hesabın var mı? giriş yap

  • yıl 2005-2006 falan, üniversitede sınava yetişmeye çalışırken bu hatta yolcu kaptırmama yarışı yüzünden yaşadığımız stresle şemsiyeyle şoföre dalmak suretiyle sonuçlanan bir teröre maruz kaldım. sonra ben bunu süründürürüm diye bir hezeyanla , sınav çıkışı ibb nin sitesinden bulduğum ulaştırma müdürüne ait maile plakayı, her gün yaşadığım bu terörü ve hangi noktalarda bekleme yapıp trafiğin *mına koyduklarını tek tek döktürdüm. yaklaşık 1 ay kadar sonra dilekçemin emniyete , trafik şubeye ve bir yere daha iletildiği; belirttiğim plakaya ait aracın şoförünün ceza alarak minibüsün trafikten çektirildiği ve söylediğim bölgelerde duraklama yapılamaması için önlemler alınacağına dair bir mail düştü. ekinde de dilekçemin ulaştığı birimlerin imzalı yanıtları bulunmaktaydı. bu mailin gelmesinden 1 ay sonra da maltepe minibüs caddesinde şikayet ettiğim noktalara bariyerler çekilerek "duraklama yasaktır" tabelaları asıldı.

    sonra anneannem adamın ekmeğiyle oynadın diye vicdan yaptırmaya çalıştıysa da hiç üzülmedim. çünkü önce benim sonra araçtakilerin, sonra sokaktaki adamın canıyla oynarken 1 dakika bile tereddüt etmeyen bu tarz insan müsveddelerine üzülebilecek kadar hümanist değildim.

    not: o bariyer çekilen noktaları artık kimse sallamıyor.

  • her gün 100 kişi evinde ölü bulunsa dahi hiçbir şeyin değişeceğini düşünmüyorum.

    çünkü olayı görmüyoruz. buradan konuşuyoruz ediyoruz ama, medyanın %90'ı ya görmezden geliyor ya da çarpıtarak aktarıyor. fatih'te ölenlerin ateist propaganda yapan kitap nedeniyle öldüğünü iddia etmek gibi.

  • travma sebebi: sirinler

    muhtemelen kokoyu çekmis bir zihniyetin tasarlamis oldugu küçük mavi yaratiklar bunlar, hepimiz biliyoruz. ormanda yasarlar, mantar evlerde otururlar falan filan. sirinler aslinda bu jenerasyonun tanidigi ilk fantastik yaratiklardi*. daha ziyade kizlar sirinleri sever, erkekler voltron'un tarafini tutardi. bir bayram günü akraba ziyaretine gidecegimiz için sirinler'i seyredemedigimden hüngür hüngür agladigimi bilirim. hatta olayin dibine vurup hürriyet gazetesi kelebek ekindeki okur mektuplarina mektup yazmisligim bile vardir: "voltron'da da sirinlerdeki gibi sevgi mesajlari verilsin, dünya güzel yasanir bir yer olsun" konulu. 9 yasindaydim ve bunu yaptim evet, kendimden utaniyorum.

    sonuç: mavi olan herseyi sevip ona güvenmek (sorun bakalim bi çevrenizdekilere en sevdikleri renk neymis? %75 mavi demezlerse ben de sirin olayim). iyi bir çocuk olursak ormanda sirinlerle karsilasacagimiza inanmak. her agaç kütügü gördügümüzde içinden hoplayan bir sirin çikacagini zannetmek. yas ilerledikçe sirine'nin akibetini ve olayini merak etmek, bunlara kafa yormak. saçmalamak.

  • çüş amk o kadar tuz artı soda tansiyondan beyin kanaması geçirmeseler iyi. limonun da yarısını heba etti amk.

  • çok kullanılan bir deyim olmakla birlikte ilginç hikayesi vardır. gelin şimdi hep beraber öğrenelim. bir evin yakınlarına incir ağacı dikmek o evi yıkmaktır, nasıl mı?

    incir ağacının kökleri çok sağlamdır ve önüne ne çıkarsa tahrip ettikten sonra evin temellerine ulaşıp büyük zarar vermektedir. öyle ki evin su borularını dahi delip geçer sonra da su neredeyse ona ulaşmaya devam eder. böylece bulunduğu yerleşim yerlerinde yıkım oluşturma ve tahribat ihtimali artar.

    “ocağına incir ağacı dikmek” cümlesi bundan dolayı deyim haline gelmiş ve dilimize yerleşmiştir.

    edit:imlâ

  • vodafone arena nın ilk kırmızı kartını kimseye yedirmemiş ve tarihe geçmiştir.

  • bunlardan bir tanesi de benim.

    hatta bugün kontrol ettim, kaşlarımın bittiği yerle saçımın başladığı yer arasında baya bir boşluk varmış. bence o araya güzel bir reklam alınabilir.

    ulaş bana reis.

  • bu sefer hakikaten şaşırttın beni sözlük. enteresan. şunu izler, bunu okur, şuraya gider, bunları dinler falan filan bin tane şey yazılmış ama final ''allah belasını versin''e bağlanmış. tüm gün çekirdek çitleyerek kral tv izleyen kızlarımız da var. onlardan verelim? ama onları da beğenmiyordunuz pardon. futbol, kadın, araba üçgeninde dönüp duran kitlenin kendini nimetten sayması çok hoş. neymiş entel olmaya çalışıyormuş, vay efendim okuyormuş, öğrenmeye çalışıyormuş. hakikaten çok fena şeyler bunlar. hele ki otobüste kitap okumak falan kabul edilebilir bir yanı yok yani. insanlıktan çıkmış bunlar. sonuç olarak ben hak verdim. kızlar çok salak, erkekler çok zeki. karnem inşallah hep beş olur. babam bisiklet alacak.