hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • gün içerisinde yazılan entrylerden görüyorum ki kendilerini "bilinçli jenerasyon" addedip buranın kahvelerine ve fiyatlarına bok atmayı "kapitalizm karşıtı" duruş olarak gören bir güruh var.

    iyi hoş tabii dile getirsinler düşüncelerini.

    4,5 liraya kahvesini alıp oturup keyif yapan adama skimsonik siyasi ideolojileriyle sataşmaya kalkışmalarının saçmalığından dem vurmuyorum bile.

    ister istemez merak ediyorum bir yandan, bu sataşan kesim gidip köşedeki tekel'den 2,5 liraya alabileceği biraya beyoğlu'nda herhangi bir mekanda 6-8 lira arası bir fiyat ödemedi mi hiç? aynı mantık değil mi lan?

    köhnemiş binanın 2. katındaki bardaysan içtiğin biraya olması gerekenin 3 katı fiyat ödemen normal, sistem karşıtı olabilirsin. bir amerikan şirketinde kahve içiyorsan kapitalistsin. vay anasını.

    yerim lan seni. asi şey.

  • bizde vardi bir tane bundan. "yari-otomatik" ne demekse artik.

    cok duygusal bir aletti, yalniz kalmayi sevmezdi. koridorun ortasina kadar pesimizden gelirdi, fisi yettigi yere kadar.

  • diş hekimi olarak sarıkamış'a giden bir zat, askeri hastanenin yanındaki askeri fırına pide yaptırmak için gider.
    - oğlum bi kıymalı yapın bana
    - emredersiniz komtanım.bu arada biz kısa dönemiz komutanım kimya öğretmeniyim ben (hamurcu asker)
    - allah allah, öğretmenin ne işi var fırında ya
    - komutanım o ne ki, şu çaycı hakim, yamağı da savcı
    - ben de maden mühendisiyim komutanım (kürekçi)

  • izledikten sonra bir süre hiç şaka yapasınız gelmiyor, ciddiyetiniz artıyor, şaka denen şeyle aranıza mesafe koymak istiyorsunuz, soğudum lan! bölüm 1 yazıyor bir de , devamını da yapacak demek ki vicdansız!

  • yaklaşık olarak 60 bin üyesi olduğu iddia edilen oluşum.

    bu iletiyi saat 00:00'dan sonra girme amacım ise okunma oranını artırmak. siz de bu işe bulaşan arkadaşlarınıza bu mantıkla anlatırsanız belki anlarlar.

    bu işe bulaşan yaklaşık 60 bin kişinin %87.5'i en iyi olasıkta verdiği paranın sadece yarısını alabilmektedir. %75'i sadece 120 dolar %50'si ise 0 lira kazanmaktadır.

    linkteki excel capsine capsi yeni sekmede açalım yazıyla birlikte takip edelim.

    ön bilgi: sisteme dahil olan kişi 750 dolar verip internet sitesi alır. daha sonra altına iki kişi bulur. bu iki kişi için 120 dolar para alır. sonra o 2 kişi altlarına ikişerden 4 kişi bulur. buldukarı çift başına 120 dolar kendileri 120şer dolar ise üstlerindeki alır. bu şekilde piramit aşağı doğru devam eder.

    dengeli dağılan ideal bir piramit 15 katlı olduğu zaman (2 üssü 15) toplam 65 535 kişiden oluşuyor. dengeli dağılması zor bir ihtimal ama varsayalım.

    15.kattaki 32768 kişi hiç para alamaz sadece site alır. çünkü altlarında ikili yok. bu sayı bu işe bulaşanların yarısıdır.
    14.kattaki 16384 kişi altlarına ikişer adam buldukları için sadece 120 dolar alır.
    13. kattaki 8192 kişi altlarındaki ikili ve onların altlarındaki dörtlü sayesinde 360 dolar alır.

    12.kattaki 4096 kişi ise 840 dolar alarak 90 dolar kara geçer. 90 dolar kara geçmek için 14 kişiyi ikili sistemde altınıza almak gerekir.

    dananın kuyruğu da burada kopuyor. ben çok çalışır piramitte 14 kişinin üstünde olurum sonra da katlanarak paralar gelir fikri oluşuyor.

    ancak pek öyle değil.

    11.katta 2048 kişi - 1,800 dolar
    10.katta 1024 kişi - 3720 dolar
    9.katta 512 kişi - 7,560 dolar
    8.kat 256 kişi - 15,240 dolar
    7.kat 128 kişi 30,600 dolar
    6. katta 64 kişi - 61,320 dolar

    piramidin bir kat daha yükselmesi için piramitteki kişi sayısı kadar yeni üyenin alttan katılması gerekir. 11.kattan elinizde 1800 dolarınızı 6.kata gelip 61320 dolar yapabilmek için sistemin toplam üye sayısını 5 kere ikiye katlaması gerekir. kaç sene alacağı meçhul ve bu arada 61320 doları simit saraylarında yemiş olma ihtimaliniz yüksek :)

    devam edelim.

    5.katta 32 kişi - 122,760 dolar
    4.katta 16 kişi - 245,640 dolar
    3.katta 8 kişi - 491,400 dolar
    2.katta 4 kişi - 982,920 dolar
    1.katta 2 kişi - 1,904,520 dolar
    0.katta 1 kişi - 3,747,720 dolar

    içinde 65 bin kişi olan sistemde fotoğraflardaki bmw otomobili alabilen kaç kişi var: 32,16,8,4,2,1=63 kişi
    içinde 65 bin kişi olan sistemde fotoğraflardaki evi alabilen kaç kişi var: 16,8,4,2,1: 31 kişi
    içinde 65 bin kişi olan sistemde ömür boyu emeklilik yapabilecek kaç kişi var: 8,4,2,1: 15 kişi

    `milyon dolara yakın ve katları kazananlar ise toplam 7 kişi`. bunlarda zaten sistemi kuran kişiler.

    asıl mesele geliyor. 65 bin kişiden toplamda yaklaşık 50 milyon dolar toplanıyor ve yaklaşık 10 milyonu sistemde yukarıda bahsettiğim şekilde dağıtılıyor. net rakamlara tablodan bakınız.

    ve geriye yaklaşık 41 milyon dolar yine şirkete kalıyor. kim bu şirket? muhtemelen sistemde ilk katta olan kişilerin kurduğu bir şirket.

    65 bin kişilik piramitte sizin bir kat yukarı çıkmanız için 65 bin kişi daha bulunması gerekir. bu demektir ki 130 bin kişi 0 tl kazanacak ve siz bir kat yukarı çıkacaksınız piramitte.
    bu nereye kadar gidebilir. hadi bir kat daha çıksın ve 260 bin kişi olsun. ondan sonra sistem tıkanacaktır. zira türkiye de kişisel web sitesine 750 dolar verecek yarım milyon insan olduğunu sanmıyorum.

    dolayısıyla şu an piramide giren bir arkadaş verdiği parayı ya kurtarır yada kurtaramaz. fakat üsttekiler (5.kat ve üstü) parasına para katar.

    65 bin kişi içinde vaat edilen şeyi 63 kişi alıyor. işte size matematiksel açıklaması.

  • "babama maç kaçta diye sordum. 'ben nerden bileyim aç teletext'i bak' dedi teletext dedi amk... ilhan mansız sakat, oynayamayacakmış desen inanacak..."

  • geçen gün, yine benim gibi feci çirkin olan bir arkadaşımla oturduk kadınlardan bahsediyoruz. zaten biz çirkin erkekler kadınlardan bahsederiz, kadınlar da yakışıklı erkeklerden bahsederler. yakışıklı erkekler de arabalardan bahsederler. arabaların genelde beş vitesi olur, vitesler arasındaki oran aracın son hızını etkiler. oran-orantı üniversite sınavında çok sorulan ve annemin de anladığı ve en çok sevdiği matematik konularından biridir. zaten annem sadece anladığı matematik konularını sever, anlamadıklarını reddeder. zamanında teyzemle birlikte okula giderlerken, teyzem modern matematik okutulan deneme lisesi'ne gitmiş. deneme lisesi, ankara'nın emek semtinde yer alan bir okuldur. işte o çirkin arkadaşımla emek gibi değil de emek'e yakın bir semtte oturduk kadınlardan konuştuk.

    dedik ki aga bizim kadınları ilk görüşte etkileme şansımız, evrenin bir köşesindeki paralel evren'de bir serdar ortaç daha olma olasılığı kadar. dolayısıyla bizim yapacağımız tek şey, mütemadiyen ve biteviye konuşmak. dedi ki sonra benim çirkin arkadaşım, yüzüne bile bakamıyorum, yere bak konuşurken, dedim, abi biz kadınları ilk görüşte etkileyemediğimiz için karşılaşabileceğimiz yerlerde zaman geçirmekten de hoşlanmıyoruz. yani bara, diskoya falan gitmiyoruz. dolayısıyla evde oturup, bir kadının bizi görmeden de bizi sevebileceğini düşündüğümüz bir şekil yaratıyoruz. ama, dedi sonra büyük bir sinirle, sinirlenince daha da çirkin oluyordu, nedense kadınlar burada da bize şans vermiyorlar. peki ne yapacağız? bizi görünce çirkin diye bakmıyorlar, konuşunca dinlemiyorlar, o zaman hiç şansımız yok. bir süre sessiz kalıp topraktan yansıyan çirkinliklerimize baktık.

    modern matematik eskiden sadece belli başlı okullarda okutulurdu. şimdi her yerde. ama eskiden belli başlı da olsa hiç okutulmasaydı, şimdi modern matematiği bilmiyor olacaktık. erkekler de modern matematik gibidir. sınavda çıkmaz diyip çalışmamazlık edilmez. erkeğin de bir emeği, bir özsaygısı vardır. evet görülmez bakılınca, ama anlamak istediğinde tüm matematik emrine amadedir, dedi bu çirkin arkadaşım, nasıl da duygulu. susturmadım. sanki sadece onların vücudunun bir değeri var, sanki sadece onların ruhu temiz, sanki sadece onların duyguları önemli. ben de ruhumu korumak istiyorum aga, benim de kirlenmesini istemediğim bir özsaygım var. ben de bir çöp çuvalı değilim ki. onların ruhu, onların duyguları ne kadar değerliyse, benim ruhum da o kadar değerli. sonra biraz dinlenip yere çöktü. en azından kendimi anlatabilecek kadar güzel doğabilseydim, dedi, böyle olunca iki kat yoruluyor insan. çirkin olmak büyük bir meslek.

    geçen gün, yine benim gibi feci çirkin olan bir arkadaşımla birkaç kıza âşık olup unuttuk. biz o yola bu sefer hiç girmedik. sonra oturup bizi tanımayan, bizi tanımaktan erinen ne kadar kadın varsa, hepsine bir şarkı söyledik. içimizden geldi, içimizde tuttuk.

  • sultan abdülmecid’den başlayarak, her yıl ramazan ayının on beşinde topkapı sarayı’nda hırka-i şerif ziyaretinde, padişaha özel iftar yemekleri hazırlandığı bilinmektedir. bu yemekleri pişiren enderun efendileri arasında özellikle en güzel soğanlı yumurta yapma rekabeti kaynaklarda geçmektedir... "eğer padişah iftar yemeklerinden tadarken, soğanlı yumurtayı beğenirse bunu hazırlayan enderun efendisini kendisine kilerci başı seçerdi. soğan, yağ yanmadan ateşte sürekli bir şekilde karıştırılır ve pembeleşinceye kadar pişirilir ve daha sonra yumurtaların ilavesiyle bu işlem yaklaşık 3-3,5 saat sürerdi.. zaman içerisinde bu yemeğin içerisine soğanın daha fazla kavrulmasını olanak sağlayan domates yer almıştır"

    işin aslına baktığımızda günümüzde pek az kişi * menemen pişirmektedir. öyle ki kaynaklara göre gerçek menemen yemeğinde beğenmediğimiz soğanı 3-3,5 saat sahanda yakmadan kavurmak gerekir. anlamadığım nokta "-menemen öyle mi olur kardeşim!!" şeklinde fikir beyan edenlerin bunu neye dayanarak söyledikleridir. annemizin mutfağı bu konuda otorite değildir maalesef..

    görünen o ki soğanlı yumurta daha sonra içerisine domates eklenmesiyle normal olarak hızlı hayat şartlarına ayak uydurmuştur. gerçek menemen in içersine soğan girer mi tartışması nereden kaynaklanır onu da açıklayalım..

    efendim menemen ülkemizde 5 yıldızlı otel mönülerinde genellikle - scrambled eggs with tomatoes olarak tanımlanmakta. yani menemen menülere *direkt menemen adıyla geçmemiştir. bir tür pişirilen bir yumurta yemeğidir.. özellikle batı mutfağına yönelik mönülerde sentezlenerek soğan çıkarılmıştır (zira batılı misafirlerimiz hafif çiğden türemiş soğana pek sıcak bakmazlar)yani menemen "green bell pepper and tomato cubes cooked with eggs added- generally served with breakfast or early noon time." şeklinde sunulmaktadır. soğandan hazetmeyen misafirlere soğan tadı vererek fakat içerisinde göstermeden sunduğumuzu biliyoruz. menemen, scrambled eggs with tomato tanımlaması ile sunulduğunda akla çırpılmış yumurta, yanında söğüş domates gelmekte iken, ben pişen bir yemek olduğunu, türk mentalitesi içerisinde sabah ya da öğlen tercih edildiğini vurgulamak istiyorum. yani meali "domates küp küp doğranır ve yumurta eklenerek pişirilir." şeklindedir.

    kıssadan hisse aslı atalarımızdan kalan soğanlı yumurta iken günümüzde soğanı tartışılır olmuştur. soğan sevmeyen bireyler içerisine katmayabilirler ama inkar etmek ayrı birşeydir. baklavanın içerisindeki cevizden hazetmediğimi söylediğimde bazı tatlıcı arkadaşlar beni dövecek gibi olsalar da sevmiyorum kardeşim bana göre fındıklı olmalıymış. kendi damak tadıma göre bir yemeği şekillendirmek sadece bilgi eksikliği ile tanımlanabilir kanımca.. türk mutfağının temelini soğanlı yemekler oluştururken rahmetli uğur mumcu yaşasaydı o genç dimaglarda yer etmiş sözünü bu başlık için de kullanırdı sanırım.

  • başlık: takım elbise giyip köy köy geziyorum beyler

    1. çöp kutusunun kenarına öyle umursamadan atılmış bir takım elbisenin beni nasıl bu kadar mühim bir kişi yaptığına hala inanamıyorum.

    köylere gidip sizin arazileri devlet büyük paralar verip satın alacak baraj yapacak yol yapacak sanayi bölgesi kuracak diyorum, siz o çıkarcı muhtarları bir görün bir saygı bir hürmet hemen beni kalabalıktan uzaklaştırıp devletin neredeki arazileri alacağına dair tüyo istemeler bana rüşvet teklif etmeler cebime para sıkıştırmalar filan
    en son gittiğim köyde meydanda kuzu filan çevirdiler 2 kol çalgı takımı tutmuşlar sabaha kadar gırla eğlence
    bir gün birileri anlayacak diye çok korkuyorum