hesabın var mı? giriş yap

  • kimse büyük konuşup yazar arkadaşa akıl vermesin bence. bu kalp öyle bir orosbu ruhlu ki kilitlendimi boku yiyorsun. kendini kandırıp türlü türlü bahaneler ile avutuyorsun.

    çok geçmiş olsun kardeşim inşallah tez zamanda düşündüklerin ya da iç sıkıntın yanlış çıkar.

    lütfen güzel sevenler üzülmesin allahım, bu gece sana dua edeceğim

  • eşimin 100'üne dayanmış babaannesi birkaç gündür bizde kalıyor. dizleri ağrıdığından çok zor hareket ediyor, genellikle saatlerce kıpırdamadan oturuyor. kızım defne (d) ve arkadaşı pelin (p) salonda onu tamamen unutmuş şekilde lego oynarlarken, babaanne sonunda yavaşça harekete geçiyor.

    p: ciyaaaak!

    d: noldu pelin?!

    p: yaşlı insan harekete geçti!

    d: korkma pelincim, o bir babaanne! hem de canlı.

  • " insanlar onlara dair genel düşüncelerimi test etmeme yarayan birer kobay, birer denek gibi artık.
    haklı çıktığımı gördükçe de bu değişmeyecek.
    size acı gelebilir, bana huzur veriyor. vermeli.
    nuh'ta geleceği okuma yeteneği olsaydı, hiç şüphesiz gemisini batırırdı ".

  • o değil de basketbolcularla beraber laylalooooooo diye sıçrayan ntv spikeri* bir şey alamayacak. yazık lan.

  • kadın: günaydın canım.
    erkek: seni günden kıskanıyorum.
    k: çok tatlısın ama kalk giyin çıkmamız lazım.
    e: seni giydiklerinden kıskanıyorum.
    k: aşkımmm.
    e: seni aşktan kıskanıyorum.
    k: bunu biraz düşünmem gerek ama hadi nolur giyin gitmemiz lazım ajlan'a söz verdik kız 3 aydır hazırlanıyor bu oyuna ve sadece bugün oynayabilecek hem sen de söz verdin.
    e: senin düşüncelerini kıskanıyorum.
    k: uzamadı mı?
    e: senin uzunluklarını kıskanıyorum.
    k: o uzunluklar sende var.
    e: beni kıskanmanı kıskanıyorum.
    k: seni kıskanmıyorum ben.
    e: beni kıskanmamanı kıskanıyorum.
    k: ben giyindim, gidiyorum.
    e: gidebilmeni kıskanıyorum.
    k: yaa yapma ama böylee.
    e: merhametini kıskanıyorum.
    k: hiç istemiyorsun değil mi gelmek?
    e: anlayışını kıskanıyorum.
    k: ama ben söz verdim.
    e: sözlerini kıskanıyorum.
    k: yalnız gitsem olur mu?
    e: gözlerini kıskanıyorum.
    k: ya niye yapıosun böylee.
    e: ayak bileğini kıskanıyorum.
    k: allahım! çıldıracam ben senin yüzünden.
    e: göbek deliğini kıskanıyorum.
    k: tamam tamam gitmeyiz. trafik vardı deriz.
    e: pembe dudaklarını kıskanıyorum.
    k: yeter şımartma beniiii.
    e: içindeki çocuğu kıskanıyorum.
    k: aşkımmm. sarıl bakayım bana.
    e: ........
    k: ........ kapı çalıo kim olabilir ki bu saatte.
    e: bizim çocuklar gelecekti beraber playstation çevireceğiz.

  • açılın kaptanım. hiç muz taşımadım ancak ekvadordan gelen muz 1 haftada falan gelmez. 20 gün rahat sürer. o muzlar da yemyeşilken koparılır ve yüklenir. senin evine girene kadar geçen süreyi de ele alırsak minimum 25 gün önce koparılmış muzu yersin.

    afrikaya gittiğimiz zaman orada gemiye yanaşan kayıklardan meyve sebze satan yerlilerden alışveriş yapardık. yeşil olan muzu hızlı tüketmek istiyorsan güneşe koyarsın. max 1 haftaya olgunlaşırdı. gemide gelirken muz güneşi pek görmez ancak ülkeye giriş yaptıktan sonra dağıtım yerlerinde ne kadar güneşte beklediği soru işareti. ayrıca bide bunun marketlerde bekleme süresi var. yani evine gelen muz büyük ihtimalle fazla güneşte bekledi gemiden ayrıldıktan sonraki bir durakta. bu durak genellikle market olur.

    edit: ayrıca muzu buzdolabına koyarsan beneklenme yapar. yine hızlı tüketmen gerekir. eğer muz tam olgunlaşmamışsa ve hemen tüketmeyeceksen poşetinin ağzını güzelce bağla, havasını al ve oda sıcaklığında güneş görmeyen bir yere koy. uzun süre dayanır.