ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ofisteki bardağın çalınması
-
bu iddia ofisteki milli iradeye saygısızlıktır. erkekseniz ofise bir sandık kurun ve görün bakalım çalınmış mı çalınmamış mı? buna ofis halkı karar vermeli. milli irade karar vermeli.
mesai saatlerinde dışarıda dolaşan kalabalık
-
tanım: insan ırkının bir grubu.
sözlükte bugün gördüğüm ve de "evet la, ben hep bunu sorguluyorum" diye kendim açmışım kadar sevindiğim başlık.
işe girdiğim günden beri haftaiçi gündüz saatlerinde insan içine karışmak elbette çölde bir vaha kadar uzak. haftasonu yemeğe, sinemaya, alışverişe veya herhangi bir yere gittiğimde çevremdeki akın akın gelen insan kalabalığına bakıp bütün dünyanın benim gibi yaşadığına olan kanaatim daha da güçleniyor. ama bundan 1.5 ay kadar önce istifa etmemle beraber yepyeni bir güruhu keşfetmiş oldum.
eski işle yeni iş arasına kendimi toparlamak amacıyla 1 hafta faz farkı koymuştum. malum ekmeği için çalışan, rızkına koşan insanlarız, daha fazlası olmuyor. 1 hafta boş boş, hiç bir sorumluluk olmadan akşam geç yatmak, gece 3'e kadar film izlemek falan acayip derecede ütopik mutluluklar ifade etmişti bana. bu haftanın salı gününde yeni iş için üzerime 3-5 parça yeni kıyafet alayım haftaiçi ortalık sakin olur diye optimum avm'ye gittim. evet kesinlikle haftasonuna oranla ortalık sakindi de, yine hatrı sayılır bir insan kalabalığı geziniyordu. azıcık alışveriş falan yaptıktan sonra kendime ödülüm olan haftamı değerlendirmek için bir masaya oturdum, kahve aldım sorumluluksuz olmanın tadına varmaya çalıştım. oturduğum masa tam avm girişine baktığı için bir yandan da geleni geçeni izliyorum. ama o da ne, yüzlerce insan sürekli olarak ortalarda geziyor.
genç, yaşlı, kadın, erkek her cinsten var. ev hanımı giyimli olan da var iş adamı tipli olan da. hadi ev hanımı ve öğrenci grubu eliyorum, sabahtan görevlerini yerine getirip öğleden sonra geziyorlar. ama bunlar kalabalığın en fazla %20si. e geri kalan? abi bunlar ne iş yapar? nasıl para kazanır? nasıl hayatlarını idame ettirir? hadi ufacık bir grup, ben diyim %2 sen de %5 benim gibi dönemsel bir tatilde, e geri kalan %75'i napıcaz? demek hayatın bir de böyle bir grubu varmış. ben çoğunlukla dışarıda gün ışığı mı var kar mı yağmur mu bilmezken, haldır huldur çalışırken bir güruh dışarıda mağaza geziyor, arkadaşlarıyla çay kahve içiyor, kuaföre neyim gidiyor.
işte yazarın burada hissettiği şey su katılmamış bir kıskançlık ve arkadasından gelen hassiktir isyanıdır.
edit: ispiyon sonrası tanım.
güne bir görgü kuralı bırak
-
çocuklarının milleti rahatsız etmesini önlemek.
ben böyleyim
-
ister dut
ister elma
ister nar
ister ayva
ister muz
ister hurma
ben meyveyim....
şeklinde söylendiğini duyduğumda koptuğum şarkının asıl olanı...
kalitesiz olduğu halde kaliteli sanılan markalar
-
(bkz: mavi jeans)
eskiden iyiydi bu. kaliteli şeyler üretirdi ve yıllarca giyilirdi. 2 sene önce bunlardan aldığım kazakların çoğu şu anda çöp durumda. kolları ve yakaları pörsüdü.
tişörtleri de 2-3 senede soluyor.
sahte doktorun arkadaşının da sahte cerrah olması
-
sağlık bakanlığı araştırmaları için iki müfettiş görevlendirmiş. onlar da sahte çıksa hiç sırıtmaz.
küçükken sadece pazarları yıkanmak
-
eskiden ne kadar pis oldugunuzu gosterir. nedendir bilinmez ama bir toren seklinde pazar gunleri anne sinirli bir sekilde eline gelen herseyi bir daha yikar, banyoya girilir, daha gunes batmadan isik acilir; ki igrenc bir duygudur, banyodan cikilir, kardesl/abla ile kavga edilir, sonra "olacak o kadar" izlenir ailecek, gulunur. ne aciklidir bunlar simdi dusununce, biraz da ic kararticidir. (bkz: anılar)
imla hatası yapan sevgiliyi terk etmek
-
çok acımasız birşeymiş.
- merhaba tatlım nasılsın?
- iyiyim buket sağol. sen nasılsın? ne güzel olmuş saçların?
- ay çok sağol. beğendinmi? senin için yaptırdım.
- neydi bu şimdi?
- ne neydi?
- soru ekini ayırmadın?
- soru ekinimi ayırmadım?
- bak yine.. buket sanırım senle ilişkimizi gözden geçirmemiz gerekecek.
- ya nasıl yani niyeki?
- bak hala..
edit: imla (ehehe)
gövde
-
şarabın damakta bıraktığı yoğunluk ve kalıcılık süresidir. şaraplar gövdelerine göre tam, orta ve hafif gövdeli olarak tanımlanır.
kardeşlere yapılmış anlamsız eziyetler
-
en kötüsü abimin abime yaptığıdır.
büyük abim küçüğüne şemsiye verir. "al bak bu paraşüt, atla." der. öbürü şemsiyeyi açıp sıkıca tutar ve birinci kattan atlar akabinde yere çakılıp ağlamaya başlar.
edit: düşen abim mesaj attı, tom ve jerryde görmüştüm o zamanlar makul gelmişti dedi.