ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
milgram deneyi
-
deney ve sonuçları okumak bile insanda kalici hasarlar yaratmakta, insanliga olan inancini derinden sarsmakta.
deney düzeneği kabaca şöyle,
denek deneyin yapılacağı yere gelir. yanında 47 yaşlarında güleç hafif kilolu bir adam vardır. diğer adamı da denek sanar. deneyi yapacak kişiler bunun ogrenme uzerine bir deney oldugunu soylerler ve denekler arasinda bir seçim yapilirmiş gibi davranirlar. gerçek denek ogretici, 47 yaşindaki ekipten adamsa ogrenen rollerine seçilmiş gibi davranılır.
gercek denekle adam bir paravan yardimi ile ayrilir.
denek adama bir takim kelimelerle ilgili sorular sorar. her yanliş cevapta denege elektrik şoku vermesi gerekmektedir. yanliş verilen her cevapta verilecek olan şokun değeri 15 volt artilir. deneğe bunun ne kadar can acıtabilecek bir şey oldugunu gormesi için 40 voltluk ornek şok uygulanır.
deney başlar.
ilk bir kaç soruya dogru cevap gelir. denek diger kişinin dogru cevap verip vermediğini onundeki işiklarla gorur ancak adamla gorsel temasi yoktur, sadece sesini duyar. az sonra adam ilk yanliş cevabini verir adam ve deneğin 75voltluk elektrik şokunu uygulamasi gerekir. aslinda elektrik şoku filan yoktur 47 yasindaki adam oyuncudur, ancak denek karsi tarafa elektrik soku verdiği konusunda ikna olmuştur.
denek uygulanacak gerilimi yukseltme konusunda her tereddut ettiğinde ağagıdaki cumleler sırayla soylenir
1- lütfen devam edin
2- deney devam etmenizi gerektiriyor.
3- devam etmeniz deney için çok önemli
4- devam etmekten başak çareniz yok, devam edeceksiniz.
adam ilk yanliş cevap verdiğinde onundeki dugmeden 75 voltluk gerilimi uygular ve her yanliş cevapta gerilimi artirir. her tereddüt ettiğinde yukaridaki cumlelerden once ilki sonra digerleri soylenir.
75 volt'ta adamdan "ahh" sesi çikar
90 volt'ta ayni ses tekrarlanir.
105 voltta ses yukselir
120 voltta adam çok acıyor der.
denek bu noktadan itibaren elektrik şoku vermek konusunda tereddut etmeye başlayabilir.
135 voltta kuvvetli bir inilti sesi gelir
150 voltta denek bağırmaya başlar, deneyin kesilmesini ister. kalp hastasi oldugunu soyler. devam etmek istemedigini soyler.
165 volta geçilir, denek çiğilik atar
180 voltta denek acıya dayanamadığını, devam edemeyeceğini bağırarak tekrar eder
195 vollta denek durmaksizi bağirir beni çikarin, kalbim sıkışıyor diye bagirir.
210 voltta cevap vermiyorum, bırakın beni diye şiddetle bağirir.
225, 240 ve 255 volttlarda sesi gittikçe yükselir
270 voltta aci içinde ağlamaya başlar.
285 voltta çığlıklar atar
300 voltta çığlık atıp durmaları için yalvarır.
315 voltta sesinin son raddesinde yalvarir
330 voltta durmaksizin yalvarip durmlarini kalbinin sıkıştığını soyler.
olayin tum ciddiyetine karşin deneklerin yuzde altmişindan fazlasi, karşilarinda kalp hastasi bir insan oldugunu düşünmelerine rağmen 450 volta kadar elektrik şoku uygulamayı kabul ederler. emir ve komuta zincirine girilip kesin emirler alinca çok az kişi uygulamayı reddeder.
ısrarla yanlış telaffuz edilen kelimeler
-
börek-böğrek
bayan-bağyan
amerika-amarika
ameliyat-amalyat
poğaça + meyve suyu + sigara + metrobüs
-
sabahın 6’sında uyanmış ve zombiye dönüşmeye ramak kalmış bünyenin 3 gün üst üste giyilmiş pantolonu koklayıp 1 gün daha giderinin olduğuna karar verdikten sonra yüzünü bile yıkamadan çıkıp metrobüs duraklarının yanındaki seyyar poğaçacılardan birinde (bkz: merhaba poğaçacı) kendisinin kahvaltı addettiği fakat aslında sadece beyninin ona sigara altlığı yapması için gönderdiği güçlü sinyallere yenik düşmesinden mütevellit 2-5 tane arası poğaçanın mideye işkence niyetine duhul edilmesi ve akabinde tek nefeste çektiği 200ml şeftalili meyve suyunun bünyede yarattığı anlık enerjiyle güne mutlu başlandığı istanbul’un çoğu beyaz-mavi yakasının her gün yaptığı survival instinct.
not: bilerek nokta, virgül koymadım ve tek nefeste okunmasını istedim. lütfen ilkokuldaki türkçe hocamın mezarındaki ana babasına kadar sövmeyin dostlar. *
edit: imla
debe editi: valla bu kadar etkileşim alacağını düşünmedim ama sanırsam herkesin belli bir dönemine hitap etti bu entry. sağol sözlük :)
amy winehouse'un neden ölmesi
-
(bkz: herkesin neden yazar olması)
esra elönü
-
başörtülü sürücülere alkol testi yapmanın hakaret olduğunu iddia etmiş. yeni farkettim.
ne içmiş acaba kendisi, neyin kafasını yaşıyor?
o zaman alkol alan kadınlar, taksın başörtüyü çıksın trafiğe..
polisin "görevini" yapması kimseye hakaret değildir. polisin görevi, "başörtüsü takıyor o halde içki içmez, hırsızlık yapmaz" vs. diye akıl yürütmek değildir.
öyle olsaydı sadece dini inanışlarını sorup insanlar hakkında yargıda bulunması gerekirdi.
polisin "hakaret" ettiği durumlar da çok zaten, ama bunların arasında başörtülü kadınlara alkol kontrolü yapmak yok, daha geçen karakolun ortasında kameraların önünde bir kadını dövdüler.. yerde yatan kadınları tekmeliyorlar..
ama kendisinin başörtüsü taktığı için "ayrıcalıklı vatandaş" muamelesi talebi görmesi gerektiğini söylemesi, herkesin zekasına hakarettir.
benim dışımda herkesin hayatı mükemmel düşüncesi
-
insanlarla konuştuktan sonra ortaya çıkan düşünce. o yaşadıklarını anlatıyor, sen kendi yaşadıklarına/yaşayamadıklarına bakıyorsun. hüzünleniyorsun. adam hayatını yaşamış, ben kütük gibi bu yaşa kadar gelmişim diyorsun. yapacak bişey yok.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık : çok fakirim son 7 liramla ne yapsam
12.hergün yarısını harca paran bitmesin amk.
(ccc nihatdoganreyis ccc ?, 26.06.2010 02:26)
insana mutluluk veren kokular
-
yeni yıkanmış nevresim kokusu.
uzun süre sonra halı saha maçı yapmak
-
hayatın gerçeklerini tokat gibi yüzünüze çarpar. ben dün geceki maçta üç kere sigarayı bıraktım, iki kere hastanelik oldum, iki kere maç yapmaya tövbe ettim, kalede durduğum 6 dakika da 6 gol yedim... şimdi ise bir dağ evine yerleşip odunculuk yapıyorum.