hesabın var mı? giriş yap

  • iyi yapmış

    e: mesajlar sonrası ekleme ihtiyacı duydum, bu sapık soysuzlara kim acıyorsa, 7 sülalesinin bu görgüsüzler tarafından tecavüze uğraması tek dileğimdir.

  • motoru kullanan kişi 50-60 saniye önce daracık bir yerden arabanın sağından geçiyor ve yoluna devam ediyor.

    dayı ile olan sahnesinde ise solda kaçacak geniş bir alanı olmasına rağmen ve hafif gaza yüklense çok rahat geçeceği halde bunu yapmıyor. acemi diyecem ama pek acemiye benzemiyor. kural mural demesin kimse, motorcu kurallara uyan birisi olsa ilk sahnede o dar yerden geçiş yapmaz.

    dayı emekli albay triplerinde ani bir çıkış yapıyor. dayı o çıkışı yapmasan dibine kadar haklısın, o tehditler yaşına yakışmamış.

    sonuç: her ikisi de hatalı. motorcu kameralara oynamış.

  • harry potter evreninin en sevilen sihirli eşyalarından biri olmasına rağmen arkasında bıraktığı iki soruyla bilinen harita.

    1) snape gibi deneyimli bir büyücünün bile açmayı başaramadığı haritayı fred ve george weasley nasıl çözdü?
    2) weasley kardeşler nasıl oldu da kardeşlerinin yıllardır yanında peter pettigrew denilen bir adamla dolaştığını fark edemediler?

    ilk soru belki üstü kapalı da olsa cevaplanabilir ama ikinci sorunun net bir cevabı yok. harry potter evreni açısından rowling'in açıkça çuvalladığını kabul etmemiz gerekiyor.

    fred ve george weasley, çapulcu haritasını birinci sınıfta cezaya kaldıklarında filch'in odasından çaldılar ve sonrasında kullanmaya başladılar. bildiğiniz üzere haritanın açılması için "bütün ciddiyetimle yemin ederim ki hayırlı bir şey düşünmüyorum" denilmesi gerekir. kimin aklına eline aldığı kağıt parçasına bu sözleri söylemek gelir?

    2005 röportajında rowling bu konuyu "yemin ederim ki iyi bir şey düşünmüyorum demek tam da fred ve george'luk bir şey değil mi?" diyerek açıklıyor. birisi tam sözcükleri nasıl bulduğunu sorduğunda ise haritanın onlara yardım ettiğini, onların da giderek yaklaştığını ve en nihayetinde başardıklarını söylüyor.

    bu, bir noktaya kadar kabul edilebilir bir açıklama. harita, snape'in eline geçtiğinde onunla alay etmişti. haylaz öğrenciyle öğretmeni fark edebilecek şekilde tasarlandıysa kendini fred ve george'a açmış olabilir.

    peki, peter pettigrew? fred ve george nasıl oldu da fark edemediler? bakın şu olabilir: muhtemelen onlar okula başladıklarında ve haritayı ele geçirdiklerinde bu sirius black/peter pettigrew hikayesi çoktan geride kalmıştı. adamın kim olduğunu ya da tüm büyücü dünyası tarafından ölü sanıldığını bilmeyebilirler. burada hikayeyi imkansız kılan şey pettigrew'ün fred ve george'un kardeşleriyle takılması. yoksa harita okuldaki herkesi gösteriyor. eğer pettigrew haritanın ravenclaw ya da başka bir bölümünde adı geçen biri olsaydı muhtemelen tanımadıkları bir öğrenci olduğunu düşünüp hiç umursamayacaklardı bile. sonuçta okuldaki her öğrenciyi tanımak zorunda değiller.

    pettigrew meselesini bu kadar karmaşık hale getiren onun önce percy'nin, sonra ron'un faresi olması. ikizler okula başladıklarında percy üçüncü sınıftaydı ve yanında scabbers vardı. percy beşinci sınıfa geçince fareyi ron'a verdi. böyle bir haritayı buldukları andan itibaren her şeyi karıştıracaklarına emin olduğumuz ikizlerin percy'nin yanındaki peter isimli kişiyi hiç fark etmemelerine ya da merak etmemelerine inanmamızı mı bekliyor rowling? üstelik ikizler percy'nin peşinden gitmeyi ve ona şaka yapmayı seviyorlardı. şunu da unutmamak gerekir: pettigrew muhtemelen vaktinin çoğunu griffindor kulesi'nde geçiriyordu. büyük olsalıkla kuledeki herkesi tanıyan ikizler arada sırada haritaya girip çıkan "peter" isimli birini nasıl fark etmediler?

    sonrasında fare ron'a geçti ve işler daha da karıştı çünkü ron geceleri faresiyle uyuyordu. her türlü yaramazlığı yapan ikizler gece haritayı açtıklarında ron'un peter isimli biriyle uyuduğunu nasıl fark etmediler? burada esas ortalığı karıştıran percy ve ron'un diğer binalarda okuyan rastgele öğrenciler olmak yerine ikizlerin kardeşleri olmaları. algıda seçicilik denen bir şey var. fred ve george haritayı beşinci sınıfa geldiklerinde harry'ye verdiler. o beş yıl boyunca kardeşlerinin yanındaki peter'ı nasıl hiç fark edememiş ve merak etmemiş olabilirler?

    bu noktada fanlar şöyle bir tez sunuyorlar: "harita sadece insanları gösteriyor. hayvanları, animagusları ya da sihirli yaratıkları göstermiyor."

    azkaban tutsağı'nın onuncu bölümünde harry daha haritayı eline alır almaz mrs norris ve peeves'ı görüyor. sonrasında on yedinci bölümde ise bizzat lupin hem pettigrew'ü hem de sirius'u animagus formlarında görüyor. bunlar filmde değil, kitapta olan bölümler. bu iddia her şekilde çürüyor.

    bir diğer iddia "haritanın kurucularının sadece birbirleri tarafından görüldüğü ve diğer kullanıcıların onları göremediği" yönünde. bu iddia kazanabilir ve bütün bu çuvallamayı çözebilirdi eğer snape haritayı görmeseydi. snape, azkaban tutsağı'nın on sekizinci bölümünde bağıran baraka'ya lupin'in odasında açık bulduğu haritayı alarak gidiyor ve o harita üç çapulcu üyesi var: patiayak, aylak ve kılkuyruk. zamanında haritaya bu tür bir sınırlama getirilseydi -snape'in çapulcuların baş düşmanı olduğu gerçeği düşünülürse- onları görmesi engellenen ilk kişi snape olurdu. bu teori de battı. (bu arada filmde harry'nin pettigrew'ü gördüğü sahne kitapta yok.)

    başka bir teori: "harita tek bir sayfadan oluşmuyor, kat kat sayfaları var. fred ve george griffindor kulesi'nde kimseden korunmak zorunda olmadıkları için haritanın o kısmını açmadılar, sadece kullanacakları kısmı açtılar."

    ikizlerden beklenecek olan şey haritayı ele geçirdiklerinde her tarafını didik didik imcemeleri. sonraki yıllarda haritanın griffindor bölümüne bakma ihtiyacı duymayabilirler ama sonuçta bu haritanın tek özelliği gizli geçitleri göstermesi değil, kimin nerede olduğunu göstermesi. ayrıca haritanın hangi kısmının griffindor kulesi olduğunu anlamaları için bile incelemeleri gerekir ve pettigrew, ikizler birinci sınıftayken percy'nin faresi olarak okuldaydı. ek olarak, percy ve ron da hogwarts'ta geçirdikleri vaktin tamamını kulede geçirmediler, hiç mi denk gelmedi? hele ki ron'un faresini cebinde taşımak gibi tuhaf bir huyu varken nasıl sürekli kaçırabildiler?

    bazı fanlar tesadüf iddiasıyla geliyor: "fred ve george haritayı her kullandığında peter tesadüf eseri bahçede ya da okulun başka yerindeydi. ron ve percy'nin yanında olmadığı için ikizlerin dikkatini çekmedi."

    üçüncü kitapta haritayı eline alır almaz hedefi gören lupin ve snape örnekleri varken (hem de ilk bakışta), haritayı beş yıl kullanan ikizlerin bu süre boyunca hiç denk gelmediklerine mi inanalım? beş yıl!

    son olarak fanlar artık şunu ileri sürüyor: "fred ve george, pettigrew'ü gördüler, hatta peşine de düştüler ama yerine hiç kimseyi göremeyince haritada bir bozukluk olduğunu düşünüp pes ettiler."

    diğer herkes ve her şey konusunda doğruyu gösteren harita neden böyle bir hata yapsın? ayrıca azkaban tutsağı'nda peter pettigrew ismi gündemdeydi ve kim olduğunu artık biliyorlardı. ilk dört yıl bu isim ilgilerini çekmemişse bile artık o yıl kesinlikle ilgi duyacaklardı. "bu öldüğü söylenen adamın ismini biz haritada görmemiş miydik?" diyeceklerdi. kimseye söylemeseler bile kendileri hemen haritaya koşup yıllarca bozuk olduğunu sandıkları o ismin peşine düşerler ve muhtemelen harry'ye bahsedelerlerdi.

    çapulcu haritası seri boyunca harry'nin çok işine yaradı ve onu birçok kez beladan kurtardı ama rowling, harry'yi beladan kurtarırken kendisini bu hatadan kurtaramadı.

  • celal hocama çok saygı duymakla beraber bir soru sormak isterim aslında.

    ya araştırma için bağışladığın herhangi bir organdan yada iskeletten bir hastalığa çözüm bulurlar da, bir dangalak tedavi olur ve yaşarsa, yine sorun olmayacak mı?

    edit : msjla gelen soru ve yorumlar üzerine küçük bir açıklama.

    yapılacak organ bağışı sonrası kurtulacak kişinin (çocuğun) ilerde tüm insanlığa faydalı bir buluş, araştırma yapmayacağını nasıl bilebilir. araştırma için bağışladığı organın yapılan araştırma sonucu daha fazla insanin kurtulmasına nasıl kesin gözü ile bakılabilir.

    bu ihtimali kim hesaplayabilir. organ bağışı bekleyenler hep bilgisiz, faydasız ve fakirler mı?

  • kendisi ölmeliydi ki kendisi hukuk şehidi olmalı gaspçı ise 21.dosyası ile hayatına devam etmeliydi. evet neden çünkü hukuk. evet hukuk.

    edit:düzeltme
    hukuk değil guguk olduğu konusunda yoğun mesaj aldım.
    haklısınız arkadaşlar evet guguk

  • "madem ışık sesten daha hızlı, nasıl oluyor da en öndeki aracın şoförü trafik lambasının yeşil yandığını arkadaki arabanın korna sesinden sonra görüyor."

  • bir fenerbahçeli olarak çok az bulduğum ceza. aziz yıldırım'ı hapse atmıyorsunuz; volkan'a, emre'ye şöyle okkalı cezalar vermiyorsunuz. yeter artık amk kurtarın bizi şu adamlardan.

  • - evet dostlar, artık devrim günü yaklaşıyor... şimdi finans piyasalarını içten çökertme planımızın bir parçası olarak uzun süredir bankalara yerleştirdiğimiz marksist arkadaşlarımızdan birisi olan faruk dost geldiğimiz süreci anlatacak. buyur faruk dost söz sende...

    - bismillahirrahmanirahim. kalplerinde allah korkusu olan müslüman kardeşlerim dünya ölümlü dünya. gelin ibadetimizi yapalım, ahiretteki yerimizi kurtaralım, bu öğle namazını birlikte eda edelim...

    - ne diyorsun sen faruk dost? bankadan bahsedecektin, devrimden, o şanlı günden... hangi bankaya yerleştirmiştik biz seni?

    - albaraka türk: faizsiz bankacılığın doğru adresi.

    - hemen bu arkadaşı olimpos'a tatile gönderiyoruz. 15 gün. ağaç ev...

  • bazı yabancı dillerde karşılaşılan nesnelerin eril veya dişil olması, güzel türkçemizde olmadığını düşündüğümüz bir kavramdır. hatta böyle yabancı dilleri öğrenen arkadaşlarımız ve yakınlarımızın canını sıkan "sapık bunlar! kravatın da cinsiyeti mi olurmuş?" gibi tepkiler vermesine yol açan bir durumdur.(bkz: almanca)(bkz: fransizca)(bkz: ispanyolca)
    halbuki cümlelerimizin gizli öznesi gibi nesnelerimizin de gizli cinsiyeti bulunmaktadır. biz sadece, pratik olduğumuzdan ötürü artikel gibi dandik işlerle uğraşmamaktayız. ama bu sizi yanıltmamalıdır. söylediklerimi bir kaç örnekle açıklayayım:
    türkçe'de nesneler tekil halde dişil durumdadır. ör:
    "-ne olmuş bu kaleme?"
    "-ne var ki?"
    "-**ına komuşsun"
    ör2: (kapı çarpar)
    "-hay **ına koyiim senin gibi kapı"
    ya da "hay skiim senin gibi kapıyı"

    nesneler çoğul halde eril durumdadır. ör:
    "-naapmışsın walkmanime? ne hale gelmiş bik bik bik..."
    "-yeter be walkmenler s*ksin seni"
    gördüğünüz gibi 'walkmanler' eril hale geldi.

    bunların yanında türkçe'de başka bir dilde rastlamadığım (elbette başka bir dilde de bulunabilir) sahipliğin erilliği ve dişilliği vardır. bunu da böyle bir örnekle açıklayabiliriz:
    sahipler kibar/resmi konuşmada nötrdür: "onun bilgisayarı"
    az kibar/sinirli konuşmada erildir: "eşşoğlueşşeğin bilgisayarı" //gördüğünüz gibi sahip eril oldu
    kaba/çok sinirli konuşmada dişildir: "s*ktiğimin/**ına koduğumun bilgisayarı" //sahip dişildir

    ilgili bir konu olarak (bkz: turkcede ucuncu sahis zamirlerinin belirsizligi)
    ve tabi ki (bkz: guzel turkcemiz)