hesabın var mı? giriş yap

  • evinize geldik bulamadık lütfen dayağınızı şubemizde yiyiniz mesajı almamız yakındır.
    geçmiş olsun.

  • golden sonra parmağındaki yüzüğü öpeceğine chedjou'nun taşaklarını öpmesi gereken topçu.

  • belediyenin yapamadığı işi, dayak yemeyi göze alarak yapan vatandaşımızın isyan cümlesi.

    benim yerel seçimlerde istanbul büyükşehir belediye başkanı adayım, bu vatandaştır.

  • uzun zamandır magazinsel bir başlığın tüm entrylerini okumuyordum.

    bunu okudum ve insanımıza ve insanlığımıza ait ümitlerim iyice azaldı.

    milli takımlar saygıdeğerdir ve her yerde saygı görmelidir orası ciddi bir mesele uluslararası arena filan ama bu net ergen şakası elinde de şahsi telefonu var bunun neresini izlanda halkına mal ediyoruz? hangi akıl ve izanla?

    olm biz ampute maçında rakibi ıslıkladık (ingiltere maçıydı) bunu afrika’da da, güney amerika’da da yapmaz kimse. milli marş ıslıklama olayımız da özellikle güçlü ülkelere karşı hep oluyor. nedeni de maalesef ezikliğimiz.

    valla kusura bakmayalım adamların salaklıkları bireysel oluyor bizimkiler toplumsal.

  • kepazelik.

    linki şu: http://www.youtube.com/watch?v=pmcqrzl3kkq

    mesajı da şu:

    sevgili çoban çocuk,
    ne kadar yazık sana. öyle oğlaklarla, oksijenli havada, taş dizerek filan köylü köylü yaşıyorsun toz toprak içinde. ay kıyamam dişi de yok ne tatlı! halbuki köyüne gelip toprakları dinamitlesek, savrulsan şöyle bir. şaşkın şaşkın bakmana aldırmadan, sen ne olduğunu anlamadan gökten demirler, betonlar yağdırsak, asfaltlar döşesek her yere, egzoz egzoz kokutsak ortalığı ne güzel olur. çok iyiyiz değil mi? her şey senin için çoban çocuk. senin iyiliğin için. sen modern ol, öyle pisilkelköylü olma diye. toza toprağa belenme diye. taşları üst üste dizeceğine legoları diz, plastik topunla oyna, saf keçi kaymağı yiyeceğine e330 içeren algida ye diye. sonra da kirlenmek güzeldir diyip, sana debelenecek bir parça çimen ekelim kapının önüne, ona da "çimlere basma" diye tabela yazalım, basama diye. o içine ışınlandığın dublekse annen temizliğe gitsin, sana da "varoş" diye gülebilelim diye. o filmin başındaki böceği de detan böcek yemiyle yuvasında öldürelim, o çalıyı da keselim yerine ithal bahçe düzenlemesi yapalım da ihya ol diye. çünkü sen milletin efendisisin, efendi efendi otur şehirde diye.

    şehirleşme ne kadar muhteşem bir şey bilemezsin çocuk. bunu tartışmaya bile gerek yok. konya ovası'nın yüzölçümünden de utanmadan buğday ithal etmek ne şahane. iki kelimeyle gerçek oluyor bu: tarım politikası. (başka öyle sihirli şeyler de var üç harfli, sen cahilsin, bilmezsin. abd var, imf var, akp var.) senin karnını çobanlıkla, çiftçilikle doyurmanın yollarını arayacağımıza seni, kendini bile köyünden, köylülüğünden tiksindirecek, gecekondulara imrendirecek kadar fakir, mahrum, cahil bırakmak ne harika. şehirde bin beter fakirliğe, mahrumiyete, cehalete mahkum etmek ne gorgeous! ama merak etme, sana kredi vereceğiz. faiziyle alacağız. ödeyeceğim diye sefil olacaksın. ne müthiş değil mi? çünkü biz "türkiye’nin potansiyelini gerçeğe dönüştüren banka"yız. sen gerçek değilsin, yoksun, potansiyelsin. seni gerçeğe dönüştüreceğiz. ne süperiz.

    ay çok şirinsin. o önüne düşen tuğlayı da kafana attıydık, isabet etmedi. kusura bakma, olur mu.

    seni seven,
    g.b.

  • polis öldürerek, adam kaçırarak barış istemelerinden dolayı gerçekleşen durum. barış silahla olmuyor anlamak lazım.