hesabın var mı? giriş yap

  • bazen sonuçları düşünülenden çok farklı olabilen görüşme.
    çok rahat ve beklentisiz olunca, özgüveni fazla ve iş bitirici bir görüntün mü oluyor nedir bilmiyorum ama şu anki iş için görüşmeye geldiğimde hali hazırda başka bir yerle anlaşmak üzereydim. ve çok rahattım.
    ben değil de sanki onlar giriyordu görüşmeye. ‘’iş beni tatmin eder mi, parası iyi mi, çalışma saatleri insani mi’’ gibi kıvırmadan ve net sorular sordum. sonra pazarlık başlayınca, kusura bakmayın ben bu paraya çalışamam dedim, çıktım.
    ardından defalarca aradılar ve beni ikna ettiler. parası anlaştığım diğer yere denk getirilince ve artı olarak evime yürüme mesafesinde olunca hayır demek aptallık olacaktı.
    ve işe başladıktan sonra bana söylenen ‘’rahatlığım ve mantıklı sorular sormam’’ sebebiyle tercih edildiğimdi.
    ben de ‘’kimin kimi tercih ettiğini tartışılır’’diyerek kovulma yolundaki ilk salaklığımı yaptım. ama şaka yaptığımı sanarak güldüler. ‘’bir de espri yeteneği iyi, ehiehihi’’ diye söylenerek gittiler.
    deliler.

  • düşman işgalinde bile herifler o hastaneyi 300 metre sağ tarafa yapar pistlere dokunmazdı. hem havaalanımız hem de hastanemiz olurdu.

  • düz dünyacı tayfa; lütfen bize söylermisiniz,diyelim haklısınız. dünya tepsi gibi düz.dünya düz olduğu halde, bu durumdan küre dünyayı savunanların ne gibi bir çıkarı olabilir. yada,bu size göre, gizlenmese, hayatımızda ne değişirdi? lütfen çok ciddiyim.

  • görsel

    15 nisan 1954 günü kore'deki türk birliğinde görev yapan bir askerin eşine gönderdiği güzel bir fotoğraf. arkasındaki not ise iç ısıtan türden.

    "sevgili mukaddesim. gerçi kıymetsiz hatıralarımla sizi meşgul ettim. amma hayat bulan baharın taze kır çiçeklerini koklamak kadar güzel bir zevkin mevcudiyetini taktir edersiniz. sevgilerimle. eşin hasan."

    dedem.

  • kendi içinde çelişen tespit. yozgat'ı bizatihi yozgatlılar işgal etmiştir ve canım şehri öyle bir hale getirmişlerdir ki, kimse ele geçirmeye tenezzül etmemiştir.

    peşin edit: çorumlu arkadaşlarım var.

  • bir gıdım empati duygusu olanın yapmayacağı bir eylemdir. seviyorsan, seviyorsa ilişkisini bitirsin, kimsenin söz verdiği birisini aldatmaya hakkı olamaz. bir kumru, bir saksağan kadar olamayacaksanız insanız demeyin...

  • türkiye denizcilik işletmelerinin* en eski, en büyük ve en hızlı olma özelliğini günümüze kadar taşımış ve 2010 yılında emekliye ayrılmıştır. hayatının geri kalanını müze olarak devam ettirmek için tadilat ve bakım işlemi yapılan, aynı zamanda sadece yaz mevsiminde pazar günleri nikah hizmeti veren eli öpülesi emektar vapur.

    italyan yapımı olup, ikinci dünya savaşı bitmeden önce savaş gemisi olarak tasarlanmış daha sonra savaşın bitmesi üzerine, türkiye'den gelen siparişle yolcu taşıma vapuruna çevrilmiştir.

    1 temmuz 1952'de italya'nın taranto şehrinden yola çıkıp 2.5 gün sonra istanbul'a ulaşmıştır. çift zamanlı sulzer dizel marka 3200 beygir üretebilen 2 adet makineye sahiptir.

    günümüzde beykoz'un paşabahçe semtinde iskeleye bağlanmış bir şekilde görebilirsiniz.

    toplam 3 kardeş olarak bilinirler;
    paşabahçe vapuru
    dolmabahçe vapuru
    fenerbahçe vapuru

    (bkz: bahçe tipi vapur)

  • öncelikle tdk, " orta çağ " şeklinde yazılması gerektiğini söylemiştir bu kelimenin. bu kurumdakiler acınası hâldedirler. dilerim bir an önce hepsi görevlerinden alınırlar.
    gelelim asıl konumuza,

    tatil dolayısıyla evdeyim ve kahvaltı yaparken müge anlı'ya bakındım. aman ya rabb'im!
    türkiye değil, 12. yüzyıl buhara'sı sanki.
    millet güpegündüz cinayet işlemiş ve hâlâ cinayeti işleyenlerin çoğu yakalanamamış.
    işte biraz geçmişe, hatta şöyle yaklaşık on asır geçmişe gidelim.

    ortaçağ dediğimiz dönem, çok mitolojik bir dönemdir. bu dönemle ilgili ne bulursanız okuyun derim.
    sanki mısır'daki, mezopotamya'daki, kuzey amerika'daki o medeniyetler hiç var olmamış gibi geçen karanlık bir dönem.
    bu dönemde devletlerin en iyi yaptıkları şeyler savaş ve ticarettir.
    hançer, kılıç ve ok ise en yaygın savaş ve cinayet aletleridir.
    kara ulaşımının atlar ve develerle sağlandığı bu dönemde can güvenliği konusu ise henüz tam olarak keşfedilmemiştir.
    sözüm ona bir haşhaşî, konya ovası'nda siz eşeğinizin üzerinde sakin sakin giderken bir anda önünüzü kesip hançeri boğazınıza dayayabilirdi.
    yahut londra'nın barnes köyüne gelen bir yabancı, kılıcıyla sizi lime lime doğrar ve köyden çekip giderdi.
    siz, robot resim çizdirebilmek için gönüllü olsanız da maalesef uzun bir süre bekleyip 1959 yılında, los angeled emniyetinden şerif peter pitchess'i bulmak zorundasınız.

    ortaçağ avrupa'sında faili meçhul cinayetlerde çoğu kez kedilerin katil sıfatıyla mahkemelerde yargılandıkları olurdu. " o bir kedi değil, bir cadıdır " cümlesi yeterliydi infaz için. böylece, esas katiller her daim hayatlarına özgürce devam edebilmişlerdir.
    yine bu dönemde avrupa'da kölesini öldüren kişiler cinayet ile yargılanmaz, kendi malına zarar vermiş sayılırdı.

    doğu'da ise ebu hanife'ye dayanan usûlle köle öldürmek kısas hakkı doğururdu ve kölesini öldüren kişi de öldürülürdü.
    tabii kölesini öldürdüğü kanıtlanır ise!

    ortaçağ türk devletlerinde ise islâmiyet öncesinde sadece örfî kanunlar yani töre hukuku geçerli idi.
    kısas yine bu dönemde de mevcut idi.
    öc alma hakkı da meşru idi ancak cinayeti işleyen kişinin bu cinayeti gerçekleştirdiği kesinlikle kanıtlanmak zorundaydı.

    türklerde, mete han döneminde başlayan bir uygulama da söz konusu idi. mete han, askerlerinden bazılarını günümüzde toplum polisi diyebileceğimiz şekilde görevlendirmişti. bu askerler bir nevi sivil polis gibi halkın içerisinde bulunmuşlar, gerek istihbarat gerekse olay önleme ve çözümleme aşamalarında yer almışlardır. nitekim buradan yola çıkarak türklerde faili meçhul cinayetlerin bu dönemde dahi araştırıldığını söyleyebiliriz. tabii göçebe kültürde yerleşik hayata göre çok daha zor olmuştur bu güvenliği sağlama çabaları.

    faili meçhul cinayet dediğimizde aklımıza ilk gelenlerden biri de ortaçağ'ın ünlü suikastçileri haşhaşîler ve liderleri hasan sabbah'tır.
    öyle ki bir dönem halk, sokağa çıkamaz hâle gelmiştir. haşhaşîler, bazen de güç gösterisi olarak öldürdükleri adamın başında bekleyip kaçmamışlardır. müthiş bir propaganda!

    tabii bu sebeple özellikle nizâmülmülk, müthiş bir istihbarat ağı kurmuş, bu istihbarat ağı gelişerek sadece haşhaşî tehlikesi ile değil, toplumdaki her türlü cinayet vs. gibi olaylarla da mücadele etmeye başlamıştır.

    çin ise belki de faili meçhul cinayetler konusunda dönemin en ileri gelen ülkesidir.
    dünyada adı sanı duyulmamış çeşitli zehirler, çok iyi yetiştirilmiş suikastçiler ve döneme nazaran güzel kadınları ile hem siyasî hem de sosyal hayatta birçok faili meçhul cinayetin müsebbibi olmuştur. öyle ki özellikle hunlar, ticaret yolları üzerindeki hemen hemen her kervana kimliğini gizleyen askerler yani bir nevi ajanlar yerleştirmek zorunda kalmışlardır.

    valar dohaeris ağalar.

  • videosunun altındaki "the drill was made in china, wasn't it?" yorumu ile yarmıştır.

  • “ey kahraman türk kadını! sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın”

    diyen bir adamın ülkesinde yaşanmıştır.