hesabın var mı? giriş yap

  • sevdacığım merhaba kız!!

    mustafa ben, jeoloji mühendisi... yanlış anlamazsan, sana kısa bir şeyler yazmak istiyorum...

    çelik'in bir şarkısı var, "sevdaya çiçek, sevdası çiçek, sevdalı çiçek, sevda çiçeği"

    profil resmine, o güzel resme baktıkça o geldi aklıma:)

    hatta biraz daha kafa yorup (sana ne kadar değer verdiğimi anla.::))) şunları da türettim:

    sevdadan çiçek,
    sevdada çiçek,
    sevdayı çiçek,
    sevdanın çiçek,
    sevdaca çiçek,
    sevdaymış çiçek,
    sevdalık çiçek
    sevdasal çiçek
    sevdacı çiçek

    bence valla her gönlü aşk ile bezemek lazımdır, aşkı her hücreye kazımak lazımdır:)))

    ne dersin, tanışmayla ilgili sıkıntı var mı? telefon numaramı vereyim: 0535 543 xx xx - (532 önkodlu numaram vardı, kapandı sonra yenisini verdiler ama şu anda eski numaramı geri almak için istanbul 3. asliye hukuk mahkemesinde davam sürüyor... yani ne kavgam bitti ne sevdam :)))

    mustafa (jeoloji müh.)

  • ölümüne en çok üzüldüğüm 2 insandan biri.. yıllar önce tesadüfen ankara manhattan'da dinlemiştim. "kim bu? bu nasıl çalmak nasıl söylemek?" şeklinde hayranlıkla izlemiştim bira içmeyi unutarak. davulda utku ünal basta demirhan baylan vardı yanlış hatırlamıyosam. beste de çalmışlardı bolca. hayatımın en boktan senesi olan '99'da * herşeyden uzaklaştığım sadece hiçbişeyi yapmak istediğim bi dönemde müzik marketin rafında bi kaset gördüm. "yavuz çetin-ilk vay! o adam" aldım tereddüt etmeden. dinledikçe müziğe ve gitara yeniden sarıldım. tanışmak istiyodum bu insanla. biri mfö ile olmak üzere 4 kere daha izlemiştim ankara'da. sondan bi önceki programında talkbox'la ilgili bi soru sordum çekinerek. hoşuna gitmişti güzel bi muhabbete dönüştü. benim için önemini , tekrar gitar çalıyo olmamın sebeplerinden biri olduğunu da söylemiştim fazla damar ayrıntıya girmeden. sevinmişti. "ne mutlu bana" demişti. kibar , mütevazi ama değerinin bilinmediğinden emin bi havası vardı. son programında da çıkmak üzere olan satılık albümünden bahsediyodu. şirketlerle ilgili problemlerden bahsetmişti. farklı bi sound olduğundan bahsetmişti.. tam yine gelse ankaraya dediğim günlerde aldım haberi. nacizane çaldığım her notada o da var. peki bu kimin umrunda? benim.. ve yazmak istedim..

  • "-gelirken winston light alır mısınız?" notu üzerine almayı unutan kurye, yemekten sonra içersin deyip kendi sigarasından vermeyi teklif eder. yok önemli değil deyip geri çevrilir. 5 dakika sonra kapı çalar, yemekten sonra içilir der gene ve paketi uzatır. kıyamam be.

  • mc donalds'a

    uzun suredir sizden siparis vermiyorum cunku her seferinde hem yanlis, hem gec gonderiyorsunuz. lutfen sicak, dogru ve zamaninda gonderek tekrar guvenimi kazanin.

    sonuç: siparis 75 dakikada soğuk geldi.

  • asistan olarak başladığım klinikte ilk iş günüm, sabah saat 8 sularıdır. günaydın dedim, işe yeni başlayan, henüz kimseyi tanımayan ama tanışmak isteyen hevesli kız olarak, sadece soğuk bir günaydın dedi. ne asık suratlı nemrut bir adam dedim içimden.
    büyük konuşmamak lazım demekki, kocam oldu sonra.

  • bu adami bu kadinin dansina bakmiyor diye otekilestirdiginiz anda siz bagnaz oluyorsunuz. adamin kendi hur iradesi. bakmak zorunda degil ki.

  • yarıldığım bir sabah gazetesi haberi. hiç bu kadar aşağılanmamıştım.

    not: antakyalıyım.

    edit: "karımın, tabii lan manyak mısın şeklinde yorum yaptığı haber. bunu da yazıver elin değmişken" dedi.

    yakalandık.

  • sevgili ömer;

    ben sana 12 yıl uzak olan bir abin. merak etme kardeşim. bu acın da unutulacak.

    şunu bilmeni istiyorum ki bu karşılaştığın davranış büyüyünce ortadan kalkmayacak. koca koca hanım kızlar ufacık hataların yüzünden en olmadık yerde en olmadık şekilde dirseklerini tutup ''bana ne?'' diyecek. dans etmeyecek. buluşamayacaksın. telefon faturaların artacak. sinirden etrafa çatıp olur olmaz insanları üzeceksin. karşılaştığın bütün bu zorluk, bütün bu çile bir bukle gülüş, iki tutam şampuan kokulu saç ve sıcacık bir sarılmayla geçecek. böyle de ilginç bir yapımız var. bu yapıya bianen hanım kızlarımızın tamamı ama tamamı yaptığın tüm hataları , kendi hatları yüzünden yapmış olmana rağmen yüzüne vuracaklar. bana böyle böyle dedin diyecekler. ama sen ''sen de şöyle yapmıştın'' dediğinde ''eski defterleri açmayalım'' diyecekler. bu yüzden bir tavsiye istersen o sıktığın yumruğu, dilinin ucundaki kötü sözleri söyleme.

    bir de o silgiyi parçalayıp parçalayıp sağa sola atma.

    abin jimmy.