ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bira içen kadının kültür seviyesi
-
bira içmesiyle ölçülmez
whatsapp'ta durum paylaşanların kalitesiz oluşu
-
babam bir kaç gün önce vefat etti. acına mı yanarsın, ne oldu diye soranlara bilmem kaçıncı kere anlatmak zorunda kalışına mı, haber verilmesi gereken yüzlerce insana nasıl ulaşacağına mı derken en azından işin bu kadarını whatsapp'ın çözebileceğini düşündük, babamın, annemin, kardeşimin ve kendimin whatsapp hesabından durum mesajı olarak vefat haberini, cenazenin nereden kaldırılıp nereye defnedileceğini paylaştık.
çok işe yarayıp yaramayacağını bilmiyordum, çünkü ilk defa whatsapp durum mesajı paylaşmış oldum, işe yaradı. babamın yıllardır görmediğim arkadaşları, izmir'den, ankara'dan çıkıp geldiler, onlarca insanla, o sıkıntılı halde iken konuşmak zorunda kalmadık.
kalitesiz insan olduk ama olsun yükümüz bir nebze hafifledi.
down sendromlu çocukların canlandırdığı tablolar
-
''her insan bir sanat eseridir'' görüşünü en güzel şekilde destekleyen +1 farka sahip özel çocukların, tüm masumiyet ve güzellikleriyle can verdikleri ünlü ressamlara ait çocuk portreleri tabloları. eşsiz.
işte arnavut fotoğraf sanatçısı soela zani'nin, farklılıklara karşı saygılı ve bilinçli davranmamız gerektiği gerçeğinden yola çıkarak; arnavutluk down sendromu vakfı ile bir araya gelip, ortaya koyduğu fotoğraf projesinde kalp gözüyle baktığı vizöründen yansıttığı güzellikler:
the dancer ressam: pierre auguste renoir, küçük modelimiz irma.
master john heathcote ressam: thomas gainsborough, kızımız vanesa.
las meninas ressam: diego velasquez , canlandıran: belkısa.
the infant samuel ressam: joshua reynolds, miniğimiz: lela.
the fifer ressam: edouart manet , küçük abi flavio.
gabrielle arnault as a child ressam: louis-léopold boilly poz veren: iris.
boy and rabbit ressam: henry raeburn , model: emiljano.
master bunbury ressam: joshua reynolds, model: marvin.
child with dove - güvercinli kız ressam: pablo picasso, miniğimiz: eljana.
clara serena rubens ressam: peter paul rubens , küçük kız: belkısa.
harriet ann seale ressam: john hoppner, poz veren: vanesa
sister tone ressam: kol ıdromeno, kızımız: eta.
kaynak
teşekkür edit'i: değerli yazar @bu alemi bilmeyen imparator olamaz, gönderdiği nazik mesajla bazı linklerin yayından kaldırıldığını belirtti. bu durumdaki birkaç linki sildim ancak kaynakta bu görseller toplu halde bulunmaktadır. bilginize.
jenerik marka
-
"sana", belki de en çok bilinenlerdendir.
hatta öyle ki 60 larda ünlü bi diyaloğa sahne olmuştur..
zamanın pek sevilmeyen bld. ba$kanı istanbulda fırınları gezmekte, ekmeklerden de tadarak kalite kontrol yapmaktadır. bi fırıncıya
-bu ekmek çok güzel ne koydunuz buna????
sorusuna fırıncı sırıtarak şöyle cevap verir:
-sana koyduk efendim.
bld. ba$kanı altta kalmaz tabi:
-ha o zaman bütün fırınlara söyleyelim de onlar da sana koysunlar*
başkası için akbil basıp parasını almayan insan
-
maldır, evet malım. o akbilin ücretini almadım hiç. saçma belki ama hep aynı şeyi söyledim ısrar edenlere, hatta ısrar etmeyenlere de söylüyorum: "aynısını siz de başka birine yaparsınız, ödeşiriz." kendimce aptalca bir kural yarattım askıda akbil gibi, tek ben biliyorum mesela bunu, bir tek ben uyguluyorum belki. olsun ama, söylüyorum denk geldiğim herkese. e mallık tabi ne yapalım, hayat işte...
game of thrones
yemeksepeti sipariş notuna yazılanlar
-
restoran: muhitte bir kebapçı
siparişlerde sürekli bir şeyi unutmalarına kafamın attığı bi gün bütün notların altına "emekli albay takeiteasy" yazmaya başladım.
not: sumaklı soğanı unutmayın haaa. emekli albay takeiteasy. (getirdiler hem de en alasından salata tabağı getirdiler eşantiyon)
sonraki notlarda işin iyice boku çıkarılır:
not: kebabın yanında 5-6 içli köfte hediye yollayın. emekli albay takeiteasy. (oha)
artık makaranın dozu artırılır:
not: albayım uyuyor. zile basmayın! (ahahahah)
hatta o gün siparişi getiren adam sormuştu, "albayım memnun mu hizmetimizden filan gibilerinden de albayın porsiyonların küçüklüğünden yakındığını belirtmeden edememiştim. sonradan çaktılar tabi mevzunun dümen olduğunu..
simao sabrosa
-
31 numarayı giymesiyle "atmaktan çok attırmayı seven forvet tipi" olduğunu kanıtlamıştır.
kız babası
-
9,5 aylık bir kızım var ve zamanı geldiginde onu elin lavuguna vermeyi düşünmüyorum
ona yan gözle bakacak oğlanlara da süprizler hazırlıyorum
dexter'ın ta ilk sezonuna bastan başladım farklı bir gözle izliyorum artık
adam haklı beyler
evde yalnız uyurken salondaki lambanın açılması
-
dün gece başıma gelen hadise.
rasyonel bir insan olduğum için soğukkanlılıkla ihtimalleri düşünmeye başladım.
- herhangi bir misafir beklemiyor olsam da ailemden biri gelmiş olabilirdi.
- ışığı açık unutmuş olmama rağmen yeni açılmış gibi algılayabilirdim.
- acemi bir hırsız girmiş olabilirdi.
elime parfüm şişesini alıp hafifçe salona doğru yürüdüm. floresan titreyip duruyordu. baktım pencerenin önünde pelerinli 5-6 yaşlarında bi kız çocuğu. saçları hafiften yüzüne düşmüş. yüzü bembeyaz. kapkara gözlerini bana dikmiş. elinde gözleri oyulmuş bir oyuncak bebek var.
korkudan titreyerek yaklaştım. karşısında çömeldim. usulca yaklaşarak "merhaba küçük kız, nasıl geldin buraya, annen nerde" diyecektim ki bi anda cesaret geldi, omuzlarından tutup kafayı gömdüm. burnunu tutup yerden doğrularak kalktı, üzerine doğru bi hışımla uçan tekmeyi salladım. ağzını yüzünü dağıttım. koydum kapının önüne.
ne lan öyle asırlardır aynı yöntemle milleti korkutmalar. burdan ruhlar alemine sesleniyorum. tamam, iletişim kurmaya çalışıyorsunuz, bi derdiniz var belli ama biraz güncelleyin oğlum kendinizi. yeni yöntemler bulun. öyle tuvalet penceresinden bakmalar, koridor ışığını kapatınca oturma odasına kadar kovalamalar, üst katta misket oynamacalar, geceleri pencereden belirmeler, ahtapot gibi yatağın altından kolu uzatıp açıkta kalan ayağa dokunmalar, gecenin en sessiz anında kulağa isim fısıldamalar, gecenin üçünde kırmızı görmüş boğa gibi ayağı halıya sürtmeler.
evet bunları yaptınız. ama modası geçti. yeni yöntemler bulmanız gerek.