ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir dizinin bir sahnesini defalarca izlemek
-
six feet under'ın finali.
hani bir deyim vardır yaa.
koltuğa çivilenmek.
ben onu birebir yaşadım ilk izlediğimde.
hareketsiz bir şekilde ekrana baktım.
final bitti ben halen kımıldayamadım.
bir hafta sonra tekrar izledim finali ve yine aynı şekilde koltuğuma çivilendim.
gelmiş geçmiş en büyük ve en kaliteli dizi finali six feet under'ın finalidir
yüzüklerin efendisi (dizi)
-
galadriel: kılıcım olmadan kim olurdum ki?
kitapta olduğun kişi olurdun.
neyse, avrupa kışı geçirecek enerji ihtiyacını karşıladı; tolkien mezarında dinamo şu an.
düzgün erkeklerin hepsinin kapılmış olması
-
pardon da ne olacağıdı?
siz kucaktan kucağa gezerken düzgün kızlar o düzgün erkeklere binip gittiler. siz de demirin tuncuna erkeğin piçine kaldınız canlarım. hahaaaayyt
huzur istiyorsanız vereceğiniz oyu iyi düşünün
emre belözoğlu
-
onu def eden sportif direktör ne güzel sportif direktör, onu def eden teknik direktör ne güzel teknik direktör.
beyaz atlet giyen erkek
-
bunlardan bir tanesi de benim. beyaz çorabı bitirdiniz, kısa kollu gömleği engellediniz, beyaz atleti yedirmeyecegiz!
kurtlar vadisi pusu
-
bölüm sonunda memati'yi durduran el benim elimdir. bir sonraki bölüm sonunda da ayağımla başkasını durdurucam. dizilerde figüran olmak böyle boktan bir şey işte. sadece elin ayağın gözüküyor.
özel okullara teşvik politikası
-
işyerinde hali vakti yerinde olduğu belli olan bi abi keyifle anlatıyordu; 18bin ödeyecekmiş de 4bin de destek çıkmış.
bir zamanlar eğitime katkı payı alınıyordu, ödeyemeyen yavrular vardı, onlar ne olacak?!
okula giderken giyecek ayakkabısı olmayıp da, zemheride terlikle okula giden çocukların yaşadığı ülkede verilen destektir.
hey gidi adalet hey!
18 kasım 2021 tarihli genel seçim anketi
-
akp ve mhp toplamının %51 çıktığı, süleyman soylu'nun sipariş ettiği ankettir.
megapoll denen şirket 2017 yılında kurulmuş. kurucusu ve tek hissedarı "murad kafadar". adındaki "d harfi" çok şey anlatsa da araştırmayı derinleştirmek gerekir ki önyargılı damgası yemeyelim.
twitter adresine bakıyoruz: #soylununyanındayız hashtag'i kullanılmış ve hesaptan sayısız süleyman soylu öven tweet atılmış. bir başka örnek
araştırmayı burada sonlandırıyorum. benim açımdan yeterli.
not: daha önce ses-ar ve info araştırma gibi çer çöp araştırma şirketleri ile münasebeti olmuş.
edit: benzer çalışmayı birkaç anket şirketi için daha yapmıştım. şimdilik "areda survey" ve "ada araştırma" entry'lerini buldum. anketlerin başlıklarını hep aynı suser'ın açması da ilginç bir detay.
hepsi bir arada:
(bkz: akp'ye hizmet eden anket şirketleri veritabanı)
30 temmuz 2021 pakdemirli thk uçakları açıklaması
-
o zaman ver elini milyon dolarlık yangın uçağı kiralama ihaleleri.
(bkz: thk yerine rusya’dan yangın uçağı kiralamak)
--- spoiler ---
türk hava kurumu'nun 5 uçaklık yangın söndürme filosu için verdiği 76 milyon tl'lik teklifi pahalı bulan bakan rusya'dan 12.4 milyon dolara (84 milyon tl) 2 adet yangın uçağı kiralamış.
--- spoiler ---
warner bros.'un yeni logosu
-
denk geldi buraya yazayim. sonraki benzer olaylarda da bkz veririm. tasarimcilar ne anlatiyor da yonetim kurullarini kafaliyor?
daha once oldugu gibi daha sonra da boyle logo degisimleri olacak ve tum eski/buyuk sirketlerin logolari istesek de istemesek de bir oranda sadelesecek. bunun nedeni "logo" denilen assetin gorevinin zaman icinde degismis olmasi. eskiden logo tasarlanirken guzel olmasi, dikkat cekmesi, belli oranda sirketin hikayesini anlatmasi gibi seyler beklenirdi ancak gunumuzdeki hizli gorsel bombardiman nedeniyle logolarin boyle bir isin altindan kalkma ihtimali bulunmuyor. tam tersine fazla informasyon iceren logolar tuketici gozunde yorgunluk yaratiyor, farkli kullanimlarda da teknik/gorsel sikinti cikartiyorlar. atiyorum 1960'da gunde 3 logo goren ortalama insan bugun ekran basina belki 10 dakikada 3 logo goruyor ve belki de beynine bile yazmadan geciyor, gecmek zorunda kaliyor. yeni yaris boyle.
buradan yola cikarak, eskiden beklenen tum islerden vazgecilip, logolara tek bir gorev atanmis durumda: "bakanin beyninde olabilecek en kucuk zaman biriminde taninirlik saglamasi" (recognition).
sirketin hikayesini anlatmak artik logonun gorevi degil
sirketin amacini belirtmek artik logonun gorevi degil
guzel olmak, bakanda estetik haz uyandirmak artik logonun gorevi degil
bunlari yapacak baska araclar mevcut. ozellikle sosyal medya etkilesimleri bu gorevleri devraldi. logonun gorevi karman corman imaj bombardimani arasinda cok kisa surede taninirlik saglayabilmek. iste bu acidan, en bastan bilgi yuklenmemis basit nike logosu degismiyor ama, isikli, yansimali, materyalli, 3 boyutlu warner bros logosu mecburen degisiyor.
digerleri de degisecek. her seferinde bi daha uzulmeyelim diye yazdim.
adil kullanım kotası
-
çoğunlukla 50 gb olarak uygulanan adil kullanım kotası o kadar komik ve adaletsiz ki, bunu rakamlarla açıklamaya çalışalım:
8 mbps'lik bağlantıyı tam kapasite kullanan biri saniyede 1 mb veri indirebilir. bu da ayda, (60*60*24*30=) 2.592.000 mb eder.
yani ayın 1'inden 30'una kadar hiç durmadan 24 saat full download yapan birinin indirebileceği toplam miktar en fazla (2,592,000 / 1024=) 2531 gb'dır. yani yaklaşık 2,5 terabyte. interneti download olarak görüyorlar ya, işte 8 mbps'lik hattın download kapasitesi bu: 2,5 terabayt.
aylık kapasitesi 2.5 terabayt olan bir hattın daha 50 gb'ını kullanan birine, "sen bu hattı sömürüyorsun" demek, en basit anlamıyla arsızlıktır.
ben hattımın kapasitesinin daha % 2'sini kullanmışken, sen bana nasıl "adaletsiz kullanıyorsun" dersin?
adil kullanım kotası gerekli olabilir ama bu şekliyle ve ttnet'in uyguladığı biçimle en adaletsiz uygulamalardan biri. rakamlar da ortada.
üstüne üstlük, bu paketleri "limitsiz" adı altında satıyor. yani % 2'den sonra sınırlayacağı hattı satarken "limitsiz" ibaresini koyup tüketiciyi aldatıyor.
benim kapasitemin % 2'sini bana sınır olarak koyan, paketin ismiyle tüketiciyi yanıltan şirketi hangi mahkeme haklı bulur acaba?
avukat olsam veya bu işlere harcayacak param olsa bu sisteme dava üzerine dava açarım.