingiroğlu
-
kadına şiddeti engellemek için boş yere uğraştığımızı görmeyi sağlayan kız. abla 18 yaşından küçüklerin girmesi yasak olan bir mekana elini kolunu sallaya sallaya girmiş , gitmiş kızın birinin suratına kaynayan demliği geçirmiş - bilmeyenler için not, sıcak su kalıcı arıza bırakabilen birşeydir - ondan sonra da kalkıp gitmiş kimse dokunmadan. ama o ergen, ay o çocuk, ay hülyanın kızı olmasaydı böyle bişi olacak mıydı. abartmayın ablacım, o zaman niye ağlaşıyordunuz cem gariboğlu denen rahatsız kızcağızı kestiğinde ? teknik olarak o da ergendi. rahatsızlığın ergeni gergeni olmaz. şiddeti legalize etmeyin, manyaklık yapmayın.
son oalrak söyleyelim ki, o çayı sevgilisi zehraya atmış olsaydı , şu an çocuk taşaklarından asılmış , adam yaralamaktan içeride olacaktı, hülya avşar hemen kuracağı zehra vakfı adına bir hastaneye yanık ünitesi kurdurmuştu, herkes çocuğun nasıl bir kadına şiddet gösterebilmiş, şerefsiz vs olduğunu konuşuyordu. ama zehra çocuk. hee ,çocuk.
ibb personelinin imamoğlu aleyhine miting yapması
-
kendilerini seçim sonrası işten çıkartılır, yerlerine kimse alınmazsa iş gücünde zerre kayıp olmaz, mali olarak da kazanç sağlanabilir.
ekrem başkan 24 haziran günü ilk bunlardan başlayabilir.
erdal özyağcılar
-
beyler cok anlamiyoruz biz, ben de gec idrak ettim.
siz yasini basini alip size göre garip davranan insanlara "kafayi yedi" gözüyle bakiyorsunuz. oysa özgürlesen onlar.
adam yillarin tecrübesini yasamis, nice kaziklar yemis, ne ihanetler görmüs, ne cok sevinmis, deli gibi üzülmüs.
hayatin öyle bir evresinde ki, sizin dünyanizi karartacak problemlere "sikkime kadar amk ahhaha" cekebilecek bir evresinde hayatin.
samanizm güzel lan demis, saman olmus. kafasina uymazsa akp'ye de giydirir, cok da sikindeydi bu dakkadan sonra iceri girmek cikmak.
siz yaslilarla bazen kafa buluyorsunuz burdan, yaslanabilmek inanilmaz büyük bir sans, saglikli yaslanabilmek muazzam bir hazinedir.
hastası olunan sözler
-
"eğer ülkeme yararlı olacak, diğer ülkeleri mahvedecek bir şey biliyorsam prensime önermem; çünkü ben önce bir insanım, sonra bir fransız’ım. ben zorunlu olarak insan doğdum ve tesadüfen fransız oldum."
montesquieu
10 mayıs 2015 new york nükleer santrali patlaması
-
iki dk espri kasmayin amk ya belki insanlar oldu ne sikim adamlarsiniz. komik de degil sirf bisey yazmak icin yazip da cop etmeyin basliklari ben ve benim gibi bilgi almaya calisan insanlar bu salak entrylerden bilgi degeri tasiyan entryleri bulmakta zorlaniyoruz.
the purple rose of cairo
-
ilginç diyalogları, olağanüstü fantastik kurgusu ve eşsiz müzikleriyle harika woody allen filmi. ana film bir yandan o içteki filmin kurmaca dünyasını alt üst etmekle uğraşırken, bir yandan da yeni bir kurmaca evrene sürükleyiverdi bizleri..kurmaca bir eser yazmak ne kadar uğraş isteyen bir iş olduğunu bu film de tekrar anımsamış oldum. o içteki filmin olay örgüsü karakterlere nasıl da bağlı..eğer en ufak bir karakter atlamasında, eksilmesinde hikayenin büyüsü nasıl bozulur, daha dağrusu eser nasıl sönük kalır? işte bu soruyu cevaplamama yardımcı oldu diyebilirim bu eser için. sözün kısası, kurmaca dünyasıyla* uğraşanlar için kesinlikle izlenmesi gereken bir film...
türk versiyonu çekilmesi mümkün olmayan diziler
saat reklamlarında saatlerin onu on geçmesi
-
belki de başkası yazmıştır aramaya üşendim. biraz aradım bulamadım. ama böyle bir hadise var. tüm reklam görsellerinde saatleri aşağı yukarı 10'u 10 geçeye ayarlıyorlar. bilemedin 10'u 8 geçe olsun. fakat hiç saat 18:00'i gösteren reklam görmedim. çünkü 10'u 10 geçe olunca simetrik oluyormuş. üstelik gülen surata benziyormuş, bilinçaltında daha pozitif etki yaratıyormuş bakan insanda. ben ilk duyduğumda ha sittirin lan olur mu öyle geyik demiştim. fakat sonra baktım ki durum böyle.
bak şimdi mesela
bu
veya bu
ya da şu şekil
eski reklam
yeni reklam
bu da kanıtı
cartier
niye böyle
niye her reklam böyle?
sizin yapacağınız ayarı skim.
citizen de böyleymiş.
şopar
eskiden 8:20'ye ayarlıyorlarmış o da aslında 10'u 10 geçenin yatay eksene göre ters simetriği gibi. fakat orada akrep ve yelkovan aşağıya baktığı için sanki insanı da böyle daha çok demotive eden bir yönü var gibi diye bu standarda geçmişler. saatlerin çoğunun markası tepede olunca, saati 10'u 10 geçeye ayarladığımız zaman markayı çerçeveye almış gibi oluyor o açıdan bu durum zamanla endüstri standardına dönüşmüş. saatler için reklam sektörünün yazılmamış bir kuralı haline gelmiş bir durum.
1920'li 1930'lu yıllarda saat 8:19 veya 8:20 de kullanılıyor dediler ama üşenmedim baktım, orada da durum pek farklı değil.