ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
shoegaze
-
büyüsüne kapılmayı en sevdiğim müzik türlerinden biri; hafiften gürültülü, bir düş kadar güzel. dinlerken bulunduğunuz ortamdan o kadar soyutlanıyorsunuz ki gerçeği ve rüyayı ayırt edemeyecek kadar uzaklaşıyorsunuz. ve kendinizi, karanlığından saklandığınız bir dünyanın çıkışında, kafanızın içinde uçuşan notalarla dans ederken buluyorsunuz. ve ben bu dansı her gerçekleştirdiğimde, ismini shoegaze koyduğum şu listeme yeni şarkılar eklemeye devam ediyorum. yakın zamanlarda çok severek eklediğim bu şarkı gibi;
malory - caché
spotify
youtube
sevgilisi olmadığı halde mutlu olabilen insan
-
(bkz: ben)
işsiz güçsüz müyüm lan ? sevgilim yok diye üzülecem.. müzikle yaşıyorum, spordan zevk alıyorum, yemeyi içmeyi seviyorum, sanatın her bir dalıyla ayrı ayrı ilişkim var.. çalışıyorum, okuyorum, arkadaşlarımla geziyorum. kasmaya gerenk yok bence.. akışına bırakın, anı yaşayın.
ateistlerin en az bulunduğu mekanlar
-
hırsızlık, cinayet, tecavüz mahkumu adi suçluların bulunduğu hapishane koğuşlarında pek bulunmazlar.
ancak siyasi suçluların koğuşlarında bol miktarda bulunurlar diye tahmin ediyorum.
eda erdem
-
birden fazla kez canlı canlı tribünlerden izleme fırsatım olduğu için kendimi şanslı saydığım voleybolcu.
televizyon karşısında izlerken gözden kaçırmış olduğum bir detay olarak servise çıkışlarında top toplayıcı kıza "sağ ol." veya "teşekkür ederim." dediğini, kritik bir anda çok estetik bir sayı aldıktan sonra servise çıkarken ise "sağ ol canım benim." dediğini fark ettim.
bu küçük detay bile karakteri ile ilgili çok şey anlatıyor bence.
not: sonrasında diğer kızların servise çıkışlarına dikkat ettim ve yalnızca bir kişi daha teşekkür etti ama o da tek seferlikti.
polisi turist sanıp yüksek fiyat veren taksici
-
ekşi nefret ekibini kararsız bırakacak olaydır. bir tarafta taksici, diğer tarafta arap turist. daha kötü olan kaybetsin diyelim.
reina'daki mesaj kraliçe elizabeth'eydi
-
"reina ispanyolca'da kralice demek o nedenle mesaj ingiltere kralicesineydi."
yani kimsenin isine karismak gibi olmasin ama ingiltere kralicesine mesaj gondermek isteyen neden bunu turkiye'de ispanyolca kodlu bir sekilde yapsin ki? bir de ispanyol kralicesinin basi kel mi? onun elizabeth'den nesi eksik?
bu mantiga gore bir sonraki hedef queen grubunun uyeleri olacak diye dusunuyorum, freddie oldu de kurtuldu, brian may kendisini korusun bari.
cok fantastik bir ulkeyiz gercekten, boyleleri bir de ulusal gazetelerin genel yayin yonetmeni oluyorlar.
john travolta'nın evi
-
oğlu 16 yaşında hayatını kaybettiği için muhtemelen "oğlum uçağı alkollü kullanma" değil de "ulan ev, para, uçak olmayaydı da oğlum yanımda olaydı" diyordur.
kamu personeli it gibi çalışırken evde yatan güruh
saniyelik salaklıklar
-
balkonda gündüz vakti uzanmış film izliyorum, hangi film hatırlamıyorum; derken bir sahne geliyor, etraf karanlık, karakterle göz göze geliyorum, "hmm korkuyu, çaresizliği çok güzel yansıtmışlar" diye düşünüyorum ki göz göze geldiğim kişinin filmden bir karakter değil, ekrandaki yansımasına mal mal bakan ben olduğumu anlıyorum. allah belamı versin.
kışın geldiğinin anlaşıldığı an
-
taharet musluğu açılırken tedirgin olunan andır.
amerika'da mahkemeye çıkan türk genç
-
adamın ingilizcesine laf etmiş herkes, ancak bir avukat olarak söyleyebilirim ki, türk mahkemelerinde en iyi türkçe bilen adam bile hakim karşısında suriyeliye dönüyor. heyecan diye bir şey var.
hyundai türkiye'nin çalışanlarına gönderdiği yazı
-
şu yazıdır
hyundai türkiye genel müdürü mong hyun yoon tarafından yazılmıştır.
takdirimi kazandı ne yalan söyleyeyim.