hesabın var mı? giriş yap

  • içeri sıfırdan akademisyen alıp henüz bölüm kültürü de yokken, bir yandan da idari kadrolara adam atamak isteyen biri varsa eğer oluşturulması mantıklı bir seçim olarak değerlendirilebilir. hayret-i mucip.

    ya şu iki açıdan benim merakım giderilse, akademik kadro da geldiğinde belirli şartları taşıyorsa güzel diyeceğim;
    birincisi fakülte açmak öyle bugün teklif ettim yarın açılsın denecek kadar hızlı işlemiyor. yök'e teklif lazım, bu teklifte bölüme niye ihtiyaç var, amacı ne olacak, nasıl planlandı, fiziki imkanlar ne belirtiliyordur, bölüm için bile şart bu. senatodan çıkıyor, yök'e gidiyor, dolaşıp duruyor, süreç uzun. böyle bir planlamanın yeni rektör atandı, hemen bir ayda yapalım denmesi biraz zor. kim teklif etti, ne zaman teklif etti, yazışma süreci vb. ve ileriye dönük yol haritası ne açıklanması şeffaflık gereği önemli.

    bir diğer soru ki hakikaten anlamadım, birçok kişi öğrenci sayısı ile kaliteyi bir tutuyor. boğaziçi kalabalık mevcut durumda da, geçtiğimiz senelerde öğrenci sayısı fazla olan ve farklı disiplinler barındırdan birçok üniversite uzmanlaşabilmesi amacıyla yoluna özelleşmiş olarak farklı isimlerde, farklı kurumlar olarak devam ediyor. artısı, eksisi ayrıca tartışılır. ne var ki boğaziçi üniversitesi'ne diğerlerinden apayrı bir disipline ait fakülte eklenmesinin rasyonel bir sebebi ve ihtiyacı olmalı. bunlar şeffaf açıklanırsa, kadro da işte bu olacak kriterler bu, isteyen başvursun denirse görüşler bir anda olumluya döner ama...

    hakikaten bir alt amaç olmadığına ve bir katkı sağlayacağına inanmak istiyorum ama zıtlıklara dair açıklama yapılmadan bir akşam pat diye böyle bir şey gelmesi öğrencileri de okuldaki akademisyenleri de yorar.

    --- spoiler ---

    şöyle bir madde eklenmiş zamanında 2809 sayılı yükseköğretim kurumları teşkilatı kanunu'na, yani üstteki senato vb. pas geçilmişse bilemem.

    "cumhurbaşkanı üniversitelere bağlı olarak fakülte, enstitü ve yüksekokul kurmaya; bu birimlerle ilgili olarak birleştirmeye, kapatmaya, bağlantı ve isim değişikliği yapmaya yetkilidir. bağlantı değişikliği yapılan birimlere ait kadrolar, taşınmazlar ve demirbaşlar, bir başka işleme gerek kalmadan bağlanılan üniversiteye aktarılmış sayılır."

    --- spoiler ---

  • link
    vahim yazının başlığı: umarım büyükelçinin sözleri doğru değildir
    her koldan ayrı satılmışız benim masum halkım.

    --- spoiler ---

    iki sene önceydi.

    güney kıyılarımızdaki bir tatil sitesinde, türkiye’nin dışişleri bürokrasisinde önemli görevler üstlenmiş, sonrasında da chp milletvekilliği yapmış ve benim de çok sevip, saygı duyduğum bir ağabeyim ile karşılaştım.

    uluslararası ilişkiler konusunda türkiye’deki en duayen isimdi.

    deniz kenarındaki sohbet kesmeyince, akşam bizi yemeğe davet etti.

    yemekte elbette konu siyasetti ve ister istemez chp’nin yerel seçimlerdeki başarısına geldi.

    “senin başarı dediğin chp’yi sağa çekerek, türkiye’yi iyiden iyiye sağa çekme projesinin yerel ayağıdır” diye kestirip attı.

    şaşırdım.

    “chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu bir dış projedir. nasıl ki, akp bir dış proje ise ve okyanus ötesinde kotarıldığı ve desteklendiği artık ayan beyan ortada ise, kemal kılıçdaroğlu da öyle bir projedir. chp’yi atatürk çizgisinden çıkarmak, türkiye’de din eksenli bir dualite kurup yeni bir fay hattı yaratmak üzere gelmiştir göreve” dedi.

    ona göre kılıçdaroğlu da bop’un gerçekleşmesi için destek ayağı idi.

    “abi yapma, adam genel başkan olsun diye ben bile yazdım. bende mi bu projeye destek verdim yani” dedim.

    “öyle bir ortam oluşturulur ki, farkında bile olmadan böyle bir projeyi farkına bile varmadan herkes destekleyebilir. zaten projenin iyisi öyledir. öyle bir pakete koyar ki, sen doğru bir şeyi desteklediğini zannedersin. emin ol kılıçdaroğlu akp’yi yaşatma ve kalıcı hale getirmek için oradadır.” dedi.

    ne yalan söyleyeyim, iddialarını abartılı buldum. hatta biraz da kızdım.

    seçim öncesi mali attı.

    “bak kazanmamak için kendini aday gösterdi” diyerek.

    önceki gün yine bir mail attı.

    “istifasını istiyorsun ama etmez. çünkü işi bitmedi. daha yerel seçimler var. onu da kaybettirmeden bırakmaz” diye yazmış.

    bu iddialarını hiç inanmamış ve şahsi öfkesine, kızgınlığına bağlamıştım hep.

    ama dünkü gelişmeleri ve parti içindeki kumpasları görünce içime bir kurt düşmedi değil.
    --- spoiler ---

  • şu anda gerçekten isteyeceğim şey. annem babam sağ, henüz hiç kimse ölmemiş, henüz kötülük bu ülkenin başına bu kadar sirayet etmemiş...

  • neden gitar çalan erkeklerden daha çok hoşlandığımız veya basketbol takımındaki erkeklerin neden kızlar tarafından daha çok beğenildiği gibi durumlara beynimde makul mantıklı kabul edilebilir bir açıklama sunduğundan, elimden düşürmeden metroda otobüste amfide okuyup bir de üstüne başlığı yüzünden gelenin geçenin kötü bakışlarına maruz kalmama sebep olan gene de muhteşem kitap...

  • kanuni'den sonra tahta kim oturacak diye tahminler yapanların olduğu dizi. "favorim selim" diyen olmuş bir de. yok yok cidden bir deneyin parçasıyız millet olarak.