hesabın var mı? giriş yap

  • akiro kurosawa'nın 1952 yapımı "ikiru" adlı filminden uyarlandığını yeni öğrendiğim sağlam bir yapım.

    1950'lerin londra'sında, mizahtan yoksun son derece ciddi bir memur olan williams karakteri, amansız bir hastalık sonucu hayatı deneyimlemek için kendi çapında bir yolculuğa çıkıyor. film sizi kendi hayatınızın amacına ve hayatta olmanın gerçekte ne anlama geldiğiyle ilgili sorgulamaya zorluyor. sahnelerde inanılmaz bir özen, tertemiz oyunculuklar, şahane müzikler var. filmden sonra işinizi bırakıp gerçekten yaşamaya başlamanız gerektiğini hissediyorsunuz. aktör bill nighy müthiş bir oyunculuk çıkarıyor. williams karakteri özellikle sempatik biri olarak başlamasa bile o soğukluğu yavaş yavaş yerini sıcaklığa bırakıyor ve seyirciyi kazanıyor. sondaki tatlı duygu, ne kadar küçük veya önemsiz görünürse görünsün, hayatının öneminden şüphe duyan herkesi rahatlatacaktır. 8/10

  • yine bir basın dangalaklığı ile sunulmuş; "bilim adamları yanıt veremedi"...

    la zibidi, zaten ampülü yapanlar bilim adamları. adam flamanı biraz kalın tutmuş, dolayısıyla bu güne kadar bir yanma/kopma söz konusu olmamış. zaten verdiği ışık da, bir elektrik sobasından hallice. hani daha önce o ampulü görmemiş olsak, ışıl ışıl yanan bir şey sanacağı ama, öyle değil.

    tabi, bilim adamları bu işin sırrını çözemedi, hatta hepsi birden şaşkınlar... hay sizin habercilik anlayışınızı zikeyim...

  • hipokrat bu milletin hekimlerine davranışını görseydi, hekimlere yeterli ekipman vermeyip resmen ölüme göndererek performans sistemiyle çalıştırıldığına şahit olsaydı emin olun alayınıza başlarım sağlık hizmeti size haram derdi.

  • görsel

    15 nisan 1954 günü kore'deki türk birliğinde görev yapan bir askerin eşine gönderdiği güzel bir fotoğraf. arkasındaki not ise iç ısıtan türden.

    "sevgili mukaddesim. gerçi kıymetsiz hatıralarımla sizi meşgul ettim. amma hayat bulan baharın taze kır çiçeklerini koklamak kadar güzel bir zevkin mevcudiyetini taktir edersiniz. sevgilerimle. eşin hasan."

    dedem.