ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
askerlikte ilk sabah
-
allah aşkına bu ne ya :)
millet öyle bi yazmış ki sanırsın hepsi afganistanda uyandı :)
askerlikte ilk sabah azıcık kafanı çalıştıracaksın. ortalama zekalı bir erkek gibi davranırsan tuvalette sıra bekler, tıraş olurken lavabo paylaşır, yüzünü yıkayamadan ictimaya çıkarsın.
gece yatmadan önce uzun dönemlere2 kritik soru soracaksın:
1. sabah kalkış saati kaç?
2. tuvalet nerede?
gerekli cevapları aldıktan sonra kolundaki casio f-91w saatininin alarmını "koğuş kalk" saatinden yarım saat önceye kurar; temiz tuvalete sıçar; boş lavaboda tıraş olursun.
sonra diğer ortalama zekalılar bunlarla uğraşırken boş koğuşta yayıla yayıla giyinip, temiz hava almak için dışarı çıkarsın.
olay budur askerlikte ilk sabah.
lütfen susar mısın dersi dinleyemiyorum diyen kız
-
haklıdır.
90. oscar ödül töreni
-
kazananları belli olan ödüller.
http://www.oscarboy.com/…ademi-odulleri-kazananlar/
film: the shape of water | guillermo del toro, j. miles dale
yönetmen: guillermo del toro | the shape of water
erkek oyuncu: gary oldman | darkest hour
kadın oyuncu: frances mcdormand | three billboards outside ebbing missouri
yardımcı erkek oyuncu: sam rockwell | three billboards outside ebbing missouri
yardımcı kadın oyuncu: allison janney | i tonya
özgün senaryo: get out | jordan peele
uyarlama senaryo: call me by your name | james ıvory
kurgu: dunkirk | lee smith
görüntü yönetimi: blade runner 2049 | roger deakins
prodüksiyon tasarımı: the shape of water | paul d. austerburry, shane vieau, jeff melvin
kostüm tasarımı: phantom thread | mark bridges
özgün müzik: the shape of water | alexandre desplat
özgün şarkı: “remember me”; coco | kristen anderson-lopez, robert lopez
makyaj & saç tasarımı: darkest hour | kazuhiro tsuji, david malinowski, lucy sibbick
ses kurgusu: dunkirk | richard king, alex gibson
ses miksajı: dunkirk | mark weingarten, gregg landaker, gary a. rizzo
görsel efekt: blade runner 2049 | john nelson, gerd nefzer, paul lambert, richard r. hoover
yabancı film: a fantastic woman (şili) | sebastián lelio
animasyon: coco | lee unkrich, darla k. anderson
belgesel: icarus | bryan fogel, dan cogan
kısa film: the silent child | chris overton, rachel shenton
kısa animasyon: dear basketball | glen keane, kobe bryant
kısa belgesel: heaven is a traffic jam on the 405 | frank stiefel
hayatını plazada sabit maaş uğruna hiç etmek
-
"derdi dünya olanın dünya kadar derdi olur." kelamının kanıtıdır bu durum.
sevgilinin kulağına nvidia diye fısıldamak
-
bilgisayar oyunuşinaz bir sevgiliniz varsa, kendisini tahrik etmesi muhtemel bir eylem olacaktır.
(online interactions not rated by the esrb)
hoşlanılan kızın boynunda morluk görmek
-
"erkek arkadaşı fark etmesin diye aynı yerden öpmek gibi bir avantaj verir size."
--piç iyimserin el kitabı, sâhife 74
ne şam'ın şekeri ne arabın yüzü
-
osmanlı döneminde istanbul tahtakale'de açılan ilk kahvehane olan kiva han'in sahipleri suriyeli şems ile arap hakem'dir. bu ikili osmanlıda hem kahvenin hem de yeni kahvehanelerin önünü açar. kahve tüketimi arttıkça çubuk, tütün, afyon, nargile tüketimi de beraberinde artar. halk sınıf ayrımı gözetmeksizin bu yeni eğlence mekanlarına akın eder ve kısa sürede kahvehaneler bu sayılanlara ek olarak "her tür numaranın" döndüğü ve döndürüldüğü yerler haline gelir. bu durumdan rahatsız olan yönetim ve yönetime yakın kişiler, şeyhülislam'a fetva çıkarttırarak kahveyi ve kahvehaneleri yasaklattırır. işte o yasaklar!! (bkz: #17037419)
yasakla beraber kahveler hışımla denize dökülür, kahvehaneler kapatılır ve uzun yıllar halkı soğutmak için bu söylem kullanılır --> ne şam'ın şekeri ne arabın yüzü
zira o dönemde şeker şam'dan (akılları sıra suriyeli şems'e gönderme yapıyorlar), kahve ise araplardan gelmektedir (arabın yüzüyle de hakem'e laf geçiriliyor, hani kahve de arabın yüzü gibi koyu renk ya) olmaz olsun deniliyor olmaz olsun! bugün gelinen noktada ise ambargolarla şeker az miktarda ülkemiz pancarından, bol miktarda amerika ektirmesi mısırdan, kahve ise brezilyanın çöpe atılacak bunlar kenarda dursun diye ayıklanmış kahvelerinden gelmekte.
dipçik not: merak edenler için, şems ve hakem bu yasaklar yüzünden tekrar kendi ülkelerine dönene kadar kahvehane işinden hayli iyi para kaldırmış evet.
almanya turizmde türkiye'ye mecbur
-
adamin seni tercih etmesinin tek sebebi ucuz olman, sen saniyormusun ki senin hizmetini cok begendigi, denizini, plajini cok begendigi icin geliyor?
onunde italya, yunanistan, ispanya, karadag gibi secenekler varken; karisina-kizina asilan, dolandiran ve kaziklayan barzolarin memleketine ne diye gelsin amk ?
su islamci guruhun kendini dunyanin merkezi gormesi de beni cildirtiyor amk, ne boksunuz lan? nesiniz amk? tum dunya bize muhtac, tum dunya bize dusman, tum dunya bizi kiskaniyor... koyunden disari cikmamis, gercek sehir nasil olur, gercek plaj, gercek doga nasil olur gormemis comarlar burayi dunyanin en guzel ulkesi saniyor.
better call saul
22.5-67.5-90 üçgeni
anne yatağı sererken yorganların üstüne atlamak
-
çocukluğuma dair hatırladığım en güzel anılarımdan. düşünüyorum da her şey çocukken güzel galiba.
evin misafirlerle neşelendiği günlerde bir an önce akşam olmasını isterdim küçükken. ev misafirle dolup taşınca çocuklara yer yatağı serileceğini bilirdim çünkü. bütün çocuklarla birlikte yer yatağında yatacak olmak ayrı bir heyecandı benim için.
düşünüyorum da meğer ne güzel günlerim olmuş çocukluğumda. ne güzel heyecanlarım, ne güzel telaşlarım olmuş sevinç ve hüzün dolu.
insan çocuk kalamıyor tabii. zaman geçiyor. büyüyor. telaşlar değişiyor, sevinçler azalıyor, insan hüznün daha çok farkına varıyor.
insan, artık yatakları serecek biri olmadığını anladığında büyüdüğünün farkına varıyor ve büyüdüğünün farkına vardıkça hissediyor hüznü.
yatakları serecek biri olmadığında misafirler de gelmiyor artık. ev dolup taşmıyor. insanların neşeleri birbirine karışmıyor. ev hep sessiz.
her şey çocukken güzel sözlük.
çocukken sevinç dolu.
çocukken masum.
neyzen tevfik
-
iyi kalpli adamin bir tanesi bi gun neyzenin parasiz pulsuz gezdigini bilerek ona para vermek ister ama neyzenin dillere destan hazir cevapliligi onun gozunu korkutmaktadir ve parayi neyzenin arkasindan atarak neyzen paran dustu der.
neyzenin cevabi ise su olur.
-o dusen benim param degil. zaten bende para ne gezer. o dusen senin altin kalbindir.
bim'de hissedilen nihilizm duygusu
-
bim'den içeri girildiğinde insanın dört bir yanını saran kocaman bir boşvermişliğin, zihnin en ücra noktalarına sirayet eden o anlamsız hiçliğin tüm bedendeki tezahürüdür. evet, gözyaşartıcı bir gerçek bu anlamsızlık. o gelişigüzel sıralanmış, ilk bakışta reçel mi yoksa otlu peynir mi olduğu anlaşılmayan ürünlerin arasından geçerken, sağa sola atılmış kolilere basa çarpa ilerlerken hissedilir. çalışanların o android görüntüsünü izlerken sorgularsınız hayatı. neden allah'ım, neden!!? diye isyan edersiniz ama artık çok geçtir her şey için. bim'in sarmalları arasında yok olmaya, hiçliğin içine doğru yol almaya başlamışsınızdır çoktan. çok geç. evet. çok. geç.