hesabın var mı? giriş yap

  • tuhaf gelebilir ama sık sık yaşadığım bir durum. benimle yaptığınız planları istediğiniz zaman iptal edebilirsiniz. sakın "ya son dakika iptal edilir mi, o kadar bilet aldık, şimdi ayıp olur?" falan demeyin. olmaz efendim ne ayıbı? gereksizce eğilip bükülmenize, bahaneler bulmanıza ve hatta aramanıza bile gerek yok. "ben gelmiyom ha" yazan basit bir sms yeterli olacaktır. size asla bozulmam ve kesinlikle trip atmam çünkü planların iptaline bayılırım. zira bu bana o günü yeniden istediğim gibi dizayn etmeme imkan verir. sakın plan yaptığım insanları sevmediğim anlamına falan gelmesin. sadece genelde planlara dahil olurken modum yüksektir ve "tamam" demişimdir fakat nedense o gün geldiğinde evden çıkmak yerine ölmek bile daha mantıklı bir hale gelir ancak juli zeh'in söylediği gibi; malesef geçmiş cimridir ve özellikle alınmış kararları asla geri vermez. geçtiğimiz hafta sonu arkadaşlar pazar günü teee ebesinin rumeli hisarı'nda kahvaltı ayarlamışlar. hani köylerde hiç olmayan anlamsız şeylerle dolu 'köy' kahvaltısı var ya sabah akşam renkli led tabelalarla çakıyorlar, ondan. yaklaşık 6-7 kişi gidilecek..söz vermişim işte.

    sabah sanki işe gidiyormuş gibi kalk, banyo yap, giyin..arabanla o tek şeritli sahil trafiğine gir, kornaları dinle.. ayrıca muhtemelen denize sırtın dönük veya anca şöyle biraz geriye yaslanınca yanındakinin saçlarının az üstünden boğazın anlamsız bir yerini azıcık görebileceğin bir yere oturtacaklar seni. veya sen dört tarafın denizlerle çevrili olacak diye beklerken bir bakmışsın saç ekimi yaptırmaya gelmiş rambo bantlı, savaş gazisi görünümlü araplar çoktan sarmış her tarafını.

    kafanın üstünden tuhaf bakır sahanlarda pastırmalı omletlerin geçtiği bir masa, aklına çok güvendiği için kalem kağıt kullanmayan bir garson ve tabii ki eksik gelen siparişler..koştura koştura geldiğim mekanı skeyim. sonra sen o eksik şeyleri söyleyeceksin ama onlar asla gelmeyecek..boşa da bekleme bro çayın soğuyacak. hooooppp bi dk şimdi içme. noldu ya? masadaki kızlardan biri instagrama #köykahvaltısı #love #rumeli temalı fotoğraf koyacakmış gül kanka. bu zorlu süreçte çeşitli masalardan sürekli "bizim 2 çay vardı hocam" tarzında yükselen sesler duyacağız. mekanda hayalindeki kahvaltıyı yapamayan ve bu yüzden deliren, orta yaşlarda, boyası gelmiş bir kadın olacak..arkadaşların bir şeyler anlatırken, o abla sürekli sucuğundan yumurtasına yakınacak, duymamaya çalış. masaların etrafında acayip sesler çıkararak koşturan 4-5 yaşlarında çocukları ve onları hiç umursamayan ebeveynlerini de unutmayalım. ulan hani bu çocuk prensti, prensesti? ilgilensenize olm çocuklarınızla. kedi görünce yılan görmüş gibi sandalyesine çıkıp çığlık atan ilginç kızlarla ve kedileri büyük bir ciddiyetle masadan uzak tutmaya çalışan çatık kaşlı erkek arkadaşlarıyla da karşılaşabilirsiniz, çok şeapmamak lazım.

    neyse işte, pazar günü yatakta tavana bakıp tüm bu korkunç sürece kendimi alıştırmaya çalışırken telefon çaldı ve bir sebepten ötürü plan iptal oldu. ulan aniden öyle içten bi sevinç yaşamışım ki gözümden yaş düştü yaş. tabii telefonda karşıya "yesss beeeeeee yesssssss be abiii işte buuuuuuu!!" falan yapamıyorsunuz, daha çok "aaaa yapma abi ya :((" falan diyorsunuz o an. resmen tüm o coşku içinizde patlayıp bir damla yaşa dönüşüyor işte. düşünsene bak hem o kadar yolu gitmedim, hem o kadar insanla görüşmedim, hem aram bozulmadı, hem bana karşı mahçup oldular, hem de artık istediğimi yapabilirim. daha güzel ne olabilir acaba?

    koca gün bana kalmıştı ve uzun bir aradan sonra hafta sonumu başkaları için feda etmemiştim. italyanca bir atasözü der ki; 'dolce far niente'. yani 'hiçbir şey yapmamanın keyfi'. hiçbir şey yapmamaya karar verdim ama nedense evden çıkmak bir 'zorunluluk hali' olmayınca ekstra bir enerji de geliyor insana. bana da öyle oldu galiba ve aniden dışarıda buldum kendimi. arabayı tam olarak vatan şaşmaz hareketiyle bıraktım, dokunmadım bile. önce bir pastaneye gidip en sevdiğim şeyleri seçip paket yaptırdım, sonra denize karşı, kimselerin olmadığı bir bankta hepsini gömdüm. uzun zamandır gözüme kestirdiğim bir banktı. kornalar yerine martılar. uzun zamandır gözüme kestirdiğim martılar. hem yakından martı izlemek kadar güzel çok az şey var. ayrıca ne zamandır bu kadar sessiz olmamış bir pazar günü. sonra böyle arabasız zor geldi amk eve gidip arabayı aldım, lol.

    dünyaca ünlü aşktan geriye kalanlar sergisi gelmiş istanbul'a ve benim bir planım yok^^. jehan barbur'un ise bir planı var, sergiye konser vermeye geliyormuş abooovv olaya bak. bastım gittim. hem sergiyi geziyorum, hem barbur dinliyorum. o kadar mutluyum ki mutluluktan kafam güzel oldu. şarkı arasında "jehan'cım daha çok kalmak isterdim ama ferhan bekliyor" dedim. tam anlamadı ama bozulmadı da. ne güzel ya bugün kimse kimseye bozulmuyor. ucu ucuna yetiştim ferhangi şeyler'e. sanırım bu 22. kez falan. oyun gereği elektriklerin kesildiği, ışıkların söndüğü ve oyuna çakmakla devam edilen bölümde yine laf attım sahnedeki ferhan şensoy'a; "jeneratör yok mu hocamm??" dedim. "var" dedi, "ibneliğine çalıştırmıyoruz" diye de devam etti. herkes yerlerde, ben yine yerlerde. 22. kez değil, 122. kez gideyim yine aynısını desin, yine gülerim.

    oyun bitince tramvaya bindim, tünel'de indim, sonra da tarihi tünel metrosuna bindim. yapım yılı 1875. açılışında kadir topbaş kurdela kesmemiş, kimse bir platforma çıkıp arkasındaki gözlüklü korumalarla birbirinden alakasız konularda halka konuşmamış, batının bizi kıskandığından falan bahsetmemiş-ki bence kesin kıskanmışlardır çünkü londra'daki tek metro hattı hariç dünyada başka bir yerde metro yok o güne kadar-. iniyorum antikadan. hayır karaköy'de işim yok ama gelmişken bi çay içerim, kulağımda sainkho'dan i walk. ben zaman zaman ferhangi şeyler izleyip oyun bitince tramvaya biner, anlamsızca tünel'e gittikten sonra tarihi tünel metrosu'na atlar ve karaköy'de bi çay içerim. çok sonradan bu rutinimin sebebinin küçükken babamla yaşadığım mutlu bir gün olduğu ortaya çıktı. babam 1991 yılının sıcak bir pazar günü bana ufak bir istanbul gezisi yaptırmıştı. çizdiğimiz rotada beyoğlu da vardı, ferhangi şeyler de. tramvay da vardı, tarihi tünel de. ben o günü yeniden yeniden yaşamak için ara sıra bunu neredeyse bilinçdışı bir şekilde tekrar ediyormuşum.

    babam o pazar günü benimle plan yapmıştı. açıkçası iptal olmamasından dolayı halen memnuniyet duyduğum bir plandır. iyi ki de iptal olmamış. ulan resmen yazının sonunda görüşüm değişti. neyse. babam o pazar günü benimle plan yapmıştı. ne de güzel yapmış. fakat siz yine de benimle yaptığınız planları son saniye bile olsa iptal etmekten çekinmeyin, babama bakmayın.

  • - rica etsem, uygunsa yol, sağda bir yerde, caminin orda inebilir miyim, teşekkür ederim.

    kız bu cümleyi bitirdiğinde dolmuş kızın ineceği yeri 1,5 kilometre geçmişti. ama kız o kadar kibar ve tatlıydı ki tüm dolmuş sakinleri ve şoför hep beraber karar aldık ilk dönüşten dönüp kızı evin önüne kadar bıraktık, ardından el salladık falan da öyle devam ettik yola.

  • suleyman: hasta bakici.
    ben: narkoz mu yoksa ostrojen hormonu mu aldigi belli olmayan sozde erkek hasta.

    - suleyman beeey size de cok zahmet verdiiik. (kibar ol, ekstra kibar ol, ama ayni zamanda isveli ol)

    kendimden utanamiyorum bile.

  • oskars surströmming markası altında satılan,yeme adaplığı ile ata sporluğuna erişen isveç'in konservelenmiş balığı.tadına bakabilmiş olmamdan mütevellit yazılası çok şeyim var.

    koku
    hakkında çok ama çok kötü şeyler söyleniyor.belirtmem gerekiyor ki hakkında ne söyleniyorsa kötü ve iğrenç olarak daha fazlasını hak ediyor.kokusunu tasvir edeyim;

    eşiniz size hamsi ayıklasın.içini ve kılçıklarını tertemiz çöp poşetine atsın.1-2 saat kış güneşi yesin,ardından bebeğinizin(1-2 yaş arasında olduğu kabul edilerek)katılaşmış boklu bezini de o çöp poşetine atsın (zaten katılaşmış bir bok olmasından ötürü yeterince katlanamayarak açılacaktır) sonra o çöp poşetine bozulmuş süt dökülsün. kıvama gelmesi için çok ama çok ama çok sıkı düğümlenip sallansın. çok değil 2 hafta bekletilsin. tertemiz masanıza o poşeti dikkatlice koyun.zira şişmiş ve patlamaya müsait olacaktır.açın!

    zaten açmaya yeltendiğiniz anda poşet talebinizi anlayarak size yardımcı olup kokusuyla gaz salınımı yapıp rahatça açılacaktır.işte surströmming'in kokusu, konserve açılımındaki direk o kokunun püskürmesiyle vesair aynıdır.

    tadı
    arkadaşım haşlanmış patates ile yarım nefeste limon suyu ile tüket demesine rağmen inanılmaz zorlandım.çünkü çiğ bağırsakları vs ortada.zaten tadını kokudan alamıyorsun.sikindirik bir balığın tadı anlaşılmasın diye kokusuyla mücadele ederken birde çankırı tuzuna gömmüşler (sözde kokmasın diye) tuza balık ekmişler gibi.

    görüntüsü
    (oskars' için konuşuyorum çünkü 2 firma olmuş sanırım)konservesi büyük.şişkinliği çok.tuzlar gözle görülüyor.balıklar iç organlarıyla bariz direk konmuş.

    netice şu ki bir bölüm isveçliler için büyük bir kültür meselesi olarak anlatılsa da bu muhteşem balıktan ve bekletilmiş çocuk bezinden uzak durun.

  • ulan 'bir alkış alabilir miyim?' dediğinde bilgisayar başında alkışladım. yazık günah. akşamüzeri akşamüzeri üzmüş adamdır.

  • kardeşle bodrum'dan akyarlar'a dönerken çevirmeye yakalanırız...

    -iyi akşamlar beyefendi alkol var mı?
    -sadece 1 bira içtim memur bey
    -anlıyorum, bi kontrol edelim o zaman. üfler misiniz lütfen.

    üflenir....
    -değdi mi şimdi 1 bira için ehliyeti kaybetmeye?
    -nasıl yani?
    -limitlerin üstünde çıktı, alıcaz ehliyeti
    -ama memur bey, ben yani sadece 1 bira, nasıl ...
    -şaka şaka... sana bira diye su içirmişler, sıfır çıktı. bi daha o bara gitmeyin.
    -teşekkürler memur bey.
    -iyi akşamlar

  • 7 sene boyunca evden ise, isten eve birakmak. adim servisciye cikmisti. ayrildiktan sonra da belli saatler arasinda krize girmeye baslamistim. birilerini isine veya evine birakmaliydim. iste o gun bu gundur servis cekiyorum. bekarim. evim ve arabam var. gidecegi yere kadar birakabilecegim kadin taliplilerimi bekliyorum. tesekkurler.

  • bim/a101 çalışanlarını kasiyer + hamal + kurye olarak çalıştırdığı için normal karşılamak gereken durum.

    peşin edit: zor geliyorsa çalışmasınlar değil, emekçilerin çalışma koşulları düzeltilsindir.