hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • o gece kendisi cumhurbaşkanı olsa ne olurdu allah bilir ama 50 senedir ülkemizi onun gibiler yönetseydi zaten fetö puştları kurumlarımız içinde böyle çöreklenemezdi. dolayısıyla 15 temmuz yaşanmazdı. bence önemli olan da bu.

  • hırsızların en çok eve girmeyi tercih ettiği yer olan kapıyı en güvenli hale getirmekle başlar. evin diğer pencere, balkon vs bölümlerinin korunması kolaydır. bunun en büyük sebebi; ulaşımının zor olması, binanın dışında ve açıkta olması hırsızın iş üzerinde çalışmasının oldukça fazla engellenmesidir. eğer alt katlarda iseniz demir parmaklıkla kolaylıkla halledebilirsiniz. oysa ki kapı öyle değildir. güvenli hale getirmesi bu kadar kolay olmaz. hırsız, apartmanın içinde hiç bir komşunuzun ruhu bile duymadan çok kısa sürede kapınızı açıp girebilir. genelde de fazla ses çıkartmayacak yöntemleri tercih ederler.

    evime defalarca hırsız girmiş birisi olarak, her seferde deneme yanılma yöntemiyle "en güvenli kapı nasıl olur"a yeterince yaklaşmış olduğumdan bir kaç tavsiyede bulunacağım. unutmayın; hırsızın asla giremeyeceği kapı yoktur, sadece yöntemini henüz geliştirememiş hırsız ya da sadece girmek için çok vakit harcamaktan kaçınan hırsız vardır.

    hırsızlar kapıdan içeri nasıl girer?
    kapınız ahşap ise*;
    - tornavida ya da levye ile kilit bölümüne müdahale ederek
    - herhangi bir alet ile vurmak kaydı ile kilit bölümünü kırarak
    - menteşe bölümünü kırarak
    - tekme ya da omuz ile kapıyı kırarak

    kapınız çelik ise;
    - maymuncuk türü aletlerle kilidi açıyorlar (artık pek becerebileni yok)
    - kilit göbeğinin dışarda kalan kısmını bir aletle sıkıştırıp çevirerek kırıyorlar. kırılan kısmı dışarı çekerek çıkarttıktan sonra parmak kadar bir aleti boşluğa yerleştirerek çeviriyorlar ve kapı şıkır şıkır sanki anahtarla açıyor gibi açılıyor (en çok bu yöntemi seviyorlar)
    - levyeyle kilit bölümünün olduğu aralığı zorlayarak açıyorlar
    - kriko gibi bir aletle kapıyı karşılıklı iki çerçeveden esneterek kilidin boşa çıkmasını sağlayarak açıyorlar (baya sık kullanılan bir yöntem)
    - içerden zinciri ya da emniyet kelepçesini kapatmışsanız; kapıyı araladıktan sonra ince sac gibi bir demir ile açıyorlar
    - kapıyı komple duvardan çerçevesiyle birlikte sökerek açıyorlar (baya zor bir yöntem)

    şeklinde en bilindik yöntemler sayılabilir. peki tehlikeleri farkettikten sonra şu soruya cevap gerekecektir mutlaka;

    güvenli kapı nasıl olmalıdır?
    - kapınız kesinlikle ve kesinlikle çelik kapı olmalı. (çok önemli)
    - kapınızın markası kaliteli olmalı. ucuza kaçıp nerdeyse sac gibi çelik kapı almayın. (önemli)
    - kapınızda en az 2 tane kilit olmalı. (önemli)
    - kapınızın sadece yandan değil, alttan ve üstten de içeri giren kilit sistemi olmalı. (tercihen)
    - kilit sistemi içeriye düz olarak giren değil, kanca şeklinde kıvrılarak girenden olmalı. görsel (tercihen)
    - kilit bilyalı tipte olmalı. görsel (önemli)
    - kilit üç kere kilitliyor olmalı. (önemli)
    - kapınızın ana kilidi kesinlikle (son dönemlerde çıkan bir teknoloji) kırılan barelli olmalı. yani kilide dışarıdan müdahale edilince kırılıyor ve ikinci müdahale imkansız hale geliyor. tabi ev sahibi anahtarıyla hala açabiliyor. tuzaklı barel* yada kırılsa da güvenli barel* isimleriyle farklı markaların ürünleri mevcut. görsel1, görsel2, görsel3 (çok çok önemli)
    - kilidi dışarıdan müdahaleye karşı koruyan rozet taktırılmalı. bu rozet iç taraftan monteli olduğu için dışarıdan sökülemiyor. kırması da oldukça zor ve ses çıkartan bir yöntem. kale ve pegasus üretiyor. pegasus rozette daha iyi bir marka. eğer ki kırılan barelli kilit taktırmamışsanız kesinlikle rozet taktırmalısınız. kırılan barelli kilidiniz zaten varsa rozete fazla ihtiyaç yok, fakat hırsızı baştan caydırmak maksadıyla ekstradan rozeti de taktırabilirsiniz. görsel1, görsel2 (önemli)
    - çok tercih edilen esnetme yöntemine karşı korumak için de; evin içinde kalan, dıştan monteli emniyet kilidi çözüm olmaktadır. bu kilitler birbirine geçmeli olarak kilitlendiği için kapının yatay ve dikey eksende esnetilmesini önleyecektir. ayrıca içeriden monte edildiği için dışarıdan müdahale şansı da bulunmamaktadır. dışarıdan anahtarla, içeriden de mandalla kilitlenebiliyor. kale kilit'in 167 modelini tavsiye ederim. görsel1, görsel2 (çok önemli)
    - kapınızın çerçevesiyle duvar arasında boşluk olmamalı. mutlaka beton dökülmeli. tabi kapı yapıldıktan sonra artık bu pek mümkün değil. o yüzden çelik kapınızı evinize kendiniz yaptırıyorsanız mutlaka çerçevede hava boşluğu kalmamasına çok dikkat edin. esnetmeler bu boşluklar sayesinde yapılabiliyor. (önemli)
    - alarm taktırılabilir. ancak ucuzuna kaçılması durumunda alarmlar pek etkili olmamaktadır. alarmın kendi yedek güç ünitesi olmalıdır ki; hırsız elektriği kesince çalışmaya devam edebilsin. darbelere karşı sağlam ve açılmaz bir kasası olmalıdır. sesi çok yüksek olmalıdır. dışarıya evde alarm olduğunu belirtecek şekilde yanıp sönen led takılmalıdır. (tercihen)
    - kamera sistemi koymak genelde çok pahalı bir çözüm olacağından, sahte kamera ile hırsızları bir miktar caydırabilirsiniz. bunun için kapının üstüne kablosu içeri giren bir webcam koymanız yeterlidir. (tercihen)

    şeklinde maddeleyebiliriz. bunlardan hepsini aynı anda uygulamak şart değil ama birkaç tanesini aynı anda mutlaka uygulamalısınız. benim tavsiyem en azından; "kırılan barelli kilit" + "rozet" + "167 emniyet kilidi" kesinlikle taktırılmalıdır.

    bir çoğumuz evden her çıkışımızda ya da uyumadan önce üşendiğimizden tüm kilitleri kilitlemiyoruz. unutmayın ki hırsızı ne kadar zorlayıcı ya da oyalayıcı şey olursa, vazgeçme ihtimali de o kadar yüksek olur. o yüzden güvenlik önlemlerimizi alıp, aynı zamanda da kullanmaktan imtina etmemeliyiz.

    tüm bu yöntemleri uygulamamıza rağmen hırsız yinede kapıdan girmeyi başarabilmişse, ben o hırsızın alnından öperim, elini sıkarım, salona davet edip bir çay veririm arkadaş. böyle de emeğe saygılıyım.

  • haşmet babaoğlu okuma yazması olan hiç kimseyi çıldırtamaz...

    haşmet babaoğlu gizli gizli elindeki şarap kadehini yudumlarken bu salak kelimeleri bir araya getirdiği için sözüm ona muhafazakar avantasıyla kafasını güzel yapar.

    helalinden kazanan, eğilip bükülmeyen, yaşamak istediği hayatı dilediği gibi yaşayan kimseler anca bu deli saçması şeylere yazık sırıtmasıyla bakar. ve asla okumaz. okuyacak değeri vermez.

  • insanlar algılama problemi yaşıyor, ya da olağanüstü derecede taşak geçme potansiyeline sahipler. okan bayülgen net bir şekilde tolga çevik'in insanlık tarihiyle neredeyse eşit olan tuluat kavramını sanki kendisinin bir icadıymış gibi göstermesine karşı çıkıyor. ve bunun izahını da çok güzel özetlemiş zaten:

    "bunu sahne sanatlarının doğasına aykırı bulduğum için, sahne sanatları yapmış bir kişiye bir fikrin, gece yatıp sabah gelemeyeceğini, bunların ancak yaşayan veya yaşamayan sahne adamlarının yaptıkları işlerin tekrarı ya da esinlenmesi olabileceğini düşündüğüm için bu mücadeleyi başlatıyorum"

    yani ne diyor? kırk yıllık pancar kıçımda sancar. tolga çevik bu fikrini bir icat olarak öne süremez, bunun patentini alamaz, tekel yaratmaya çalışamaz. ahde vefa denen şey var. "harici komutla doğaçlama hareket eden oyuncu" formatı bizim meddahlık kültürümüzün bile özünde var yahu. hatta hadisenin özüne tekabül eden tuluat, bizim bin yıllık geleneğimizdir. okan bayülgen bu değere sahip çıkıyor, bunun mücadelesini veriyor. her şey bu kadar basit ve ortadayken "peki ya okan kimden çaldı ehehe" cinliğiyle ortalama zekaya bile hitap etmeyen emsallerle yazılı olanı bambaşka mecralara çekmek de neyin nesi oluyor ben de onu anlayamıyorum işte...

  • adamı sevmem falan ama son derece üzücü bir durum. zaten birine üzülüp, şifa dilemek için sevmeye gerek yok. twitter'da alay eden, komiklik yapmaya çalışan insanları görünce hayattan soğudum yeminle.

    adamı sevmem dedim de, şarkılarını sevmem yoksa kendisini tanımıyorum. belki tanısam çok severim, bilinmez.

    hastalık hepimiz için, bugün şahaneyken yarın allah korusun bambaşka bir mücadelenin içinde bulabiliriz kendimizi.

    kendisine şifa ve sabır diliyorum. dalga geçen, komik olduğunu sananlara da bir parça merhamet.