hesabın var mı? giriş yap

  • üniversite bitince abd'ye geçip abd'li üni arkadaşı ile evlenip orada yaşayan, oranın sunduğu tüm eğitimsel, sosyal, maddi ve manevi imkanları sonuna kadar kullanıp 75 yaşında arada memlekete gelip giden adam, sizin memlekete borcunuz var diyor. kime borçları var o gençlerin? tayyip erdoğan'a mı? 20 yıldır göz göre göre akp'ye oy veren çomarlara mı?

    böyle insanları profesyonel meslekleri dışında sakın dinlemeyin. yurtdışında yaşayan insanlarda memleket ve kimlik özlemi çok baskın olur, sağlıklı tavsiye veremezler.

  • akabindeki 3 4 gün boyunca devam edecek olan sıçamama hadisesinin başlangıcıdır. mecaz falan değil abi, bi şey oluyor sıçamıyorsun. başka yerlerde askerlik yapan arkadaşlara da doğrulattım onlarda sıçamamışlar. biz pasta kesmiştik ersoy sıçtı diye. öncü birlik oldu o bize, sonra hepimiz kahramanca sıçmıştık. ne günlerdi bea.

  • hakkında bazı bilinmesi gerekenler:

    - çekim için bile olsa gittiği her mekanda hesap öder.
    - gurme olarak tanımlanmayı sevmez, kendisini gurman * olarak görür.
    - her fırsatta büyük fast food şirketleri ve gıda üreticilerinin ürünlerini eleştirir.
    - modernleşme adı altında mutfak kültürümüzün yavan hale getirilmesine karşıdır. gelenekten ve doğallıktan kopmadan gelişmeyi savunur.

    evet barbarvari bir şekilde yemek yediği oluyor arada ama ben alıştım.

  • başlığı açan arkadaş neye göre karşılaştırma yapılacağını müphem bırakmış. elimden geldiğince tarafsız bir şekilde, özelliklerine göre karşılaştırma yapayım:

    güç; büyü gücü olarak karşılaştırırsak yani snape ve sirius düello yaparsa, bariz bir şekilde ezici bir üstünlükle snape kazanır. (1-0)

    fayda; zümrüdüanka yoldaşlığına yardım bazında konuşacak olursam açıkça, snape'in daha fazla yardım yani fayda sağladığı görülür. snape, uzun zaman boyunca a.d.'ye gizli bilgi veriyordu yani tabiri caizse kilit taşı rolünü üstleniyordu. ayrıca gizli gizli harry'ye bir çok defa yarar sağlamıştır. sirius ise daha hapisten çıktıktan kısa bir süre sonra öldü, haini yakalayamadı. tek somut faydası; mirasını harry bırakmış olması. snape ile fayda bazında karşılaştırırsak yine burada snape'in yaptıkları ağır basar. (2-0)

    karakter; snape karakter olarak kompleks iken sirius basit birisidir. daha dibindeki düşmanı fark edememiştir. ancak sürüyle hareket edebilir.(düz liselerdeki sosyal bölümündeki öğrenciler gibi.) zayıfa gücü yeter, kendinden güçsüze saldırır. snape ise yalnız kurttur, tek gezer; sürüyle hareket etmez, yalnız çalışır.(bilumum liselerdeki sayısal öğrencileri gibi.) kendinden zayıflara saldırmaz.(harry'ye yaptıkları ise rol icabıdır, görevi gereğidir.) asla aşkına ihanet etmez. hülasa; snape, sirius'tan daha karakterlidir. (3-0)

    iyilik; aslında iyilik göreceli bir kavram değildir. zamanında, sirius çocukken arkadaş sürüsüne uyardı ve diğer çocuklara zorbalık ederdi. aslında burada sirius'un ailesine sırt çevirmesinin sebebi de arkadaşlarıdır. eğer arkadaşları safkan felsefesini benimseseydi sirius da onu benimseyecekti. sirius, sürü psikolojine uyan biridir. çevresi iyilerin tarafına geçtiği için iyi olmuştur. çevresi de bir kız yüzünden iyilerin tarafına geçmiştir.(burada; snape kız yüzünden iyilerin tarafına geçti diyenlere duyurulur: j.p. kimin için iyilerin tarafına geçti?) snape ise, çocukluğunda iyi birisidir ama şartları onu sertleşmeye zorlamıştır. ''eziyet gören birisi, tekrar eziyet görmemek için başkalarına eziyet edebilir.'' sen birisine sürekli zorbalık edip, onun iyi birisi olmasını beklersen, sende mantık yok demektir. snape de haliyle maruz kaldıklarına tepki koymak için karanlık tarafa geçti. (hanginiz aşkınızı kaptırdığınız kişinin yanında durmak isterdiniz?) fakat yaptıklarından fazlasıyla pişman olarak iyilerin safına; kendi isteğiyle(yaptıklarının ve yapacaklarının farkında olarak), kimse zorlamadan katıldı(spike gibi). buradan snape'in sirius'tan daha iyi birisi olduğu sonucu çıkar. (4-0)

    cesaret; harry potter serisinde, snape'ten başka, voldemort'un gözlerinin içine bakarak yalan söyleyebilecek kadar cesur başka kimse var mıdır? voldemort'a karşı casusluk yapmak, her babayiğidin harcı değildir, yürekten fazlası gerekir. snape'in soğukkanlılığından, ne kadar cesur olduğu anlaşılabilir. sirius ise hep kaçar, sürüsü olmadan bir hiçtir. hakeza; snape'in yaptıkları, sirius'un yaptıklarından daha fazla cesaret ister ve binaenaleyh snape, siriustan daha cesurdur. (5-0)

    zeka ve akıl; bunu uzun uzun yazmaya gerek yok, snape, siriustan daha zeki ve akıllıdır.(aksini iddia edebilecek yoktur sanırım.) (6-0)

    bilgi; bu konuda da snape fazlasıyla ağır basar. iksir konusunda olsun, büyü konusunda olsun vb. konularda olsun snape, sirius'tan daha bilgilidir; kendi hazırladığı büyüler vardır ve branşında en iyisidir. a.d. bile ondan iksir konusunda yardım ister. (7-0)

    ezcümle: sirius, zengin kopilin yanında takılan beta yancıdır; alfa nereye giderse o da oraya gider(bunun gibi karakterleri sokaklarda ve çevremizde sıkça görüyoruz); snape ise genelde yalnız takılan, sürüye ve yancılara ihtiyacı olmayan, prensipli, efendi birisidir ve bu yüzden de tercih edilmemiştir sevdiği kız tarafından. (bkz: hatunların efendi adam yerine piç tercihi)

    sathi bir şekilde teşbih yapacak olursam: snape, kedigillerden pantherinae cinslerinden biriyken; sirius ise köpekgillerden köpektir. yani birisi sürüye ihtiyaç duyar, öbürü duymaz.

  • bakın bu listedeki adamların hiçbirinin para kaygısı yok. olmayacak da. sikinde olmasa hayatı hiçbir şekilde olumsuz etkilenmez. aksine olumlu bile etkilenir yani.

    bu insanlar ve adını bilmediğiniz ünlü ünsüz yüzbinlercesi; fakir, durumu olmayan insanlar daha iyi şartlarda yaşasın diye,

    kışın kombinin ayarlarını radyo frekansı hassasiyetinde kısıp da 5 kilo yorganın altında titremeden uyusun diye,

    aptal saptal ezberci bir sistem değil de, adam gibi bir eğitim sisteminde çocukları büyüsün diye,

    kursağında kurbandan kurbana değil de, düzenli ve dengeli et girsin diye,

    yarın mahkemeye işi düşse parası ve nüfuzu olana haklı dahi olsa kaybetmesin diye,

    emekli olunca 200 dolara yaşamaya çalışmasın, ek iş kovalamasın, bir ayağı çukurdayken ev geçindirmek yerine torunlarıyla vakit geçirsin diye,

    belki de hapse girmek, en hafif ihtimalle itibarsızlaştırılmak pahasına bunları söylüyorlar.

    işin acı tarafı ne biliyor musunuz?

    bu korumaya çalıştığı, iyi yaşasın istediği insanlar da "goyduk muah, ayasofyada namaz kılacam ben" derdinde...

    ne denilebilir ki.
    medeniyet öyle her kotun üstüne giyebileceğiniz bir gömlek değildir. her toplum kaldıramıyor işte...

    imla ve çomar update editi: oy oy oy ne kadar düşük iqlu çomar çaylak varsa entry numarasını alan gelmiş yeşile osbir çekiyor.

    bana cahil diyen 80 iqlar;
    olum entrylerinize bakıyorum da, aranızda bahçeli'yi iyi bir siyasetçi diye öven var lan.

    bahçeliyi... mehmet bahçeli evet.

    akdjdkslfl gülmeden yazamadım amk... şimdi sizi kaale alıp bi de cevap mı yazalım mesajlarınıza olum? illa rencide mi edelim? illa kilolarınızla iqnuzla mı dalga geçelim?

    napalım şimdi?

  • tanıdık bir iş yeri var, patron akrabamız. ben de bir süre çalıştım.

    patron türkiye şartlarında iyi biri. 7 kişilik kadro, lise mezunu olması ve çok parlak olmamasına rağmen (marketten pil yerine pinpon topu alan cinsten) patron asgari ücret üstü maaş verir. öğle yemekleri şirketten, fazla mesai ya bir etkinlikle (dışarıda yemek) ya da harçlıkla karşılanır vs.

    böyleydi demek daha doğru çünkü son iki sene bu çalışanların maaşları asgari ücrete yakınsadı, haftada bir çıkan etli öğle yemeği ayda bire düştü, artık doğum günleri mado'da değil iş yerinde ucuz tatlılarla kutlanıyor. yakında bunlar da gidecek, hatta kadroda küçülme bile olabilir.

    kısacası şirket, çalışanıyla patronuyla enflasyon karşısında ezildi. bu durumun tek doğrudan sebebi ise hükümetin ekonomi politikası. büyük şirketler milyarlık krediler alabilirken, vergi borçlarını affettirirken, kaçak işçi çalıştırırken; işini kanuna göre yapan küçük işletmeler can çekişmekte. çalışanların durumu daha feci, eğer ailesiyle veya sahip oldukları evde yaşamıyor olsalardı hiçbiri devam edemezdi. ülkede o kadar verimsiz bir ekonomik sistem var ki evde boş boş duran adam çalışandan daha iyi durumda, en azından yıpranmıyor.

    bu tip süreçler bir iki sene sürse hadi dişimizi sıkalım diyebiliriz ama durum hiç öyle gözükmüyor.

    sadece bir gözlemde bulunmak istedim.

  • kişisel gelişim kitaplarında (aslansın, koçsun, yaparsın sen kitapları) sıklıkla anlatılan bir deneyin sonucudur:

    bilim adamları pirelerin farklı yükseklikte zıplayabildiğini görür. birkaçını toplayıp 30 cm yüksekliğindeki bir cam fanusun içine koyarlar. metal zemin ısıtılır. sıcaktan rahatsız olan pireler zıplayarak kaçmaya çalışır ama kafalarını tavandaki cama çarparak düşerler. zemin sıcak olduğu için tekrar zıplarlar, tekrar başlarını cama vururlar. defalarca kafalarını cama vuran pireler sonunda zeminden 30 cm den fazla zıplamamayı öğrenir.
    deneyin ikinci aşamasında cam tavan kaldırılır. zemin tekrar ısıtılır ve gözleme devam edilir: tüm pireler eşit yüseklikte, 30 cm zıplamaktadır!..