hesabın var mı? giriş yap

  • arabasında keser taşıyan bir insanın aşırı minnoş, kalpleri ısıtan pişmanlık hikayesi. dünyanın en naif insanına bunu nasıl yapmışlar?

  • niye öyle söylediniz ki şimdi?

    kocaman bir masa düşünün. bir sürü yemek çeşidi var size özel hazırlanmış. hangisini yemek istiyorsanız onu yiyorsunuz.

    ev yoğurduna doğranmış mısır ekmeği
    muhlama
    turşu kavurma
    sebzeli hamsi
    hamsi tava
    alabalık
    kara lahana sarması
    kara lahana yemeği
    laz böreği
    hamsili ekmek
    akçaabat köfte
    çayeli kuru fasülyesi
    trabzon ekmeği
    balık çorbası
    pepeçura
    bahçe mısırı

    daha çok vardır da ben en sevdiklerimi yazdım. ayrıca rize'de 18 yıl yaşamış bir insan olarak söyleyebilirim ki biz hiç pazar yerine gidip sebze ve meyve almazdık. belki enteresan gelecek ama bahçeden; kiraz, portakal, mandalina, kivi, erik, şeftali, armut, dut, domates, salatalık, taze fasulye, mısır, kara lahana, fındık, kestane, karayemiş gibi bir çok meyve ve sebzeyi toplar mahalleli olarak hep birlikte oturur yerdik. bir ara muz yetiştiren bile vardı ama pek verimli olmadı.

    yani bu kadar şeye rağmen hala damak tadı yok diyorsanız neyse ben bir şey demiyorum.

    not: karadenizli değilim.

    edit: düzeltme.

  • iyi bir kask; biçimine, tarzına, rengine göre seçilen değil; snell, dot, ece ve sharp testleri ve sertifikalarına sahip uluslararası geçerliliği olan motosiklet kasklarıdır.
    ama bunlara dikkat eden motosiklet sürücüsü sayısı görece olarak epeyce azdır.
    ben dahil.
    yalnız son kullandığım ls2 rookie, sharp notuna sahipti ve bir fiyat performans ürünüydü.
    geçenlerde arka yüzündeki plastik aparatı düştüğü için tekrardan mt helmet olayına geri dönüş yaptım.

    biz yine de bu testleri dikkate almak isteyenler için yazalım;

    dot testi,
    amerika ulaştırma bakanlığı’nın kullandığı, standart bir test mekanizmasıdır. amerika’da üretilen kaskların dot standartlarına uygun olması gerekmektedir. aksi takdirde satışlarına izin verilmektedir.

    ece r22–5,
    avrupa ekonomik topluluğu standartlarına dayanan ve uluslararası geçerliliği olan bir kask test standardıdır. dünya genelinde hemen hemen 50’den fazla ülkede, kask üretiminde gerekliliği olan bir sertifikadır.

    snell,
    1956 yılında ünlü yarışçı william pete snell’in araba kazasında hayatını kaybetmesinden sonra kurulmuştur. snell, kar amacı gütmeyen, bağımsız ve özel bir kuruluştur. snell testleri, ece ve dot testlerine oranla daha zor ve kati kurallara tabidir.

    sharp,
    ingiltere hükümeti tarafından, ingiltere’de üretilen ve satılan kasklarla ilgili oluşturulan bir standart test kurumudur. sharp testinde, bir motosiklet kaskı bütün detayları ile kontrol edilmekte ve 1–5 yıldız arasında derecelendirilmektedir.

  • arada bir bizim kahveye gelirdi. kendi halinde efendi bir insandı. nasıl böyle bir şey yaptı hala aklım almıyor.

  • napacağız?

    araba pahalı araba alma,
    ev kiraları uçtu eve çıkma,
    iphone pahalı iphone alma,
    et uçmuş, yumurta uçmuş onları da yeme,
    euro uçtu yurtdışında tatil yapma,
    bilgisayarlar pahalı, ekran kartı uçmuş oyun oynama,
    giyim markalarının fiyatları uçmuş onları da giyme,
    ayakkabı alan kerizdir.

    napacağız kolumuza serum bağlatıp acilde mi yatacağız 7 gün 24 saat.
    alacak abicim, cebinde 5 kuruş para kalmayan adam bile gidip istiyorsa iphone da alacak, araba taksidine de girecek.

    çünkü 1 defa yaşıyorsun, canının istediği hiç ama hiçbir şeyi yapamayacaksan niye yaşarsın. o enayilik, bu enayilik.

    ne istiyorsunuz? haftanın 5 günü 6 günü, günde 8-10 saat çalışan insanlar yukardakilerin hiçbirini yapmayacaksa ne için yaşayacak?

  • kimsenin oy vermediği ak parti iktidar, kimsenin seyretmediği recep ivedik gişe rekortmeni, kimsenin dinlemediği serdar ortaç ise albümü en çok satan şarkıcı. bırakın bu işleri... milletce lisedeki "ben calismadan 100 aldim" triplerindeyiz...

  • bir çok kez dunyanin en iyi birasi seçilmis trappist birasidir, guncel satis miktari iki kasaya ve plaka ve telefon bekleme sureside 60 gune cikmistir.

    (bkz: resneli geyik) adli kullanicinin bok atma girisimlerine cevap olarakta sunlari soylemek isterim; sint-sixtus rahipleri 1838 den itibaren bu birayi kendileri için yaparlar sonra ihtiyaclarini karsilamak icin gelen misafirlerinde begenmesiyle birlikte bu birayi satisa cikarirlar, ikinci dunya savasindan sonra bir bira fabrikasina biralarini yaptirmak için karar alirlar.
    1946'da sint bernardus ile 50 yilligina anlasirlar ve polonyali trappist uretim uzmani rahibi isin basina verirler, manastir ve fabrika arasi 15km ve bu rahip her gun gidip uretimin basinda yerini alir, 1992 de atp (authentic trappist product) sertifikasini almak için manastir ve fabrika anlasmazliga duser ve bir tantana yasanir, sertifika için en onemli sartlardan birisi uretimin manastirin çatisi altinda olmasidir.

    sint bernardus mayayi verdi vermedi, sint sixtus westmalle'dan ve sint bernardus sint sixtusten aliyor mayayi gibi soylemler coktur, ama rahipler tarifi 100% kaptirmamislardir, internetten iki bira kiyaslamalarini acip bakabilirsiniz cogu gurme 95-99% arasi benzetir iki birayi fakat westvleteren 12'ye top class, world class derler.

    kaynak, sint bernardusun kendi sitesi : https://www.sintbernardus.be/en/brewery/history

  • öncelikle aşağıdaki entry vejetaryen arkadaşların seveceği bir içerik değil. okumayın demiyorum ama okumayın.

    pahalı olmasını anlamadığım şey kırmızı et. bütün dünya' da pahalı olsa bir şey demem. bir inek kolay yetişmiyor derim ama bizde pahalı, millette ucuz olunca ayıp oluyor.

    benzin demiyorum; çünkü eşek yüküyle vergisi olduğunu biliyorum ama kırmızı et neden pahalı anlamıyorum.
    avrupada eti ağaçtan topladıkları için mi ucuza satıyorlar? biz hayvanları japonya' dan getiriyoruz da yol parası mı ödüyoruz? bizim de kırsalımız var, otsa ot bitkiyse bitki. bizde de var amk. sinirlendim bak.