ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
son 20 yılın en gıcık lafı
-
(bkz: aynen)
instagram'da feminist şaire regl kanı sansürü
-
"imagine if men hated rape as much as they hate period"
süleyman seba
-
37 yaşındayım, bir damla gözyaşı borcum vardı sana, onu da bu gece döktüm başkanım.
hilal cebeci
-
'rus kadnlarinin guzel olma sebebi kominizmdir.cunku para 1deger oluşturmadığı icin kimse kimseye parası ıcın vermemistir hepsi ask cocugudur' demiş kişi.
https://twitter.com/…ciii/status/298713489965473792
hilal ?
ibo şov
-
ilginç bir metafor barındıran program. eski ibo yerinde duramazdı, enerjikti, mutluydu tıpkı eski türkiye gibi. şimdiki ibo'nun ise başına gelmeyen kalmamış, acı bir şekilde gülümsüyor sadece. tıpkı şu anki türkiye ve bizler gibi.
bir istanbul masalı
-
ilişki iki kişi arasında yaşanan özel bir şeydir ve başkalarını buna karıştırırsan artık senin kontrolünden çıkar. maşallah kozan ailesi evinde ne var ne yok ilişkilerinde ne oldu herkesle paylaşıyorlar. yani kozan ailesinin ağzında bakla ıslanmıyor. misal,
esma ağlamış, üzgün bir surat ifadesiyle kapıyı çalar. anne kapıyı açar.
- aaa esma ne işin var kızım sabah sabah.
- hiç anne........anne
- efendim kızım
- anne ben birkaç gün burada kalabilir miyim?
- tabii kalabilirsin güzel kızım benim. (yanağını okşar) da ne oldu esma neden burda kalmak istiyorsun? selim’le tartıştınız mı yoksa?
- yok anne ya daha kötü.
- ne oldu kızım yaa annene de mi anlatmıycaksın?(kızgın)
- anne......selim.......bu sabah...........osurdu
- neeee?
- duydun işte. ben de çıktım buraya geldim.
- aaaa. tamam kızım sen git elini yüzünü yıka ben de kahvaltıyı hazırlıyayım.
biraz sonra yatak odası,
- cemal kalk canım esma geldi.
- canım kızım benim.... ama suzan neden gelmiş ki sabah sabah.
- cemal......bu sabah selim.............osurmuş. esma da....
- kalkmış buraya gelmiş. ah suzan ah suzan. hiç büyümüyecek senin bu kızların.....................gerçi alışkın değil bizim kızlarımız böyle şeylere. biz hiç osurmadık onların yanında.
- cemal ne yapacağız şimdi boşanırsa bunlar.
- ah kadınım bu kadarcık şeyden boşanılır mı?
biraz sonra telefonda,
- alo çiçek uyandınız mı kızım?
(çiçekle kocası yatakta oynaşıyorlardır)
- uyandık tabii annem benim.......anne ne oldu sabah sabah kötü bir şey mi var.
- kızım bu gün işin var mı?
- önemli bir işim yok anne. ne oldu anlatmıyacak mısın?
- esma geldi bu sabah......
- eeee kötü bir şey mi var yoksa?
- selim osurmuş esma’nın yanında çiçek.
- neeee.. koskoca selim arhan.
- neyse sen gelde bir konuş kızım kardeşinle.
- tamam anne ben birazdan ordayım.
necati-çiçek,
- ne olmuş hayatım kötü bir haber mi?
- sayılır. selim esma’nın yanında osurmuş.
- hahahahaha çiçek bu mu yani?
- ne var necati biz alışkın değiliz böyle şeylere
- ama hayatım ben senin yanında hep osururum.
- (sevgiyle bakar) ben seni çok seviyorum o yüzden de....
- yani esma selim’i çok sevmiyor mu diyorsun?
- (kızgın) ben gidiyorum necati!
tekrar evde,
- anne ben dayıma yardıma gidiyorum.
- tamam oğlum.
- anne bir şey mi oldu?
- yok oğlum ne olsun?(küçükler her şeyi bilmez)
- anne.....esma ablam neden gelmiş?
- gelemez mi oğlum burası onunda evi.
- gelir de ağlıyordu sesini duydum ondan soruyorum.
- oğluuumm......bu sabah selim ablanın yanında osurmuş.
- neee....
- evet oğlum ablan da buraya gelmiş.
- anne ben gidiyorum akşama konuşuruz. vay terbiyesiz.....
biraz sonra arhan’ların mutfağı,
(suzan durgundur, dalıp dalıp gidiyordur)
- abla neyin var bugün senin durgunsun.
- yok bişeyim nazlı sen pirinçlerini ayıkladın mı?
- ayıkladık ya demin beraber abla.......abla senin birşeyin var anlatmıyorsun.
- yok birşeyim kızım sen ordan bana bir domates versene.
- ablaaaaaa
- tamam tamam. esma geldi bu sabah.
- eeeee
- selim sabah yanında osurmuş.
- inanmıyorum abla ya selim bey.
- evet selim bey
- valla hiç beklemezdim abla yaaa.
bu sırada ozan’la dayısı köfte arabasının başında,
- ozan neyin var be dayıcım. ceylan’la kavga filan mı ettiniz?
- yok dayı allah korusun.esma ablam gelmiş bu sabah.
- eeee
- selim abi....sabah ablamın yanında osurmuş.
- eh be dayım bu mu yani sorun
- ya dayı ya osurmuş diyorum sana.
- bu çok normal insansal bir davranış. gel sana evlilikte osurugu siradanlastirma sureci anlatayım........
işte böyle kozanlardan birinin evinde biri osursa* bütün herkes öğreniyor bunu.
önder irevül
-
muhtemelen hakkında soruşturma açılıp fişlenecek olan albaydır. kıyıda köşede bir kaç tane gerçek vatansever türk askeri kaldı onlar da böyle deşifre oluyor. bir yanda fetöcü iken genel kurmay başkanı olup ordan da savunma bakanı olanlar, bir yanda böyle gerçek vatan evlatları. yarattığınız bu adaletsizlik sizi her iki dünyada da yakacak. sizleri yıllardır orada tutup buna neden olan kansız vatansızlarıı da bu ülke tarihi hiç affetmeyecek.
sokakta röveşata çeken adam
-
aslına bakarsanız, adam da o hareketi yapacağının farkında değil.
ilk vurduğunda balona, normalde balonun uzaklaşması gerekirdi.
balon dizine doğru gelince, röveşeta kaçınılmaz olmuş.
bence balon suçlu.
müzik ile daha bir güzel olmuş. buyrun!
edit: imlâ
edit 2: video bağlantısı ekleme.
askerin adıyaman kırsalında ne işi vardı
-
yuzsuzlukte bi dünya markası olmak. devletin güvenlik gücünden hesap soruyor adam. arkadaş ben kafayı yiyecem sınirdan ne kaçakçılıgi yapip bu kafaya ulaşıyorsunuz? çok ilginç.
hellas
-
yunanların kendilerinin helen ırkının temsilcileri olduğunu belirtmek için kendi ülkelerine verdikleri isim. dünyanın geri kalanı ise grek ırkından olduklarını düşündükleri için greece veya dile göre türevlerini kullanırlar. yunanlıların grek yerine helen mirasını sahiplenme isteğinin altında yatan grek kültürünün batı anadoluya yayılmış olması ve türkiyenin bu kültürün bir kısmını elinde bulundurmasıdır. helenler ise sadece yunanistan yarımadasındadırlar. yunanlılar kendilerini ayırmak isterler. türkler ise iyon soyundan geldikleri tezi ile bu ülkeye yunanistan demektedir. ki bu aslında bayağı bir aşağılama içerir. iyonlar tüm doğu akdenize yayılmış bir göçmen kavimdir. felsefe, demokrasi ve pek çok değerli kültür hazinesinin doğuşunu sağlayan greklerle karışmış olmalarına karşın bu çok şanlı bir tarihe sahip ırkla alakası yoktur. özetle biz iyon, onlar helen olduklarını savunur ama dünya bilir ki onlar grektir*
portrait of dr gachet
-
ilk defa 1897'de van gogh'un gorumcesi tarafindan 300 frank'a satilmistir. daha sonra 1904'te paul cassirere(1871-1926, alman resim koleksiyoncusu, ozellikle paul cezanne ve van goghun resimleri olmak uzere fransiz empresyonizm ve post-empresyonizm resimlerine karsi cok ilgiliydi.) satildi, ayni yil kessler'in eline gecti(bu kim bilmiyom), 1910'da druetin eline gecti(tanimam etmem, valla.)
1911 de, resim stadel tarafindan alinmistir(su zamanda bile 600'u sergilenen 2,700 onemli resme, 600 heykel ve 100.000 cizimden olusan bir koleksiyona sahiptir. almanyanin en buyuk koleksiyonlarindan biri ve en onemli sergi muzesidir.)ve 22 yil boyunca burda tutulmustur.
1937'de nazi almanyasi'nin halk aydinlanmasi ve propaganda bakanligi (ministry of public enlightenment and propaganda) tarafindan el konuldu ve hermann göring e almanyadan cikarilmasi emredildi.(goring, 1. dunya savasinda falan almanyaya hizmet vermis politikaci, hitlerin agir toplarindandi)
goring, calismayi amsterdamda bir koleksiyoncuya satti ve oradan siegfried kramarsky'e satildi. kramarsky, resim ile birlikte new yorka uctu geldi.
kramarsky'nin ailesi 15 mayis 1990 tarihinde resmi acik artirma icin christie's new york muzayedesine getirdi ve resim, daishowa paper manufacturing murahhas azasi ryoei saito tarafindan o zamanin parasiyla; 82.5 milyon amerikan dolari odenerek satin alindi ve o donemin 'dunyanin en pahali resmi' unvanini kazandi.
saito 1996 da oldu ama resim halen ya evinde ya ailesinde falandir. satilmamistir, resmi olarak halen ryoei saito'nun elinde oldugu belirtilmektedir.
resim 21 senede dunyanin en pahali resimleri siralamasinda 4. siraya dusmustur, ama manevi acidan dr.paul gachet(1828,1909)'in anisina ithaf edilmesi, onu unutturmayacaktir bu zumreye.
daha pahali diger 3 resim icin;
resim ; ressam - fiyat
3 - (bkz: portrait of adele bloch-bauer i) ; (bkz: gustav klimt), ** - 135 mln dolar
2 - (bkz: woman iii) ; (bkz: willem de kooning) ** - 137.5 mln dolar
1 - (bkz: no 5) ; (bkz: jackson pollock) ** - 140 mln dolar
hrisantos
-
nam-ı diğer "hristo", gerçek ismi hiristo anastadiyadis olan 1898 doğumlu istanbullu rum suç figürü. çocukluğundan itibaren ağabeyi koço ile birlikte suç batağına bulaşmış olan hrisantos, yaşı ilerledikçe karmanyolacılığa da (şehir içinde ıssız yolda ölümle korkutarak yapılan soygunculuk) başlayıp, etrafında dönemin ünlü haydutlarından organize bir suç çetesi oluşturdu. o yıllarda beyoğlu'nda cesareti ve nezaketiyle hatırı sayılır bir hayran kitlesi de oluşturmayı başaran bu seri katil, 13 polis başta olmak üzere toplam 21 kişiyi öldürdü. hrisantos, sabıka kayıtlarına ilk geçtiğinde 16, öldüğünde ise 23 yaşındaydı. kendisi, meşhur "boğazkesen cinayeti"nin de katillerinden birisidir. istanbul emniyeti'nin başına bela olan bu katili öldüren ise, 1955 senesinde 59 yaşındayken vefat eden ünlü emniyet amiri muharrem alkor'dur. alkor, tanınmış sinema ve dizi oyuncusu selda alkor'un da babasıdır. bu ilginç olay, yeşilçam yapımcılarının da iştahını kabartmış ve 1952’de "istanbul kan ağlarken" ve 1969 senesinde "3 namus bekçisi" isimli filmlere konu olmuştur. ayrıca muharrem alkor, vefatından 3 sene evvel yayınladığı "hrisantos’u ben öldürdüm" isimli kitabında, hrisantos olayını bütün detaylarıyla anlatmıştır.
https://seyler.eksisozluk.com/…-konu-olmus-hikayesi
http://www.pufterem.com/…l-kabadayilari-fotogaleri/
https://onedio.com/…nin-en-unlu-kabadayilari-333622
http://www.hurriyet.com.tr/…til-hirisantos-38380764
http://www.haberler.com/…-hrisantos-8600599-haberi/
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"eğer gargamel kötü biriyse şirinleri nasıl görüyor? bu ne yaman çelişki.."