hesabın var mı? giriş yap

  • baba bebeğini acile, para yuttuğu gerekçesi ile getirir.

    -kaç lira yuttu?
    +1 lira hocam
    -tamam şimdi filmlerini çektirelim bakarız.

    filmler çekilir doktor filmlere bakar.

    -burda 3 tane para gözüküyor hani 1 lira yutmuştu?
    +tamam işte hocam 2 tane 25 kuruş 1 tane 50 kuruş yuttu.
    -doğru, hata bende, soruyu yanlış sorduk, sen de haklısın...

  • ağzındaki takma dişleri unutup denize giren annemin, takma dişleri denizde düşürmesi. yarım saat aradıktan sonra dişleri bulamamız. yüzmeye devam edilmesi.

    bir saat sonra babamın ayağına bir şey takılması. oğlum dibe dal ayağımın altındaki al demesi. dibe dalıp annemin dişlerini görmem. ve babamın efsane esprisi:

    ''şu kadının çenesinden bi kurtulamadık.''

    seni seviyorum baba.

  • rusların beyaz kuğu, natonun ise blackjack çağrı koduyla andığı rekortmen bombardıman uçağı.

    dünya'nın en güçlü turbojet motoru olan kuznetsov üretimi nk-32'lerden 4 tanesine sahip bu uçak aynı zamanda bu motorları taşıyan en ağır savaş uçağı oluyor. boş ağırlığı 110 ton ve mühimmatla birlikte bu rakam 275 tona kadar çıkabiliyor. bir diğer rekorda burada geliyor zaten bu ağırlık değerleri ile uçak 2 mach hıza erişebiliyor(standart seyir hızı 960 km/h) ve de yüke göre de 15000 km gibi bir menzile sahip olabiliyor. 54,1 m uzunluğa, 13,1 m yüksekliğe ve kanatların durumuna göre 55,7 ya da 35,6 metre kanat açıklığına sahip bir sovyet canavarı. zira uçak seyir durumuna göre kanatlarını açabiliyor ya da kapatabiliyor. 4 mürettebatla yönlendiriliyor bu uçak. öte yandan her ne kadar tasarımında stealth olarak tasarlamasa da gövdede kullanılan bazı malzemeler ve de boyalar ile de emsallerine göre daha görünmez bir uçak.

    denkleme eklenen bu kadar değişken neticesinde en çok ağırlıkla en yüksek hız değerine ve menzile ulaşabilen en büyük bombardıman uçağı oluyor kendileri.

    uçağın öyküsüne gelirsek 1960 lı yılların başlarında amerika'nın geliştirilmekte olan çılgın projesi xb-70 istihbaratları sovyetlere ulaşır. tabii sonrasında bu çılgın proje amerika tarafından iptal edilecektir.

    lakin sovyetler bu çılgın projeden haberdar olduktan sonra bizim neyimiz eksik tadında benzer bir projenin bazı değişikliklerle aslında kendi stratejileri adına da önemli bir güç çarpanı olacağını fark eder ve 1969 yılında ihaleye çıkılır. ihaleyi kazanan tupolev firmasıdır.

    tupolev'den istenen şeyler o dönenin mühendislik sınırları içerisinde neredeyse imkansız görevdir. zira sovyetler dünya'nın herhangi bir yerine sadece tek bir yakıt ikmaliyle gidip nükleer saldırı yapıp geri dönebilecek ve gerektiğinde 3 mach hızlara çıkabilecek bir uçak istemektedir.

    fakat daha sonrasında iptal olan xb-70 neticesinde sovyetlerin isterleri biraz daha karşılanabilir seviyeye inmiştir. hız için 2 mach seviyesi istenirken 2 adet nükleer bomba hangarı ve 15000 km menzil son isterler olarak talep edilmiştir.

    tupolev tu-144 ya da havacılık camiasında concordski ismiyle bilinen uçağıyla bu uçağı yapabilecek gibi gözükse de epey fırtınalı süreçler yaşanmış ve 1974 yılında ilk prototip sovyetlere sunulmuş ve sovyetler tarafından prototip beğenilip daha da geliştirmesi üzerine talimat verilmiştir.

    1976-78 yıllarında da geliştirilmeye devam edilen uçak aralık 1981 de ilk uçuşunu yapmıştır. uçak çok uzun bir süre gizli tutulmuştur ki yabancı istihbararın uçaktan haberi kasım 1981 de olabilmiştir ancak.

    1982 yılında üretimine başlanan uçağın sovyet hava kuvvetlerine 100 adet teslim edilmesi planlanmıştı. 1984 itibariyle teslimatlar başladı. 1992 yılına kadar toplamda 36 uçak teslim edilebildi.

    tabii bu süre zarfında sovyetlerin ekonomik sorunları ve ardından soğuk savaşın bitmesiyle bu uçaklar hiç bir zaman tam sayıda üretilemedi.

    fakat sovyetlerin dağılmasından sonra şöyle bir sorun ortaya çıkmıştı. üretilen 36 uçağın 19 tanesi ukrayna'da konuşluydu. ukrayna bu uçakları hiç bir zaman modernize edemedi ve elindekileri de çürümeye bıraktı. zaten hikaye de burada başlıyor.

    1995 yılına kadar ukrayna'da ve rusya'da bu uçaklar kendi kaderlerine çürümeye terk ediliyor. hatta ukrayna bu uçaklardan 3 tanesini parçalıyor ve hurdaya ayırıyor ki bir o kadarını da amerika'ya sattığı dedikoduları ortaya çıkmaya başlıyor. rusya ise kalan uçakları ukrayna'dan istiyor, masada bazı pazarlıklar yapılsa da ukrayna ile anlaşma sağlanamıyor.

    öte yandan rusya elindeki uçakları modernize etmeye başlıyor ve 8 tane uçağı hayata döndürebiliyor ki arada modernizasyon sırasında düşen 1 adet tu-160 da var.

    1999 yılında iktidara gelen vladimir putin kalan uçaklardan iyi durumda olanlarının ukrayna'dan alınıp modernize edilmesi için talimat veriyor ve uçakla 2003 ya da 2005 olması lazım ukrayna'dan satın alınıyor, 8 uçak için 300 milyon usd gibi bir rakam ödenerek.

    rusya 2006 dan itibaren de bu uçakların modernizasyon projesine girişiyor. gün itibariyle rusya'da m2 seviyesine yükseltilmiş 16 adet tu-160 bulunuyor. fakat rusya bu uçaktan 50 adet daha sipariş etti ve 2030 yılına kadar bu uçakların rus ordusu envanterine girmesi bekleniyor. sırf bu sebeple kapanan fabrika tekrardan açıldı. ilk teslimatların 2023-24 arasında yapılması planlanıyor.

    edit : imla ve kelime hataları giderildi.

  • ----------
    hatay'da başına gelen gaz kapsülü ile hayatını kaybetteiği söylenen genç. umarım bir hata vardır.
    10.09.2013 01:17 limon kimyon zorro
    -------

    sırf densizin biri çıkıp hatırasını benim üzerimden kirletmesin diye şuraya yazdığım iki satırı on kere değiştirdim. hissettiğim acıyı bile tarif etmiyorum ki adını kullanıp ajitasyon yapıyor demesinler. varsın ben susayım delikanlı kardeşim, nasılsa senin adın özgürlükle beraber anılacak bundan sonra.

    yakında hepimiz unutulacağız, sen hep hatırlanacaksın.

    bir anlamı olur mu bilmiyorum ama seni anmak için bugün taksim'e yürüyeceğim.

    --------
    doğumgünü olan 17 şubatta adına açılacak kütüphane ile ilgili detaylar için bakınız.

  • kardeş

    sileriz

    sıkıntı yapma.

    bunun hiçbir dile birebir çevirisi olamaz, yapılamaz imkansız. bu 4 kelimedeki atarın bu 4 kelimedeki varoşluğun başka dilde karşılığı olamaz. çünkü burada bu kelimelerle verilen mesaj çok başka, we will delete it falan değil, orada numarasını silmesi değil olay çünkü, daha derin. türkçeyle bile anlatamıyorum bak sen gelmiş çeviri diyorsun *

  • parası varken vestel cep telefonu aldı mı ki gidip togg alsın. ikisi de yerli ve milliydi. vestel cep telefonunun akıbeti ortada.

  • sağ gösterip sağ vurmak ya da kısaca sağ vurmak şeklinde özetlenebilecek vuruş şekli fazla tahmin edilebilir hale gelince sağ gösterip sol vurmak taktiğini geliştiren vurucuların, bu taktiğin de tahmin edilebilir hale gelmesiyle geliştirdikleri taktik. başa dönüş. kulağını tersinin tersinden gösterme.

    özellikle sinema, edebiyat alanlarında boy gösteriyor. diyelim bir filmde yönetmen gözümüze katilin uşak olduğu yönünde birçok ipucu sokuyorsa, ilk etapta şöyle düşünüyoruz: "sağ gösterip sol vuracak pezevenk, şüpheler çok fazla uşağa çekiliyor, aslında katil uşak değil oğlum". fakat daha sonra yönetmenin tam olarak biraz önceki şekilde düşünmemizi isteyip istememiş olabileceğine kafa yoruyoruz ve düşüncemiz şu hale evriliyor: "oğlum düşündüm de katil aslında gerçekten uşak. yönetmen özellikle şüpheleri uşağın üzerine çekerse katilin uşak olmadığını düşüneceğimizi biliyor, vay ipne".

    fakat anlaşılacağı üzere bokunun çıkarılmasına çok müsait bir denklem bu. sağ gösterip sol vuracakmış gibi yapıp sağ vuracakken birden sol vurmak gibi. bir kademe ilerisi ise resmen terbiyesizlik. örneğin bir futbolcu bu kadar feyk atarsa ya rakibi kafa göz girişir, ya da bir noktadan sonra kontrolünü kaybedip topu kaybeder. yapmayın. yolunuz yol değil.

  • konuştuğu erkeğe "artık bu ilişkinin adını koyalım" diyen kıza yaklaşıp "ilyas koyun lan ilişkinin adını, dedemin adı" dedim.

  • yaşamayanın bilmeyeceği duygudur.

    o ustanın ordinaryüs profesör havasıyla ağır ağır arabaya gelişi, kollarını yay gibi açarak aracın önünü hatun beli kavrar gibi kavraması, ağzında sigarasıyla 67 derece motora eğilmesi, bas diye araç sahibine emir vermesiyle beraber başlayan çevre araç sahiplerinin sanki kırk yıllık dostunun arabasıymış gibi aracın yanında saniyesinde belirip kardeşimli, dostumlu, sıcak bir sinerjinin anında yaratılması durumudur. ulan şu ülkede her yer oto sanayi olsa inan bana hiç bir yerde kavga gürültü, türk kürt, fener cimbom kavgası yaşanmaz.
    yok abi oto sanayide mutsuzluğa yer yok, hele ki bi de bir aracın kaputu açılmışsa.

  • netflix'in sekiz bolumluk belgesel serisi. her bolumunde farkli bir alandaki tasarimciyi ve tasarimlarini konu aliyor. bu kadar basarili isler ortaya cikarmis insanlarin soyledikleri, yasantilari, dusunce bicimleri cok etkileyici. a4 boyutundaki bir derginin kapagindan kocaman bir yapiya, olcekler farkli ama urunlerin tumu arkasinda buyuk anlamlar barindiriyor. her bolum birbirinden ilham verici.

    bolumler ve tasarimcilar da su sekilde:

    1. bolum: illustrator christoph niemann
    2. bolum: ayakkabi tasarimcisi tinker hatfield
    3. bolum: sahne tasarimcisi es devlin
    4. bolum: mimar bjarke ingels
    5. bolum: otomobil tasarimcisi ralph gilles
    6. bolum: grafik tasarimcisi paula scher
    7. bolum: fotograf sanatcisi platon
    8. bolum: ic mekan tasarimcisi ilse crawford