hesabın var mı? giriş yap

  • jöhpöh31 tayfanın toz konduramayacağı polislerdir.

    iki tane gariban sokakta tepki gösterse üstlerine çökecek adamlar böyle mafyatik tiplere veya malum partinin adamlarına karşı hiçbir şey yapamıyor.

  • olayla ilgili bazı detaylar:

    -saldırgan saldırıyı gerçekleştirmek için 300 km yol gitmiş. bu da saldırganın o bölgenin yerlisi olmadığını gösteriyor.

    - saldırgan, olay yerine tam teçhizatlı geliyor. üzerinde koruyucu ekipman olarak kask ve kurşun geçirmez yelek var. ayrıca canlı twitch yayını yapabilmek için üstünde kamera var.

    - saldırganın kullandığı silah ar15 yarı-otomatik tüfek. silah yasal yollardan alınmış ancak yasal olmayan şekilde modifiye edilmiş. saldırgan kullandığı tüfeğe daha yüksek kapasiteli şarjörler takmış. saldırganın bu silahtan başka yine yasal yollardan alınmış bir pompalı tüfek ve bir av tüfeği varmış.

    - saldırı sonucu 10 ölü, 3 yaralı var. 3 yaralının hepsi de market çalışanı ve ağır yaralı değiller. kurbanların 2'si beyaz, kalanı siyah.

    - saldırı anında marketteki güvenlik güvenlisi, kendisi emekli polis, saldırganı vuruyor ancak saldırgan yelek giydiği için etki etmiyor ve saldırgan görevliyi öldürüyor.

    - olay yerine polisler geldiğinde saldırgan teslim oluyor.

    edit: video twitter tarafından kaldırılmış.

  • gereksiz romantizm içeren olay.

    durumu olmayan öğrenciler böyle insanlar değil. kendi geçmiş tecrübelerimle durumu olmayan öğrencinin ne yapacağını söyleyeyim. durumu olmayan öğrenci dışardan yemek söyleyip iki tane fazla gelsin diye not yazmaz. durumu olmayan öğrenci hayatı zor koşullarda yaşayan ve kendini buna adapte etmiş insandır. yumurta kırar, makarna yapar, ekmek peynir yer.

    hesap editi: paraları olmadığını iddia eden bi grup öğrenci tanesi 5 liradan 13 lahmacun söylüyor. üstüne 2 tane bedavadan almak için şirinlik kasıyorlar. olay bu.

  • çomaristan deyince de kızıyorlar. başka nasıl ifade edeceksin bu olayı. hasta nakil aracıyla adam kovala, yetmedi birde in aşağı silah çek.

    ek 2: çomarların araçları (bkz: hbs özel diyaliz) kurumuna aitmiş. çaylak bir arkadaş bildirdi.

    ek 1: araç plakası 16 sh 411 miş bu arada. gören olursa bildirsin.

  • entelektüel, aydın ve münevver... acaba bu üç kavram bize aynı şeyi mi anlatıyor? ben öncelikle entelektüel kavramı üzerinde düşünmek istiyorum. bunun için burada farklı entelektüel tanımlarına işaret edeyeceğim.

    şimdi... "manuel/manual" kavramını bilirsiniz. kabaca "el işiyle ilgili" diyebiliriz manuel için. "intelellectuel" ise "kafa işiyle ilgili" olarak çevrilebilir. entelellektüel'in fransızca'dan gelen bir sözcük olduğunu söylüyor oğuz demiralp. saint-simon bu kavramı 1821'de, stendhal 1835'te, renan 1845'te kullanmış. genelde kastedilen ise "düşün ve sanat işçileri". kavramın kültür hayatına yerleşmesi ünlü dreyfus olayı ile olmuş. maurice barres; 14 ocak 1898'de davayı protesto eden bir bildiriye imza atanları kastederek, durumu "entelektüellerin protestosu" olarak nitelemiş.

    bir de "entelijansiya" kavramı var tabi. 19. yüzyılın ikinci yarısında rusya'da ortaya çıkan çarlık despotizmine, ortodoks kilisesine karşı duran okumuşlar sınıfı. entelektüel öznel tanımlara çok açık bir kategori ve hemen her tanım bizim için anlamlı ve önemli. bakalım:

    sartre'a göre entelektüel, onu ilgilendirmeyen işlere karışan kişidir. jacques le goff'a göre; entelektüel, kentlerin ürünüdür. gramsci'ye göre, herkes entelektüeldir. ama herkes toplumda entelektüelin gördüğü işlevi göremez.

    entelektüel, turhan ılgaz'ın tespitiyle, aklını kullanmayı meslek edinmiş kişidir. buradaki anlamıyla intellectus, ratio'dan farklı bir şeye işaret eder. intellectus; bir düşünümsellik içerir. ratio ise hesaplamaya ve bağlantı kurmaya yöneliktir sadece. yani rasyonel bir adam olmak, entelektüel olmak değildir.

    şunu da belirtmiş olayım: entelektüel kavramının, bizdeki aydın ve münevver kavramlarından farklı olduğunu düşünüyorum. bunu da söz konusu kavramlar temelinde tartışmayı umuyorum sonra...

    kaynaklar: turhan ılgaz, "heidegger entelektüel miydi?", s. 108-119, cogito: sayı 31, bahar 2002.

    oğuz demiralp, "entelektüeller ve aydınlar", s. 121-132., cogito: sayı 31, bahar 2002.

  • "bu sabah kendimi zengin bir iş adamı zannedeyim diye kahvaltıda meyve suyundan bir yudum alıp hızlıca evden çıktım.. şuan açlıktan ölüyorum.."