hesabın var mı? giriş yap

  • telefondan kasıt "telefon numarası" sanırım. hemen kontrol ettim, benim numaramda cinaslı kafiye var. demek ki apaçinin önde gideni, fenerle yol göstereniyim :/

    bir buçuk sene sonra gelen edit: ben bu entry'i yazdığımda başlıktaki 20. entry falandı. geçen zamanda yazarların hepsi uçurulmuş.. sıra bende mi acaba :s

  • ceza’nın en kaliteli albümüdür. albümün içerisinde “med cezir” (orijinalinde albüm ismi birleşik yazıldığı halde parça ismi ayrı yazılmıştır.) isimli parça da bulunur ki bu parça da ceza’nın bence en kaliteli parçasıdır. genellikle depresif bir ruh haline girdiğimde sadece ceza’nın bu parçasını dinleyebiliyorum.

    --- spoiler ---

    “her güne yeni umutlarla açılan gözler, yalanlarla ağlatılan gözler, dolanlarla aldatılan gözler, bir güzel sözle güler. “
    “dilediğim her şey olmuyor, çabalar bazen çok nafile.”
    “emeklerim dostluktan yana ama olmuyor, anneme sordum niçin böyle ama baktım o da ağlıyor.”
    “kanadımı kırdılar uçamadım anne. savaşa soktular koşturdum.”

    --- spoiler ---

  • yıllar önceydi. mojo'da takılıyoruz, ortam o biçim. güzel bir kız vardı, ben de hafif çakırkeyfim yanaştım, "buraya bir melek mi düşmüş" dedim. hıh, dedi saçlarını savurarak. mojo başıma yıkıldı gardaşlar.

  • acil isler dışındaki (tutukluluğun gözden geçirilmesi vs) tüm duruşmaların ertelenmiş olmasına rağmen, anlaşmalı boşanma nasil acil sayılıp, tek celsede bosanma kararı verilmiş, merak etmekteyim.
    kanun önünde herkes eşitti değil mi? yarın sıradan vatandaş denesin bakalım, boşanma davası bu kadar hızlı sonuçlanacak mı?

  • mahmood coffee sponsorluğunda gerçekleşir. tabii bardaklar boş.

    açılışı kesin ertem yapar: ''sizin evinizden, sizin salonunuzdan iyi geceler! bu gece uzun olacak!''

    sinan damadı över: ''ben tanıyorum; pırıl pırıl bir çocuktur! geçen papermoon'da beraberdik.''

    ahmet çakar müdahale eder: ''oğlumuz avukat. bu sinan ve ertem beyefendiler ise kalifiye sıvacıdır efendim. bana da ''tinerci'' diyorlar ama inanın hayatımda tiner nedir bilmem. siz beni meczup kabul edin lütfen!''

    rasim; kız tarafının gbt'lerini sorgulatır.

    ertem; müstakbel kayınpederi yağlar: ''sayın cumhurbaşkanımız recep tayyip erdoğan'ın ve milli takımlar teknik direktörümüz yüce insan, ulu bilge sayın fatih terim'in selamlarını getirdim sizlere. ellerinizden öpüyorum babacığım. her yerinizden öpüyorum, her yerinizden!''

    ahmet çakar: ertem evladım; bırak bu işleri! kız istemeye mi geldik 3. köprü temel atma törenine mi geldik?! hasta ve yaşlı bir adamım ben; tansiyonum düşüyor. hadi kızı mı istiyoruz n'apıyoruz; isteyelim gidelim; bir işkembecide kelle paça yapalım hep beraber!

    babanız kızı ister. tabii haliyle kızı vermezler.

    rasim devreye girer: '' haydaaaaa! şu an elime bir bilgi geldi. kayınpeder geçen gün yolun aşağısındaki atılım market'in önüne arabasını paralel bir şekilde park etmiş; dükkana mal gelmiş indirememişler onun yüzünden. ülkemizin ticaret hacmi %0,00000002 oranında azalmış. paralel park çetesinin ihaneti bu! elimde görüntüleri de var! buradan istanbul emniyet müdürü selami altınok kardeşime sesleniyorum. bu kayınpeder hakkında gereken yapılsın! eski türkiye zihniyeti bunlar!''

    ahmet hoca da kapanışı yapar:

    - bu geceden rahatsızım beyler! yönetmenimiz ahmet; evladım ışıkları karart, alttan da benim müziği ver! love story! elit bir beyaz amerikalı ailenin hukuk tahsili yapmış, eli yüzü düzgün, son derece beyefendi oğlu; orta halli bir ailenin güzel kızına aşık olur. fakat kızın babası masondur. olabilir de; masonluk ayıp bir şey değil beyler! ama bize bir kahve bile vermediler. bakın elimizdeki bu bardaklar boş. dolu tarafını göreyim dedim ama olmadı. kız istemeye mi geldik, tanıtıcı reklam çekmeye mi geldik belli değil! yazıklar olsun! bakın dalganıza! evladım; gel sen de bırak bu kızı; sana rossy de palma'yı alalım. söz veriyorum düğününüzü de ben yapacağım be!

    bu sözler üzerine abdülkerim durmaz da ''ne dediğini pek anlamadım ama ahmet hoca çok haklı!'' diyerek hoca'yı şap şup öpüp kavilleşir.

    sonunda müstakbel kayınpederi de delirtirler muhtemelen:

    - beyler bitti mi?! bittiyse ben de bi' konuşayım! şu deminden beri söylediklerinize baktım da; bu ekibe kız değil keçi bile vermem! keçi deyip geçmeyin; çok hisli hayvanlardır. öyle ot yediğine bakmayın; küstü mü ömür billah yüzünüze bakmaz; üstünüzü çizer! böyle bir ekip benim kızımı istediği için bana da yazıklar olsun!

  • barış akarsu'ya bir parçada bas çaldım, aynı motosiklette yolculuk ettim, sahne arkasında viski içtim, aynı yatakta yattım (evde başka yatak yoktu lan) .
    http://www.youtube.com/watch?v=sitmgzz5vwy

    not : adam yaşarken seni kullanıp üzerinden prim yapacağım alınmak yok demiştim. yüz vermeyenleri bana yönlendir demişti.

    edit: düşündükçe hatırlıyorum

    gelip öğrenci evinde yatıya kalabilecek mütevazilikte bir adam olduğu için son görüşmemizde hep böyle kal bozma hiç demiştim (ukalalığa gel) bozarım lan sanane demişti. şimdi hiç bozmadı öyle kaldı. yaşasaydı da bozsaydı keşke.
    hayat kısa, toprağı bol olsun

  • iyi yapmış

    e: mesajlar sonrası ekleme ihtiyacı duydum, bu sapık soysuzlara kim acıyorsa, 7 sülalesinin bu görgüsüzler tarafından tecavüze uğraması tek dileğimdir.

  • diş macunları arasında koku ve aroma ayrıca verdiği his hariç hiç bir fark yoktur. diş fırçalamak mekanik bir temizlik olup macunun bu eylemde rolü ihmal edilebilecek seviyededir. yani kısacası bal gibi macunsuz dahi fırçalayabilirsiniz. kaldı ki macun kullanıyorsanız zaten her fırçalamada nohut kadar kullanmalısınız.
    hissiyatı, kokusu, tadı hoşunuza gideni alıp kullanabilirsiniz. paradontax, hassasiyet kalkanı, white now, aleovera lı, bitki özlü, sensodyn filan hepsi aynı bokun laciverti. (aksini iddia eden hakemli dergiden makale linki versin)

    not:diş hekimiyim. mesleğimi seviyorum. herhangi bir firma için para karşılığında çıkıp yukarıdakilerin aksini söylemem, söyleyen hekime de itibar etmem.

    edit: kimi okuduğunu anlamayanlardan mesajlar geldi." sen makale göster" diyorlar.
    bak arkadaş, kendi ürettiği diş macununun en iyisi olduğunu iddia eden, 7 faktör, yumurta testi, misvak özü gibi sahtekarlıkları(bu arada bu kavramlardan nedense hiç bir diş hekimliği fakültesinde bahsedilmez) iddia eden firmanın kendisi değil mi?
    bana kuşe kağıda basılı grafikler değil bilimsel makale sun ki iddian ispatlansın.
    bir de flor mevzusu var. birincisi yüksek konsantrasyonda flor içeren macun yutulur ise çok zararlıdır. bu sebepten özellikle yutma ihtimali olan küçük çocuklar, zihinsel engellilere flor içermeyen macun öneriyoruz. macunsuz da fırçalanabilir.
    yetişkinlere florun etkileri ise şu sıralar tartışılıyor. dişlere olan faydasına değer mi? diye soruluyor.
    birim miktarı en pahalı satılan deterjanlardan birisi diş macunudur. ağza alındığında salgılattırdığı tükürük kendisinden çok daha faydalıdır. tükürdüğün faydaları fakültede banko sınav sorularından biridir. tamponlamadan sindirime onlarca faydası vardır.
    bunun yanında ben de macunu seviyorum. ferah bir his ve temizlenmişlik duygusu, bir de tükürük akışını arttırıyor.