hesabın var mı? giriş yap

  • güzel hiçbir şeyin bitmesini, özellikle yarıda kalmasını sevmiyorum. ama daha da sevmediğim bir şey varsa o da biteni yeniden başlatmaktır.

  • arzu ettiğini oku. sevdiğin bir işte çalış. aşık olduğun kişi ile evlen. iyi ve mutlu bir çocuk yetiştir. emeğinin karşılığınca emekli ol. arkada gözün kalmadan öl.

    bu duraklar arasında iyi şeyler serpmeyi becerebilmek mesele. ha bu yaşam biçimi zaruri değil tabii. başka durakları da benimseyebilir insan. o şekilde mutlu olabilir. fakat sadece durak adları sayılarak her yaşam şeklinden bu kadar soğuk bahsedilebilir.

    fazla kısa bir özetsel çıkarım.

  • psikologsanız klinikte karşınıza sıklıkla çıkacak (ya danışan olarak ya da danışanın hikayesi olarak) hikayelerin en temel unsurları olabilir kaçıngan bağlananlar. şıp diye anlarsınız:

    - "bağlanmaya hazır değilim" derler ya da düşüneceklerdir. ama düşünmenin sonunu getiremezler, sürekli bir arada kalmış hali yaşayıp karşılarındakine de hayatı zindan edebilirler.

    - ufak tefek kusurlara takılırlar: yemek yiyişleri, ailesiyle alakalı alakasız bir şey vs.

    - eski sevgilileri burnunda tütüyordur (literatürde "hayalet eski sevgili" denilen şey oluşur, eski sevgililer yüceltilir ve kusursuzlaştırılır).

    - başkalarına kur yaparlar, hatta yanınıza bile yaparlar. ya da kurs yaptığınızın düşünülmesini sağlamaya çalışırlar. saklamaya çalışırlar vs (kişi erkekse, erkek arkadaşıyla olan görüşmesini "bir arkadaşım" diyerek gizler mesela kıskançlık hissi oluşturması için).

    - karşı tarafa hisleri olduğunu söyler ama onu sevdiğini açıkça söylemez.

    - samimi bir görüşmenin ardından günlerce aramaz, işler tam yoluna girmişken korkar ve "kaçar", elde edilmiş olarak görünmeyi istemez.

    - ilişki içerisinde olduğu kişiyle konuşurken zihinsel olarak ortamı terk eder, "dalıp gider", dinliyor gibi görünürken başka şeyler düşünür vs.

    - sır saklar, belirsiz bırakır, karşısındaki insan sürekli bir gizemi çözmeye çalışıyor haldedir.

    sayarken bile bunaltan daha nice özellikler.

    oyun oynamayı seven, gizemli ve elde edilmesi zor kişi görünümüne girmeye çalışan bu insanların ennn zor kısmı ise terapiyi kabullenmelerinin zor oluşudur.

    son olarak, geçmişlerinde sıklıkla atıfta bulundukları bir bağlanma travması muhakkak bulunur...

  • edit: başlık başa kalmış. başlığı açan yazar uzun bir liste yapmıştı, içinde jeoloji de vardı. işbu entry, ona istinaden yazılmıştır.

    içlerinden jeoloji öylesine gereksizdir ki, aylar önce erzurum'da şev duraylılığı bilgisizliğinden aşağı kayıp ülke bütçesine milyon dolar zarar veren tesisle alakası yoktur.
    3. havalimanı ve 3. köprüyle ilgili saha çalışmalarında bizzat doktorlar ve avukatlar çalışır.
    petrol ile ilgili saha araştırmasını da ebem yapar. keza raporu da yine ebem hazırlar.
    mars'tan alınan kayaç numunelerini dişçiler incelemektedir.

    aylar sonra gelen edit: yine amerika'da usgs, gezegenlerin jeolojik yapısını irdeleyen kendisine bağlı bir astrojeoloji departmanına sahip. keza nasa'da çalışan jeologlar mevcut. adamlar şu sıralarda sen göbeğini kaşırken muhtemelen new horizons'tan son gelen görüntüler ışığında plüton'daki jeolojik faaliyetleri, tektonizmanın olup olmama ihtimalini yorumluyor, jupiter'in uydusu europa'nın yüzeyinde gözlenen yapılardan, kabuğunun altında ~100km (challenger deep'in kabaca 10 katı) derinliğinde bir okyanusun varlığından ve yitim zonlarından söz ediyorlar. io'nun volkanik faaliyetleri ve püskürttüğü gaz hakkında incelemeler yapıyorlar. 67p/churyumov-gerasimenko üzerinde yapılan çalışmaları paleontolojik bulgular ile sentezleyerek yeryüzünde hayatın orijinine dair teoriler üretiyorlar. mars'a yapılması tasarlanan insanlı görevlerde görev alacak bilim insanları içinde jeolog var. curiosity ve mars reconnaissance orbiter tarafından sağlanan verileri jeolog yorumluyor. aralık 1972'de, apollo görevlerinin sonuncusu olan apollo 17 göreviyle ay'a giden harrison schmitt bir jeologtu ve 111 kg numune ile dünya'ya döndü. ha "bunlar benim ne işime yarayacak?" diyorsan o senin problemin.

    bunun dışında fosil yakıtlar başlı başına jeoloji ve jeofizik ile ilgilidir. karbonifer döneminde oluşan kömür yataklarından tut, deniz dibine gömülmüş canlıların fosilleri sayesinde hayatımızda yer edinen petrol ve doğalgaz gibi yakıtlar bugün insanoğlunun temel enerji rezervini oluşturur. ha "ben hiç bunlara bulaşmayacağım, nükleer santrallerde kendi enerjimi kendim üreteceğim" diyorsan da uranyum ve türevi radyoaktif elementlere mecbursun. bunların nerelerden nasıl elde edileceği ile bu adamlar ilgileniyor.

  • birisi sizi evlendiğiniz, çocuğunuz olduğu ya da iyi bir mevkiye geldiğiniz gibi sebeplerle tebrik ediyorsa, ona cevaben "teşekkür ederim." demek.

    "darısı başına" oldukça kısıtlayıcı, kaba ve karşı tarafı küçük düşürmeye yönelik bir cevaptır.

  • sahnelere dönme gibi bir isteği en azından şimdilik olmayan küsellik. loose döneminin ardından genç yaşta elde ettiği beklenmedik ünün altında ezilmiş, ciddi bir depresyon atlatmış, evlenip boşanmış ve kendini kızına ve kişisel gelişimine adamıştır. o zamandan bu yana kenya'da hayır çalışmalarında bulunmuş, toronto üniversitesi'nde oyun yazarlığı dersleri almış ve hatta dedikodulara göre plak satan bir sahafta çalışmıştır. hahah düşünsenize kanada'da leonard cohen ya da celine dion plağı falan almak için bir sahafa giriyorsunuz ve karşınızda şöhretten sıkılmış bir nelly furtado size köşedeki koliyi gösterip "bunlar da yeni geldi." diyor. brooklyn carter bacımı featuring edip random güldürmek gerek bu noktada.

    the spirit indestructible ve özellikle de resmen indie the ride ile aradığını bulamadığı doğru değildir, zira aradığı tam anlamıyla bu sakin ve kaliteli yaşamdır ve müziği yalnızca hobi olarak yine yapmaktadır. köşesine çekilip yaptıklarını sayarken tam da istediğim yaşamı yaşadığını fark edip "ben ne yapıyorum?" diye kendimi sorgulamama neden olmuştur ayrıca. büyük şirketlerin dayatması olmaksızın canının istediği müziği yapmak, yeniden üniversiteye gitmek, sahafta çalışmak, afrika'ya gidip hayır işlerine soyunmak ve spora, uykuya, kitap okuyup seyahat etmeye yetecek kadar zaman ve akşamına da tok karnına huzur... bir de zamanında bedelini sahnede ağlama krizine girmek biçiminde ödemiş olsa da hayvan yüküyle parası da bankada durmakta. 40 milyon albüm satışı, tanesinden 5 dolar kazansa, faizi şusu busu... (bkz: hesaplayan adamlar)

    büyük hayranı olarak sağlığını her şeyin önüne koymasını desteklesem de arada bir yine bir ce-ee dese, sticks and stones gibi şarkılarla en azından single formatında karşımıza çıkıverse de müzik adına en saf haliyle boka maruz bırakıldığımız şu günlerde nostalji dışında da bir şeyler dinleyebilsek isterim tabii.

  • biri tam buğday (büyük ihtimalle eser miktarda tam buğday içeriyor) biri de beyaz ekmek olmak üzere 2 ekmek aldım. kasiyer üç ile biten bir rakam söyledi. 23 tl dedi diye düşünüp 25 tl uzattım. kasiyer 13 tl deyip 10 tl'sini geri uzattı. fiyat algılarım öyle bozuldu ki 2 ekmeğe 23 tl vermek normal geldi bir an.

  • daha bitmedi sen şu vergi meselesini anlat hele. 3 yılda kaç lira kazandın ve 75 bin vergi vermişsin.