hesabın var mı? giriş yap

  • ilkokulda benim de maruz kaldığım sorudur. manita ne ben nerden bileyim o yaşta?

    video kaset kiralanırdı* o dönem. superman 4'ü aldık babamla, eve gidiyoruz. ben acayip heyecanlıyım. bir yerlerden atlayasım, zıplayasım var. bir pelerinim eksik.. karneyi de almışım, o da süper. yol üzerinde babam bir arkadaşının yanına uğradı. biraz konuştular sonra adam bana döndü ve yanağımdan bir makas alıp sordu;

    - yakışıklı, senin nasıl gidiyor bakalım? kaç manitan var?

    - (manita ne ki? dersleri soruyor herhalde.) hiç yok amca, hepsi pekiyi.

  • valla kimse kusura bakmasın; muhatabının hak ettiği hitap şeklidir.
    sırf biraz eli para gördü, biraz da popüler diye bir yerlere gelebilmek adına ne idüğü belirsiz bir tipin her dediğine ehere öhere diye süs köpeği gibi gülersen mevzu bahis elemana seni urfalı ameleye peşkeş çekme ehliyeti verirsin.
    alan razı- veren razı, bokunuzda boğulun ajans değişikleri.
    (bkz: leş)

  • saçma sapan youtuberların daha iyilerini aldığı yerde gururumuzu okşamış, ülkemizi temsil etmiş birinin aldığı arabadır. helali hoş olsun, kazasız belasız güzel günlerde kullansın.

  • kur'an'da 42 yerde allah,elçisi ve diniyle alay etmek geçer.hüküm şu:oradan uzaklaş, orada oturma (6/en'am 68). nasıl öldürürsünüz?

  • bokunu çıkarmayın amk ne yapacaklar maşrapayı alıp su mu atacaklar ateşe. hey allahım akıl fikir.

  • "danaya bile 7 kişinin girdiği memlekette internete 2 kişi giremeyecek miyiz?" diye sorgulatmış saçmalık.

  • inanılmaz bir tesadüf falan değildir. kazadır. takdir'i ilahidir falan da demeyin. hergün buna benzer yüzlerce olay oluyor. sadece düşenler çoğu zaman kimsenin kafasına denk gelmiyor. benim oturduğum semtin ana caddesinde üç kere apartmanlardan dökülen taşlara şahit oldum. iş işten geçtikten sonra belediye alanı çeviriyor. birisinde bir kızın başına düştü. haber olmuştu.

    buna benzer olaylar hergün yüzlerce kez oluyor. çünkü denetimsizliğin, kuralsızlığın, liyakatsizliğin tavan yaptığı bir ülke olduk. herkes sikinin ucuyla iş yapıyor. yaptığı iş patlayınca yaptırım da görmüyor. oh ne ala. kazadır deriz geçer.

    ulan elin isveç'lisinin kanadalısının başına niye gelmiyor böyle şeyler. neden bir alman böyle saçma sapan bir şekilde ölmüyor. yazık ya cidden. allahın lanetli kulları mıyız biz. o takdir norveçliye işlemiyor mu? o yüzden kader diyip, kaza diyip normalleştirmeyin bu vehameti. üzerim.

  • sözlükçülerin kuzenlerinin başından geçen doğaüstü olayları da bu başlığa yazabiliyorsak, başlıyorum.

    kuzenim, geçen cuma günü kışlıkları yazlıkları toparlayayım diye girişmiş elbise dolabına. tam öğle ezanı okunurken de çok içinden gelmiş, elindeki toz bezini koyuvermiş kenara, açmış ellerini; "allahım çocuk da okula başladı, bize bol kazançlar, hayırlı paralar kazanmak nasip et" diye dua etmiş. tam da böyle içinden, yüreğinden geçirerek... "hatta böyle bir kaç saniye de, öylece bir durdum ufak tefek günlük para gelir gider hesabı yaptım, yine içim sıkıldı" diyor.

    derken eline almış bezi tekrar, silmiş rafın tekini, arkada duran giysileri koyacak rafa, eşinin pantolonlarından birini eline almasıyla, başlamış cebinden şangur şungur bozukluklar dökülmeye.

    -paralar öylece dökülünce ben de hemen attım elimi cebine, baktım tomar tomar kağıt para, bir o kadar bozuk para. allahım delirecek gibiyim. ellerim titriyor, birkaç saniye algım kapandı hatta. tamam insanın duası tutar, tutar da, bu kadar mı hızlı tutar? sonra sakinleyip paralara bir baktım ki bizimkinin sakladığı eski para koleksiyonunu koyduğu yeri bulmuşum sadece.

    allah resmen kuzenimi trollemiş ya hu, kendi halinde temizlik yapan kadından ne istiyorsun ya deyip mevzuyu ayakkabı kutusuna bağlamamak için kendimi çok zor tutuyorum. ama bir düşünsenize, ayakkabı kutularına dolaresi koydurup sonra içinden monopoly parası çıkartmak çok güzel olurdu ya, allah buna bir şey yapsın.