ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran sevgili diyalogları
-
romantik romantik öpüsürken:
+ benim gözlerim acik ha, sinsi gibi.
- ... <allahim sen sabir ver>
yeliz yeşilmen
-
o da instagramdan dua edenler kervanına katılmıştır.
survivor ünlüler gönüllüler 2014
-
+ ben ortaya konuşuyorum. yarası olan gocunur.
- şu an burada iki kişiyiz turabi.
netflix'teki en iyi stand up gösteriler
-
bilenler bilir dizi ve film arşivi olarak yetersizlikle eleştirilen netflix'in nedendir bilinmez bokunu çıkardığı bir konu stand up gösteriler. istemediğiniz kadar stand up gösteri mevcut. bu konuda bulunmaz bir nimet. hazır sıralanabilecek kadarını izlemişken "bana göre" en iyi olanlarını şöyle dizebilirim:
1- dave chapelle - the age of spin
2- gad elmaleh - gad gone wild
3- trevor noah - afraid of the dark
4- gabriel iglesias - i'm sorry for what i said when i was hungry
5- jim jefferies - free dumb
6- louis c.k. - hilarious
7- dave chapelle: equanimity
8- jim jefferies - this is me now (ikinci yarısı)
9- jimmy carr - funny business
10- jerry seinfeld - i'm telling you for the last time
11- gad elmaleh - american dream
12- dave chapelle - deep in the heart of texas
13- jerry seinfeld - jerry before seinfeld
14- marc maron - too real
15- iliza shlesinger - elder millennial
------- buradan sonrakiler vasat -------
16- christina p - mother inferior
17- kevin james - never don't give up
18- nikki glaser - the standups
19- kevin hart what now
20- russell peters - almost famous
21- jack whitehall - at large
22- sarah silverman - a speck of dust
23- chris tucker - live
------- buradan sonrakiler boktan -------
24- jim jefferies - this is me now (ilk yarısı)
25- beth stelling - the standups
26- todd barry - spicy honey
27- louis c.k. - 2017
28- dan soder - the standups
29- katherine ryan - in trouble
30- amy schumer - the leather special
31- reggie watts - spatial
32- deray davis - how to act black
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
guzel bir restoranda yenen romantik bir aksam yemeginin ertesi günü isyerinde cüzdani karistirirken restoranin fisini bulmak. fise söyle bir göz attiktan sonra 8-10 parcaya bölüp masanin yanindaki cöp kutusuna atmak. sonra "allah allah bu yemek bu kadar az mi tutmustu ya?" diye düsünmek. üsenmeyip cöp kutusundan fisin parcalarini toplamak, birlestirip bantlamak ve fisi tekrar incelemek. icilen sarabin hesaba yazilmadigini farketmek (ki dikkatli bir okur yazimin basinda yemegin "romantik" oldugu belirtmemden sarabin fiyati hakkinda az bucuk fikir edinmis olmak). is cikisi her ne kadar evin ters yönünde teee anasinin terekesinde de olsa restorana gitmek, bize servis yapan garsonu bulup durumu aciklamak ve bu sarabin parasini ödemek istedigini söylemek. garsonun minnet bakislari arasinda durumu müdüre anlatmasi ve müdürün hassasiyetim icin tesekkür ederek sarabi ikram kabul etmemi istemesi. tam o sirada garsonun "bir dakika, bu gözlük sizin mi?" diyerek cekmeceden bir günes gözlügü cikarmasi. meger yepyeni gözlügü restoranda unutmus oldugumu farketmek. garsonla sarilip (evet sarildik) hayretler icinde oradan ayrilmak. bu olaydan sonra karma'ya inanmak.
ben bilmiyor neden bu olayi böyle geronimo türkcesi'yle anlatmak.
iş yaşamında yapılan en büyük hatalar
-
benim değil ama bi arkadaşımın yaptığı ise 5 kısılık japon kafilesini başlarında rehber olmadan kıbrısa tura gönderecekti.. gerizekalı andaval ucak biletini kesen kız ercan havalimanının ecn olan havalimanı kodunu erc diye kesiyor bilete bakmıyor ve garibim 5 tane japon bi başlarına erzincana gittiler.
japonlarla iş yapanlar bilir ki bu insanlar cok fazla sorgulamazlar kendilerine soyleneni yaparlar.. bunları havalimanına bırakacak olan sofor dıs hatlara bırakıyor ama yocular iç hatlara gidip bi güzel erzincan a gittiler.
kimse de dememiş ki aga bu nedir.
30 yaşına gelip düzenli bir hayat kuramayan insan
-
çok afedersiniz ama düzenli hayat dediğiniz nedir? saçma sapan kalıpların olduğu, oku, mezun ol, askere git, iş bul, ev al, araba al, evlen, 3 bebek doğur, çocukları yetiştir, emekli ol, eve git gel yemek ye sıç yat kalk eve git gel ye sıç yat öl. nedir acaba düzenli hayat? kimin ne istediği nasıl bir düzen aradığını kim nereden biliyor da yorum yapıyor.
erol manisalı
-
kitaplarını düşünüyorum. bir kez gittiğim konferansını, ve o konferansta "bu adamın öğrencisi olmak ne büyük şanstır" diye iç geçirdiğimi düşünüyorum. çıktığı televizyon programlarını düşünüyorum.
bu adam şu an hapiste. melih gökçek başkentin belediye başkanı. şaban dişli, zahid akman dışarıda. kemal unakıtan muhtemelen yatakta. cleveland'dan, rabbinin gösterdiği hastaneden döndü. oğlu yumurta işlerinde ne durumda bilmiyorum. necmettin erbakan da hapiste değil. kadir topbaş istanbul büyükşehir belediye başkanı. recep tayyip edoğan türkiye'nin başbakanı. abdullah gül cumhurbaşkanı. haşim kılıç anayasa mahkemesi başkanı. hüseyin çelik milli eğitim bakanı.
erol manisalı hapiste.
hüseyin üzmez dışarıda, erol manisalı hapiste.
iskandinav kızları vs slav kızları
-
aradaki vs olabilmek için bir saniye bile düşünmeden ruhumu satacağım karşılaşmadır.
baba kız diyalogları
-
baya bi sıkıntılıyım dün akşam, buralar gereksiz ayrıntı. moda sahil'de oturdum biraz, eve dönmek üzere yoldayım yürüyorum. saat 8.30-9 arası bişey.
- alo kızıııım?
- efendim baba
- ne var ne yok bakim napıyosun?
- iyiyim baba sağol... (derken burada ağlamaya başlıyorum) sen nasılsın?
- haydaa... noldu kızım birden şimdi? dün sınavın varmış kötü mü geçti?
- yok baba ya öyle canım sıkkın işte.
- işyerinde biri sana bişey dediyse hemen yarın ilk iş ayrıl ordan. anında ayrıl.
- yok ya valla öyle bişey yok, canım sıkkın işte.
- bak ben bu gece uyuyamam, 11'de filan uçak vardır kesin, geliyorum ben oraya.
- ya baba deli olma bi dur, işin gücün var
- ya işi gücü batsın, ben rahat etmem burda böyle valla geliyorum.
- yok baba gelme gerçekten gerek yok.
- e peki sen yolun ortasında niye ağlıyosun?
- baba anlatılacak bişi yok ki, bi an "ben nolucam" diye düşünüp kaygılandım, ondan...
- tamam bana anlatmak istemiyosun ama anlatmanı isterdim. neyse ben seni sonra ararım hadi sen şimdi eve git bi elini yüzünü yıka.
- sağol baba ama üzmiyim seni, vaktini de alıyorum hem
- vaktimi almak ne demek yavrum, biz sana canımızı vermişiz, vakit de neymiş, sıpaya bak.
bi saat sonra filan...
- kızım naptın evde misin?
- evdeyim baba, odamda oturuyorum.
- sen kocaman kızsın, okulunu bitirdin meslek sahibi oldun, yolun ortasında ağlaya ağlaya yürüyecek kadar ne üzdü seni?
- ya baba bu mudur yani, evde ağlasam bu kadar üzülmicek misin, sorun yolda ağlamış olmam mı?
- yok tabiki öyle değil de, çok endişelendim, çok üzüldüm. şimdi bak, sen gençsin, hayattan beklentilerin var. doğrudur. kadınsın, incinmişsindir, olur öyle şeyler. ama bak bir düşün, kendi koşullarını üst üste koyup bir bak, dünyada 3.5 milyar kadın var desek sen onların çok küçük bir bölümünün içindesin. kendini sakın yalnız hissetme, ben şu an bile atlar gelirim senin yanına.
- sağol baba.
*
ki gelir. gelmişliği vardır.
gitmişliği olmasın.
*
acil update:
babam "acem kızı" türküsünü çok sever, ona atfen "siz ağlarken gözünğzden inci mercan dökülüyor" der bize (ablamla bana) hep. tam entry'yi yazdım, başka bir başlıkta yine babamsal bişey daha yazdım, gönderdim okudum, gözlerim oldu yine, telefonuma babamdan mesaj geldi:
"yumdukça gözlerinden düşen mercanlar
bilesin ki bizleri hep yaralar" diye.
böyle bir babası olduktan sonra bir kadının, sevgilisinin başını tabi ki yer "sen beni sevmiyosun, hiç romantik değilsin" diye. *
17 aralık 2020 üç karikatüristin ortak açıklaması
-
hırsızlık düzenine çomar sokulan ve karikatür üzerinden ciddi rant sağlayan bir çakal takımının ciddi şekilde anti propaganda kampanyası yaptığını düşündüğüm olaya dair açıklama.
karikatüristler istemekte haklıdır önce bunu tespit etmek gerekir. sonrasında hakim karar verir zaten karikatürist istediği meblağda hakkaniyetli midir? değil midir?
ben özellikle örneklendirilmemiş ama 58 yaşındaki teyzem de sitesinde bi kere paylaştı ve dava açıldı paylaşımlarında ne bir örnek site, ne bir örnek dava dilekçesi veya bilgi görmüyorum. çoğunun da sırf tezgahı bozulmasın isteyen bir hırsız takımı tarafından kara propaganda amaçlı yayınlandığı kanaatindeyim.
starbucks dili ve edebiyatı
-
çalışanları, bu dil ve edebiyatı o kadar kabullenmişler ki, bir adet kurabiye alabilir miyim dediğimde "cookie mi?" diye şaşkınlıkla soruyorlar. he evet kuki, ananım evinde kuki yerim hep ben çünkü. güzeldir, lezzetlidir, ya da bazıları için çok ucuzdur, tabii ki ülkemizde böyle küresel açılımlar/kuruluşlar/yenilikler/mekanlar olmalı. ama zank diye, olduğu gibi kabullenmek neden? çalışanları da mı ithal ettiniz de bir saatte kurabiye, küçük, beyaz çikolata demeyi unuttular. saçma saçma ergen özentiliği. hiç.
covid19'a yakalananların %70'inin maske kullanması
-
hastaligi kapma ihtimali yuksek ortamlarda bulunan kisiler surekli maske takmis olabilir. korelasyon ve nedenselligi karistirmamak lazim.