hesabın var mı? giriş yap

  • sırma saçlı kel şov peşinde dolanmayıp görevini yapıyor olsa haber daha buraya düşmeden emniyete alınacak kişinin çağrısıdır. ülkenin dingo'nun ahırına döndüğünü kanıtlar.

    ayrıca hep söylerim bu kargo şirketlerinin veritabanları kişiler için güvenlik açığıdır. çalışanlar zaten bilinçsiz. birinin yayınlamasına gerek yok isteyince söylecek hale gelmişler.
    [entry'nin bundan sonraki kısmı mesajla gelen haklı talepler üzerine silinmiştir.]

    özetle bu veritabanı işine bir çare bulunması lazım. adres kodu tanımlayıp sadece dağıtıma çıkan elemana mı verirler adresi, barkod sistemine mi geçerler bilmem.

    her şubede 5 kişi çalıştığını ve her firmadan kargo aldığınızı düşünün:
    yurtiçi kargo 900 şube, aras kargo 900 şube, 800 şube, 800 şube toplamda 17.000 kişi size kargo gönderilen adresleri, telefon numaralarınızı görebiliyor demektir...

    yurtiçi kargo'nun şu açıklaması yalandır. sık sık kargo gönderenler ne dediğimi biliyorlar. sadece alıcı ismi sorup "falanca adres mi?" diye teyit ettiklerine şahit olmuşsunuzdur...

  • yerler ıslaktır. hava soğuktur. üstün incedir. satılan yiyecekler de bok gibidir. yani her şey boktur.

  • madde 309- (1) cebir ve şiddet kullanarak, türkiye cumhuriyeti anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.

    düzgün bir ülkede şu demeç suç kabul edilerek soruşturma açılır. vekillik falan düşer.

  • öyle böyle bir ayar değildir...kendisi de beğendiğim bir gazeteci olmasa da fena saydırmış :

    "hürriyet'in bir grup yazarı ve yöneticisinin "yerli otomobilin prototipi"ni görmelerini ama yazmamalarını eleştirmiştim ya...
    kendini grubun lideri zanneden hanımefendiden yanıt geldi.
    hayli uzun bir yanıt.
    ve en az yayınladıkları ilk haber kadar komik, eğlenceli bir yanıt.
    mesela hanımefendi şöyle başlamış.
    “hürriyet türkiye’nin en büyük haber platformu”
    bu cümle bizler için komedinin doruğu...
    hürriyet için ise trajedinin...
    evet bir zamanlar hürriyet, türkiye’nin en büyük haber platformu idi.
    ama bunun üzerinden epey bir zaman geçti.
    çok uzun bir zaman.
    o zamanlar hürriyet’in ankara temsilciliğine mesela, en iyi haber yapanları getirirlerdi, en iyi yalakalık yapanları değil.
    bugün artık hürriyet, türkiye’nin haber platformu değil, olsa olsa türkiye’nin mizah platformu.
    yapmadığı, yapamadığı haberciliği ile mizah konusu olan bir platform.
    tabi ki, bu sizin kabahatiniz değil hanımefendi.
    elbette hürriyet siz orada olduğunuz için bu hale düşmedi.
    ama hürriyet bu hale düştüğü için siz oradasınız."
    edit: yazının tamamı

  • bazı monşer arladaşlar excel demiş de, o kartonumsu craft kağıda ince ince tükenmez kalemle yazılırdı fişler. o kadar karısırdı ki yazılar okunmaz hale gelirdi. o küçük beynimle fişlerin içinden büyük meblağlı bir tanesini buldugumda sevinçle “buldummmm” diye bağırır, ev halkının ooooo sesleri eşliğinde gururla babama teslim ederdim. canım babam, işten yorgun gelip bütün akşamlarını büyük titizlikle bu işe ayırırdı. hayat zordu.

  • 40 yıllık kedi izleyicisiyim, 1 milyon kedi videosu izlemişimdir bunun kadar ilgincini görmedim ahahasdohaskld

  • ikinci çin japon savaşı'nı tetikleyen vakaların en önde gelenlerinden birisi. 7 haziran 1937 gecesi cereyan etmiştir.

    1931'den itibaren mançurya'yı ele geçirip mancukuo adlı bir kukla devlet kurduran japonya, kuzey ve kuzeydoğu çin'de adım adım nüfuzunu ve kontrol sahasını arttırmakta iken cereyan eden bir olaydır. japonlar kontrol bölgelerini daha efektif hale getirmek için pekin'in güneydeki milliyetçi çin güçleriyle tek bağlantı yolu olan marco polo köprüsü'ne (avrupalılar tarafından verilen adlardan biridir, çinliler ve japonlar köprüye daha başka isimler vermişlerdi) hakim olmak istiyorlardı. ancak çin açıkça aleyhlerine olan bu durumu kabul etmiyordu. dolayısıyla bu bölgedeki çin ve japon güçleri arasındaki ortam sürekli gergindi. bu şartlar altında japonlar köprü yakınlarında sürekli (gece tatbikatlarını da içeren) tatbikatlar yapmaya başladılar (bölgede boxer ayaklanması sonrası yerleşik çeşitli işgal güçleri vardı. ancak japonlar bunlardan en kalabalık olanıydı ve diğer ülkelerin kuvvetleri ancak nadiren tatbikat yapmaktaydı.). çin yetkilileri japon yetkililerini bu tatbikatların sivil halkı endişelendirdiğini belirterek, bu konuda tedbir alınabilmesi için, tatbikatları yapmadan önce kendilerine haber vermeleri konusunda ikaz ettiler. japon yetkilileri bu konuya olumlu yanıt verdiler. ancak, söz konusu olayın olacağı gece, önceden bildirilmemiş bir tatbikat başlatıldı. bir saldırı başlayacağı endişesine kapılan çinli askerler de birkaç uyarı atışı yaptılar. daha sonra tatbikattan geri dönen japon askerleri arasında bir er eksik çıkınca, bağlı olduğu komutan askerin çinlilerce esir edildiği kaygısıyla üstlerine rapor verdi. bu durum ortamı gerdi; japonlar bölgedeki kasabaya girip askeri arama talebinde bulundular. ancak çin komutanları bu talebi kabul etmeyip, aramayı kendilerinin yürüteceğini, japonların ise aramalarda gözlemci bulundurabileceğini belirttiler.

    japonların bu yaklaşımı kabul etmesine rağmen böyle başlayan olayda ortam giderek gerildi. 8 haziranda sabaha karşı arama çalışmalarına başlanmak üzereyken bir japon asker grubu kasaba etrafındaki çin savunma hatlarını geçmek istedi ve geri çevrildi. bunun üzerine japonlar bir ültimatom verdi. üstelik japon gözlemcilerin de bulunduğu arama ekipleri kasabada aramaya başladıktan sonra, kendi gözlemcileri de içeride olduğu halde bazı japon güçleri kasabaya ateş açtı. daha sonra japon piyadeleri köprüye taarruza geçti ve ağır kayıplar vererek köprüyü ele geçirdiler. ancak bir karşı hücumla sonra çinliler köprüyü geri aldı.

    9 haziran günü sözlü bir anlaşmayla çatışmalar kesildi; çin'in bir özrünü de içeren bazı aksiyonlarla durum yatıştırılacaktı. ne var ki, bu noktada kalsa ufak bir çatışma olarak kapanacak konu, iki taraf güçlerinin ateşkesi sürekli ihlal etmesiyle büyüdü ve savaşa dönüştü. bölgedeki kwantung ordusu komutanları bu durumu genişlemek için fırsat addettiler ve olay en sonunda bir savaş boyutuna ulaştı. böylece 7 yıl devam edecek bir savaş başlamış oluyordu.

    bu olayın planlı bir harekat olup olmadığı (japonların bölgede daha genişlemek için yaptığı bir provokasyon olduğu ihtimali üzerinde çok durulmaktadır, ancak araştırmacılar konu üzerinde mutabık değildir) halen bir tartışma konusudur. söz konusu kayıp asker ise sonradan sağlam olarak bulunmuştur.

  • besiktas da bulunan canabis adli jean dukkani. insanin aklina ilk basta marihuana, ot falan gelse de; kisa bir arastirma sonucu adini dukkanin ve firmanin sahibi "can abi" den geldigi ogrenilip sarsilinmistir.